GÜNDEM - 30 Mart 2020 Pazartesi 12:49

Adalet Bakanı Gül: 'Ceza infaz kurumlarında görev alan personeller evlerine gönderilmeyecekler'

A
A
A
Adalet Bakanı Gül: 'Ceza infaz kurumlarında görev alan personeller evlerine gönderilmeyecekler'

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Bugünden itibaren ceza infaz kurumlarımızda aldığımız tedbirlere bir yenisini daha ekliyoruz. Kurumlarda görev yapan tüm personel kurum idarelerince belirlenen süreler sonunda evlerine gönderilmeyerek, izole edilen barınma yerlerinde kalacaklardır" dedi.

Adalet Bakanı Gül'ün başkanlığında Dikmen Hakimevi'nde adalet hizmetlerinde korona virüsüne yönelik alınacak tedbirlerle ilgili üçüncü koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, HSK Birinci Daire Başkanı Halil Koç, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Noterler Birliği Başkanı Dursun Cin ve Bakan Yardımcıları Zekeriya Birkan, Şaban Yılmaz ve Uğurhan Kuş da katıldı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Gül, adalet hizmetlerine bakan yönüyle tüm tedbirleri sürekli gözden geçirdiklerini belirterek, salgın riskinin ilk gününden itibaren adliyelerde, cezaevlerinde, noterliklerde ve Adalet Bakanlığına bağlı tüm kurumlarda alınan tedbirlerin büyük bir titizlikle sürdürüldüğünü söyledi. Gül, Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda ceza infaz kurumlarında alınan tedbirleri iki hafta daha uzattıklarını anımsatarak, "Tutuklu ve hükümlü yakınları ancak zorunluluk varsa ve cumhuriyet başsavcılıkları uygun görürse ziyaret yapabileceklerdir. Avukatlar da zorunlu durumlarda maske ve eldiven gibi tedbirler alarak sadece kapalı görüşe gerçekleştirebileceklerdir. Bu tedbirlerin ne kadar süreyle devam edeceği Bilim Kurulunun tavsiyeleriyle belirlenecektir. Aldığımız tüm bu tedbirler tutuklu ve hükümlülerin sağlığını korumak için alınmaktadır. Eğer içeride herhangi bir rahatsızlığı bulunan varsa ivedilikle hastanelere sevki sağlanmaktadır. Tutuklu ve hükümlüler tedavileri tamamlandıktan sonra kuruma kabul edilmektedir. Üstelik hastaneden gelen tutuklu ve hükümlü ayrı bir bölümde 14 gün tutulduktan sonra koğuşuna alınmaktadır. Bugünden itibaren ceza infaz kurumlarımızda aldığımız tedbirlere bir yenisini daha ekliyoruz. Kurumlarda görev yapan tüm personel kurum idarelerince belirlenen süreler sonunda evlerine gönderilmeyerek, izole edilen barınma yerlerinde kalacaklardır" diye konuştu.

"30 Nisan'a kadar duruşmalar ve acil olmayan tüm işler ertelenmiştir"

Adliye ve icra dairelerindeki insan sirkülasyonunu durdurmak için önlemler alındığını ifade eden Gül, "Geçtiğimiz hafta TBMM'de kabul edilen, Cumhurbaşkanımızın onayıyla yürürlüğe giren kanunla adli ve idari yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemelerindeki duruşmaların ertelenmesi için HSK'ya yetki verilmiştir. Yasa çıkar çıkmaz HSK bir çalışma yaptı. Böylece tutuklu ve acil işler, yürütmenin durdurulması, zaman aşımına az bir süre kalmış ve diğer acele işler haricindeki duruşmalar ertelenecek. Özellikle bazı yerlerde duruşmanın açılarak sürelerin ertelendiği uygulamada görülüyordu. Bu çerçevede HSK'nın bugün aldığı kararla da bu hususta avukat ya da tarafların mahkemeye gelmesine gerek kalmaksızın bu konudaki tedbirlerin alınması hususunda bir karar alındı. Bu karar bugün tüm yargı teşkilatına duyurulacaktır. Böylece 30 Nisan'a kadar duruşmalar ve acil olmayan tüm işler ertelenmiştir" şeklinde konuştu.

"6 Nisan'dan itibaren tüm avukat arkadaşlarımızın CMK ödemeleri yapılmış olacaktır"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun avukatlarla ilgili önerilerinin masaya yatırıldığını kaydeden Gül, "6 Nisan'dan itibaren tüm avukat arkadaşlarımızın CMK ödemeleri yapılmış olacaktır. Yine aynı tarih itibarıyla beraat dosyalarının vekalet ücretleri de büyük ölçüde ödemeye hazır hale getiriliyor. Arabuluculuk, uzlaştırma gibi ödemeler için de gerekli hazırlıklar yapılmıştır" ifadelerini kullandı.

"Son iki haftada 58 ilde 459 kişi hakkında soruşturma başlatmıştır"

Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunların tümü geçici tedbirlerdir. Amacımız korona virüs salgınını en az zararla atlatmak için insan sirkülasyonunu azaltmaktır. Öte yandan ülkemizde kesintisiz işleyen bir hukuk sisteminin mevcut olduğunu hatırlatmak istiyorum. Adaletin kapısı kapatılmamıştır, daima açıktır. Adaletin izolasyonu olmaz. İnsanlık tarihine geçecek bu olağan dışı dönemde adalet milletimizin huzuru için aralıksız çalışmaktadır. Bu sıra dışı süreci fırsata çevirmek isteyenler karşısında hukuk vardır. Korona salgını karşısında cumhuriyet başsavcılıkları toplumun menfaatini, sağlığını korumak için son iki haftada 58 ilde 459 kişi hakkında soruşturma başlatmıştır. Yine sosyal medyada manipülatif haber ve paylaşımlarla ilgili 385 kişi, 65 yaş üstü vatandaşlarımızı rencide edici davranışlarla ilgili olarak 8 kişi, karantina tedbirlerine aykırı davranma eylemleriyle ilgili olarak 11 kişi, stokçuluk, karaborsa, kaçak maske satmak gibi ticari hayata karşı işlenen suçlarla da 55 kişi hakkında soruşturma yapılmıştır. Sağlık çalışanlarımıza karşı milletimizin büyük bir desteği bulunmaktadır. Ben de buradan kendilerine saygılarımı ve minnetlerimi sunuyorum. Ancak bazı olayların böyle bir dönemde bile yaşandığını görmekteyiz. Sağlık çalışanlarına karşı her türlü sözlü ya da fiili müdahale eylemleri de hukuken karşılığını buluyor. Gerekli koruma tedbirleri gecikmeden uygulanıyor." 

İş Yurtları bünyesinde bulunan hükümlülerin sağlık çalışanları için sağladığı desteğe dikkat çekmek istediğini dile getiren Gül, "Bu zor zamanlarda hükümlüler de İş Yurdu Müdürlüklerimizdeki atölyelerde sağlık çalışanlarımız için birçok ürün imal etmektedir. 11 ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler ayda 1,5 milyon maske üretmektedirler. Maskenin yanı sıra ameliyat önlüğü, tulum gibi 80 çeşit hastane tekstil ürünü ve tek kullanımlık ürün imal ederek ihtiyacı olan sağlık kuruluşlarına göndermektedirler. Ayrıca tonlarca kolonya ve el dezenfektanı üretilmektedir" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta kene istilası: “Her yerde kene var. Bu sene tutmadı ama tutmayacak diye bir kural yok” Sıcak havaların etkili olduğu Tokat’ta kene popülasyonu köylüler tarafından cep telefonuyla kaydedildi. Bu sene diğer yıllara göre kene popülasyonunda artış yaşandığını belirten köy sakinleri yetkililere çağrıda bulundu. Tokat il merkezine 18 kilometre uzaklıkta bulunan Güzeldere köyünde kene popülasyonu köylüler tarafından cep telefonuyla kaydedildi. Bu sene diğer yıllara göre kene popülasyonunda artış yaşandığını belirten köy sakinleri yetkililere çağrıda bulundu. Kış aylarında kar yağmaması ve göçebe kuşların köye gelmesiyle birlikte kene sayısının arttığını dile getiren köylüler, köylerinin bir an önce ilaçlanması gerektiğini vurguladı. Güzeldere köyünde yaşayan Cemil Kaya, daha önce kendisinin 2 defa kene tarafından ısırıldığını söyledi. Kaya, “Kar yağmadı, yağmur yağmadı, leylekler de geri geldi. Şu anda her tarafta kene var. Kendimizi korumaya çalışıyoruz ama ne kadar koruyacağız. Tarlaya da gidiyoruz, dağa da çıkıyoruz. Kene bu yıl her yerde var. Köyün ilaçlanmasını istiyoruz. Devlete çağrımız. Dönsün dönsün ilaçlasınlar. 2 yıl boyunca beni peş peşe 2 defa kene tuttu. Pazar ilçesindeki hastanede aldırarak kan tahlili verdik. Şükür sıkıntı çıkmadı. Bu sene henüz tutmadı ama tutmayacak diye de bir kural yok. Her yerde kene var” şeklinde konuştu. Köy sakinleri sıcak havaların etkisiyle sayısında artış gösteren kene nedeniyle köylerinin ilaçlanmasını istiyor.
İzmir Kiralık araçla cinayet işleyen zanlılara 3 ilde operasyon İzmir’de bir süre önce cezaevinden çıkan Ömer Gülen, evine gireceği sırada uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirmişti. Polis ekipleri 3 ilde düzenledikleri operasyonla olayla ilgili 7 şüpheliyi yakaladı. Olay, 23 Nisan günü saat 03.30 sıralarında Şirinkapı Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, bir süre önce cezaevinden çıkan Ömer Gülen (34), evine girdiği esnada araç içerisinde bulunan kişilerin silahlı saldırısına uğramıştı. Kurulan pusuda tabancayla vurulan Ömer Gülen, kanlar içerisinde yere düşerken olayı gerçekleştiren kişi veya kişiler bölgeden uzaklaşmıştı. Olayın ardından Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi’ne kaldırılan talihsiz adam, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmayarak hayatını kaybetmişti. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, Analiz Büro Amirliği ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, kurulan pusuyu gerçekleştiren kişi veya kişilerin kimliklerini tespit etmek ve yakalamak için çalışma başlattı. Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Araştırma Bürosu ekiplerinin de destek verdiği çalışmalar kapsamında; konuya karışan şüphelilerin, olayda kullanmak üzere araç kiraladıkları, bu araca takılmak üzere Bursa ili tescilli ikiz plaka ayarladıkları, olaydan önce ve sonra araç üzerinde hem plaka hem donanım değişiklikleri yaptıkları tespit edildi. 3 ile operasyon düzenlendi Öte yandan, polis ekipleri, İzmir, İstanbul ve Muğla illerine eş zamanlı operasyon düzenledi. Düzenlenen operasyonda; B.G.(23), E.U.(23), M.Y.(26), D.A.(20) Y.G.(19) U.U.(33) ve Ö.B.(21) olmak üzere 7 şüpheli; 4 adet tabanca, yüklü miktarda para ve uyuşturucu maddeler ile yakalandı. Olay husumetten dolayı yaşanmış Ayıca olayın, taraflar arasındaki eski husumetten kaynaklandığı öğrenildi. Adli makamlara sevk edilen şüphelilerden B.G. ve E.U tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer 5 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Antalya Tavuk ihracatına getirilmesi planlanan sınırlama, et fiyatını etkiler Son zamanlarda artan beyaz et fiyatları nedeniyle Ticaret Bakanlığı harekete geçti. İhracat yasağı getirilerek iç piyasaya arzın artırılması planlanıyor. İhracat yasağı düzenlemesine ilişkin konuşan Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, ihracat sınırlamasının kırmızı et fiyatını da etkileyeceğini kaydetti. Yardımcı, “İhracata yasak geldiğinde mamul elde çok olursa ve tavuk ucuzlarsa et dengelenir. Tavuk fiyatı ucuzlarsa vatandaş tavuğa yönelir. Etin, üreticinin ahırında beklemesi de işine gelmez, tabii et fiyatlarında da düşme olur” diye konuştu. Öncelik iç piyasa olmalı Ticaret Bakanlığı’nın, tavuk ihracatına yasak getirmeyi de kapsayan bir dizi tedbir üzerinde çalıştığı yönünde çıkan haberler üzerine, Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı açıklamalarda bulundu. Başkan Osman Yardımcı, alınan kararı desteklediğini ifade ederek, şu sözlere yer verdi: “Güzel bir karar, neden güzel bir karar? Önce iç piyasayı doyuralım, sonra dışarıya ihracat yapalım. Eğer iç piyasaya yeterli mamul veremiyorsak, bu zammın gelmesi de alınacak olan kararın bir bağlantısıdır. Biz önce iç piyasayı doğru doyuralım, sonra dışarıya ihraç edelim. Zaten iç piyasaya da ucuz vermiyorlar ki, her gün plasiyer gelip ürünü indirdiğinde rakamı faturada görüyorsun. Kısaca, size bir gün iki gün evvel fiyat geliyor, zam var diye bir söyleyen olmuyor. Bundan dolayı güzel bir karar”. “Ramazan Bayramı’nda tavuk satamadık” Tavuk fiyatlarına son aylarda art arda gelen zamları girdi maliyetlerinin artmasına bağlayan Başkan Osman Yardımcı, üreticilerin karşılaştığı zorluklara değindi. Yardımcı, “Fırsatçılık demeyelim de çünkü onların da girdileri var. Elektriğe yeni artış yapıldı, tavuklar ısıtma sistemiyle besleniyor. Tabii ki şu an Yaz mevsimine yaklaştığımız için daha rahat edecekler ama yem var bakım var, bir civciv yetiştirmek öyle kolay değil. Tavukçuluk da zor ama fırsatçılık daha kolay, son zamanlarda karşılaştığımız en büyük olay; Ramazan Bayramı’nda tavuk satamadık. Beş kasa istiyorsak bir kasa verdiler, piyasadan mallarını çekince esnaf zor durumda kaldı. Bayram tatilinde millet pikniğe gidecek, biz mal satamadık” dedi. “Tavuk ucuzlarsa et de ucuzlar” Tavuk ihracatına sınırlama getirilirse kırmızı et fiyatını da etkileyeceğine dikkat çeken Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, Türkiye’de temel gıda maddeleri içinde en az zammın kırmızı ete geldiğini fakat vatandaşın alım gücü olmaması nedeniyle pahalı geldiğini açıkladı. Yardımcı, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Pandemide zam yapmayan kesim et kesimidir, her ne olduysa bir sene zarfında böyle oldu. En geriden gelen etti, şimdi de hesaplasalar Türkiye’de temel gıda maddelerinin içinde en az zam gelen yine et. Pahalı mı pahalı mı, çünkü alım gücü yok. İhracata yasak geldiğinde mamul elde çok olursa ve tavuk ucuzlarsa et dengelenir. Tavuk fiyatı ucuz olursa vatandaş tavuğa yönelir, tezgahta eti satamazsan üreticiden de aracıdan da almazsın. Etin, üreticinin ahırında beklemesi işine gelmez, tabii et fiyatlarında da düşme olur. Tavuk ucuzlarsa et de ucuzlar.”