GÜNDEM - 31 Ocak 2018 Çarşamba 12:18

Afetlere hazırlıkta kime ne görev düşüyor?

A
A
A
Afetlere hazırlıkta kime ne görev düşüyor?

İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (AFAM) Serhat Yılmaz, son yıllarda “Türkiye doğal afet riski yüksek bir ülke” düşüncesinin afetlere hazırlanma dürtüsünün önüne geçtiğine dikkat çekerek, “Kim ne yapmalı, bunu bilirsek zararı minimuma indirebiliriz” dedi.

Türkiye’nin doğal afetler açısından büyük risk taşıdığı gerçeği, özellikle 1999 Marmara Depremi’nden sonra o kadar çok ön plana alındı ki, basit tedbirlerle afetlerin neden olduğu zararların azaltılabileceği gerçeği unutuldu. İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (AFAM) Serhat Yılmaz “Afetlerle mücadelenin temelinde olası risklerin farkında olarak bu risklerin neden olacağı zararların engellenmesine yönelik uygulamalar yer alıyor. Yani olası afetlerin neden olabileceği zararların engellenmesi için afetlere yönelik hazırlıkların önceden tamamlanması gerekir” ifadeleriyle bu duruma dikkat çekti.

“İstanbul için çok daha önemli”

Bu hazırlık çalışmalarının, ekonomik, kültürel ve endüstriyel merkez olma özelliğinin yanında kıtalararası önemli bir bağlantı noktasında bulunan ve 16 milyona yakın insanın yaşadığı İstanbul gibi bir şehirde çok daha büyük bir önem arz ettiğinin altını çizen Yılmaz, “Afetlere hazırlık çalışmalarında merkezi ve yerel yönetimlerin, özel kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın, üniversitelerin ve bireylerin görev ve sorumlulukları bulunuyor. Bu sorumlulukları özetle açıklamak gerekirse afetlerle ilgili ulusal düzeyde politikalar üretmek ve bu politikaları kalkınma planlarına dâhil ederek uygulanabilirliği için gerekli altyapıyı oluşturmak, denetlemek ve desteklemek merkezi yönetimin sorumluluğunda” diye konuştu.

Kim ne yapmalı?

Yerel yönetimlerin ve belediyelerin sorumluluklarını “Yerel yönetimler ve belediyeler, İl ve ilçe düzeyinde afete hazırlık kapasitesini artırmak için hazırlık çalışmalarını hayata geçirmek, toplumun afetler konusundaki farkındalığını artırarak bireysel hazırlıklarını tamamlayacakları eğitimleri gerçekleştirmek ve kaçak yapılaşmayı engelleyerek ilin veya ilçenin olası bir afet sonrası ihtiyaç duyulacağı müdahale çalışmalarına yönelik hazırlıkları tamamlamak zorundadır” diyerek özetleyen Yılmaz, özel sektörde ise her iş yerinin kendi kurumunun afet ve acil durum planlarını hazırlaması gerektiğini, kurumsal sosyal sorumluluğunun bir gerekliliği olarak afete hazırlık çalışmalarına destek verilmesi ve afet sonrası iş sürekliliğini sağlayabilmek için tüm çalışanlarını afetlere karşı hazırlık çalışmalarına teşvik edilmesinin bir zorunluluk olduğunu kaydetti. 

“Medya ve üniversiteler bilgilendirmeli”

“Medyanın afetler ve hazırlık çalışmaları konusunda toplumu bilgilendirmesi, etik kurallarına uymayan afet haberciliğini engellemesi ve afetin öncesine, sırasına ve sonrasına yönelik vereceği bilgilerin güvenilirliğini sağlaması gerekir” diyen Yılmaz, “Üniversitelerin her alanda olduğu gibi afetlere hazırlık alanında da masa başı çalışmaları ile sınırlı kalmaması, topluma karışarak vatandaşların ilgisini artırması, dünyada bu alanda yapılan iyi örneklerin ulusal düzeyde nasıl gerçekleştirileceğini değerlendirmesi ve ideal olarak afetlere nasıl hazırlanılabileceğine yönelik geliştireceği vizyon doğrultusunda projeler geliştirmesi ve akademik destek sunması elzemdir” ifadelerini kullandı. Yılmaz, Sivil toplum kuruluşlarının da halkın afetlere karşı farkındalığını artırarak bilgilenmesini ve bilinçlenmesini sağlaması ve kamu, özel sektör ve üniversiteler işbirliğinde projeler geliştirmesi gerek. STK’lar, bu çalışmaları yaparken oluşturulan standartlardan sapmamayı ve bilgi kirliliğine yol açmamayı esas edinmeli” dedi. 

“Ne kadarını yaptığımızı düşünmeliyiz”

Bireylerin de afetlere hazırlık çalışmalarında önemli sorumluluklarının bulunduğunu hatırlatan Yılmaz, “Her vatandaş eğitimler alarak kendisini ve ailesinin görebileceği zararları engellemek için bireysel hazırlıklarını tamamlamalı, çevresindeki insanları da bu hazırlıkları tamamlaması için bilgilendirmeli ve merkezi ve yerel yönetimlerin çalışmalarına aktif katılım sağlamalı ve talep etmelidir” şeklinde konuştu. Bu görev ve sorumlulukların 1999 Marmara Depremi’nden bu yana ne kadarının yerine getirilip getirilmediğinden başka, bunlara ek olarak ne gibi şartların yerine getirilmesinin düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Özetle afetlere yönelik oluşturulan kamuoyunda afetlere hazırlıkta görev ve sorumluluğu bulunanların bu görev ve sorumluluklarını ne kadar ve nasıl yerine getirdiklerini ve neler yapmaları gerektiğini tartışmadığımız ve işin sansasyonel boyutundan nemalanmaya çalışanlara farkında olmadan da olsa olanak sağladığımız sürece afetlere karşı toplumsal çaresizliğimizi pekiştirmekten başka bir şey yapmamış olacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’de komşuluk örneği: Ulaşamadığı komşusundan soğuk havada haber bekledi Kayseri’nin Kocasinan ilçesinde şeker hastası olan komşusuna ulaşamayan aile ekiplere haber verdi. Adeta komşuluk örneği gösteren aile komşularının evden sağ salim çıkması için dua ederken, soğuk havada umutla bekledi. Komşusundan iyi haberi alan yaşlı kadın derin nefes aldı. Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı Barbaros Mahallesi Akgün Sokak’ta 3 katlı binada meydana gelen olayda, şeker hastası komşusu C.A.’yı art arda arayan komşusu Şemsi Erzurum, C..A.’nın telefonuna bakmaması üzerine telaşlanarak, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine bölgeye polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de C.A.’nın son kattaki evine platformlu merdivenle ulaştı. Pencereden eve giren ekipler C.A.’nın hareketsiz şekilde yattığını gördü. C.A. sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından tedbir amaçlı ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ekiplerden iyi haberi alan Şemsi Erzurum ise komşusu C.A.’ya ambulansa kadar eşlik ederken, derin nefes aldı. "Vicdanen rahatsız oldum" Ekiplerin çalışması sırasında komşusundan iyi bir haber bekleyen Şemsi Erzurum, "Komşumuz şeker hastası ve kimsesi yok. Bende kendisini akşam saatlerinde hastaneye gitmesi için aramıştım. Çok kez aradım ve geceye kadar ulaşamadığım için vicdanen rahatsız oldum. Polisi ve itfaiyeyi aradım. İnşallah sağ çıkar inşallah bir şey olmaz. İyi bir komşumuz. İnşallah sağlığı, sıhhati yerinde olur. Komşum inşallah iyi olur. Bende mutlu olurum. Soğukta olsa ben vicdanen rahatsız oldum" dedi. "Çok şükür bulundu" Komşusundan gelen iyi haberi gülücüklerle karşılayan Erzurum, "Çok şükür bulundu. Sağ salim bulunduğuna çok sevindim. Bayılmış içeride ve şimdi de hastaneye götürüyorlar. İnşallah iyi olur. Geçmiş olsun" ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Kırıkkale’de "kız meselesi" nedeniyle çıkan kavgada 3 kişi yaralandı: 5 gözaltı Kırıkkale’de iki grup arasında "kız meselesi" nedeniyle çıkan tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi sonucu 3 kişi yaralanırken, olayla ilgili 5 şüpheli gözaltına alındı. Olayın ardından firar eden 3 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı. Olay, Sanayi Mahallesi Alparslan Türkeş Bulvarı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, O.D. (29), Y.K.K. (21), Y.Ö. (19) ile M.D. (19), T.C. (21), Y.K. (21), M.D. (17), M.K. (23), H.M.C. (23), U.K. (18) ve A.A.U. isimli şahıslar arasında "kız meselesi" nedeniyle tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi üzerine, O.D. tüfekle, Y.Ö. bıçakla, Y.K.K. ise darp edilerek yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Yaralılar, ambulanslarla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede tedavileri süren 3 yaralının da hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Saldırının ardından araçla kaçan şüpheliler, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla bağlantılı olduğu belirlenen H.M.C., U.K. ve A.A.U. isimli firari şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi. Silahlı kavganın yaşandığı bölgede Olay Yeri İnceleme ekiplerince yapılan çalışmada, bir adet tabanca ile 4 adet kovan ele geçirildi. Şüphelilerin yakalandığı araçta ise bir adet av tüfeği ve sentetik ecza hapı bulundu. Şüpheliler hakkında "kasten yaralama", "mala zarar verme" ve "genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarından adli işlem başlatılırken, her iki tarafın da çeşitli suçlardan sabıkalarının bulunduğu öğrenildi.