GÜNDEM - 12 Mayıs 2020 Salı 10:53

Almanya ile Türkiye’deki karantinayı karşılaştırdılar: 'Burada sanki evimizde gibiydik'

A
A
A
Almanya ile Türkiye’deki karantinayı karşılaştırdılar: 'Burada sanki evimizde gibiydik'

Yurt dışından getirilen Türk vatandaşlarına, yeni tip korona virüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında gözetim altında tutuldukları yurtlarda konforlu hizmet sunuluyor.

Almanya'dan gelip, karantinası biten Kezban Önder, "Orada karantinada küçük bir odada, sadece bir hemşireyi görebiliyorsun. Burada sanki evimizde gibiydik, otel gibiydi" dedi. Elife Yurdal ise her şeyden çok mutlu olduklarını belirterek, "Almanya'dan zincirden çıkmış deliler gibi çıktık geldik" diye konuştu.

Tüm dünyayı etkisi olan korona virüs salgını dolayısıyla Türkiye’de de birçok tedbir uygulanıyor. Tedbirler kapsamında yurt dışından gelen veya getirilen vatandaşlar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı yurtlarda karantinaya alınıyor. Bu kapsamda Mersin’de de bugüne kadar 7 ülkeden gelen binlerce vatandaş karantinaya alınırken, şu anda da Suudi Arabistan'dan getirilen vatandaşların karantinası devam ediyor. İhtiyaçları Mersin Valiliği koordinesinde İl Sağlık Müdürlüğü, AFAD, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Türk Kızılay tarafından karşılanan Türk vatandaşları, odalarda tek kalıyor. Tüm ihtiyaçları giderilen misafirlere, hijyen seti, kişisel bakım ve temizlik malzemesi desteğinde de bulunuluyor. Ayrıca sağlık ekipleri tarafından düzenli olarak vatandaşların ateşleri ölçülerek, sağlık kontrolleri yapılıyor. Her gün dezenfekte işleminin de yapıldığı yurtta, Türk Kızılay ekipleri de vatandaşlara sıcak yemek dağıtıyor. Ramazan ayı dolayısıyla 5 öğün yemek dağıtan ekipler, vatandaşlara sınırsız internet, kantin ve psikolog imkanları da sunuyor. Ayrıca 3 çocuklu ailenin de katıldığı yurtta, çocukların sıkıntılarını gidermek için bazı etkinlikler de yapılıyor.

Almanya ile Türkiye’deki karantinayı karşılaştırdılar: 'Burada sanki evimizde gibiydik'

Çocuklar karantinanın neşe kaynağı oldu

30 Nisan'da Suudi Arabistan'dan gelen 2 çocuklu Aslan ailesinin de Mersin Kız Yurdunda karantinaları devam ediyor. Kendilerinin ve çocuklarının bütün ihtiyaçlarını karşılayan yetkililer, ayrıca çocukların can sıkıntısı gidermek içinde bazı dönemlerde etkinlikler yapıyor. Eşi ve 2 çocuğuyla birlikte karantinada olduklarını kaydeden anne Meryem Aslan, "Suudi Arabistan’dan geldik. Eşim orada berberlik yapıyordu. Son günlerde çok sıkıntı yaşadık ve gelmeye karar verdik. Eşyalarımızı topladıktan sonra Mersin’e geldik. Bir süredir burada karantinadayız ve her şeyden çok memnunuz. Her şey çok güzel. Devletimizden Allah razı olsun. 4 aydır oradaydık zaten. Son 2 ayımız karantinada geçti. Korona virüs salgını başladıktan sonra biz dışarı çıkmadık. Yoğun tedbirler aldık. Orada sıkıntı yaşamaya başlayınca ve çocuklar da sıkılınca Türkiye’ye gelmeye karar verdik” şeklinde konuştu.

Karantinanın güzel geçtiğini kaydeden Aslan, “Sağ olsunlar bize çok iyi bakıyorlar. Her şey için çok teşekkür ederiz. 3 öğün yemeğimizi getiriyorlar, çamaşırlarımızı yıkıyorlar, temizliğimizi gündelik yapıyorlar. Her imkanı sunuyorlar. Burada bulunmayanları dışarıdan da getiriyorlar. Her şey için çok teşekkür ederiz. İnsanlar da bu dönemde dikkatli olmalı. Evden çıkmayın. Hijyene, çocuklarınıza dikkat edin. Bu dönemde evden çıkmamak ve sosyal mesafe çok önemli. Herkes bu konulara dikkat ederse salgın bir an önce biter” dedi.

Almanya ile Türkiye’deki karantinayı karşılaştırdılar: 'Burada sanki evimizde gibiydik'

"Almanya'dan zincirden çıkmış deliler gibi geldik"

Almanya’dan gelen ve karantinası biten 67 yaşındaki Elife Yurdal ise Türkiye’de çok güzel karşılandıklarını söyledi. Yolculuklarının ve karantinanın çok güzel geçtiğini kaydeden Yurdal, “Her şeyden çok memnunuz. Önce kendi bayrağımız altında olmak bizim için çok güzel bir mutluluktu. Almanya’dan zincirden çıkmış deliler gibi çıktık geldik. Orada hapis miydi değildi. Orada daha serbestti, bu kadar sıkı değildi. Ancak kendi ülkem gibi hiçbir yer olmuyor. 23 Nisan’da geldik, karantinamız bitti. Biz buraya diyoruz ki karantina değil burası ikinci baharını yaşayan bizlerin dinlenme kampı gibi oldu. O kadar güzel geçti. Personel olarak da çok mutluyduk arkadaşlar olarak da çok mutluyduk. İnşallah bu salgını da bir an güzelliklerle bitiririz. Gene nefesimiz kadar yakın olan evlatlarımıza sarılmaya başlarız. Şu anda tek isteğimiz odur” diye konuştu.

"Burada sanki evimizde gibiydik, otel gibiydi"

Almanya’dan gelen ve karantinası biten şehit annesi 63 yaşındaki Kezban Önder de 40 yıl Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye kesin dönüş yaptıklarını dile getirdi. Virüsten önce de çocuklarının yanına Almanya’ya gittiğini belirten Önder, “Almanya’da da bir hafta karantinada kaldım. Test sonuçları negatif gelince eve geçtim. Oradaki karantina kaldığımız odalar çok küçüktü ve o odadan hiç dışarı çıkmıyorsun, hiç kimseyi görmüyorsun. Orada sadece hemşireler senin yemeğini getiriyor, masaya bırakıyor daha sonra gelip alıyorlar. Orada gördüğün sadece hemşirenin kapıdan girip ve çıktığı. Başka kimseyi görmüyorsun. Burada sanki evimizde gibiydik, otel gibiydi. Orayla, burayı karşılaştırdığımız zaman burası bam başka bir şey” ifadelerini kullandı.

14 günlük karantina dönemini de anlatan Önder, “Her birimiz başka şehirden olmasına rağmen çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Herkes burada kendini anlattı. Güzel dostluklarımız oldu. Burada dualarımızı yaptık. Çok güzel bir dönem geçirdik. Dolu dolu 14 gün bitti. Vatandaşlarımıza çağrım, büyüklerimizin dediği gibi evlerimizde kalalım. Bunu hem kendimiz için hem de başkaları için yapmalıyız. Sağlık için ne deniyorsa yapmak zorundayız. Devlet büyüklerimizden de Allah razı olsun” şeklinde konuştu.

"Kaldığım odada kim kalıyor onu görmek isterim"

Daha önce yurtta hiç kalmadığının altını çizen Önder, “İlk defa yurt gördüm. Burası bana otel gibi geldi. İmkanım olursa tekrar buraya gelmek isterim. Öğrencilerle sohbet etmek, bu odada benim kaldığımı söylemek isterim. Almanya’da 6 yıl önce sattığım evi de ziyaret ettim, sahipleriyle sohbet ettim. Eğer burada da böyle bir imkan olursa, yine gelir kapıyı çalarım. Görmek isterim benim karantinada yattığım yatakta kim yatıyormuş diye. Bundan da çok mutlu olurum” dedi.

Koray Ünlü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bakan Kacır: "Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" dedi. Sakarya Teknokent Ar-Ge Binası, Füzyon Girişim Ofisi ve Milli Teknoloji Atölyesi açılışı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışta konuşan Bakan Kacır, "Teknolojide tam bağımsız Türkiye tasavvurumuzu gerçeğe dönüştürme yolunda hayata geçirdiğimiz tüm bu projelerin Sakarya’mıza, üniversitelerimize, gençlerimize, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Küresel ölçekte değişimin hız kazandığı, bilginin stratejik bir güç halinde geldiği bir çağdayız. Bu dönemde ülkelerin refah düzeyini ve rekabet gücünü bilimsel bilgi üretme kabiliyetiyle teknolojideki yenilikleri ekonomik değere dönüştürme düzeyi belirliyor. Özellikle yenilikçi teknolojilerde söz sahibi ülkeler sadece bugünün değil yarının dünyasını da şekillendiriyor. Pek çok ülkenin belirsizlikler sarmalında bocaladığı ve geleceğe dair vizyon ortaya koymakta zorlandığı bu süreçte bizler yaşanan değişimi tehdit olarak değil bilakis Türkiye adına tarihi bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlayışla bilimi ve teknolojiyi kalkınma yolculuğumuzun pusulası atlettik. Son 23 yılda dev bir Ar-ge ve inavasyon alt yapısı inşa ettik. Bugün özel sektörümüz bünyesinde bin 700’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendislerimiz ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi çözümler geliştiriyor" dedi. "Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık" Bakan Kacır, "113 Teknoparkımızda 12 binden fazla firmamız inavasyon odaklı çalışıyor. Bilim insanlarımız, araştırmacılarımız özel sektörümüze sunduğumuz destekler neticesinde Ar-Ge harcamalarımızın milli gelirimizdeki payını binde 5’ten yüzde 1,46’ya çıkardık. 2002’de 29 bin olan tam zaman eş değer Ar-Ge personel sayımız şimdi 310 bini aştı. İnşa ettiğimiz güçlü Ar-Ge alt yapısı milli teknoloji hamlesinin vizyon projelerinin fikirden hakikate dönüştüğü biz zemini sundu. 23 yıl önce piyade tüfeğini yurt dışından temin eden bir ülkeydik, savunma ürünlerinde yüzde 80 dışa bağımlıydık. Bugün, kendi İHA’mızı, mühimmatını, uçaklarını, helikopterlerini, uydularını, radarlarını, elektronik harp sistemlerini geliştiren, üreten ve artık rekabetçi şekilde dünyaya ihraç edebilen bir ülkeyiz. İnsansız hava aracı üretiminde dünyada lideriz. Türkiye’nin otomobili Togg ile elektrikli ve akıllı araç devrimini ve otomotiv sektöründe yaşanan eşzamanlı dönüşümleri ülkemiz adına fırsata çevirme iddiamızı ortaya koyduk. Teknoloji üretiminde ve geliştirmede yakaladığımız bu ivmeyi farklı sektörlere taşıyarak üniversitelerimizle sanayi arasındaki iş birliğini daha da güçlendirerek Türkiye yüzyılında teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefimizi adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz" diye konuştu. "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz" Bakan Kacır, "Teknoloji girişimciliğini bu vizyonu hayata geçirecek itici güç addediyoruz. Bu doğrultuda ülkemizde teknolojik girişimlerin yeşermesini ve ölçeklenmesini mümkün kılacak zemini çok boyutlu adımlarla inşa etti. Hayata geçirdiğimiz fonların fonu ve eş finansman mekanizmalarıyla 4,6 milyar liralık kamu kaynağını doğrudan girişimlerimize yönlendirdik. Bu etkiyle 120 milyar liralık özel sektör yatırımını harekete geçirdik. Erken aşama girişimlerine finansman sağlayan BİGG programımızla 2 bin 500’den fazla teknoloji girişiminin hayata geçmesini sağladık. 2018’den bu yana düzenlediğimiz Teknofestlerle gençlerimizi girişimcilik yolculuğuna dahil ettik. Fikirden ürüne, üründen pazara uzanan yolculukta her aşamada Türkiye teknoloji girişimciliğinde Avrupa’nın parlayan yıldızı olarak tarif ediliyor" şeklinde konuştu. "Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız" 81 ilde milli teknoloji atölyelerinin kurulacağını aktaran Bakan Kacır, "Bugün oyundan e-ticarete, yapay zekadan finans teknolojilerine geniş bir yelpazedeki girişimlerimiz iftihar vesilemizdir. Bu başarı ivmesini katlanarak 2030 yılına kadar ülkemizden 100 bin teknolojik girişiminin doğmasını ve milyar dolar değeri aşan unicornların bizim değimimizle Turkornların toplam kıymetinin 100 milyar doları aşmasını hedefliyoruz. Bu cennet vatanın her köşesindeki gençlerimizin teknoloji geliştirme ve dünyayı değiştirme iddiası taşıyabilmesini sağlayacak bir alt yapıyı kurmayı temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Sakarya gerek sahip olduğu dev sanayi alt yapısı ve lojistik gücü, gerekse küresel finans ve teknoloji merkezi İstanbul’a yakınlığıyla girişimciler için önemli bir marka değerine sahip. 2010’da faaliyete geçen ve bünyesinde 130’dan fazla firmanın çalışmalarını sürdürdüğü Sakarya Teknokent, şehrimizde teknoloji girişimciliğinin nabzının attığı, üretim ile aklın buluştuğu milli teknoloji hamlemizin örnek projelerinin hayata geçirildiği ekosistemi inşa ediyor. Girişimcilerin yoğun ilgi gösterdiği Teknokentin yatırımcı talebine cevap verebilmesi adına ilave olarak 6 bin 500 metrekare kapalı alan barındıran 39 bin metrekare bir alanı ilan ettik. Bugünde bakanlığımızın 113 milyon lira ile hayata geçen yeni Ar-ge binasının açılışındayız. Teknokentimizde 3 bin 700 metrekare kapalı alanıyla girişimcilerimize çalışma alanı sunuyoruz. Aynı zamanda bina içinde faaliyet gösterecek füzyon girişim ofisiyle kuluçka ve kuluçka öncesi aşamadaki girişimcilerimize destek seti sunuyoruz. Üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde kurduğumuz milli teknoloji atölyeleriyle ülkemizin yarınlarını inşa edecek gençlerimizi ileri teknoloji ekipmanları ve modern alt yapıyla buluşturuyoruz. Önümüzdeki yılsonuna kadar 81 ilimizde 100 milli teknoloji atölyesini tamamlamak üzere bir seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. İki üniversitemizin de öğrencileri bu atölyede çalışacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin nitelikli insan kaynağını büyüten, yetkinliğini derinleştiren politikaları sürdüreceğiz. Her yaştan çocuğumuzu ve gencimizi bilimin büyülü dünyasıyla buluşturacağız. 60 milyon lira destek sağlayacağımız ve bünyesinde atölyeler, sergiler barındıracak olan modern tesis ile gençlerimizin merak ve keşfetme duygusunu ateşleyen bilim üssünü şehrimize kazandıracağız" ifadelerini kullandı.