GÜNDEM - 08 Kasım 2019 Cuma 17:41

AGED Başkanı Saral: 'Mamul ihracatımız, 2023’te 2,3 milyon tona ulaşacaktır'

A
A
A
AGED Başkanı Saral: 'Mamul ihracatımız, 2023’te 2,3 milyon tona ulaşacaktır'

AGED Başkanı Mustafa Saral, düzenlediği basın toplantısında, "Biz yatırımlarımızı ve gelecek planlamalarımızı tamamen ihracat odaklı yürütüyoruz. 2023 hedefimiz 6 milyon ton üretim kapasitesine ulaşmaktır. Bugün 900 bin ton olan mamul ihracatımız, 2023’te 2,3 milyon tona ulaşacaktır." dedi.

Atık Kâğıt Geridönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED), kâğıt sanayiide yaşanan gelişmeleri düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Toplantıda yatırımlarını ihracat yapmak üzere kuran bir sektör olduklarını söyleyen AGED Başkanı Mustafa Saral, "Biz yatırımlarımızı ve gelecek planlamalarımızı tamamen ihracat odaklı yürütüyoruz. 2023 hedefimiz 6 milyon ton üretim kapasitesine ulaşmaktır. Bugün 900 bin ton olan mamul ihracatımız, 2023’te 2,3 milyon tona ulaşacaktır." dedi.

"Kâğıt sanayii 1 TL ek vergiyi bile kaldıramaz"
Saral, "Kâğıt sanayicileri olarak şu an dünyadaki en pahalı atık kâğıt fiyatları ile üretim yapmakta zorlanıyoruz. Ayrıca, son yıllardaki kur artışları yanında enerji, işçilik ve diğer maliyetlerimiz katlanarak arttı. Bütün bunların üzerine, ithal ettiğimiz atık kâğıda 1 TL’lik ek bir vergi gelmesi, bizi durma noktasına getirir. Dünyada yaşanan ekonomik daralma, satışları düşürmüşken sektör bunu kaldıramaz. Ek verginin gelmesi halinde maliyetlerin artacaktır. Maliyetimizi karşılamak zorunda kalacağız ve tasarruf edeceğiz. Edeceğimiz yer de ham maddemiz olacak. Bu durumun sektöre olumlu yansıma gibi bir olasılığı yok. Bizim ihracat şansımız kaybolacaktır, bıçak sırtı bir yerdeyiz." diye konuştu.

Avrupa’da üretim yapan bir kâğıt fabrikasının ton başı maliyeti 35 euro iken, Türkiye’de bu tutarın 100 euronun üzerine olduğunu ifade eden Saral, "Bugün üretim yapmamız için bize gereken atık kâğıt tonajı 4,2 milyon tondur. Biz bunun ancak 3,2 milyon tonunu ülke içinden temin edebiliyoruz. Üretime ve yatırıma devam etmemiz için ek 1 milyon ton ham maddeyi ithal ediyoruz." diye konuştu.

"Atık kâğıt çöp değildir"
Çöp ithalatı haberlerinin kesinlikle kâğıt sanayii ile ilgili olmadığını vurgulayan Saral, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya plastik kirliğini, okyanuslara dökülen plastik atıkları, bunların doğada yüzlerce yıl kaybolmadığını konuşuyor. Biz kâğıdız, sadece bizim ülkemizde atık kâğıt, atık plastikle aynı kefeye konuyor. Bu kabul edilemez bir durumdur. Kâğıt en doğa dostu ambalajdır. Siz hiç kâğıda sarılıp ölen bir balık ya da kaplumbağa resmi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü yok. Bizim ithal ettiğimiz kâğıt yüzde 99 temiz kâğıt, yüzde 1’lik oran da dünyanın tolere ettiği orandır. Biz çöp işleyemeyiz, plastikten kâğıt yapamayız. Bunun için biz tamamen kâğıt ithal ediyoruz. Denetimlere de tamamen açığız."

"1 milyondan fazla insana istihdam sağlıyoruz"
Türkiye’de, sokak toplayıcıları da dahil 1 milyondan fazla insanın kâğıt sektöründen ekmek yediğini hatırlatan Mustafa Saral, "Yaptığımız üretimle her yıl 55 milyon ağacın kesilmesini önlüyoruz. Katma değeri düşük ham madde alıp işleyerek ihraç ediyoruz. 40 yılda dünyadaki önemli kâğıt üreticileri haline getirdiğimiz sektör, sonrası ve etkileri çok iyi hesaplanmayan bir ek vergiye kurban edilmemeli, istihdamı baltalamamalı." ifadelerini kullandı.

"Sokak toplayıcıları bu işin çok önemli bir parçası"
Evlerden direkt atık toplayamadıkları ve sokak toplayıcılarının bu evsel atıkları çöplerden ayrıştırdıklarını belirten Mustafa Saral, sokak toplayıcıları sürecin çok önemli bir parçası, Türkiye’de bir yılda toplanan 3,2 milyon ton atık kâğıdın 700 bin ton kadarını sokak toplayıcıları topluyor. Onlar da bizim çalışanımız, biz olmazsak onların topladığı kâğıdı satabilecekleri bir yer yok. Avrupa’ya satamazlar. Avrupa bir ton atık kâğıda 200 lira verirken biz 300 liraya alıyoruz." diye konuştu.

Sıfır Atık Projesinin kendilerini umutlandırdığını ve en büyük ayaklarından biri olduklarının altını çizen Saral, "Sıfır Atık Projesi kâğıt, cam, metal ve plastik gibi emtialardan katkı payı alacak ve bu katkı payı sayesinde biz de atık hammadde toplama oranlarımızı gelişmiş ülkeler gibi yüzde 80-85 civarına çekebileceğiz. Kâğıt sanayii olmazsa Sıfır Atık Projesinin çökecektir. Üretim yapamaz hale gelirsek toplanan atık kâğıtları ortada kalır. Atık kâğıdı ihraç edemezsiniz çünkü Avrupa ihtiyaç duyduğundan fazla atık kâğıdı topluyor, yani atık kâğıdınızı Avrupa’ya satamazsanız. Çin de alımları durdurdu. Devlet kâğıt sanayiini desteklemeli." şeklinde sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Güney Marmara’da bu yıl tarımda verim yüksek Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir İl Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur, Balıkesir başta olmak üzere Güney Marmara’daki tarım faaliyetlerini yakından takip ettiklerini belirterek geçtiğimiz yılın aksine, bu yıl yağış rejiminin üreticilere verimli bir sezon yaşattığını vurguladı. Güney Marmara Bölgesi’nde bu yıl tarım faaliyetleri oldukça verimli geçiyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir İl Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur’un açıklamalarına göre, bölgede başta buğday ve arpa olmak üzere birçok üründe yüksek verim elde ediliyor. Özellikle son yıllarda yaşanan kuraklık sorunlarının bu sezon görülmemesi de üreticinin yüzünü güldürüyor. Mısır ve ayçiçeği ekimlerinin de yoğun olarak devam ettiğini ifade eden Burak Uğur, sanayilik domates üretiminde de ciddi bir artış yaşandığı belirtti. Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir İl Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur, “Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir il başkanlığı olarak, tüm Balıkesir ilindeki çiftçilik faaliyetlerini yakinen değerlendiriyor ve takip ediyoruz. Şu anda da bu dönem itibariyle Güney Marmara Bölgesi’nde ağırlıklı olarak hububat hasat dönemine doğru yaklaştığımızı ifade edebiliriz. Tüm üreticilerimiz şu an yoğun bir şekilde hububat hasadını beklemektedirler. Şu an buğday ve arpaya baktığımızda yetiştirilme periyotları içerisinde son derece sağlıkla, bu döneme ulaştıklarını ifade edebiliriz. Özellikle son yıllarda yaşadığımız kuraklığı, bu sezon yaşamadık. Bu sezon yağış rejimi anlamında çok güzel bir buğday ve arpa yetiştiricilik sezonu yaşadık” dedi. "Üretici heyecanla fiyatlandırma bekliyor" Burak Uğur, verimli bir sezon geçiren üreticinin merakla fiyatlandırma beklediğini dile getirerek, “Şu an üreticilerimiz ciddi bir şekilde fiyatlandırma bekliyor. Ürünlerinin ne kadara satılacağına dair merak içindeler. Bizler de ivedilikle, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üreticimize değer katacak ve üreticimizin tarımsal faaliyetini devam ettirecek nitelikte bir fiyat açıklamasını bekliyoruz” diye konuştu. "Sanayilik domateste ekim bu yıl yüzde 50 arttı" Güney Marmara’daki diğer tarımsal faaliyetler ile ilgili de bilgi veren Burak Uğur, "Güney Marmara Bölgesi’nde mısır ve ayçiçeği ekimleri de devam ediyor. Hem ayçiçeğinde, hem de mısır türünde şu anda yaklaşık yüzde 50 civarında ekimlerin tamamlandığını gözlemliyoruz. Sanayilik domates türünde de ekimlerin geçtiğimiz yıla nazaran bu yıl ciddi oranda arttığını gözlemliyoruz. Sanayilik domates türünde ekim bu yıl yüzde 50 civarında arttı diyebiliriz. Biz her zaman tarım profesyonelleri olarak üreticimizin, çiftçimizin yanındayız. Tüm dertlerine ve problemlerine ses olmaya, teknik anlamda da destek olmaya mücadele ediyoruz. Emek veren ve üretim yapan tüm dostlarımıza bol bereketli sezon diliyoruz" ifadelerinde bulundu.
Ankara MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Terörizme boyun eğmek bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Terörizme boyun eğmek bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir. Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır" dedi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirilen "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı" açılışı öncesinde açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin seçim atmosferinden uzaklaşması gerektiğini belirten MHP lideri Bahçeli, "Türkiye seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır. Yumuşama ve normalleşme çağrıları sözde kalmamalıdır. Hem nalına hem mıhına vurarak ulaşacağımız bir yer yoktur. Milli birlik ve kardeşlik hissiyatının tahkimi, halka halka genişleyen sosyal, ekonomik ve yasal reformların takviyesi, milletimizin taleplerinin temini önümüzdeki asıl gündem konusudur. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalamak milli yeminimiz olmalıdır. İç ve dış vesayet odaklarının tertip ve tezgahlarını boşa çıkarmak, Türkiye’yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak hepimizin mütemadi vazifesidir. Temiz toplum, temiz siyaset, tertemiz ve parlak bir gelecek için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Önce ülkem ve milletim diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır" diye konuştu. "Terörist Demirtaş’ın ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür" "Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir" diye konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları kaydetti: "Terörizme boyun eğmek bir uzlaşma veya yumuşama değil, acziyet ve teslimiyettir. Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır. ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’ suçunu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak uzlaşma ve yumuşama değil, tükeniş ve altüst oluş demektir. Terörist Demirtaş’ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür. Mesele milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz usulde değil üslupta olmalıdır. Usul esasa mukaddemdir, yani usul esastan önce gelmektedir. Özellikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki, böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, krizlere ortam açmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir ve mutlak butlanla batıldır. Kutuplaşmayı besleyenler bellidir. Karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanlar berrak şekilde karşımızdadır. Yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayıp, önce yürürlükteki anayasaya uyma şartını masaya koyanlar, ilave olarak Cumhurbaşkanımızın bir kısım tasarrufunu, 31 Mart’tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun düşmediğini iddia edenler alışkın oldukları bulanık havayı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır. Siyasette yumuşama pek tabii sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanmalıdır. Aksini düşünmek sorumsuzluktur. Ancak yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli, böylesi bir tarihi yanlışa da tavsiyem heves etmemelidir. Özellikle altını çiziyorum ki, kumpasçılarla işimiz olamaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz." "FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayri meşru hiyerarşik sistem kuranlarla asla yolumuz kesişmez" "Devletin içinde, FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayri meşru hiyerarşik sistem kuran, güç devşiren, pozisyon mücadelelerine girişen, kendi tarikat veya cemaat mensupları dışında kim varsa fişleyip berhava etmek için nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez" ifadesini kullanan MHP lideri Bahçeli, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Devletin, hukukla yollarını ayırdığı anda herhangi bir çeteden farkının kalmayacağı bilinen bir husustur. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi müessirdir ve dört başı mamur şekilde çalışmaktadır. Hiç kimse kendisine güç vehmetmemeli, karanlık senaryolarla, sipariş talimatlarla, gizli tanık ifadeleriyle, üstlendiği görevi kötüye kullanmak suretiyle iç huzur ve barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır. Eğer bu kalkışma olursa, buna cüret edenlerin başı mutlak surette ezilmeli, bağ ve bağlantılarının, devlet, toplum ve medya içindeki uzantılarının tasfiyesi, tecridi ve tecziyesi acilen sağlanmalıdır. Mevzubahis konu, devlet ve milletin istikbali ise hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Terörist Demirtaş’ın, Sorosçu Kavala’nın ve Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç işgal cephesinde konuşlananları dürte dürte harekete geçirenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz. Atalarımızın dediği üzere, düşman karınca bile olsa, kendimizi merdane tutacağız. Doğruları söylemekten hiç korkmayacağız." FETÖ ve FETÖ benzeri yapıların devlet içinde feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceklerini belirten Bahçeli, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında olduklarını ifade etti. "Sadece kapımız değil kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır" MHP belediyeciliğinde haysiyet ve huzurun hakim olduğunu söyleyen Bahçeli, "Sadece kapımız değil kalbimiz de her vatandaşımıza açıktır. Belediye başkanlarımızdan hassaten ricam, üstlendikleri vazifenin hakkını sonuna kadar vermeleridir. Partizanlık bize uzaktır. Kayırmacılık bize yabancıdır. Eş, dost ve akrabaları kollamak, onlara liyakat esaslarını çiğneyerek makam tahsis etmek bizim siyasi ahlakımıza terstir ve aynı şekilde vebaldir. Oy veren oy vermeyen ayrımıyla hizmette tarafgir davranmak bizimle anılamayacak, bizim kitabımızda yazmayacaktır. Yörelerinizdeki her insanımızı bir ve eşit görünüz. Onları Cenab-ı Allah’ın bir emaneti kabul ediniz. Bir selamın bin hatır edeceğini unutmayınız. Tevazuu elden bırakmayınız. Alicenap ve müşfik bir tavrın izinden ayrılmayınız. Büyüklenmek yerine sofradaki ekmeği büyütmek için çaba harcayınız. Şehirlerinizin, beldelerinizin çehresini Türk ve Türkiye Yüzyılı’na müzahir şekilde güzelleştirip güçlendiriniz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı gönüller yapmak, gönüller kazanmak, gönüllere girmek için seferdedir" dedi. Belediye başkanlarına tavsiye Belediye başkanlarına görev ve sorumlulukları konusunda tavsiyede bulunan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: "Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca imar, su, kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı sorunlarını çözmek değildir. Belediyenin görev ve sorumlulukları yalnızca; çevre, çevre sağlığı, temizlik, katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma, ambulans, şehir içi trafik, defin, mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, kültür, sanat, turizm, tanıtım, gençlik, spor, orta ve yüksek öğrenim yurtları alanlarında iş üretmek, hizmet vermek değildir. Belediye demek insan onuruna, insan şerefine, insanın varlık haklarına sonsuz bağlılık, anlayışlı ve kucaklayıcı muamele demektir. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızı görmeyen, gözetmeyen, onların yanında olmayan belediye gerçek manada görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş sayılamaz. Bizim belediyeciliğimizde insanı bilmek, insanla can beraberi olmak asıldır ve hakimdir. Bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı yönetimindeki belediyelerde esas ve bağlayıcı husus hep bu olmuştur. Ümit ederim ki, bundan sonra da böyle olacaktır." "Gerekirse 105 yıl önceki adımı bir kez daha atarız, yeniden Kocatepe’ye karargâh kurarız" 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’na ilişkin de konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, "19 Mayıs, aynı zamanda tam bağımsızlığa giden sürecin ilk halkasıdır. Tarihte her şey ilk adımla başlamıştır. Adımlar birleşip yürüyüş olmuştur. Yürüyüşler gönüllerde yükselip mücadeleyle buluşmuştur. Mücadeleler genişleyip tarihin sayfalarını mühürlemiştir ve bir an gelmiş, o tarih Türk diye okunmuştur. Gün olmuş, o tarih Türk milletinin kahramanlıklarını insanlığın idrakine şakır şakır söyletmiştir. Tam 105 yıl önce Samsun’dan; Milli Mücadele’nin ilk adımı atılmıştır. İşgal ve esarete karşı ilk hamle yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk harcı karılmıştır. Türk milleti, Samsun’dan İzmir’e kadar inançla yürümüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Samsun’dan başlattıkları yürüyüşle yorgunluğu ve yılgınlığı aşmışlardır. Vatanımıza göz diken, varlığımıza kefen biçen emperyalist vahşilik ilk cevabını Samsun’dan almıştır. 19 Mayıs; milliyetçi şuurun millet iradesine döndüğü ilk merhaledir. 19 Mayıs; zalime, haine, alçağa, işbirlikçiye yıldırım gibi çarpan Türk’ün kudretli yüzüdür. 105 yıl önce Türk milleti zafere doğru harekete geçmiştir. İlk adım; vatanı sahipsiz, milleti çaresiz sanan bedhahlara karşı var oluş kıyamıdır. İlk adım; bölünmemizi, parçalanmamızı, tarihten silinip gitmemizi amaçlayan müstevlilere ve işbirlikçilere karşı Türk milletinin imanlı cevabıdır. İlk adım; bitmemizi, tükenmemizi, yersiz yurtsuz kalmamızı projelendiren zalimleri İzmir’e kadar kovalayan kahramanlığın şahlanışıdır. Bu şahlanışa hürmet ve hayranlık duyuyoruz. Buna leke sürdürmemek için biz de adımlarımızı sıklaştırıyoruz, biz de 19 Mayıs’ın ruhuyla zillete, rezalete, ihanete, yerli ve yabancı çıkar gruplarına sonuna kadar direniyoruz. Samsun’dan atılan ilk adım devletimizin yol haritası, aziz milletimizin kahramanlık beratıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’yi tarihin gerisine düşürmeye kimsenin gücü de nefesi de yetmeyecektir. Çünkü ilk adımın ruhu maşeri vicdanda hala kor gibi durmaktadır. Gerekirse 105 yıl önceki adımı bir kez daha atarız, yeniden Kocatepe’ye karargâh kurarız. Gerekirse Dumlupınar’a aşkla koşar, namertlere kafa tutarız. Yetmezse soluğu İzmir’de alırız, önümüze kattığımız ne kadar hain, bölünmemizi bekleyen ne kadar şiddet ve şekavet yuvası varsa denize dökeriz. Dün yaptık, yine yaparız. Dün başardık, bir kez daha başarırız. Kendimize güveniyoruz" şeklinde konuştu. Bahçeli, konuşmasının ardından basın mensupları tarafından Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde gerçekleştirilen operasyon sürecine ilişkin sorulan soruya, "Çok sağlıklı, dürüst, ahlakça ve milli şuura dayalı bir anlayışla yakından takip ediyoruz" yanıtını verdi.
Balıkesir Güney Marmara’da bu yıl tarımda verim yüksek Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir İl Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur, Balıkesir başta olmak üzere Güney Marmara’daki tarım faaliyetlerini yakından takip ettiklerini belirterek geçtiğimiz yılın aksine, bu yıl yağış rejiminin üreticilere verimli bir sezon yaşattığını vurguladı. Güney Marmara Bölgesi’nde bu yıl tarım faaliyetleri oldukça verimli geçiyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir İl Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur’un açıklamalarına göre, bölgede başta buğday ve arpa olmak üzere birçok üründe yüksek verim elde ediliyor. Özellikle son yıllarda yaşanan kuraklık sorunlarının bu sezon görülmemesi de üreticinin yüzünü güldürüyor. Mısır ve ayçiçeği ekimlerinin de yoğun olarak devam ettiğini ifade eden Burak Uğur, sanayilik domates üretiminde de ciddi bir artış yaşandığı belirtti. Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir İl Başkanı Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur, “Türkiye Ziraatçılar Derneği Balıkesir il başkanlığı olarak, tüm Balıkesir ilindeki çiftçilik faaliyetlerini yakinen değerlendiriyor ve takip ediyoruz. Şu anda da bu dönem itibariyle Güney Marmara Bölgesi’nde ağırlıklı olarak hububat hasat dönemine doğru yaklaştığımızı ifade edebiliriz. Tüm üreticilerimiz şu an yoğun bir şekilde hububat hasadını beklemektedirler. Şu an buğday ve arpaya baktığımızda yetiştirilme periyotları içerisinde son derece sağlıkla, bu döneme ulaştıklarını ifade edebiliriz. Özellikle son yıllarda yaşadığımız kuraklığı, bu sezon yaşamadık. Bu sezon yağış rejimi anlamında çok güzel bir buğday ve arpa yetiştiricilik sezonu yaşadık,” dedi. “Üretici Heyecanla Fiyatlandırma Bekliyor” Burak Uğur, verimli bir sezon geçiren üreticinin merakla fiyatlandırma beklediğini dile getirerek, “Şu an üreticilerimiz ciddi bir şekilde fiyatlandırma bekliyor. Ürünlerinin ne kadara satılacağına dair merak içindeler. Bizler de ivedilikle, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üreticimize değer katacak ve üreticimizin tarımsal faaliyetini devam ettirecek nitelikte bir fiyat açıklamasını bekliyoruz,” diye konuştu. “Sanayilik Domateste Ekim Bu Yıl %50 Arttı” Güney Marmara’daki diğer tarımsal faaliyetler ile ilgili de bilgi veren Burak Uğur, “Güney Marmara Bölgesi’nde mısır ve ayçiçeği ekimleri de devam ediyor. Hem ayçiçeğinde, hem de mısır türünde şu anda yaklaşık %50 civarında ekimlerin tamamlandığını gözlemliyoruz. Sanayilik domates türünde de ekimlerin geçtiğimiz yıla nazaran bu yıl ciddi oranda arttığını gözlemliyoruz. Sanayilik domates türünde ekim bu yıl %50 civarında arttı diyebiliriz. Biz her zaman tarım profesyonelleri olarak üreticimizin, çiftçimizin yanındayız. Tüm dertlerine ve problemlerine ses olmaya, teknik anlamda da destek olmaya mücadele ediyoruz. Emek veren ve üretim yapan tüm dostlarımıza bol bereketli sezon diliyoruz,” ifadelerinde bulundu. (UOS-
Muğla Muğla’da Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tanıtımları devam ediyor Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2024-2025 eğitim öğretim yılında uygulanacak olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin tanıtımları, Muğla’da tüm hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz hafta, İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay başkanlığında, 13 ilçenin müdürlerine tanıtılan model, bu hafta da Menteşe’deki okul ve kurum müdürlerine tanıtıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantının ardından İlçe Milli Eğitim Müdürü İdris Kömürcü kısa bir konuşma yaptı. İl Milli Eğitim AR-GE Koordinatörü Enver Tufaner, modelin ana başlıkları altında bir tanıtım sunumu gerçekleştirirken, sunum sonrası İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay, okul müdürlerine hitap etti. Eğitim sistemine köklü bir değişiklik getirecek olan Maarif Modeli’nin okul idarecileri ve öğretmenler tarafından doğru şekilde anlaşılıp benimsenmesinin önemine değinen İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay; “Bakanlığımız tarafından büyük bir birikim ve emekle hazırlanan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin içimize sinmesi, aklımıza yatması çok önemli. Öğretmenlerimizin aklında, gönlünde yer etmeyen hiçbir model, dünyanın en iyi projesi de olsa, en iyi müfredatı da olsa başarıya ulaşamaz. Bu modelin kalitesi, öğretmenlerimizin bu işe sahip çıkıp güzel bir şekilde uygulayıp öğrencinin yüreğine, beynine, ruhuna ulaştırması ile artar. Dolayısıyla okul liderleri olarak en başta sizlerin bu modeli bilmesi açısından bu bilgilendirme toplantısını tertip ettik. Sizlerin liderliğinde, kıymetli öğretmenlerimizin emek ve gayretleriyle, 21. yüzyılın ihtiyaçlarına, küresel rekabet ortamına ve Türkiye’nin vizyonuna uygun, kadim değerlerimizi hayatına yansıtan erdemli bireyler yetiştireceğiz” dedi. Hızla değişen dünyada, eğitim anlayışının da değiştiğini belirten İl Müdürü Çay; "Bilgi çağındayız ve artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Herkes her şeyi biliyor. Neyin yanlış olduğunu, neyin doğru olduğunu çok iyi biliyoruz; ama bilgiyi, eyleme dönüştürebilen bir toplum inşa etmemiz gerekiyor. Öğrencilerimizi, sadece bilgiyle donatmakla geleceğe hazırlayamayız. Son dönemde pandemi ile beraber adeta kırılmaların yaşandığı bu çağda, revize etmek, yenilemek, değiştirmek hepimiz açısından makul ve mantıklı olan bir durum. Beceri odaklı ve bütüncül eğitim yaklaşımını içeren Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bu noktada önem teşkil ediyor. Öğrencilerimizi zihinsel, sosyal, duygusal, duyusal, fiziksel ve ahlaki açıdan bir bütün olarak gören bütüncül eğitim yaklaşımıyla, geleceğe daha güçlü şekilde hazırlayacağız" şeklinde konuştu. Toplantı, okul müdürlerinin görüş ve önerilerinin alınmasının ardından iyi dilek ve temennilerle sona erdi. İl Müdürü Emre Çay, toplantı sonrasında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğretim Programı Eğitici Eğitimi Kursu’na katılacak olan öğretmenlerle video konferans yöntemiyle bir araya geldi. Menteşe Halk Eğitimi Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tanıtım toplantısına, İl Milli Eğitim Müdürü Emre Çay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İdris Kömürcü ve Menteşe’deki tüm okul ve kurum müdürleri katıldı.