DÜNYA - 01 Aralık 2025 Pazartesi 23:29 | Son Güncelleme : 01 Aralık 2025 Pazartesi 23:30

Almanya Başbakanı Merz: "Ukrayna'yı önemli günler ve haftalar bekliyor"

A
A
A
Almanya Başbakanı Merz: "Ukrayna'yı önemli günler ve haftalar bekliyor"

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesine dönük çabalara ilişkin, "Ukrayna için önümüzde önemli günler ve haftalar var. Bu süreçte birbirimizle sıkı bir koordinasyon içinde olacağız. Dondurulmuş Rus varlıklarını mümkün olduğunca iyi bir şekilde kullanmak için birlikte çalışacağız" dedi.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile Polonya Başbakanı Donald Tusk, başkent Berlin'de yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Almanya ile Polonya'nın vazgeçilmez ortaklar olduğunu belirten Merz, Rusya tarafından Polonya hava sahasının ihlal edilmesi sonrası Almanya'nın verdiği destekleri hatırlattı. İki ülke arasında yeni bir savunma anlaşmasının imzalanacağını bildiren Merz, "Bu anlaşmayı 2026'da İki Ülke İyi Komşuluk ve Dostluk İşbirliği Anlaşması'nın 35. yıl dönümünde imzalamayı hedefliyoruz" dedi.
Merz, Polonya ile altyapı ve demiryolları hatlarının modernizasyonu konularında da ilgili bakanlıkların bir plan hazırlaması konusunda anlaşmaya vardıklarını vurguladı. Merz, Nazi Almanya döneminin Polonyalı kurbanları için Berlin'de bir anıt dikilmesi konusunda da mutabakata varıldığını bildirdi.

"Ukrayna için önümüzde önemli günler, haftalar var"

Rusya- Ukrayna Savaşı'nın sona erdirilmesine dönük çabaları da ele aldıklarını belirten Merz, "Az önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve diğer Avrupalı ortaklarla bir telefon görüşmesi yaptık. Ukrayna için önümüzde önemli günler ve haftalar var. Bu süreçte birbirimizle sıkı bir koordinasyon içinde olacağız. Bu süreçte Kiev'e Rus saldırganlığı karşısında destek olmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Moskova'yı nihayet müzakere masasına oturtmak için elimizdeki en güçlü aracı kullanmak istiyoruz. Dondurulmuş Rus varlıklarını mümkün olduğunca iyi bir şekilde kullanmak için birlikte çalışacağız. Avrupa Birliği olarak elimizden gelenin en iyisini yapacağız" dedi.
Merz, "Avrupalılar olarak Cenevre'de yakın işbirliği içinde yürüttüğümüz görüşmeler, ayrıntılı bir barış planı için ilk adımların atılmasını sağladı. Danışmanlarımız düzeyinde Ukrayna ve Amerika Birleşik Devletleri ile sürekli temas halindeyiz. Bu konuda net bir çizgimiz var. Ukrayna ve Avrupa hakkında Ukrayna ve Avrupalılar olmadan karar verilemez, Ukrayna'ya dayatılan bir barış olamaz" ifadelerini kullandı.
Merz, Nazi Almanyası dönemindeki suçlar için Polonya'nın talep ettiği tazminatlara ilişkin soruya, "Alman bakış açısına göre tazminat konusu hukuki ve siyasi açıdan yıllar önce kesin olarak çözüme kavuşturuldu. Ancak anıların ve geçmişin işlenmesi bizim için asla sona ermeyecek. Almanya, tarihsel sorumluluğunu üstleniyor. İki ülkemizin geleceğine de uzanan iyi bir ortak çözüm bulacağımızı umuyorum" cevabını verdi.
Almanya'nın Polonya sınırında gerçekleştirdiği sıkı kontrollerin devam edeceğini bildiren Merz, "Gelecekte Avrupa'nın dış sınırlarını ne kadar iyi korursak, iç sınırların da o kadar açık olabileceğini varsayıyoruz. İkimiz de açık bir Avrupa iç pazarının savunucularıyız. Aynı zamanda yasa dışı göçle birlikte mücadele etmeliyiz ve bunu iyi komşuluk ve Avrupa ruhu içinde yapıyoruz" dedi.

"Polonya'nın doğu sınırında ve dolayısıyla Avrupa sınırında tam bir işbirliğine ihtiyaç var"

Polonya Başbakanı Donald Tusk ise, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarının görüşmelerinin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirterek, "Ukrayna'ya destek vermeye devam etme konusunda tam bir dayanışmamız var. Polonya'nın doğu sınırında ve dolayısıyla Avrupa sınırında tam bir işbirliğine ihtiyaç var" dedi.
Tusk, Almanya'dan tazminat taleplerine ilişkin ülkesinin bu konudaki tutumu hakkında, "Polonya'nın 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan kayıplar ve suçlar için tazminat almadığını düşünüyoruz" dedi.

İlhan Atasoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.