DÜNYA - 06 Ağustos 2025 Çarşamba 13:55 | Son Güncelleme : 06 Ağustos 2025 Çarşamba 13:59

ABD'nin Hiroşima'ya atom bombalı saldırısının 80'inci yılı

A
A
A

ABD'nin Japonya'ya gerçekleştirdiği dünyanın ilk atom bombası saldırısında hayatını kaybedenler için trajedinin 80'inci yıl dönümünde Hiroşima Barış Anıtı Parkı'nda anma töreni düzenlendi.

ABD'nin Japonya'ya karşı gerçekleştirdiği dünyanın ilk atom bombası saldırısının üzerinden 80 yıl geçti. Saldırıda hayatını kaybeden yaklaşık 160 bin kişi, Hiroşima kentinde düzenlenen geleneksel törenle anıldı. Hiroşima Barış Anıtı Parkı'ndaki törene saldırıda yakınlarını kaybedenler, siyasiler, 200 ülkenin temsilcisi ile Japon halkı katıldı. ABD'ye ait "Little Boy" (Küçük Oğlan) adlı atom bombasının atıldığı 08.15'te sessizliğe bürünen katılımcılar, saldırıda hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulundu. Yaklaşık 55 bin kişinin katıldığı törende atom bombası saldırısında hayatını kaybedenler ve döneme tanıklık eden kişilerin isimlerinin yer aldığı 349 bin 246 kişilik liste barış anıtına asıldı. Güncel listede geçtiğimiz yıldan bu yana yaşamını yitiren ve dönemin tanıkları olan 4 bin 940 kişinin ismi de yer aldı.

Hiroşima Belediye Başkanı Matsui'dan dünyaya uyarı

Törende Barış Deklarasyonu'nu okuyan Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, 80 yıl önce kentte büyük bir trajedi yaşandığını hatırlatarak günümüzdeki endişe verici gelişmelere dikkat çekti. ABD ve Rusya'nın dünya üzerindeki nükleer savaş başlıklarının yaklaşık yüzde 90'ına sahip olduğunu belirten Matsui, "Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve Orta Doğu'daki kaos, dünya genelinde askeri yığınakları hızlandırıyor. Bu baskı ortamında bazı ülkelerdeki politikacılar ‘nükleer silahlar ulusal savunma için şart' düşüncesini kabullenmeye başlamış durumda. Bu gelişmeler, insanlık tarihinin trajedilerinden çıkarılması gereken dersleri anlamsız kılıyor. Barışın inşası adına büyük emeklerle elde edilen kazanımları yok etme tehlikesi taşıyor" dedi.

ABD'nin Hiroşima'ya atom bombalı saldırısının 80'inci yılı

"Uluslar sadece kendi çıkarlarını değil, diğer ulusların durumunu da düşünmeli"

Nükleer silahsız bir dünya için gençler başta olmak üzere herkesi elini taşın altına koymaya çağıran Matsui, "Gerçekten barışçıl bir dünya için sivil toplumda nükleer silahların kaldırılması yönünde güçlü bir uzlaşı inşa etmeye yönelik daha fazla çaba sarf etmeliyiz. Geleceğin liderleri olacak gençlerimiz, askeri harcamalar, ulusal güvenlik ve nükleer silahlar konusundaki yanlış politikaların insanlık dışı sonuçlar doğurabileceğini kavramalı. Bu bilinçle öne çıkmalı ve tabandan katılımı genişleterek sivil toplumu uzlaşıya doğru yönlendirmeliler" ifadelerini kullandı. İnsanlığın bugüne kadar karşılaşılan birçok sorunu empati yoluyla çözdüğünü hatırlatan Matsui, "Şu açık ki uluslar sadece kendi çıkarlarını değil, diğer ulusların durumunu da düşünmeli" şeklinde konuştu.

"Lütfen Hiroşima'yı ziyaret edin"

Dünya liderlerine seslenen Matsui, "Dar çıkarlar temelinde oluşturulan güvenlik politikalarının uluslararası çatışmaları körüklediğini göremiyor musunuz?" diye sordu. Nükleer silaha sahip olanlar da dahil askeri açıdan güçlü ülkelerin nükleer silahlara olan bağımlılığı terk etmeye yönelik yapıcı diyaloglara katılması gerektiğinin altını çizen Matsui, "Lütfen Hiroşima'yı ziyaret edin. Bir atom bombasının nelere yol açtığını kendi gözlerinizle görün. Hiroşima'nın barışsever ruhunu kalbinizde hissedin ve ardından, diyalog temelli, güvene dayalı bir güvenlik sistemi için hemen görüşmelere başlayın" çağrısında bulundu.

ABD'nin Hiroşima'ya atom bombalı saldırısının 80'inci yılı

Matsui'den Japonya hükümetine çağrı

Japonya hükümetini ABD ve Rusya gibi nükleer güçlerin desteklemediği, ayrıca ABD'nin koruma şemsiyesi altında bulunan Japonya'nın da imzalamadığı Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması'nı (TPNW) imzalamaya çağıran Matsui, "Bu, Hiroşima'nın ruhunu yansıtacak ve geçtiğimiz yıl Nobel Barış Ödülü'nü alan Nihon Hidankyo (Japonya Atom ve Hidrojen Bombası Mağdurları Örgütleri Konfederasyonu) tarafından temsil edilen 'Hibakushaların' (Atom bombası saldırısından sağ kurtulan kişi) çağrılarına bir cevap olacaktır" diye konuştu. Matsui ayrıca Japonya hükümetini önümüzdeki yıl yapılacak TPNW Gözden Geçirme Konferansı'na gözlemci olarak katılmaya çağırdı.

Ishiba: "Nükleer silahsız dünya çabalarına öncülük Japonya'nın tarihsel misyonudur"

Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ise 80 yıl önce ilk olarak Hiroşima'ya, daha sonra da Nagasaki'ye atılan atom bombalarının 100 binlerce cana mal olduğunu hatırlatarak bu trajedilerin asla bir daha yaşanmaması gerektiğini vurguladı. Japonya'nın 3 nükleer silahsızlanma ilkesine (üretmeme, sahip olmama, ülkeye sokmama) sadık kalarak nükleer silahsız bir dünyaya yönelik uluslararası çabalara öncülük edeceğini ifade eden Ishiba, "Bu, savaşta nükleer yıkımı yaşamış tek ülke olarak Japonya'nın tarihsel misyonudur" dedi. Dünyadaki endişe verici siyasi ve askeri gelişmeleri işaret eden Ishiba, "Nükleer silahsızlanma yaklaşımları konusunda uluslararası toplum içinde derinleşen görüş ayrılıkları, mevcut güvenlik ortamını daha da zorlaştırmıştır. Ama tam da bu nedenle Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) rejimi altında nükleer savaşsız ve nükleer silahsız bir dünya için tüm gücümüzle çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.

Nükleersiz dünya için çaba sözü

Ishiba, dünya ülkelerini nükleer silahsızlanma konusunda diyalog ve işbirliğine teşvik etmeyi sürdüreceklerini ifade etti. Nükleer silaha sahip olan ve olmayan ülkelerin birlikte atabileceği somut adımları belirleme çabalarına da devam edeceklerini kaydeden Ishiba, "Nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için ilerleme sağlamanın temelinde, atom bombası saldırılarının gerçekliğini doğru biçimde anlamak yatar" değerlendirmesinde bulundu. Nihon Hidankyo'nun (Japonya Atom ve Hidrojen Bombası Mağdurları Konfederasyonu), geçtiğimiz yıl Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmesini ise "son derece anlamlı" olarak nitelendiren Ishiba, "Bu vesileyle Nihon Hidankyo'ya bir kez daha derin saygılarımı sunuyorum" dedi. Ishiba, "Son olarak Hiroşima'da bir kez daha söz veriyorum: Japonya, nükleer savaşsız ve nükleer silahsız bir dünya ile kalıcı barışın tesisi için tüm gücüyle çaba gösterecek" diye konuştu.

BM Genel Sekreteri Guterres: "80 yıl önce dünya sonsuza dek değişti"

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de tören sırasında okunan yazılı mesajında Hiroşima'da büyük bir trajedi yaşandığını hatırlatarak, "80 yıl önce dünya sonsuza dek değişti. Tek bir anda Hiroşima alevlere teslim oldu. On binlerce hayat kaybedildi. Bir şehir yerle bir edildi. İnsanlık, geri dönüşü olmayan bir eşiği aştı" ifadelerini kullandı. Hiroşima'da hayatını kaybedenlerin ve ailelerinin yanında olduklarını yineleyen Guterres, "Sesleri barış için ahlaki bir güç haline gelen cesur Hibakusha'ları, yani saldırılardan sağ kurtulanları anıyoruz. Her yıl sayıları azalsa da onların tanıklıkları ve sonsuz barış mesajları bizlerle kalmaya devam edecek" şeklinde konuştu. Hiroşima halkının, atom bombası saldırısı sonrasında şehri yeniden inşa etmekle kalmayıp umudu yeniden inşa ettiğini vurgulayan Guterres, "Nükleer silahlardan arınmış bir dünya hayalini büyüttünüz ve bu vizyonu tüm dünyayla paylaştınız" dedi.

"Nükleer silahların yol açtığı tehdidi, bu silahları ortadan kaldırarak yok edelim"

Dünyadaki artan nükleer çatışma riskine dikkat çeken Guterres, "Güven erozyonu yaşanıyor. Jeopolitik bölünmeler derinleşiyor. Hiroşima ile Nagasaki'de tarifsiz yıkıma yol açan silahlar, yeniden baskı aracı olarak görülmeye başlanıyor" değerlendirmesini yaptı. Buna rağmen umut işaretlerinin olduğunu kaydeden Guterres, nükleer silahsızlanmaya dönük çabaların gerçek değişime yol açması gerektiğini vurguladı. "Nükleer silahların yol açtığı tehdidi, bu silahların kendisini ortadan kaldırarak yok edelim" çağrısında bulunan Guterres, "Atom bombası saldırılarından sağ kurtulan Hibakusha'lara verdiğimiz sözü tutalım. Onların tanıklıklarını ve barış mesajlarını gelecek kuşaklara taşıyalım. Geçmişi hatırlamak, bugün barışı korumanın ve geleceği inşa etmenin bir yoludur" ifadelerini kullandı.

Hiroshima, dünyadaki ilk atom bombası saldırısının hedefi olmuştu

ABD, dünyanın ilk atom bombası saldırısını 6 Ağustos 1945'te Japonya'nın Hiroşima kentine gerçekleştirmişti. Yaklaşık 160 bin kişinin hayatını kaybettiği Hiroşima saldırısı, 100 binlerce insanın yaralanmasına ve radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden olmuştu. Japonya 9 Ağustos 1945'te ise Nagasaki'yi hedef alan 2'nci atom bombasının hedefi olmuş ve büyük bir yıkımla yüz yüze gelmişti.

Burak Ersoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yunus Akgün: "Kazanıp dönmek istiyoruz" Galatasaraylı futbolcu Yunus Akgün, Monaco maçıyla ilgili, "Buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayan sarı-kırmızılılarda futbolculardan Yunus Akgün, Teknik Direktör Okan Buruk ile birlikte katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Çok önemli bir maça çıkacaklarını belirten Yunus, "İyi bir rakibe karşı oynayacağız. Tabii biz kendi oyunumuzu oynadığımızda neler yapabileceğimizi biliyoruz. İyi çalıştık, analizlerimizi yaptık. Yarın da burada inşallah kazanıp hem camiamızı hem de taraftarlarımızı mutlu etmek istiyoruz" diye konuştu. "Daha iyi olacağım" Yaşadığı sakatlık ve son durumuyla ilgili bilgi veren 25 yaşındaki futbolcu, "Bir operasyon geçirdim. Tabii ki ağrılarım zaman zaman oluyor ama bu süreçte Yener İnce ve ekibine teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çok yardımcı oldular. Fiziksel olarak ve ağrı durumu olarak gün geçtikçe daha iyiye gidiyorum. Oynadıkça daha iyi olacaktır. Fiziksel olarak dediğim gibi daha yüzde 100’ümde değilim ama çalışmalarımı yapıyorum. Daha iyi olacak zamanla" ifadelerini kullandı. "Kazanıp dönmek istiyoruz" Sarı-kırmızılı taraftarların her zaman kendilerine destek olduğunu ifade eden Yunus Akgün, şunları söyledi: "Taraftarlarımız zaten bize her zaman, her ülkede, gittiğimizde deplasmanda destek oluyorlar. Bu bizim için çok önemli. Yarın maçta da bunu göreceğimizi biliyoruz. Şampiyonlar Ligi bizim için çok önemli. Oyuncular olarak bunu konuştuğumuzda da çok önemli olduğunu biliyoruz. Taraftarlarımızın, camiamızın beklentisini de biliyoruz. Biz de onları mutlu etmek için, sevindirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Aynı şekilde bize destek olmaya devam etsinler. Biz de Allah’ın izniyle yarın buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz."
İstanbul Okan Buruk: "Şampiyonlar Ligi’nde hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Monaco maçına ilişkin, "Oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayarak Fransa’ya giden sarı-kırmızılılarda Teknik Direktör Okan Buruk, mücadelenin oynanacağı II. Louis Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. İki takım için de çok önemli bir maç olduğunu belirterek sözlerine başlayan Buruk, "Bundan sonraki hedefleri belirleyecek çok önemli bir maça çıkıyoruz. Rakibimizin de ligde ve Avrupa’da değişken performanslarını görüyoruz. Tabii ki çok iyi bir kadroya sahipler, iyi oyunculara sahipler. Özellikle son iç saha maçlarında Paris Saint-Germain’e karşı aldıkları galibiyet tabii ki çok önemliydi. Ama biz de buraya her zamanki gibi kazanmak için geldik. Kazanmak için buradayız. Eksiklerimiz var. Zor bir dönemden geçiyoruz. Hem kadro yapısı olarak hem de maç sertliği olarak üst üste maçlar oynuyoruz. Aşağı yukarı da aynı oyuncularla oynuyoruz. Çok fazla seçeneğimizin kalmadığı bir durumdayız. O yüzden bizim için tabii ki zorlu bir fikstür ama her şey iyi gidiyor. Ligde lideriz, 3 puan öndeyiz. Trabzonspor’dan da 2 puan öndeyiz. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde nereye gideceğimizi bu maç çok net bir şekilde belirleyecek. O yüzden çok önemli bir maça çıkacağız. Her zaman olduğu gibi hep söylüyorum, oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" ifadelerini kullandı. "Galatasaray tarihi için çok önemli bir stat" Sarı-kırmızılıların 2000 yılında bu statta kazandığı UEFA Süper Kupa’nın hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Evet, bu stat Galatasaray tarihi için çok önemli, çok değerli bir stat. 2000 yılında Süper Kupa finalini burada oynadık. Bu statta bir kupa kaldırdık. Bu tabii ki hem benim futbolcu olarak hatıramda hem de bütün Türk halkının hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. Galatasaraylıların hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. İnşallah yarın akşam tekrar burada çok önemli bir gece daha yaşarız.Bunun için en iyi şekilde hazırlandık" diye konuştu. "Kazanmaktan başka düşüncemiz olmayacak" Son oynadıkları Union Saint-Gilloise maçındaki eksiklere dikkat çeken Buruk, "Maç maç gidiyoruz. Her maçın ayrı bir hikayesi var tabii ki. Kötü başladık. Sonra 3 maç kazandık.Hiç beklemediğimiz bir anda çok önemli oyuncularımız, çok değerli oyuncularımız eksildi. Çok eksik bir şekilde Union Saint-Gilloise maçına çıktık. İyi bir 11’e sahibiz. Maçı kazanabilecek 11’e sahibiz ama maalesef o maçı kazanamadık. Burada da yine galibiyet için sahaya çıkacağız. Tabii ki aldığınız her puan Şampiyonlar Ligi’nde özellikle deplasmanda çok değerli, çok önemli. Ama her takım kazanmaya oynar, yani kazanmaktan başka bir düşüncemiz olmayacak" şeklinde konuştu. "Rakibimizi en iyi şekilde analiz ettik" Fransız ekibinin taktiği üzerine konuşan Buruk, sözlerine şöyle devam etti: "Monaco takımı, yeni teknik direktörü takıma katıldıktan sonra hep 3’lü oynadı ancak son Pafos maçıyla birlikte başlayarak Paris Saint-Germain maçı ve Brest maçında 4’lü savunmaya geçti. Yine bu dörtlü savunmayı bekliyorum. Paris maçına baktığımızda 10 kişiyle bile pozisyon vermeyen bir Monaco var. Çok iyi oyunculara sahipler gerçekten. Analiz etmesi tabii ki çok zor değil. Son maçlarda özellikle aynı oyuncularla oynadılar. Bir tek savunma hattında, savunma merkezinde ve orta saha merkezinde değişiklikler var. Zakaria’nın cezalı oluşu son maçta değişikliğe yol açtı. Yarın Balogun oynarsa tam kadro gibi olacak. Balogun’un olmadığı gün tabiiki biraz daha fazla değişiyor. O yüzden rakibimizi biz de en iyi şekilde analiz ettik. Artık saha içi performans, maçın gidişatı ve o maçın aksiyonları çok önem kazanıyor. Kazanmak için rakibimizin de ne kadar iyi bir takım olduğunu biliyoruz. Biz de burada taraftarımızla birlikte, çok sayıda taraftarımızın olacağına inanıyorum, elimizden geleni yapacağız." "Sakatlıklar 90 dakikalık performansımızı etkiliyor" Cok iyi oyunculara sahip olduklarını söyleyen sarı-kırmızılıların teknik patronu her zaman iyi bir 11 ile sahaya çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Buruk, "Bazen oyuncu değişikliklerinde zorlanabiliyoruz. Son maçta da bunu yaşadık. Fenerbahçe maçında yaşadık. Çaresiz kaldığım yerler oluyor. Lemina’nın ve Arda’nın olmadığı bir durumda özellikle savunma hattında tamamen çaresizim. Galatasaray’daki bu 4. yılım, bu en zorlandığım dönemler aslında. Bazı mevkilerde değişiklik yapacak oyuncumuz yok. O yüzden bu maçın ikinci yarılarını etkiliyor. Devamlı aynı oyuncularla 4 günde bir maç oynuyoruz. Bazen dinlendirmemiz gereken oyuncuları dinlendiremiyoruz. Sakat sakat oynatıyoruz. Bu durum birçok oyuncunun performansını etkiliyor. Şimdi IsmailJakobs’u antrenmanda bugün denedik ama yüzde yüz hazır olmadığını biliyoruz. Birçok oyuncu için sakatlığının tekrarlanma riskini de göze alarak bu dönemde oynamak zorundayız. Oyuncularımızı korumam gerekiyor çünkü bazen biz onları oynatmak zorunda kalıyoruz. Tabii ki sağlıklarını çok kötü bir şekilde etkilemeyecek şekilde oynatıyoruz ama bu riskleri alıyoruz. Böylesine mecbur kaldığımız bir dönem. Geçen hafta Lemina için bunu söyledim, Yunus da aynı şekilde. Ayağında ağrılarla oyuna girdi. Jakobs bugün antrenmana çıktı. Berkan tam iyileşmemişti ama kadroya aldık. Kısa bir süre oynattık. Yine hep ağrılarla oynuyor. Bu dönemde mecburen bunu yapmak zorundayız. Bu tabii ki 90 dakikalık performansımızı etkiliyor. Her oyuncu bizim için önemli. Her oyuncunun eksikliğini hissediyoruz. Yunus’un da gerçekten eksikliğini çok hissettik. Tabii ki bir plan hazırladık. Elimizdeki mevcut oyuncularla ne yapabileceğimizi düşündük. Bugün de bununla ilgili çalışmamızı yaptık. Yarın da bunun karşılığını göreceğiz" dedi. "Yunus ve Jakobs için kararı yarın vereceğiz" Yunus Akgün’ün son durumuyla ilgili bilgi de veren Buruk, şöyle konuştu: "Son maçta Yunus 25-30 dakika oynadı. Bir sonraki maça hazırlık oldu onun için.Takımı için, takımın başarısı için, arkadaşları için gerçekten kendini zorluyor. Ağrıları olmasına rağmen yarın karar vereceğiz. Burada Ismail Jakobs’un durumu önemli. Yarın onunla ilgili de karar vereceğiz. Orta sahada da çok fazla alternatifimiz yok. Rakibimizin özellikle öndeki santrafor dışındaki 3 oyuncusu çok gezerek oynuyorlar, çok hareketliler. Orta saha oyuncuları ve savunma oyuncuları da tabii ki fiziksel olarak çok büyük bir üstünlük kuruyorlar. Özellikle bunu değerlendirip buna göre planlar yapıyoruz."
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım" dedi. Yılmaz, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve hükümet adına konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yılmaz, bütçenin önemine işaret ederek, "Bütçeler vesilesiyle aslında bir ülkenin bütün politikaları tartışılıyor, dünya değerlendiriliyor, Türkiye değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu görüşmeleri çok kıymetli bulduğumuzu ve bunlardan yürütme olarak da mutlaka istifade etmeye çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak şunun da altını çizmek isterim: Bütçeler, elbette bütçe hakkı nihai olarak Meclisimizindir. Nitekim, nihai olarak burada Meclisimiz kabul edecektir veya reddedecektir veya değiştirecektir ancak bütçelerin özel bir durumunun olduğunu da görmemiz lazım. Bütçeler aynı zamanda yürütmenin halka söz verdiği hususlarda icraat yapabilmelerinde temel araç niteliğindedir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye için özellikle içinden geçtiğimiz dönemde son derece kıymetlidir. Tabii ki bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilemeyeceği geliştirilemeyeceği anlamına da kesinlikle gelmemektedir. Her sistem gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de iyileştirmeye, geliştirmeye açık bir sistemdir. Yapısında, tabiatında bu var. Çünkü birçok hususu kanun olmadan da düzenleme hakkı getirmektedir. Niye böyle bir hak vermiş Anayasa? İdare daha hızlı hareket edip kendisini yeni şartlara uyarlasın diye. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaşanan tecrübeler ışığında, birikimler ışığında geliştirilmesi, iyileştirilmesi her zaman mümkündür. Bu noktada da müsaadenizle muhalefete bir eleştiride bulunmak istiyorum. Bir taraftan bu sistemin iyileştirilmesini siz de talep ediyorsunuz. Ama bir taraftan da bu sistemi iyileştirecek anayasal çalışmalarda biz yokuz diyorsunuz. Ben bunu bir tutarsızlık olarak görüyorum. Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım. Demokrasi dediğimiz bu. Tartışmadan doğruyu bulamayız. Konuşmadan doğruyu bulamayız. Dolayısıyla dışlayıcı yaklaşımların ben hiçbir şekilde ülkemize fayda getirmediğini vurgulamak istiyorum. Bu sistem doğru bir sistem ve iyileştirilmeye açık bir sistem." Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin bilgi vererek, "Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarıya yakını barışa hizmet anlamında yurt dışındaki askerlerimize gönderdiğimiz ödeneklerden başka kurumlara transfer ettiğimiz ödeneklerden oluşuyor. Bir taraftan da dünyanın üçüncü kütüphanesi olan millet kütüphanemize yaptığımız harcamalarda bu bütçenin içinde yer alıyor. Dolayısıyla çok masraflı bir sistem oluştu. Cumhurbaşkanlığı sistemi çok daha fazla para tüketiyor yaklaşımı da rakamlarla teyit edilmeyen doğru bir yaklaşım değil. Örtülü ödenekle ilgili de yine bir takım fikirler ortaya koyuldu. Orada da değerli arkadaşlar limit limitler kanunlarla açıkça belirlenmiştir. Binde onu gibi hatırlıyorum. Yanılıyor olabilirim. O limitin çok çok altında bir oranda örtülü ödenek harcanıyor. Hiçbir şekilde o limitler aşılmıyor. Türkiye dediğim gibi bir hukuk devleti, kuralların olduğu bir devlet ve bu kuralların içinde harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Yılmaz vergilerle ilgili olarak, "Asıl geride olduğumuz doğrudan vergiler, doğrudan vergilerde biz Avrupa Birliği OECD oranlarına göre çok daha düşük oranda vergileri topluyoruz, bunu da değiştirmek bizim de bir politikamız, bunu Orta Vadeli Program’a da yazmış durumdayız. Doğrudan vergilerin payını artırmak istiyoruz, bu anlamda çok sayıda adım attık, kurumlar vergisi oranını 5 puan artırdık, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği için projelerde yüzde 10 artırdık kurumlar vergisini, banka ve diğer finansal kuruluşların finansal faaliyet harçlarını yüzde 50 yükselttik, çok uluslu şirketlerde minimum kurumlar vergisi yüzde 15 olacak dedik, yerli şirketlerde yüzde 10 olacak dedik, şirketlerin taşınmaz satışlarında uygulanan yüzde 50 kazanç istisnasını kaldırdık, kâr paylarındaki gelir vergisi stopajını yüzde 15’e yükselttik, daha çok sayıda eylem var ve bütün bunlarla 2024 yılında yüzde 65,8 olan dolaylı vergilerin payını 2026 yılında yüzde 61,8’e indirmeyi hedefliyoruz, daha da aşağıya elbette çekelim ama şunun da altını çizmek isterim: Bizim dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözetiyoruz, düşük gelirli grupların daha fazla tükettiği ürünlerde KDV’yi, ÖTV’yi düşük tutuyoruz veya hiç almıyoruz, yüksek gelirli grupların tüketimlerinden daha fazla ÖTV ve KDV alıyoruz, dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözeten bir yapı kuruyoruz. Türkiye’nin toplam vergi yükü yani dolaylı, dolaysız pirimler millî gelire oranla 23,5. Bu oran OECD’de yüzde 33,9; AB ülkelerinde yüzde 39,9. Hani "Herkesten vergi alıyorsunuz, çok vergi alıyorsunuz." diye bir iddia var, bu rakamlar onu desteklemiyor. Bizim millî gelire oranla topladığımız tüm vergiler -doğrudan, dolaylı, sosyal güvenlik primleri, hepsini dâhil ederek- millî gelire oranla yüzde 23,5; OECD’de bu oran yüzde 33,9; Avrupa Birliğinde yüzde 39,9. Bu oranları da görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Mert Hakan Yandaş ve Metehan Baltacı’nın da arasında bulunduğu 20 şüpheli tutuklandı Futbol dünyasında ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve Murat Sancak’ın bulunduğu 20 şüpheli çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Aralarında Zorbay Küçük, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak ve Tolga Kalender’in de bulunduğu 19 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında eski Adanademirspor Başkanı Murat Sancak, futbolcular Mert Hakan Yandaş ile Metehan Balcı, spor yorumcusu Ahmet Çakar ve hakem Zorbay Küçük gibi isimlerin de bulunduğu, futbol müsabakalarında görev yapan bir kısım hakem, futbolcu ve bazı kulüp yetkililerinin karıştığı ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. 20 şüpheli tutuklandı Soruşturma kapsamında Savcılıktaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüpheliler Emrah Çelik, Yunus Emre Tekoğul, Metehan Baltacı, İzzet Furkan Malak, Bartu Kaya, Murat Sancak, Orkun Özdemir, Kadir Kaan Yurdakul, Faruk Can Genç, Alessane Ndao, Mert Hakan Yandaş, Ersen Dikmen, Kerem Yusuf Sirkeci, Emircan Çiçek, Ahmet Okatan, Gürhan Sünmez, Mehmet Emin Katipoğlu, Volkan Erten, Şahin Kaya ve Ümit Kaya çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. 19 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı Diğer şüpheliler Abdulsamet Burak, Cengiz Demir, Erhan Çelenk, İsmail Kalburcu, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak, Tolga Kalender, Uğur Kaan Yıldız, Gamze Neli Kaya ve Zorbay Küçük ’imza atmak’ şeklinde; Ahmet Abdullah Çakmak, Eren Karadağ, Uğur Adem Gezer, Arda Türken, Muhammed Furkan Özhan, Yusuf Özdemir, Ensar Bilir, Oktay Aydin ve Yücel Gürol ’yurt dışına çıkış yasağı’ ve ’imza atmak’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldı.