SAĞLIK - 14 Mart 2019 Perşembe 14:27

Anadolu Kan Günleri’nde sosyal medya konuşuldu

A
A
A
Anadolu Kan Günleri’nde sosyal medya konuşuldu

Antalya’da düzenlenen 8’inci Anadolu Kan Günleri Çalıştayı’na 28 ülkeden kan bankacılığı alanında çalışan birçok bilim adamı katılımıyla "sosyal medyanın kan bankacılığı üzerindeki etkileri" tartışıldı.

Anadolu Kan Günleri Çalıştayı Başkanı Prof. Dr. Mahmut Bayık, "Sosyal medyadan kendimizi soyutlayamayız. Kan bankacılığı ve transfüzyon konusunda da bizlere çok faydası olabilen bir alan oluyor. Kan bağışçılarının temininde, kan bağışlı kampanyalarda bunlar için çok faydalı ve hızlı fikirler oluyor" dedi. 

Ev sahipliğini Türk Kan Vakfı ve Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği’nin yaptığı 8’inci Anadolu Kan Günleri Çalıştayı, Antalya’nın Manavgat ilçesinde düzenlendi. 28 ülkeden kan bankacılığı alanında çalışan çok sayıda bilim adamının katıldığı toplantıda bu yıl, sosyal medyanın kan bankacılığı üzerindeki etkilerine dikkat çekildi. Yabancı katılımcılar, kendi ülkelerinden örneklerle deneyimlerini paylaşarak, sosyal medya etkilerinin olumlu hale getirilebilmesi için çözüm önerilerini sunumları eşliğinde ve gruplar halinde tartıştı. 

Anadolu Kan Günleri Çalıştayı’nın 2012 yılında başlandığına değinen Türk Kan Vakfı ve Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Mahmut Bayık, amaçlarının; kan bankacılığı ve transfüzyon tıbbı konusunda çok gündeme gelmeyen konularda uluslararası düzeyde deneyim paylaşmak ve beyin fırtınası ile sorunlara çözüm üretmek olduğunu kaydetti. Bayık, "Amacımız konular hakkında farklı ülkelerin fikirlerini dinleyip ortak doğruları bularak bir sonuç bildirgesi yayınlamak, kan bankacılığı ve transfüzyon tıbbı camiasına tartışılan konularda mesajlar verebilmek" dedi.

"Nerede olduğumuzu anlamak işimize yarıyor"
Anadolu Kan Günleri Çalıştayı’nın Türk Kan Vakfı ve Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği’nin davetiyle gelen katılımcılarla yapıldığında işaret eden Bayık, "Amacımız; derneğimizin ve vakfımızın hem dünyada tanınırlığını artırmak hem de camiaya üzerinde daha önce çok az konuşulmuş konular hakkında pek çok bilim insanının fikir birliğine vardığı bilgileri sunmaktır. Bu tür toplantılar, farklı ülkelerden değerli insanları bir araya getirmek, onlarla tanışmak, tartışmak, bu kişilerin ülkelerini tanımak ve kendimizi de tanıtmak için çok güzel bir fırsat sağlıyor. Bu çalıştayı düzenlemekten çok mutluyuz; sunumlar sırasında camiada nerede olduğumuzu anlamak işimize yarıyor" ifadelerini kullandı.

"Düzenleyip yayınlayacağız"
Çalıştayda konuşulan, sosyal medyanın kan bankacılığı üzerindeki etkileri hakkında bilgilendirmelerde bulunan Anadolu Kan Günleri Çalıştayı Başkanı Prof. Dr. Mahmut Bayık şu ifadeleri kullandı: 

"Bu sene konumuz sosyal medyanın kan bankacılığı ve transfüzyon alanında kullanımı ve etkileriydi. Bizim alanımızda bu, aslında çok az konuşulmuş bir konu. Biliyorsunuz dünyadaki teknolojik gelişmeler çok hızlı ilerliyor. Televizyon, gazete, radyo gibi haberleşim araçlarının önemi giderek azalırken sosyal medyanın kullanımı ve önemi her geçen gün artıyor. Böylece hızla, herkes tarafından, her yerden, fikirler paylaşılabiliyor. Bu alandan kendimizi soyutlayamayız. Kan bankacılığı ve transfüzyon konusunda da bizlere çok faydası olabiliyor. Özellikle kan bağışçılarının temininde, kan bağışı ve kanın gerekliliği konularında bilgilerin hızla fazla sayıda kişiye ulaştırılmasında çok faydası var. Öte yandan zararlı olabilecek yönleri de yok değil. Yanlış bilginin hızla yayılmasının zararlarını bazen yıllarca çalışarak düzeltemeyebiliyorsunuz. Yani aslında pek çok alanda olduğu gibi kan bankacılığı ve transfüzyon tıbbı alanında da iki tarafı keskin bir kılıç gibi. Dolayısıyla sosyal medyanın doğru kullanımı ve doğru yönetimi çok önemli. Ülkeler kendi durumlarını, neyi-nasıl kullandıklarını anlatıyorlar. Ondan sonra da gruplar halinde beyin fırtınası yapılıyor. Ardında gruplar sunumlarını yapıyor ve tüm katılımcılarla interaktif tartışma oluyor. Yapılan tartışmanın sonuçları çalıştay başkanları tarafından sonuç bildirgesi haline getiriliyor ve uluslararası bilimsel platformda yayınlanıyor."

"Bunları yönetmek gerekir"
Bayık "Amacımız, sanal bir kan bankası kurmak değil, mevcudu geliştirmektir. Kan, yaşantımızın içinde vardır. Hepimize her an kan gerekebilir. Gerektiğinde hele bir de bu gereklilik acilse herkesin içinde bir panik vardır. İlk anda akla arkadaş ve tanıdıklar gelir: ‘şu gruptan kana ihtiyaç var’ mesajları atılmaya başlar. Panikle mesaj yayılır ve bir sürü insan ona yardım etmek için harekete geçer. Güzel bir şey. Ama zamanında ve gerektiği kadar değilse zarar da verebiliyor. Günü geçen mesajların ortamda kalması, fazla sayıda alınan kanın miadının dolarak imha olması ilk anda akla gelen zararları. Oysa kan, insandan elde edilen bir ilaçtır. Siz bağışçılarınızı gereksiz yerde kullanırsanız, gerektiğinde yenisini bulamazsınız. Bunlar tabii ki konunun dışındaki insanların düşünebileceği bir şey değildir. O panikle destekçi bulmaktadır. Kısaca bu iyi niyetli mesajları ve hareketleri, iyi hedefler için yönetmek gerekir" ifadelerin kaydetti. 

"Bu çalışmalar sonucunda ne kadar ilerlediğimizi her yıl mutlulukla izliyoruz"
"Türk Kan Vakfı ve Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği çocuklarım kadar önemlidir" diyen Bayık, "İkisinin de kuruluşunda görev aldım. Arkadaşlarla el ele bu işe gönül verdik, tamamen fedakarlıkla özveriyle eğitim çalışmaları yapılıyor. Bu çalışmalar sonucunda ne kadar ilerlediğimizi her yıl mutlulukla izliyoruz. Bütün ülkeyi dolaşıyoruz. Toplantılar, seminerler ve sempozyumlar yapıyoruz. Bu çalışmalarımızın sonucunu da objektif olarak yaşıyoruz. Bu bize gerek bilim adamı gerekse sosyal dernek çalışanı olarak büyük mutluluk veriyor" açıklamasında bulundu. 

Kongreye katılmak üzere Almanya’dan Antalya’ya gelen Prof. Gert Matthes, 8’incisi düzenlenen Anadolu Kan Günleri’nin başarılı bir toplantı olduğunu vurguladı. 

Kongrenin Avrupa’nın güneyinden, Akdeniz’in kuzeyinden, Balkanlardan kan bankacılığıyla ilgili grupları bir araya getirdiğini kaydeden Matthes, "Daha da büyüyerek katılımcı sayısının artacağını umuyoruz. Bu senenin konusu ise çok önemli; sosyal medya. Sosyal medya aracılığıyla burada kan bağışçılarını nasıl motive edebileceğimizi tartışıyoruz" dedi.  

Ferah Vanlı-Mustafa Bürge

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Türk balıkçı tekneleri okyanusları mesken tuttu Türkiye’de bin 600 kadar endüstriyel balıkçı teknesi bulunurken bu tekneler yurt içi ve yurt dışı sularda avcılık yapıyor. Ülkemizde denizlerde 15 Nisan’da başlayan av yasağının ardından bazı balıkçı tekneleri ağırlıklı olarak Atlas ve Hint Okyanusu’na yönelerek avcılık yapıyor. Türkiye, Afrika ülkeleri başta olmak üzere 12 ülkeyle balıkçılık konusunda antlaşması yaparken, 15 ülke ile de antlaşma yapmak üzere müzakereler sürüyor. Türkiye’den yapılan uluslararası anlaşmalar kapsamında Türk balıkçı gemileri ağırlıklı olarak Atlas Okyanusu’nun Batı Afrika sahilleri olmak üzere Fas, Moritanya, Fildişi Sahili, Somali gibi ülkelerin sularında tıpkı Karadeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz’de olduğu gibi farklı balık çeşitlerini avlıyor. Uluslararası sularda avlanan gemilerin çoğunluğunu Doğu Karadeniz’den giden balıkçı gemileri oluştururken, Türkiye şu ana kadar Afrika ülkeleri başta olmak üzere 12 ülkeyle balıkçılık konusunda antlaşması yaptı. 15 ülke ile anlaşma yapmak üzere müzakereler devam ediyor. Türkiye karasuları dışında onlarca balıkçı teknesi, 2 binin üzerindeki tayfası ile avlanma yaparken, son yıllarda ülkemizde gerek iklimsel değişiklik gerekse çevresel faktörlerden dolayı su ürünleri avcılığı üretiminde yaşanan dalgalanmalar endüstriyel balıkçılık yapan balıkçı teknelerinin zor duruma düşmesine neden oluyor. Hem balıkçıların avlanma miktarını nispi olarak artırmak hem yeni ürün alanları bulmak için son yıllarda Türkiye su ürünleri üretiminin olduğu ülkelerle beraber ikili balıkçılık antlaşmaları yaparak bu doğrultuda Atlas ve Hint Okyanusu’nun yolunu tuttu.
Kayseri ERÜ, THE 2024 Asya Üniversiteleri sıralamasında ilk 500’de Dünyanın en itibarlı üniversite derecelendirme organizasyonlarından birisi olan Times Higher Education (THE) 2024 Asya Üniversiteleri Sıralaması açıklandı. Açıklanan sıralamaya göre Erciyes Üniversitesi (ERÜ) en iyi 401-500 üniversite aralığında sıralanarak önemli bir başarı elde etti. THE 2024 Asya Üniversiteleri Sıralaması açıklandı. 2023 yılına ait kurumsal veriler dikkate alınarak gerçekleştirilen THE Asya 2024 sıralamasında Türkiye’den 75 üniversite sıralamaya girdi. Açıklanan sonuçlara göre, ERÜ en iyi 401-500 üniversite aralığında sıralanarak önemli bir başarı göstererek, devlet üniversiteleri arasında ise 13. sırada yer aldı. THE Sıralama Sistemi Asya üniversitelerini, dünya üniversiteleri sıralamasında kullandığı Öğretim, Araştırma Ortamı, Araştırma Kalitesi, Endüstri ve Uluslararası Görünürlük olmak üzere 5 ana başlıkta 18 göstergeye göre derecelendirmekte olup, toplam puan belirlenirken Araştırma Kalitesi yüzde 30, Araştırma Ortamı yüzde 28, Öğretim yüzde 24.5, Endüstri yüzde 10 ve Uluslararası Görünürlük ise yüzde 7.5 oranında ağırlığa sahip bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren her zaman kendinden söz ettiren ve her zaman üst derecelerde yer alan bir Üniversite olduğuna dikkat çeken ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, bu önemli başarıya katkı sağlayan tüm ERÜ mensuplarına teşekkür etti.
Amasya Türkiye şampiyonu güreşçi Kaan Buğra Yüksel ve arkadaşları şehir turu attı Okullar Arası Küçükler Serbest Güreş Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye şampiyonu olan güreşçi 13 yaşındaki Kaan Buğra Yüksel ve madalyalar kazanan arkadaşları Berat Öztürk ile Emirhan Kadir Şehri, döndükleri memleketleri Amasya’nın Taşova ilçesinde araçlarla şehir turu attı. Taşova Belediyesi Spor Kulübü ve Atatürk Ortaokulu güreşçileri Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, Türkiye üçüncüsü Berat Öztürk ve Türkiye beşincisi Emirhan Kadir Şehri, Edirne’deki şampiyona sonrası döndükleri memleketlerinde okul arkadaşlarının alkışları eşliğinde belediye başkanının makam aracına binerek konvoyla şehit turu atıp başarılarını kutladılar. Pikapla halkı selamlayarak belediye binasına geçen güreşçilere altın hediye eden Taşova Belediye Başkanı Ömer Özalp, “Sporcularımızı bu başarılarından dolayı kendileri başta olmak üzere hocalarımı, ailelerini kutluyorum. Evlatlarımızdan inşallah dünya birinciliği bekliyoruz. Sonuna kadar yanlarında olacağız” dedi. 6. sınıf öğrencisi Türkiye şampiyonu Kaan Buğra Yüksel, “Birinci olmak çok güzel bir duygu. İnşallah daha da çalışıp, daha büyük dereceler yapmayı düşünüyorum” diye konuştu. Berat Öztürk ve Emirhan Kadir Şehri de daha çok çalışacaklarının sözünü verdiler. Antrenör Abdulkadir Duyum, “Sporcularımın böyle bir başarı elde etmesi bizleri çok mutlu etti. İnşallah daha iyi başarılarla, daha iyi yerlerde bu çocuklarımızı göreceğiz. Bundan sonraki hedefimiz büyük yaş gruplarında sporcularımızı şampiyon olup milli takıma katmak. Sonrasında Avrupa, dünya şampiyonalarına kadar başarı elde etmek ve madalya kazanmak” şeklinde konuştu. Beden Eğitimi Öğretmeni Okan Aydın ile Taşova Gençlik Merkezi Müdürü Sercan Şenel ise sporcularıyla gurur duyduklarını söyledi.