SPOR - 19 Şubat 2020 Çarşamba 17:27

Ali Koç: 'Fenerbahçe olarak Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız'

A
A
A
Ali Koç: 'Fenerbahçe olarak Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız'

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir ile ilgili, “Fenerbahçe olarak Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız" dedi.

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, düzenlediği basın toplantısında Türkiye Futbol Federasyonu’nun durumuyla ilgili konulara değindi. 2019’da yapılan TFF seçimleri hakkında konuşan Koç, "Biz çok ümitliydik, Türk futbolunun yapısal sorunlarını gidermek için. Futbolumuzu rekabetçi ve sürdürülebilir yapmak adına ve her şeyden önemlisi uzun zamandır hasret kaldığımız adil rekabet ortamını inşa etmek için büyük bir ümit olarak gördük. Bu duygular içindeydik. Seçimden önce bunu ilgili kişilere aktardık. Hiçbir şekilde isim dahi söylemedik. Etsek de olmayacakmış zaten. Çünkü isimler başka türlü belirleniyormuş. 8 aylık sürede yaşadıklarımızdan sonra ne kadar naif beklentiler içinde olduğumuzu üzülerek anladık, hatta kabullenmek zorunda kaldık" diye konuştu.

"Bu şekilde fazla yol kat edemeyeceğiz"

Koç, TFF başkanlık seçimlerine ilişkin, "TFF başkanının hangi sahiplerle, hangi özel sebeplerle belirlendiğini, yönetim kurulunun nasıl oluşturulduğunu, kurullara nasıl adam sokulduğunu, futbolun içindeki olan özel dengelerle bunları daha iyi anladık. Gördük ki aslında bu kafayla, bu zihniyetle bundan sonraki yönetimler için de bu şekilde davranılacaksa çok fazla yol kat edemeyeceğiz. Türkiye futbolu bürokratlardan, belediyede yöneticilik yapmış kişilerden, futbola ilgisi olmayan ama kamu ihalesine daha çok önem veren profillerle ilerleyemeyeceğiz.

Bunun ilerlemesi için bu işten anlayan, futbolun değer zincirinin bir kısmından gelen değişik tecrübelere sahip bir insanların bir araya gelerek olacağını görüyoruz. Federasyonda 2 kişiden bahsetmek isterdim sizlere görev alan. Arkadaşlarımızın itirazı üzerine bu iki ismi söylemeyeceğim. Birinin Fenerbahçe’ye karşı olan tutumu, normal hayattaki konumu dolayısıyla uluslararası normlara uymayan kişiden bahsedecektim. Pek de futbolla alakası olmayan, çoğumuzun tanımadığı ama TFF’ye girdikten sonra birçoğumuzun hala tanımadığı, nasıl orada olduğunu, nasıl seçildiğini görevini paylaşacaktım ama buna şimdilik arkadaşların da ricası üzerine girmeyeceğim” dedi.

“Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız”

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir hakkında konuşan Koç, “Bizi son 1 hafta, 10 gündür en çok meşgul eden unsurlardan biri. Şimdi Nihat Bey 18 yıl Fenerbahçe’de hizmetleri olmuş, başkan yardımcılığı yapmış, futbolun içinden gelen, Fenerbahçe’ye mesai harcamış biri. 6 yılında da beraber çalışma şansımız oldu. Bu 6 yılın 1 yılı da hayatımızın en zor yıllarından biriydi. Kendisi ile şahsi bir problemim tabi ki olamaz. Ancak söz konusu Fenerbahçe ise benim için kırmızı çizgi orasıdır. Biz Fenerbahçe olarak Nihat Bey'e kırgınız, kızgınız. Sebeplerinin bir kaçına tabi ki girebilirim. Geçen sene aslında başladı bu sıkıntılar. Henüz kendisi TFF Başkanı olmamışken, ligin ikinci yarısı 4 hafta oynanmış ve arka arkaya yaşanan problemler, sıkıntılar dolayısıyla bizler sıkıntılı geçen sezonda infihal içindeyiz. Burada bir yabancı maç öncesi kendisi bizi ziyarete geldi ve TFF ile ilgili serzenişlerde bulundu.

Ama aynı hafta 3-4 gün sonra Konya maçı öncesi, ‘Ben TFF tarafsızlığının teminatıyım. Fenerbahçe aleyhine bir uygulamaya göz yummam. Ali Koç ve yönetimi beklentilerin gerisinde kaldı ve günah keçisi arıyorlar üzülüyorum’ dedi. 3 gün arayla bunu söyledi. Son olarak yakın çevre haberi çıktı. Orada da daha çok bizi siyasilere doğru itmekte, tribünleri kışkırtmakla suçluyor. Bundan daha önce 3 Temmuz'da da beraber hizmet etmiş olmamıza rağmen yaptığı açıklamalarda ‘Fenerbahçe’nin başarısı için dua edenleri zan altında bırakmanın kimseye hakkı yok, provakatörler işi yanlış yönlere çekiyor’ diye görüşleri var. Biz Nihat Bey'in çok başarılı olmasını istiyorduk, istiyoruz. Ama işin neresinden tutacağımızı, nasıl köprü kuracağımızı bu kadar çok zik zak içinde hesaplamakta zorluk çekiyoruz. Dolayısıyla bundan sonra nasıl ilerleriz bilmiyorum. Ben büyük bir kulübün başkanıyım, o da TFF başkanı. Ama zor gözüküyor" açıklamasını yaptı.

"Hangi Nihat Bey'le ilişki kuracağımızı kestiremiyoruz"

Tartışmalara neden olan Zorlu'daki toplantıyı hatırlatan Koç, "Türk futbolu dizayn ediliyor diye algı operasyonları yapıldı. Bizim için rutin bir toplantıydı neler konuşuldu anlatmıştım. İş işten geçtikten sonra en son yaptığı toplantıda aynı şekilde başkanlarla da görüştüğünü söyledi. Daha önce yapsaydı. Yüzde 30-40 mevzusu var. İlgimiz, dahilimiz olmamasına rağmen basında bu Fenerbahçe için yapılıyor intibası oluşturuldu. Uzun süre spekülasyonlara neden oldu.

Süreç boyunca hem bizim hem ilgili kişilerin baskı altında kalmasına sebep verildi. Bu talebin gerçek sahibi hiçbir zaman açıklanmadı. Daha harcama limitleri belirlenmemişken, bizim konuştuğumuz konu limitler belirlendikten sonraki süreçti. Biz hangi Nihat Bey'le ilişki kuracağımızı kestiremiyoruz. İnşallah bu süreç hem Türk futbolu için hem Fenerbahçe hem TFF için normalleşme sürecine girebilir. Bizler Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biriyiz. Bizim dediklerimizi TFF Başkanı umursamalıdır” şeklinde konuştu.

Ozan Buğra Koşar - Bozhan Memiş - Güven Mert Ercan - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Aşı her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünü önlüyor DÜZCE(İHA) – Dr. Dilek Yekenkurul, dünya genelinde uygulanan bağışıklama programları ile her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünün önlendiğini söyledi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Dilek Yekenkurul, aşının toplum ve insan sağlığı için önemini anlattı. Aşıyı; “İnsan vücuduna verildiğinde bağışıklık oluşturarak o mikroorganizmayı tanımasını ve ona karşı koruyucu yanıt oluşturmasını, sonrasında da o hastalığa karşı korunmasını sağlayan bir çeşit ilaçtır. Aşılar gücü azaltılmış ya da öldürülmüş mikroorganizmaların kendisinden veya sadece bir bölümünden hazırlanan bir maddedir” şeklinde tanımlayan Dr. Dilek Yekenkurul, aşının onlarca bulaşıcı hastalığı önlemeye katkı sağladığını vurguladı. Güvenli ve etkili Aşının, 20’den fazla bulaşıcı hastalığı önlemek için çevre sağlığı hizmetlerinden sonra, en güvenli ve etkili koruyucu sağlık hizmeti olduğunu vurgulayan Öğretim Üyesi Yekenkurul, “Çiçek hastalığı gibi bazı hastalıklar etkin ve yüksek oranda aşılama ile yok edilmiştir. Ülkemizde de 1930’da çiçek aşısı, 1937’de difteri ve boğmaca aşısı, 1952’de verem aşısı, 1963’te çocuk felci aşısı, 1968’de tetanoz aşısı ve 1970’te kızamık aşısı yapılmaya başlanmıştır. İlk yıllarda yüksek oranda yapılmamasına rağmen birçok insanın hayatı kurtulmuş, bazı salgınlar aşılar sayesinde durdurulmuştur. Ülkemizde şuan çocuklarımıza verem, difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, pnömokok ve hemophilus influenza tip B gibi menenjit ve zatürre aşıları olmak üzere toplam 13 hastalığa karşı aşı yapılmaktadır. Bunların dışında kuduz, zona, HPV, meningokok, influenza (grip), COVID-19, tifo, sarıhumma, japon ensefaliti (beyin enfeksiyonu) ve kolera gibi aşılar bazı risk gruplarına önerdiğimiz diğer aşılardır” dedi. Her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünü önlüyor Dünya genelinde uygulanan bağışıklama programları ile her yıl 2,5 milyon çocuk ölümünün önlendiğinin bildirildiğini ifade eden Yekenkurul, “Aşıların genel özelliği koruyuculuğunun yüksek olmasıdır. Ancak şunu unutmamak gerekir; her aşının koruyuculuğu yüzde yüz değildir. Bu yüzden tüm toplumu aşılamak daha önemli hale gelir. Ayrıca koruyuculuğu yüzde yüze yakın birçok aşı vardır. Aşıların bir özelliği de hastalık seyrinde hafifletici etki yapmasıdır. Örneğin aşı hastalık bulaşmasına engel olmasa dahi, aşılı bir insan da söz konusu olan hastalık daha hafif, aşısız insanda daha ağır hatta bazen ölümcül seyredebilir. Bunu yaşadığımız bazı salgınlarda bizzat kendimiz gördük. Dünya genelinde de bu konuyla ilgili yapılmış birçok çalışma mevcut” ifadelerini kullandı. Aşı yaptıran kişi toplum sağlığını da korumuş olur Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte aşı çalışmalarının daha güvenilir şekilde yürütüldüğünü söyleyen Dilek Yekenkurul, “Tabi ki her ilaç gibi aşının da yan etkileri veya alerji riski vardır, ama nasıl ki bir ilacı mecbur olduğumuz için bu riskleri göze alıp kullanıyorsak aşıyı da böyle düşünmeliyiz. Hatta aşının daha geniş bir etkisi vardır. Örneğin bir insan aşı yaptırdığı zaman sadece kendisini korumaz. Aşılar bulaşıcı hastalıklara yönelik yapılır ve aşı yaptıran kişi o hastalığı geçirmeyeceği için bulaştırıcı kaynak da olmayacaktır; böylelikle etrafındaki insanları yani toplumu da korumuş olur. Hatta aşılar bazen bir salgının bile önüne geçebilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün 1974’te küresel olarak başlatmış olduğu Genişletilmiş Bağışıklama Programı çerçevesinde, aşılanma oranı yüksek olan ülkelerde aşı ile önlenebilir hastalıkların görülme oranında ve ölüm oranlarında düşme görülmesi aşının en büyük kanıtıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
İzmir Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü: “Önemli olan sürdürülebilir, kesintisiz enerjiyi sağlamak” Temiz enerjinin başkenti İzmir, WENERGY-Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’na, ikinci kez ev sahipliği yapıyor. WENERGY Expo’da, eş zamanlı olarak gerçekleşen kongrenin açılış konuşmasını Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü gerçekleştirdi. Öğütçü, İzmir’in elektrik üretiminde Türkiye’deki kurulu güçte İstanbul, Ankara, Kocaeli’yi geçtiğini ve enerjide en büyük üretici olduğunu belirterek, “Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir kesintisiz enerjiyi sağlamak” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ, BİFAŞ ve EFOR Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen WENERGY - 2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı, fuarizmir’de kapılarını açtı. 300’ü aşkın sektör paydaşını, uluslararası alıcı ve yatırımcılar ile buluşturan fuarda, sektörün kamu, yatırımcı, sanayici ve tedarikçileri bir araya geliyor. Fuarla birlikte düzenlenen 22 oturumun gerçekleştirileceği kongrede de sektörün önde gelen isimlerinden akademisyenler, iş insanı ve enerji dünyası temsilcilerinin konuşmacı olarak yer alıyor. Kongrenin açılış konuşması, Londra Enerji Kulübü Başkanı Mehmet Öğütçü tarafından gerçekleştirildi. Hükümet, diplomasi, uluslararası kuruluşlar, bankacılık, enerji ve finansman sektöründe 35 yıllık deneyim sahibi olan Mehmet Öğütçü, “Dünya Enerjisindeki Yeni Dinamikler ve Türk İş Dünyasına Yansımaları” konulu konuşmasında ülkesel, bölgesel ve dünya genelindeki enerji politikalarıyla ilgili görüşlerini paylaştı. “ Enerjide şu an en büyük üretici İzmir” “İzmir gerçekten temiz enerjinin başkentidir” diyen Öğütçü, “İzmir, Türkiye’deki kurulu güce baktığımızda elektrik üretiminde İstanbul, Ankara ve Kocaeli’yi geçmiş bir kent. Enerjide şu an en büyük üretici İzmir ve üretiminin tüketimini karşılama oranı da yüzde 66. Dolayısıyla İzmir’in bu avantajı kullanabilmek açısından bu tür platformların çok büyük önemi var. Çünkü bu ülkenin ve bölgenin yatırıma ihtiyacı var. Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyduğu şey hem yenilenebilir enerji hem enerji verimliliği hem de fosil yakıtlarda yatırım, finansman, teknoloji ve ortaklar. Hem ülke içinde hem de uluslararası ortamda, bu tür toplantılar, fırsatların, risklerin ortaya konması, tartışılması, insanların bir araya geldikleri zaman iş anlaşmaları yapılmasına zemin hazırlar. Ben bu fuarın ve kongrenin bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dünyanın dört bir yanında değişik ortamlarda bu konularda sürekli konuşmalar yapan biriyim, böylesine yerel yönetimin, devletin, iş dünyasının, üniversitelerin bir araya gelip ortak bir çalışma yürüttüğünü görmedim. Bana göre İzmir, sadece temiz enerjinin başkenti değil, Ege’nin, Akdeniz’in, Ortadoğu’nun, Kafkasların, Orta Asya’nın Avrasya’nın genel anlamıyla bölgesel enerji ve iklim değişikliği merkezi olabilir. Belki bu fuar ve kongreler oraya doğru gidişin de habercisi olur” diye konuştu. “Küresel ekonomide, enerjinin dinamikleri değişiyor” Dünya tarihinde hiçbir zaman enerjisiz kalmadığımızı diye getiren Mehmet Öğütçü, “Bundan sonra da kalmayacağız, ama önemli olan gezegenimizin ekolojik dengesini bozmayan, maliyeti ehven, sürdürülebilir ve kesintisiz enerjiyi sağlamak. Şu anda her şey hızla gelişiyor oyunun adı sürat, eskiden onlarca yılda gerçekleşecek olan gelişmeler, bugün birkaç yılda, birkaç ayda gelişebiliyor. Teknoloji o hale geldi ki bir yandan bir nimet ama öte yandan büyük bir felaket habercisi de olabiliyor. Bugün en fazla konuşulan konu enerjideki geçiş süreci, yani fosil yakıttan daha yeşil enerjiye geçiş süreci, sancısız, zorluk oluşturmadan nasıl gerçekleşebilir? Diğer bir husus ise iklim güvenliği, çünkü dünyamız tahmin edilenin ötesinde karbon emisyonları yüzünden hızla ısınıyor. Kuraklık ve çölleşme, dünyamızı tehdit etmeye başladı. Artık dünyada küresel ekonomide enerjinin dinamikleri değişiyor, bir yandan dünyanın güçlü ülkeleri hızlı bir şekilde yeşil enerjiye doğru akıyor. Ancak Türkiye gibi dışarıdan gelen enerjiye bağımlı ülkelerde cari açık oranı çok yüksek oluyor. Bu nedenle uluslararası ortaklar olmadan bizim gibi ülkelerde bu tür yatırımların tek başına yapılması mümkün değil. Dış kaynaklı yatırımların bizim gibi ülkelere gelebilmesi için devletin dış politikası ve enerji politikasının eş zamanlı ilerlemesi, kuralların olması ve en önemlisi ekonomide, hukuk alanında güven olması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.