GÜNDEM - 12 Eylül 2022 Pazartesi 17:11

Ahmet Özal, 12 Eylül sürecinde Turgut Özal’ın yaşadıklarını İHA’ya anlattı

A
A
A
Ahmet Özal, 12 Eylül sürecinde Turgut Özal’ın yaşadıklarını İHA’ya anlattı

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu ve TEK Partisi Genel Başkanı Ahmet Özal, ilk kez anlattığı 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Babama Maliye Bakanlığı teklif ediyorlar, babam bu şekilde ekonomiyi yönetemeyeceğini söylüyor ve mecburen babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini rahmetli babama bağlıyorlar” dedi.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında gerçekleşen 12 Eylül darbesi ile Türkiye Cumhuriyeti, silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü müdahalesini yaşamıştı. Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi.

517 kişinin ölüm cezasına çarptırıldığı süreçte, 50 kişi idam edildi. 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığı bu dönemde, yaklaşık 100 bin kişi örgüt üyesi olma suçundan yargılandı, 30 bin kişi ise sakıncalı olduğu iddiasıyla işten çıkarıldı.

Hafızlara böyle kazınan 12 Eylül kanlı darbe sürecine bizzat şahitlik eden, dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, babasının yaşadıklarını ilk kez İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

Kanlı darbe döneminde Başbakanlık görevini Süleyman Demirel’in yürüttüğünü hatırlatan Ahmet Özal, “Rahmetli babam da Başbakanlık Müsteşarı. Hatta gazetelerde çıkan yazılarda ‘Gölge Başbakan’ olarak adı geçer. Ekonomiden tamamen sorumlu olan bir durumdaydı ve o zaman 24 Ocak Kararları alınmıştı. Türk ekonomisinde liberalleşme politikaları ve ekonomi düzelmeye başlamıştı” dedi.

“Beni alırlar diyor ve abdest alıp bekliyor”

12 Eylül 1980 sabahını anlatan Ahmet Özal, Turgut Özal’ın odasında askerleri beklediğini belirterek, “12 Eylül olduğu zaman rahmetli bunun haberini alıyor. Sabah kalkıyor. ‘Nasıl olsa beni alırlar’ diyor. Çünkü Başbakanlık Müsteşarı. En önemli adam orada. Sabah abdest alıyor, namazını kılıyor. Kahvaltısını ediyor, giyiniyor ve bekliyor. Saat 07.00 sıralarında askerler makineli tüfekle geliyor. Alıp götürüyorlar” diye konuştu.

“Paşam ben Maliye Bakanlığı ile Türkiye’nin ekonomisini idare edemem”

Turgut Özal’ı 12 Eylül sabahında nereye götürdüklerini kimsenin bilmediğini, kendisinin anlatmasıyla sonradan öğrendiğini söyleyen Ahmet Özal, şunları kaydetti:

“İlk götürdükleri yer Cumhurbaşkanlığı Köşkü. Babam ‘İçeri girdim. Baktım Evren Paşa ve dört tane kuvvet komutanı, bir de rahmetli Turan Feyzioğlu oturuyormuş orada’ diyor. Evren Paşa, ‘Sayın Özal, ekonomi düzelmeye başladı. Yeni hükümetimizde Başbakan Turan Feyzioğlu olacak, sizi de Maliye Bakanı olarak istiyoruz’ diyor. Babam da ‘Paşam ben Maliye Bakanlığı ile Türkiye’nin ekonomisini idare edemem. Bana Merkez Bankası, Hazine, Bankalar, Devlet Planlama Teşkilatı, hepsi bağlı olursa koordinasyonu sağlayabilirim, aksi takdirde sadece Maliye Bakanlığı ile ekonomiyi idare edemem’ diyor. Bu arada Feyzioğlu ayağa kalkıyor, ‘Efendim bu Anayasa’ya aykırı, böyle bir şey olamaz’ diyor. Rahmetli babam gülümsüyor ve diyor ki ‘Sayın Feyzioğlu, bu sabah darbe oldu. Size söylemediler mi, Anayasa burada oturuyor.”

“Babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini bağlıyorlar”

Turgut Özal’ın devletin ekonomisinin başına geçiş sürecinden bahseden Ahmet Özal, “Babamın şartlarını kabul etmedikleri için babam ‘Ben yardımcı olamayacağım çünkü ben sırf bir koltuk için oraya oturmam. Ülkeme hizmet edebiliyorsam ederim, edemezsem de orada oturmam’ diyor ve kapıdan çıkıyor. Koridorda yürürken öbür kapıdan Evren Paşa babamın önünü kesiyor. ‘Sayın Özal, kabul etmek zorundasınız’ diyor. Babam memnuniyetle ülkeye hizmet etmek istediğini, ama bir tek Maliye Bakanlığı ile bunu halledemeyeceğini söylüyor. Başarılı olamayacaklarını söylüyor. Sonunda mecburen babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini rahmetli babama bağlıyorlar” ifadelerini kullandı.

“Turgut Bey, görevi kabul et”

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 12 Eylül kanlı darbesi sürecinde ekonomiden sorumlu olma görevi için dönemin Başbakanı Demirel’den icazet aldığını anlatan Ahmet Özal, “Orada bir şey daha söylüyor, bir şartım var diyor. ‘Bu sabah darbe olana kadar başbakan Süleyman Demirel, ben de onun müsteşarıydım. Onun da icazetini almam lazım’. Mecburen 15.30’da Zincirbozan’dan Demirel ile konuşturdular. Süleyman Bey’in cevabı da ilginçtir, ‘Turgut Bey, görevi kabul et. Çünkü senin görevi kabul etmen bizim başlattığımız ekonomi programının doğruluğunun ispatıdır’ diyor. Sonra babam görevi kabul ediyor” diye konuştu.

“Bülent Ulusu’nun adı geçiyor, Ulusu da başbakan oluyor"

Bülent Ulusu’nun Başbakan oluşuyla alakalı da konuşan Ahmet Özal, “Bu arada Feyzioğlu da milletvekiliydi. Babam şöyle bir şey söylüyor, ‘Paşam 450 milletvekilinin 449 tanesini hapse attınız. İçinden bir tanesini başbakan yapmanız biraz garip olmaz mı. Madem darbe yaptınız emekli paşayı yapmanız lazım’ diyor, bunun üzerinde Bülent Ulusu’nun adı geçiyor. Bülent Ulusu da başbakan oluyor” ifadelerini kullandı.
Turgut Özal’ın Devlet Bakanlığı görevini 1982 yılına kadar sürdürdüğünü dile getiren Ahmet Özal, Turgut Özal’ın 12 Eylül sürecinde hukuki süreç yaşayan kişileri serbest bıraktığını belirterek, “Rahmetli iktidar olduktan sonra idamların hiçbirini onaylatmadı. Hepsini serbest bıraktı. İdamları yaptırtmadı. Sağdan veya soldan hapiste işkence görenlerin hepsini bıraktı” diye konuştu.

Huzeyfe Tarık Yaman - Sadettin Aliusta
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.