KÜLTÜR SANAT - 09 Eylül 2018 Pazar 00:04

Altın Safran Belgesel Film Festivalinde ödüller sahiplerini buldu

A
A
A
Altın Safran Belgesel Film Festivalinde ödüller sahiplerini buldu

Safranbolu’da Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali kapsamında düzenlenen Uluslararası Altın Safran Belgesel Film kategorisinde dereceye giren isimlere ödül töreni düzenlendi.

Jüri üyelerinin seçim yapmakta zorlandığı ve bu yıl 19’uncusu düzenlenen Uluslararası Altın Safran Belgesel Film yarışmalarında dereceye giren isimlere ödülleri Safranbolu Güzel Sanatlar Fakültesi konferans salonunda verildi. Törene AK Parti Milletvekilleri Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş, CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, AK Parti İl Başkanı İsmail Altınöz, Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Fatih Ürkmezer ve belgesel film dünyasından birçok ünlü isim katıldı.

Amatör Belgesel Film dalında ise Sezer Ağgez'in Dişe Diş, Söze Söz isimli filmi birinci, Zeki Koyuncu ve Hasan Akıncı’nın ‘Nakavt’ filmi ikinci, Zeynep Südinç'in 'Peki Şimdi Nereye?’ isimli eseri ise üçüncü oldu. Profesyonel Belgesel Film dalında Tayfun Tanju Kara'nın yönetmenliğini yaptığı ‘Anadolu Kadınları Teşkilatı Baciyan-i RUM’ isimli belgesel birinci, Deniz Girgin Koç Nazik'in yönetmenliğini yaptığı ‘Sürünün Zor Yolculuğu’ belgeseli ikinci ve Neslihan Semerci'nin yönetmenliğini yaptığı ‘Kıymetli Bir Bina Öyküsü’ isimli belgesel üçüncü oldu.
‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ Yalçın Yelence ve Hilal Saral’a verilirken, Süha Arın özel ödülü Zeki Koyuncu’nun oldu.
Konuşmaların ardından AK Parti Karabük milletvekilleri, Niyazi Güneş ve Cumhur Ünal, CHP Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, Safranbolu Kaymakamı ve Belediye Başkanı Fatih Ürkmezer ve diğer protokol üyeleri tarafından dereceye giren isimlere ödülleri verildi.

Rıdvan Bostancı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
Tokat Orta Asya’dan Tokat’a uzanan üç etek geleneği sürdürülüyor Tokat’ın Zile ilçesinde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya’dan gelen ata mirası yöresel kıyafetleri dikerek gelenekleri sürdürüyor. Yaylakent köyünde dünyaya gelen Fındık Bebek, 20 yaşındayken evlenip iki çocuk sahibi olduktan sonra eşinden boşandı. Hayatının bu döneminde ne yapacağını bilemez haldeyken, ninelerinden miras kalan yöresel kıyafetlere ilgi duymaya başladı. Herhangi bir ustadan eğitim almadan, tamamen kendi merakı ve gözlemleriyle işe başlayan Fındık Bebek, yıllar içerisinde köyün ve çevre bölgelerin aranan isimlerinden biri oldu. Orta Asya’dan göç eden atalarından kalan kültürün en önemli simgelerinden biri olan ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafetleri diken Fındık Bebek, bu geleneğin kendileri için kıymetli olduğunu ifade etti. Üç parçadan oluşan kıyafetin üst, fistan ve önlükten meydana geldiğini belirten Bebek, her gelinin sandığında mutlaka bu kıyafetin bulunması gerektiğini söyledi. "Kıyafetler bizim kutsalımızdır" Yöresel kıyafetlerin yaşa göre farklılık gösterdiğini dile getiren Fındık Bebek, yaşlıların daha sade ve düz modelleri tercih ettiğini, gençlerin ise süslü ve işlemeli kıyafetler giydiğini aktardı. Geleneklerin eğitim ya da makamla değişmediğini vurgulayan Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir" dedi. Yıllardır el emeğiyle diktiği yöresel kıyafetlerle kültürel mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışan Fındık Bebek, ata yadigârı geleneklerin yaşatılmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.