DÜNYA - 16 Aralık 2025 Salı 20:06 | Son Güncelleme : 16 Aralık 2025 Salı 20:09

AB'deki Doğu Kanadı ülkeleri ilk kez zirve düzenledi

A
A
A
AB'deki Doğu Kanadı ülkeleri ilk kez zirve düzenledi

Avrupa Birliği (AB) dahilindeki Doğu Kanadı ülkelerinin liderleri Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de ilk kez düzenlenen "Doğu Kanadı Zirvesi"nde bir araya geldi. Zirve çerçevesinde yayımlanan ortak bildiride, Rusya, "bir numaralı, doğrudan ve uzun vadeli tehdit" ilan edildi

AB dahilindeki Doğu Kanadı ülkeleri arasında yer alan İsveç, Finlandiya, Polonya, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya ve Bulgaristan'ın liderleri Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de ilki düzenlenen "Doğu Kanadı Zirvesi"nde bir araya geldi. Zirveye, Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, Polonya Başbakanı Donald Tusk, Estonya Başbakanı Kristen Michal, Letonya Başbakanı Evika Silia, Litvanya Devlet Başkanı Gitanas Nauseda, Romanya Cumhurbaşkanı Nicuor Dan ve Bulgaristan Başbakanı Rosen Jelyazkov katıldı.

Zirvenin ardından liderler ortak basın toplantısı düzenledi.

Finlandiya Başbakanı Orpo, basın toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, "Rusya bugün de, yarın da ve öngörülebilir gelecekte de tüm Avrupa için bir tehdit olmaya devam ediyor. İşte bu nedenle iş birliğimizi güçlendiriyoruz. Ortak güvenliğimizi ve Doğu Kanadı’ndan başlamak üzere Avrupa’nın savunmasını güçlendirme yönünde bir siyasi iradeyi paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı. Artık adım atmanın zamanının geldiğini ve bugün ortak bir bildiri üzerinde mutabık kaldıklarını vurgulayan Orpo, "Ayrıca, doğu sınırının savunmasına odaklanan AB düzeyinde bir Karadeniz projesi için ortak bir konsept üzerinde çalışmayı da kabul ettik. Finlandiya, bu projede öncü ülke rolünü üstlenmeye hazır olduğunu açıkladı" dedi.

"Rusya, Ukrayna’da yenilgiye uğratılmazsa, tehdit sınırlarımıza dayanacak"

Estonya Başbakanı Michal, Avrupa’nın güvenliğinin Ukrayna ile yakından bağlantılı olduğunu ifade ederek, "Rusya, Ukrayna’da stratejik olarak yenilgiye uğramazsa, tehdit sınırlarımıza dayanacaktır" ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz perşembe günü Belçika’nın başkenti Brüksel’de gerçekleştirilecek AB Liderler Zirvesi açısından bu haftanın önemli olduğunu ifade eden Michal, "Rusya’nın dondurulmuş varlıkları kullanılarak bir tazminat kredisiyle ilerleme konusunda anlaşmamız gerekiyor. Bu, Ukrayna’ya ihtiyaç duyduğu finansmanı en hızlı şekilde sağlamak için en iyi seçenektir" dedi.

"Farklı AB araçlarını nasıl kullanacağımızı ele aldık"

Letonya Başbakanı Silia, "Bugün iş birliğimizi daha üst seviyeye nasıl taşıyacağımızı ve farklı AB araçlarını nasıl kullanacağımızı ele aldık. Kabul ettiğimiz ortak bildiride de önceliklerimizi ortaya koyduk. Avrupa’nın kuzeyinden güneyine halklarımızın ve sınırlarımızın güvenliğini sağlamak için bu yeni Doğu Kanadı formatını daha sık kullanarak eylemlerimizi koordine edeceğiz" dedi.

Silia, Doğu Kanadı ülkelerinin önceliklerinin AB düzeyinde tanınması ve mali destek sağlanması için de çaba göstereceklerini ifade etti.

"Rusya, kalıcı tehdit"

Romanya Cumhurbaşkanı Dan, Ukrayna’da barış tesis edilse dahi Rusya’nın kalıcı bir tehdit olarak var olmaya devam edeceğini söyledi. Dan, "Bu nedenle hazırlıklı olmak zorundayız. Bu toplantının ve bundan sonra yapılacak toplantıların amacı, NATO ve AB bünyesinde mevcut olan programları operasyonel hale getirmektir. Bu toplantıyı, Savunma Bakanlıkları düzeyinde ve diğer teknik düzeylerde yapılacak ilave toplantılar izleyecek. Amaç, programları somut kabiliyetlere dönüştürmektir. Hepimizin altını çizdiği husus, AB içinde yürüttüğümüz çabaların NATO içindeki çabalar açısından tamamlayıcı nitelikte olmasıdır" dedi.
Polonya Başbakanı Tusk, Avrupa’nın nihayet doğu sınırlarının korunmasının ortak bir sorumluluk olduğunu anladığını belirterek, "Bu yalnızca Polonya, Finlandiya veya Litvanya’nın ulusal görevi değildir. Bu ortak bir Avrupa görev ve sorumluluğudur" dedi.

13 maddelik ortak bildiri yayınlandı

Finlandiya’nın ev sahipliği yaptığı zirve çerçevesinde liderler, 13 maddelik bir ortak bildiri yayımladı. Ortak bildirinin ilk maddesinde, "Rusya, güvenliğimiz ve Avro-Atlantik bölgesindeki barış ve istikrar aleyhindeki bir numaralı, doğrudan ve uzun vadeli tehdittir. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırganlık savaşı ve bunun sonuçları, Avrupa’nın güvenlik ve istikrarı açısından derin ve kalıcı bir tehdit oluşturmaktadır. Rusya’nın stratejik hedefleri değişmemiştir. Arktik bölgeden Baltık ve Karadeniz üzerinden Akdeniz’e uzanan bir tampon bölge oluşturmak. AB ve NATO’nun Doğu Kanadı, bu tehdidin ön cephesinde yer almaktadır" denildi.
Ortak bildiride, ayrıca Rusya’nın Avrupa’ya karşı artan hibrit saldırı ve sabotaj eylemleri ile mücadeleye, Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barışın tesisine yönelik çabaların desteklenmesine, NATO zirvesinde kabul edilen kararlar savunma harcamaları hedefine bağlılığa ilişkin maddeler de yer aldı.

Doğu Kanadına öncelik verilmesi talep edildi

Mevcut durumun AB’nin Doğu Kanadı’nın derhal önceliklendirilmesi gerektiğini de vurgulayan liderler, ortak bildiride, "AB’nin doğu sınırının savunulması ve kontrolü, yalnızca münferit kabiliyetlere dayanamaz. Bunun yerine kapsamlı bir çerçeveye ve güvenilir, çok alanlı bir kapasiteye ihtiyaç duyulmaktadır" ifadelerine yer verdi.
Bildiride, ayrıca katılımcı devletlerin Avrupa’nın ortak savunma projeleri ve ortak savunma programını destekleri ifade edildi.

İbrahim Aydoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Kurum’dan DEM Parti’li Koçyiğit’e ‘şantiye şefi’ cevabı: "Bizim için büyük bir gurur" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde kendisine ‘şantiye şefi’ diyen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e tepki göstererek, "Umarım bir gün deprem bölgesine gidip ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. 11 ili ayağa kaldırmak, deprem bölgesini bitirmek, şantiye şefliğiyse evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur. Deprem bölgesinin şantiye şefiyim" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bakanlığın TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde kendisine, "Sanırsınız Çevre Şehircilik Bakanı değil de şantiye şefi" diyen DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e cevap verdi. "Şaşkınlıkla dinledim" Bakan Kurum Koçyiğit’e, "Şimdi DEM Parti’li Grup Başkanvekili’ni hakikaten şaşkınlıkla dinledim. Umarım bir gün deprem bölgesine gidip ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. Sayın Başkan şantiye şefi diyerek kendince yapılan işi küçümsüyor. 11 ili ayağa kaldırmak, deprem bölgesini bitirmek, şantiye şefliğiyse evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur. Evet ben şantiye şefiyim. Deprem bölgesinin şantiye şefiyim" cevabını verdi. "Siz ellerinizi ovuşturdunuz, ’şimdi bittiler’ dediniz" Koçyiğit’e deprem bölgesinde ne yaptığını soran Bakan Kurum, şunları söyledi: "Diyorsunuz ki ’15. günde devlet yoktu’. Devlet oradaydı. Biz ilk saat itibarıyla oradaydık. Deprem oldu. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 11 ilimize koştuk. Peki siz ne yaptınız? Ben size söyleyeyim. Siz ellerinizi ovuşturdunuz. ’Şimdi bittiler’ dediniz. ’Enkaz altında kalırlar’ dediniz. ’Yapamazlar, bitiremezler’ dediniz. Bitirdik. 455 bin konutu alnımızın akıyla tamamladık."
Ankara DMM’den "Türkiye’ye BioNTech aşısı gelmedi" iddialarına yalanlama Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ’BioNTech aşısı gelmediği’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, bazı sosyal medya mecralarında, COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ‘BioNTech aşısı gelmediği’ yönünde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi. ‘BioNTech aşısı gelmediği’ iddialarının kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "COVID-19’a karşı geliştirilen BioNTech mRNA aşıları, klinik kullanım amacıyla doğrudan BioNTech SE firmasından temin edilmiştir. Pandemiyle mücadele kapsamında, Mart 2021 tarihinden itibaren salgının son dönemlerine kadar söz konusu aşılar mevzuata uygun şekilde tedarik edilerek vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Öte yandan salgın gibi küresel halk sağlığı acil durumlarında, aşı ve ilaçların temininde "Acil Kullanım Ön Onayı" mekanizması tüm dünyada işletilmektedir. BioNTech mRNA aşıları da Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası bilimsel otoritelerin acil kullanım ön onayı değerlendirmeleri esas alınarak Sağlık Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısıyla pandemi sürecinde yürütülen tüm aşılama faaliyetleri; insan sağlığının korunması önceliğiyle, bilimsel kriterler, şeffaflık ilkesi ve hukuki mevzuat çerçevesinde titizlikle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle kamuoyunun, teknik ve hukuki kapsamından koparılarak dolaşıma sokulan, yanıltıcı ve gerçek dışı nitelik taşıyan iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur."
Gaziantep 51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında firari sanıklar için 10 milyon TL’lik güvence bedeli kararı Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 51 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Furkan Apartmanı davasında iki firari sanık hakkında çıkarılan yakalama kararları, kişi başı 10 milyon TL güvence bedeli yatırılması karşılığında kaldırıldı. Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne neden olan Furkan Apartmanı davası bugün görüldü. Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Faik Ö., Eyüp Ö., Bülent B., Nejdet A., Mehmet A., Oktay A., Ömer Ş., Coşkun Ş., sanık avukatları, maktul avukatları ve maktul aile yakınları katıldı. Duruşmada söz alan maktul aile yakınları, suçluların en ağır cezayı almasını istedi. Sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, suçsuz olduklarını savundu. Duruşma savcısı, taraflarca yeniden bilirkişi raporu talebinin dosyaya geldiği aşama dikkate alınarak reddine ve yakalama kararı bulunan sanıklar için güvence bedeliyle haklarındaki yakalama kararının kaldırılması yönündeki talebinin de reddedilmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararları bulunan Hasan Hüseyin S. ile Abdullah Devrim S.’nin 10 milyon lira güvence bedeli karşılığında yakalama kararlarının kaldırılmasına, diğer sanıkların mevcut durumlarının devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ne olmuştu? Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 19 Temmuz 2024’te görülen karar duruşmasında, mühendis sanık Yılmaz Şahin Yurtyapan hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 16 yıl 8 ay hapis, sanıklar Faik Ö., kardeşi Eyüp Ö. ve Nejdet A. hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan Apartmanı davasında 3 sanık hakkında verilen kararı inceledi. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, beraat kararı verilen sanıklar Faik Ö. ve kardeşi Eyüp Ö. hakkında "kolon kesilmesi" iddiasıyla yeni bir iddianame hazırlandığı, bu nedenle olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu dosyaların birleştirilmesi ve sanıkların birlikte yargılanması gerektiğinin belirtildiği kararda, "Tüm dosyaların birleştirilmesine karar verilerek, tüm delillerin birlikte tartışılması hakkaniyetli bir yargılama için gerekli olmakla birlikte yerel mahkemece verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir" denildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da özel okulda 8 yaşındaki çocuğun darbedildiği iddiası Diyarbakır’da özel bir okulda 8 yaşındaki bir çocuğun darbedildiği iddia edildi. İddiaları reddeden okul yönetimi, darp izlerinin daha önceden olduğunun, öğrencinin ailesi tarafından kendilerine söylendiğini öne sürdü. Diyarbakır’da özel bir okulda eğitim gören 8 yaşındaki M.E.E.’nin geçtiğimiz günlerde okul müdürü ve sınıf öğretmeni tarafından darbedildiği iddia edildi. M.E.E.’nin ailesi, hastaneden darp raporu alarak şikayette bulundu. M.E.E.’nin dedesi Yılmaz Elaldı, geçen hafta okulun bir etkinliğine katıldıklarını belirterek, "Programda M.E.E., ille de beni eve götürün diyordu, bir korku vardı üzerinde. ’Okulun bitsin, öyle eve gideriz’ dedim. Çocuğun üzerinde baskı ve korku vardı. Orada da bize, kafasının çok ağrıdığını söyledi. Eve gelince ‘Müdür saçımdan tutup kafamı duvara vuruyordu’ dedi. Bu çocuklara bunu yapan insan değil. Çocuğu 10-15 gün önce de ben okula götürdüm. Sınıf öğretmeni bana herhangi bir şey de demedi. Bunu arkadaşları yapsa ’arkadaşıdır, normaldir’ olur derim. Bu, çocuğun çocuğa yapabileceği bir şey değil" diye konuştu. "Bunu yapan sınıf öğretmeni ve müdürü" iddiasında bulunan Elaldı, "Şahsen öğretmenle iki defa görüşmüştüm. Dört sefer okula gittim. İki etkinliğe gittim, iki sefer de çocuğu sormaya gittim. Çocuk darbedilmiş. Bu çocuğun herhangi özel bir durumu ve raporu yoktur. Herkes çocuklarını eve götürüp vücutlarına baksınlar. Çocukları dövüp, korkutup eve gönderiyorlar. Yasal işlemleri başlattık, sonuna kadar da bunun arkasındayız" dedi. Özel okuldan yapılan açıklamada ise 11 Aralık 2025 Perşembe günü okullarında meydana gelen hadisenin ilkokul 3. sınıf öğrencisi E.O.’nün sınıf öğretmenine ağlayarak, aynı sınıftaki sosyal mecrada ismi mağdur olarak gösterilen M.E.E. isimli öğrenci tarafından fiziksel şiddete uğradığını söylediği ifade edildi. Açıklamada, "Bunun üzerine sınıf öğretmeni, bu fiziki şiddet olayının ilgili öğrenci tarafından bu öğrenciye ve başka öğrencilere defaatle yapıldığı hususunu göz önünde bulundurarak, uyarması için okul müdürüne götürmüştür. Okul müdürü yanına getirilen öğrenciye önce sözlü nasihatlerde bulunmuş, sonrasında da yazı yazma ödevlendirmesinde bulunmuştur. Bu husus kurum kameralarında da açık ve şeffaf şekilde görülmektedir. Sosyal medyada tek taraflı servis edilen ve okul müdürlüğümüze isnat edilen fiziki şiddetin olmadığı hususu, kamera kayıtlarında da görülmektedir. İlgili kamera görüntüleri savcılık ve kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bununla birlikte şiddete uğradığı şikayetini öğretmene yapan E.O. isimli öğrencimizin darp raporu da mevcuttur. Sosyal medyada ismi geçen öğrencimizde bulunan diz altı morlukların daha önce de var olduğunu bizzat çocuğun annesi de sınıf öğretmenine söyleyerek, bunun için bir hafta önce hastaneye gittiklerini ifade etmiştir. En az bir hafta önceden de görülen morlukların, ilgili gün müdür tarafından darp uygulaması sonucu oluştuğu iddiasını, önyargılı ve tek taraflı olarak görüyoruz. Çünkü kamera kayıtlarından bu iddianın doğru olmadığını görmekteyiz. Kurum olarak bu morlukların oluş şekli ve zamanı ile ilgili gerekli tespitlerin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması için gerekli yasal başvurularımızı yapmaktayız. Kurumsal olarak bu ve benzeri durumlarda öğrenci tarafında olmak temel ilkelerimizdendir. Kurum olarak her iki öğrencimizin de yanındayız. Olayın adil ve ön yargısız çözülmesinin takipçisi olacağız" denildi. Veli olmayan bir kişinin bu olayı farklı yorumlayarak kamuoyuna yanlış biçimde aktarmasını tasvip etmediklerini kaydeden okul yönetimi, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Annenin bacaklardaki morlukların birkaç haftadır olduğu ile ilgili beyanı; çocuğun bacaklarındaki morlukların en az birkaç haftadır var olduğunu, annenin sınıf öğretmenine gönderdiği ses kaydından da açık bir şekilde anlayabilmekteyiz. Hatta bunun için iddia edilen olaydan bir hafta önce hastaneye gittiklerini, kansızlıktan dolayı morlukların oluşma ihtimalini doktora sorduğunu, doktorun da incinmelere dayalı oluştuğunu ifade ettiğini bu ses kaydından anlıyoruz. Kurumdaki kamera kayıtlarından da bu şiddet vakasının ilgili gün okulda oluşmadığı gayet açık bir şekilde görülüyor. Bu kamera kayıtları da emniyete ve savcılığa teslim edildi."