EKONOMİ - 25 Aralık 2018 Salı 10:04

Analitik Hackathon yarışmasının kazananları belli oldu

A
A
A
Analitik Hackathon yarışmasının kazananları belli oldu

Tam Faktoring bu yıl ilk defa düzenlediği hackathon’da müşteri veri analitiğini ele aldı. Bu alanda çalışmak isteyen gençlere teorik bilgilerini pratik olarak deneyimleme fırsatını sundu. 18 üniversiteden 32 takımın katıldığı ve ilk üç derecenin ödüllendirildiği Tam Faktoring Analitik Hackathon’un kazananı Marmara Üniversitesi öğrencileri oldu.

Teknolojik alt yapısı ile Türkiye’nin yaygın müşteri ağına sahip faktoring şirketlerinden Tam Faktoring müşteri veri analitiği konusunda ilk ‘analitik hackathon’ etkinliğini Ar-Ge merkezinde gerçekleştirdi. Türkiye’nin farklı bölgelerindeki 18 üniversiteden 67 öğrencinin oluşturduğu 32 takım, ilk günü Tam Faktoring Ar-Ge merkezinde olmak üzere 4 gün boyunca müşteri segmentasyonu, müşteri kaybı ve müşteri yaşam döngüsü konularında risk ve davranış eğilimlerini de dahil ederek istatistiki bakış açıları içeren projeler hazırladı. Kıyasıya rekabetin yaşandığı yarışmada birincilik ödülünü ‘Detective Churn’ projesiyle Marmara Üniversitesi’nde eğitim gören Emre Gündoğmuş ve Sevval Mutaflar kazandı. 

Yarışmaya katılan takımlar geliştirdikleri projeleri veri analitiği profesyonelleri ve akademisyenleri tarafından oluşturulan jüriye sundu. Hackathon jürisinin akademik üyeleri Tam Faktoring Ar-Ge merkezi ile bir çok ortak projede de birlikte yer alan Özyeğin Üniversitesi İşletme Fakültesinden Dr. Levent Güntay, MEF Üniversitesinden Prof. Özgür Özlük, Özyeğin Üniversitesi Endüstri Mühendisliğinden Doç. Dr. Erhun Kundakçıoğlu ve Doç. Dr. Erinç Albey oldu. Tüm katılımcılara staj yapma imkânının da sunulduğu Hackthon’da birinci proje 5 bin TL’lik para ödülüne sahip olurken, ikinci proje 3 bin TL ve üçüncü proje ise bin TL almaya hak kazandı.

Tam Faktoring Analitik Hackathon birincilik ödülünü faktoring işlemlerine devam etmeyecek müşterileri önceden tespit ederek müşteri kaybının önüne geçmek için özel kampanyalar öneren 'Detective Churn' adlı projeyle Marmara Üniversitesi’nden Emre Gündoğmuş ve Sevval Mutaflar kazandı. İkincilik ödülünü sahibi müşteri segmentasyonuna odaklanan projeyle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Enis Gümüştaş olurken, üçüncü ise müşteri kayıp analizine odaklanan projeyle Galatasaray ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri Buğra Şen ile Yunus Şevli oldu.

Yapay zeka sayesinde verilen kredilerdeki karşılıksız çek oranı yüzde 0,35’e düştü. 

Tam Faktoring’i bir Fintech şirketi olarak değerlendirdiklerini belirten Veri Analitik Bölümü Yöneticisi Senem Erkal "Düzenlediğimiz ilk analitik hackathon’da büyük bir ilgi gördük. Katılımcıların gayretini görmek bizi de heyecanlandırdı. Şirket olarak hali hazırda tüm müşteri taleplerini Ar-Ge merkezimizin geliştirdiği yazılımlar sayesinde değerlendiriyoruz ve KIOS adını verdiğimiz bu yazılım sayesinde verdiğimiz kredilerdeki karşılıksız çek oranımız yalnızca yüzde 0,35. Genç arkadaşlarımızın bakış açılarıyla zengileştirdiği yarışmamızın çıktılarının şirket adına çok faydalı olacağına inanıyorum. Gelecek yıllarda bu etkinliğimizin kapsamını daha da geliştirerek ‘analitik hackathon’ denince ilk akla gelen şirket olmayı hedefliyoruz" dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor Rize’de çayın tarihinin yıllar sonra ortaya çıkan arşivle daha da eski tarihlere dayandığı ortaya çıktı. Rize’de bilinen tarihi 1938 olan çay üretiminin tarihi, 1934 yılında bugünün Ziraat Bahçesi dönemin ise Fidanlık Merkezi’nde işe Fen Memuru olarak işe başlayan Rauf Başar’ın ortaya çıkan arşivi ile netlik kazandı. İlk yapılan çalışmalardan Rize’nin toprak analizlerine kadar her şeyin yer aldığı arşivde sadece çayın değil birçok ürünün de Fidanlık Merkezi’nde üretildiği yine bu arşiv sayesinde ortaya çıktı. Mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretildiği Fidanlık Merkezi’nde bu fidanlar o dönemlerde halka tamamen ücretsiz dağıtılmış. Ayrıca 1 sürgünde çay müstahsillerinden 500 bin tona yakın üretimi olan çayın da ilk yılında 35 kilogram olduğu, dönemin fen memuru Rauf Başar’ın tuttuğu belgelerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti. Arşivde en dikkat çekici konu ise o dönemlerde yapılan toprak analizleri sonucunda amonyum sülfat gübrenin bölgeyi sel bölgesi yapacağına dikkat çeken Başar, gübrenin yasaklanması gerektiğini yazmış. Ancak Başar’ın bu tavsiyesi 2019 yılında hayat bulmuş. "Çaya çok emek verdi ama ismi hiç geçmiyor" Çay tarımının ilk yılında sadece 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya çıkan arşivler sayesinde öğrendiklerini ifade eden Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu "Çayla ilgili yazılan kitapların büyük bir kısmında 1939 yılında, çok az bir kısmında ise 1938 yılında üretildiği yazar. Bizim elimizde olan bu belgelerin ışığında çayın tarihini 1931 yılına indirmiş oluyoruz. 1931 yılından itibaren Ziraat Çay Bahçesi dediğimiz alanda çay dikim işlemleri yapılmış. Bunlardan bir günlük sayesinde haberimiz oldu. Günlük toplanan yaş yaprak miktarları yazılmış. O dönemlerde çay elle yapılıyordu. O tarihlerde elde çay yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Rauf Başar’ın arşivindeki deftere göre ilk alınan yaş çay 35 kilogram. Fidanlıktan alındığını da bu arşiv sayesinde tespit ediyoruz. Onun da fotoğrafı var. Elle yapılan bu üretimin fotoğrafı çekilmiş. O da Rauf Başar’ın arşivinde yer almış" ifadelerini kullandı. Arşivi ortaya çıkan Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi ortaya çıkmadan önce kendisinin çay tarımına birçok hizmet vermesine rağmen çayın literatüründe adının yer almadığını ifade eden Koyuncu "Rauf Başar aslında bir Rizeli hemşehrimiz. 1934 yılında Ziraat’ta fen memuru olarak işe başlamış. 1942 yılında verem hastalığına yakalanmış ve 1945 yılında vefat etmiş. Kısacık ömrü hayatı boyunca çay tarımına çok önemli hizmetler yaptığını görmekteyiz. Fakat bugüne kadar çayla ilgili olan literatürde maalesef adı hiç geçmemekte" dedi. Araştırmacı Yazar Koyuncu, belgeler ortaya çıkmadan önce 1937 yılında İçişleri Bakanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan belgelerin dönemin valisi tarafından hazırlandığının zannedildiğini ifade etti. Koyuncu "1937 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı’na sunulan Rize’nin tarımsal yapısı, orman durumu ve üretim miktarlarıyla ilgili raporları biz vali beyin yazdığını düşünüyorduk fakat bu arşiv elimize geçtikten sonra bunları Rauf Başar’ın kendisinin hazırlamış olduğunu gördük. Birer kopyalarını kendi arşivinde saklamış, birer kopyalarını da vali beye sunmuş. Çay yetiştiricilerine pratik rehber adında bir kitapçık hazırlamış. 1942 yılında yazmaya başladığı fakat hastalığı döneminde tamamlayamadığı da yine bir kitabı vardı. Bunu yayınlamak da geçen yıl arşivin eline geçmesiyle bizlere nasip oldu" şeklinde konuştu. "Sözleri dikkate alınsaydı Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" Ortaya çıkan belgelerin içerisinde Rauf Başar’ın 1942 yılında Rize’nin sel bölgesi olmaması için amonyum sülfat gübrenin yasaklanması gerektiğini yazdığını ancak gübrenin 2019 yılında yasaklandığına dikkat çeken Koyuncu "Rauf Başar’ın 1942 yılında yapmış olduğu toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfat kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa Rize topraklarını yumuşatacağını, Rize bölgesinde sellerin önüne geçilemeyeceğini o tarihte yazmış. Gübrenin 2019 yılında çay tarımında kullanılması kesinlikle yasaklanmış. Maalesef yaklaşık 70 yıl sonra bu dikkate alınmış. Bu sözleri dikkate alınmış, o gübrenin kullanımı yasaklanmış olsaydı bugün Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" diye konuştu. "Yok etmek çok basit, biz zora talip olduk" Arşiv saklamanın, belgelerin korunmasının tarih için çok önemli olduğunu ifade eden Koyuncu sözlerini şöyle tamamladı: "Elimize ulaşan bu arşivi Rahmetli Rauf Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar ağabeyimiz bizlere ulaştırdı. Bizde bunları insanların hizmetine sunduk. 1934 ile 1939 yıları arasında yapılan çalışmaların fotoğrafları da bizim elimizde veri yoktu, duyumlar vardı ama belge yoktu. Bizim en çok üzerinde yaptığımız çalışma rahmetli Zihni Derin adıydı. Ama şimdi bu belgelerin içerisinde Zihni Derin’in yaptığı çalışmalar ve talimatnameler de var. Bunların hepsini biz Rauf Başar’ın arşivi sayesinde tedarik ettik."
Gaziantep Kadooğlu Yağ’a Gaziantep’in Yıldızları ödülü Kadooğlu Yağ, ihracat performansı ve uluslararası pazarlardaki istikrarlı büyümesiyle Gaziantep Sanayi Odası tarafından Gaziantep’in Yıldızları Ödül Töreni’nde ödüllendirildi. Yıl boyunca üretim gücü, kalite standartları ve sürdürülebilir ihracat yaklaşımıyla dikkat çeken Kadooğlu Yağ, bu anlamlı ödülle 2025 yılını bir başarıyla daha tamamlamanın gururunu yaşadı. Gaziantep Sanayi Odası’nın en prestijli organizasyonlarından biri olan Gaziantep’in Yıldızları, yıl boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından bir çok ödüle layık görülen Kadooğlu Yağ için ayrı bir anlam taşıyor. "Bu ödül, emeğimizin ve vizyonumuzun bir yansımasıdır" Kadooğlu Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Azime Kadooğlu Akbulut, ödüle ilişkin değerlendirmesinde, "Gaziantep gibi üretim ve ihracat kültürü çok güçlü bir şehirde, Gaziantep Sanayi Odası tarafından böyle kıymetli bir ödüle layık görülmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu ödül, sadece ihracat rakamlarımızın değil ekip ruhumuzun, kalite anlayışımızın ve uzun vadeli vizyonumuzun da bir göstergesidir. Yılın son ödülünü almak, bu başarıyı daha da anlamlı kılıyor. Başta çalışanlarımız olmak üzere emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. İhracatta istikrarlı büyüme vurgusu Kadooğlu Yağ, farklı coğrafyalara uzanan ihracat ağı, yüksek üretim kapasitesi ve güçlü tedarik zinciriyle Gaziantep’in ihracat başarısına katkı sunmaya devam ediyor. Firma, önümüzdeki dönemde de katma değerli üretim ve sürdürülebilir büyüme odağıyla uluslararası pazarlardaki etkinliğini artırmayı hedefliyor.