KÜLTÜR SANAT - 25 Ocak 2021 Pazartesi 12:14

Adana Kebabına dünya lezzet ödülü

A
A
A
Adana Kebabına dünya lezzet ödülü

Dünya genelinde milyonlarca kullanıcısı olan ve 10 binden fazla lezzetin oylamaya sunulduğu TasteAtlas sitesinin 2020 yılı ödülleri belli oldu. Adana Kebabı toplam 63 bin 402 oy sonucunda dünyanın en iyi 100 geleneksel lezzeti arasından 2’ncilik elde etti.

Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe, Adana Kebabının kriterlerine uygun olarak hazırlanması ve sunumunu tescille güvence altına aldıklarını anımsatarak, “Alınan bu ödül ülkemiz ve Adana’mız için çok değerli. Yıllar önce Adana Kebabı’nın Coğrafi İşaretler Tescilini alan Adana Ticaret Odası olarak da ayrıca kıvanç duyuyoruz. Ödül kentimize hayırlı uğurlu olsun” dedi.

TRT Çukurova Radyosu’nun konuğu olan ve Adana Kebabının tescil süreci ile TasteAtlas ödülünden bahseden Başkan Menevşe, Adana’nın gastronomi yönüyle çok zengin bir kenti olduğunu dile getirdi. Bu zenginliğin ekonomik olarak da getirisi olması gerektiğini söyleyen Menevşe şunları kaydetti:
‘’Gastronomi turizmi sadece ülkemizde değil dünyada da önemli bir yere sahip. Kentimizde de atalarımızdan gelen bir lezzet zenginliği mevcut. Önemli olan bu zenginliğimizi en iyi şekilde tanıtmak ve koruma altına almak. Bu konuda ulusal ve uluslararası platformlarda çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Şehrimizi markalaştırmaya ve ekonomisine katkı sunmaya çalışıyoruz. Adana Kebabı sadece Türkiye’de değil dünyada da bilinen ve merak edilen bir lezzet ve bir cevher. Elimizdeki bu ve bunun gibi cevherleri parlatmak, hak ettikleri yere konumlandırmak için çabalıyoruz.’’

YEME-İÇME SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM ARTACAK

Başkan Menevşe, yaptığı açıklamasında, tüm dünyanın içinde bulunduğu, sosyal ve ekonomik yaşantıya ciddi anlamda sekte vuran Covid-19 pandemisinin atlatılmasının ardından, Adana’da yeme-içme sektörünün ivme kazanacağına inandıklarını ifade etti.

Adana’daki yeme-içme sektörü temsilcilerine de seslenen ATO Başkanı Menevşe, yaşanan zor sürecin farkında olduklarını ve sektörün sesini her mecrada duyurmak için yoğun çaba gösterdiklerini belirtti. Menevşe, bir yıldan fazladır dünyanın düzenini değiştiren Covid-19 pandemisinin sadece Türkiye’de değil dünyada da yeme içme sektörünü derinden etkilediğini belirterek, ‘’Hastalık seyrini azalttığında insanların turizm, yeme-içme gibi sektörlerden aldıkları hizmetlerin hasretini gidermek için yoğun bir çaba sarf edeceğini öngörüyoruz. Aşıyla beraber pandemi sürecinin yavaş yavaş geride kalacağını, hayatın normalleşeceğini umuyoruz. O yüzden sektörün sabırlı olmasını ve gelecek günler için şimdiden kendilerini hazırlamalarını tavsiye ediyoruz’’ dedi.

‘’Adanamızın değerleri olan bu lezzetler eminim ilerleyen yıllarda gastronomi yarışında ipi göğüsleyeceklerdir’’ diyen Menevşe, kente kazandırılacak olan coğrafi işaret tescillerinin yeme-içme sektörünü destekleyeceğini ve istihdamı arttıracağının altını çizdi.
Menevşe, 2020 yılında pandemi sebebiyle dijital platformlarda gerçekleştirilen Adana Lezzet Festivali’nin 2021 yılında, hastalığın seyrinin azalmasıyla fiziki olarak gerçekleştirileceğini temenni ettiklerini, kentin lezzetlerinin bu festivalle ulusal ve uluslararası gastronomi turizmine damga vuracağına inandıklarını söyledi.

ADANA’NIN 10 LEZZETİ TESCİLLENDİ

Kentin yöresel lezzetlerinin orijinal tatlarının korunması, gelecek nesillere doğru şekilde aktarılması ve Adana için lezzet turizminin arttırılmasına yönelik çalışmalara ATO olarak çok önem verdiklerini ifade eden Başkan Menevşe, son olarak Adana Karakuş Tatlısı, Adana Taş Kadayıf Tatlısı’nın da coğrafi işaret tescili aldığının müjdesini verdi.

Adana’yı lezzet yarışında hak ettiği yere taşımak için çalışmaların devam edeceğini belirten ATO Başkanı Atila Menevşe, Adana Biber Salçası’nın da başvurusunun devam ettiğini ifade etti.
Başkan Menevşe, ATO olarak Adana Kebabı ile başladıkları tescil yolcuğunun Adana Şalgamı, Adana Bici Bici, Adana Şırdan, Adana Aşlama, Adana Halka Tatlı, Adana İçli Köfte, Adana Analı Kızlı, Adana Karakuş Tatlısı ve Adana Taş Kadayıfı ile devam ettiğini şu an kentin 10 adet tescilli lezzete sahip olduğunu belirtti.

TÜRK YEMEK KÜLTÜRÜ DÜNYA SIRALAMASINDA

Bu arada, her yıl merakla beklenen oylama sonucunda, bu yıl Türk lezzetleri önemli yer tuttu. 10.000’den fazla yiyecek ve içeceğin oylamaya sunulduğu lezzet yarışmasında, birinciliği Pizza Margherita (İtalya)alırken, Adana kebabı ikinci, Japonya’dan ramen (erişte) ise üçüncü oldu.

Türkiye’den listeye giren 5 lezzet arasında Adana kebabı birinci olurken diğer lezzetleri ise biber dolması, sarma, köfte ve döner oluşturdu.

Listenin dünya sıralaması şöyle:

1- Pizza Margherita (İtalya)
2- Adana kebap (Türkiye)
3- Ramen (Japonya)
4- Lomo saltado (Peru)
5- Döner kebap (Türkiye)
6- Tacos al pastor (Meksika)
7- Saltibarsciai (Litvanya)
8- Gyoza (Japonya)
9- Cochinita pibil (Meksika)
10- Sarma (Türkiye)
11- Dolma (Türkiye)
12- Gyros (Yunanistan)
13- Risotto alla Milanese (İtalya)
14- Arroz de marisco (Portekiz)
15- Lasagne alla Bolognese (İtalya)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.