GÜNDEM - 22 Ekim 2020 Perşembe 11:31

Ankara’nın ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi canlandırılıyor

A
A
A
Ankara’nın ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi canlandırılıyor

Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi, Cumhuriyetin 100. yılında tarihi kimliğine uygun olarak yenilenerek halkın kullanımına yeniden sokulacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum projeye ilişkin, “Saraçoğlu Mahallesi’nin ihya sürecini başlatıyoruz. Ankara’nın merkezini daha da canlı kılacak, milli mimarimizi, doğal varlıklarımızı koruyarak yaşatacak bu örnek çevre ve şehircilik projemizi milletimize armağan ediyoruz” dedi.

Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olma özelliği taşıyan Ankara'daki Saraçoğlu Mahallesi’nin ihya süreci başladı. Proje ile Ankara’nın merkezi daha da canlanacak ve milli mimari, doğal varlıklar korunarak yeniden şehre kazandırılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un ev sahipliğinde ‘Ankara Saraçoğlu Mahallesi Koruma, Yenileme ve Yaşatma Projesi’ tanıtım toplantısı geniş katılımla gerçekleştirildi. Toplantıya Bakan Kurum’un yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, çok sayıda milletvekili, siyasi parti temsilcisi ve Ankara’nın ileri gelen isimleri katıldı.

“Güçlü Türkiye’nin güçlü başkenti”

Bakan Kurum, mahallenin yenilenmesine ilişkin yaptığı konuşmada, “Yeni Saraçoğlu Mahallesi’ne katkı sunacak üniversite hocalarımıza, mimarlarımıza, mühendislerimize, işçi kardeşlerimize kolaylıklar diliyorum, başarılar diliyorum. Başkentimizin yeni simgesi olacak Saraçoğlu Mahallesi Koruma, Yenileme ve Yaşatma Projesi, Ankara’mız için, ülkemiz için, milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. Daha güçlü bir Türkiye için, Ankara’yı güçlü Türkiye’nin güçlü başkenti yapmak için, dünya başkentleri arasında en üst sıralara sokmak için büyük projeleri tek tek hayata geçiriyoruz. Başkentimizi doğal güzelliklerini, göllerini, akarsularını, yeşil alanlarını koruyan bir çevre ve şehircilik hamlesiyle 2023’e, 2053’e, 2071’e hazırlıyoruz” dedi.

Ankara’ya devasa yeşil koridor

Ankara’nın her yerinde kentsel dönüşümün önemine dikkat çeken Bakan Kurum, “21 riskli ve 33 rezerv yapı alanımızda deprem dönüşüm projelerimizi sürdürüyoruz. Diğer taraftan birbirinden güzel ve sağlam kamu binalarıyla, sokak sağlıklaştırma, cephe yenileme çalışmalarımızla Ankara’nın çehresini baştanbaşa yeniliyoruz. Özellikle Eski Ankara adıyla andığımız Altındağ’ımızda Hamamarkası mevkiindeki konakların restorasyon çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Yine Altındağ’da tarihimizi, kültürümüzü ön plana çıkaran çok önemli bir yenileme projesini de hayata geçiriyoruz. Ankaralıları tarihle buluşturacak bu projemizi Ankara Kalesi çevresinden başlayarak, Hergelen Meydanı’nın, Ulus'taki 'Yahudi Mahallesi'nin ve belediye binasının bulunduğu bölgeleri kapsayacak şekilde planladık. Bu tarihimizi yeniden gün yüzüne çıkarma projesi Hergelen Meydanı'ndan başlayıp, Atatürk Orman Çiftliği, AKM Millet Bahçesi, Gençlik Parkı ve eski 19 Mayıs Stadı'nın olduğu alanı içine alan son derece geniş bir yeşil koridorla birleşiyor. Projemiz tamamlandığında Ankara’nın göbeğinde kilometrelerce uzunluktaki bir kültür ve tarih aksını, yeşil koridoru Ankaralılarla buluşturmuş olacağız” diye konuştu.

Ankara’nın ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi canlandırılıyor

77 ilde 50 milyon metrekarelik millet bahçeleri

Bakan Kurum, Ankara'daki millet bahçeleriyle ilgili de, “Yeşil Ankara’mıza değer katacak İmrahor Vadisi millet bahçesinden başlayarak, Eymir Gölü, Gölbaşı Millet Bahçesi, Mogan Gölü ve Gölbaşı Arboretum alanını içine alan yeni bir yeşil koridor daha oluşturuyoruz. Bugün Ankara’da bir taraftan inşa ettiğimiz 91 bin konutun yanında dar gelirli vatandaşlarımız için yeni 12 bin 500 sosyal konutumuz yükseliyor. Bir taraftan da ‘81 İle 81 milyon metrekare’ diyerek yola çıktığımız ‘millet bahçelerimizi’ inşa ediyoruz. 77 ilimizde toplam büyüklüğü 50 milyon metrekareyi bulan 270 millet bahçesi yapıyoruz” dedi.

Hedef yeşil alan miktarını 8 metrekareden 15 metrekareye çıkarmak

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, kişi başına düşen yeşil alan miktarını 8 metrekareden 15 metrekareye çıkarmayı hedeflediklerini belirterek şunları dedi:

"Şu ana kadar 35 millet bahçemizi açtık, kalanlar tüm hızıyla devam ediyor. Ankara'da da toplam büyüklüğü 3 milyon metrekareyi aşan 17 millet bahçesi yapıyoruz. Bunlardan Mamak Üreğil Millet Bahçemizi açtık. İnşallah İmrahor Vadisi ve 637 bin metrekarelik AKM millet bahçelerimizi önümüzdeki yıl açacağız. Polatlı, Mamak, Kahramankazan, Çubuk, Sincan, Gölbaşı ve Hacılar, Akyurt, Keçiören, Haymana, Ayaş, Altındağ, Kızılcahamam ve Cebeci’de yapacağımız millet bahçelerimizin çalışmalarına devam ediyoruz.”

“Ankara bizim ortak davamız”

Bakan Kurum, Ankara’nın sadece bir başkent değil Anadolu’nun ortasından yenidünya düzenine yön veren bir merkez olduğunu ifade ederek, “Ankara bizim ortak davamız, Ankara bizim ortak istikbalimizdir. Konu Ankara’nın ihyası olunca mesele artık sadece inşa etmek değil; bilakis milletimize, tarihimize, istikbalimize hizmet etmektir. Bu manada milletvekillerimizle, belediyelerimizle hep birlikte en hızlı şekilde başkentimizde yeni vizyoner hizmetleri bir bir ortaya koymalıyız. İşte bugün hep birlikte bir yenileme, koruma ve yaşatma projesi olan Saraçoğlu Projesi’yle Ankara’nın merkezine havuzu, parkları ve anıt ağaçlarıyla, özgün mimarimizi koruyarak yaşattığımız yemyeşil bir yaşam alanı kazandırıyoruz” şeklinde konuştu.

Saraçoğlu Projesi’ni tamamen çevre ve doğa merkezli bir yaklaşımla ele aldıklarının altını çizen Bakan Kurum, “Saraçoğlu’nun tarihi dokusunu oluşturan buradaki 44 tescilli yapıyı restore ederek muhafaza ediyoruz. Yine mazisi yarım asrı aşan anıt ağaçlarımızın tamamını gözümüz gibi koruyoruz. Tek bir ağacın bile zarar görmesine izin vermiyoruz. Bütün tescilli yapı ve anıt ağaçlarımızı özenle koruyarak bu güzel mahallenin yine yeşiliyle, güzelliğiyle Ankara’ya nefes aldıracak bir mahalle olarak kalmasını sağlıyoruz. Bakın bu bölge dünyanın önemli meydanlarından birine, Kızılay’a komşu. TBMM’nin, eski Başbakanlığın, bakanlıkların, Genelkurmay Başkanlığının birbirine bağlandığı bu bölge, ülkemizin yönetildiği, siyaset ve bürokrasinin olduğu kadar sanatın da merkezi. İşte Saraçoğlu Projemiz; bu hatıraların arasında, bu şahitliklerin arasında yeniden hayat buluyor. Tıpkı Hamamönü’nde, Hacı Bayram’da, Ankara Kalesi’nde tarihimizi, sokaklarımızı, çıkmazları, meydanları ve evlerimizi nasıl koruduysak, Saraçoğlu’nu da aynı özveriyle, aynı şuurla koruyacağız, geleceğe taşıyacağız" değerlendirmesini yaptı.

Ankara’nın ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi canlandırılıyor

"Böyle bir projeye dahi karşı çıkanlar oldu"

Saraçoğlu Mahallesi'ni yeniden hayata kavuşturacak çalışmaya karşı çıkanların olduğunu belirten Bakan Kurum şunları söyledi:

“Tabii biz işimizi yapmaya, her gün yeni şeyler söylemeye, güzeli yapmaya devam edeceğiz. İnandığımız yolda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. Saraçoğlu Mahallemiz; 81 bin metrekare alan üzerinde bitişik nizamda üretilen farklı tiplerde yapılardan oluşuyor. Konutların dışı geniş saçaklar, cumbaya öykünen cephe çıkmalarıyla, balkon korkuluklarıyla geleneksel Türk evinin modern bir yorumu olarak tasarlandı. Bakanlık olarak işe gelenekle moderni harmanlamış bu bölgenin depremsellik durumunu analiz eden statik raporlarımızı hazırlayarak başladık. Yine projemizin her aşamasında Kültür Varlıkları Kurulu’nun onayıyla hareket ettik, üniversite hocalarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın görüş ve desteklerini aldık.”

Dere yatağı canlandırılacak, biyolojik gölete çevrilecek

Bölgede toplam 44 blok, 437 bağımsız bölüm bulunduğunu ve projeyle tescilli 44 bloğun tamamını koruduklarını ifade eden Bakan Kurum, “İçerisinde 429 bağımsız bölüm olarak yeniliyoruz. Yapıların karakteristik ve mimari özelliklerine göre alanda 3 ayrı etap belirledik, tüm etapları eş zamanlı olarak yapacağız. Geniş yeşil açık alanlar ile entegre şekilde tasarladığımız bu etapta Ankara’ya gelen misafirlerimize doğa ile iç içe bir konaklama imkanı sunuyoruz İkinci etapta ilk planında görülen eski dere yatağını canlandırıyoruz. Biyolojik gölet olarak Ankara’nın hizmetine sunuyoruz. Tabii bununla yetinmiyoruz. Biyolojik gölet çevresinde yapacağımız rekreasyon, kültür-sanat etkinlik alanlarıyla şehrin merkezinde 7/24 yaşayan aktif bir yaşam alanı inşa ediyoruz. Bu etapta 70 dükkân ve 88 ofis olacak şekilde yeniliyoruz. Bu alanların gölete bakan kısımlarını çardaklarla, sokağa bakan kısımlarını ise daha özel gölgeliklerle birlikte tasarladık. Üçüncü etapta ise içerisinde 120 konut yapıyor olacağız” dedi. .

Bakan Kurum, konuşmasının ardından tanıtım toplantısına katılanlarla aile fotoğrafı çektirdi.

İrfan Çalışkan - Erdinç Türkcan - Nurullah Geylani

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı kendini böyle savundu; "3 kişi bana saldırdı, yoksa ben ölecektim" Zonguldak’ta aralarında çıkan küfürlü konuşma tartışmasının kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dereli, adliye önünde gazetecilere, üç kişinin kendisine saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu öne sürüldü. Şüpheli Murat Dereli’nin (44), Serkan Akdal (44) tarafından aşağılandığı öne sürüldü. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından Dereli’nin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Gazetecilere, "Yoksa ben ölecektim" dedi "Kasten Öldürme" suçlamasıyla sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne getirilen Dereli, gazetecilerin sorusu üzerine "3 kişi saldırdılar, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" dedi. Şüphelinin adliyedeki işlemleri sürüyor. Dereli’nin, 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı öğrenildi. Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını yapmış Ayrıca Murat Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu belirlendi. Olay Olay, akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal (44) ile Murat Dereli (44) arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Yaşanan olayda Murat Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığı tespit edildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Serkan Akdal, hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili adli soruşturma devam ediyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan genç girişimcilere tam destek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayarak, girişimci gençlere tam destek verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Girişimci ve Yöneticiler Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Girişimci Kütüphanesi’ projesi kapsamında düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’ne katıldı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen programa, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ile çok sayıda davetli ve genç girişimci katıldı. Zirvede, geleceğe umutla bakan gençlerle buluşan Başkan Büyükkılıç, girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, anlamlı ve önemli olarak nitelendirdiği bu zirveyi düzenleyen Girişimci ve Yöneticiler Derneği’ne teşekkür ederek, "Bu güzel organizasyonlara fırsat veren sayın bakanımıza da selamlarımızı, saygılarımızı iletiyorum" dedi. Büyükkılıç, Kayserililere hizmetleri ile layık olmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bize her zamanki yapıcı yaklaşımı bulunan sayın bakanımız ve çok değerli genel müdürümüze de bu iş birliğini sağlayıp, bu kütüphanemizin içini şenlendirip Kayseri’mize böyle güzel bir hizmeti kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kütüphaneler şehri" Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri söylemini hayata geçirdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "15’inci kütüphanemiz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri diye bir nitelendirmemiz var, bunu laf olsun diye söyleyen değil hayata geçiren bir yaklaşım sergiliyoruz. Makarr-ı ulema diye tanımlarız Kayseri’yi, yani âlimler şehri. Dolayısıyla bu âlimlerimiz Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nden, Mimar Sinan’ımızdan ya da girişimciliğin merkezini oluşturan Kayseri’mizde girişimciliğin kurallarını koyan Ahi Evran’dan söz edebiliriz" ifadelerini kullandı. Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayan Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zaman zaman bir araya geldiklerinde ve kendilerinden talepte bulunduklarında "siz yaparsınız, siz girişimci ruha sahipsiniz" dediğini, sonrasında da yine katkı sağladığını paylaşarak, "Üretmek için bir şeyler bilmek lazım, kendimizi geliştirmemiz lazım. Bulunduğumuz yerin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Biz Kayseri olarak aidiyet duygusu dediğimiz, şehrimize, işimize, ailemize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmayı sağlamamız ve onu olmazsa olmaz olarak görmemiz lazım" dedi. Gençlere fırsat vermek ve ortam hazırlamanın önemine işaret eden Başkan Büyükkılıç, "Kayseri’yi de bu şehir başka, bu şehrin imkânları başka şekliyle tanımlayan yaklaşımları sık sık duymayı amaçladığımızı da elbette buradan hatırlatmak istiyorum" diyerek destekleri için Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri teşriflerinin 106’ncı yıl dönümünü hep beraber idrak ettiklerini de belirterek, anlamlı bir günü hep birlikte yaşadıklarına işaret etti ve birlik beraberlik duygusuna vurgu yaptı. Çiçek’ten Büyükkılıç’a ‘kütüphane’ teşekkürü Vali Gökmen Çiçek de İl Halk Kütüphanesi’ni Kayseri’ye kazandıran Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Böyle bir eser için çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun" dedi. Büyükkılıç da bu eseri kazandırmak için büyük gayret gösterdiklerini, bütçesinin tamamını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını belirterek, "Bu eseri üretmek yetmiyor, bu eserler sizlerle anlamlı oluyor. Bakanımızın ve değerli genel müdürümüzün bizlere sahip çıkıp, burayı canlı hale getirip, yaşanılabilir konuma hale getirmesi önemli, şehrimize yakıştı" diye konuştu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de birer konuşma gerçekleştirerek, "Girişimci Kütüphanesi" projesi ve Kayseri Girişimcilik Zirvesi hakkında önemli bilgiler paylaştılar. Girişimcilik Zirvesi, Kayseri’de girişimcilik kültürünü derinleştirmek, gençlere ilham vermek ve onları yerel potansiyeli güçlü iş modelleriyle buluşturmak amacıyla, vizyon, deneyim ve ilhamın bir araya geldiği özel bir buluşma sunuyor.
Antalya Aysel öğretmen, köy okullarında başladığı mesleğinde, eğitim dünyasının Nobel’ine aday oldu Çocukluğunda her gün 4 kilometre yol yürüyerek zor şartlar altında eğitimini tamamlayan 22 yıllık sınıf öğretmeni Aysel Şener, birincilik ödülü olan 1 milyon doları kazanması durumunda ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacağını söyledi. Antalya’nın Aksu ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yapan Aysel Şener eğitim dünyasının Nobel’i olarak değerlendirilen 139 ülkeden 5 binden fazla öğretmenin başvurduğu örnek eğitim çalışmalarının görünür kılınması amacıyla Amerikan Varkey Vakfı tarafından düzenlenen Global Teacher Prize’da tek Türk öğretmen olarak 50 finalist arasına girdi. Önümüzdeki günlerde seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan eğitimcilerin belirleneceği yarışmada birinciye ise 1 Milyon Dolar para ödülü verilecek. Şener, Global Teacher Prize ödülünü kazanması durumunda verilecek olan ödülü kanser hastaları ve kız çocuklarının eğitimine harcayacağını belirtti. 139 ülkeden binlerce öğretmen arasında ilk 50’de yer aldı Eğitimine kız çocuklarının okula devamının sınırlı olduğu bir köyde başlayan ve en yakın okula ulaşmak için her gün 4 km yürüyerek gittiği ortaokuldan sınıf birincisi olarak mezun olan Aysel Şener, Lise ve üniversiteyi dereceyle tamamladıktan sonra 2003 yılında ilk görev yeri olan Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Kavaklı köyüne atandı. Ardından 22 yıllık meslek hayatında Van, Muğla, Hatay ve Antalya’da köy okullarında görev yapan Şener, Aksu ilçesi Aksu Solak İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak öğretmenliğe devam ediyor. Meslek hayatı boyunca görev yaptığı okullarda hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren Aysel Şener, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğretmenin başvurduğu yarışmada tek Türk eğitimci olarak ilk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Onlarca projenin kurucusu Uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmenin ardından ilk 50’nin belirlendiğini ve finalistlerde birisi olarak Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyduğunu söyleyen Şener, "Vakıf’ın amacı fark oluşturan çalışmaları olan öğretmenleri onurlandıran, onları itibarını arttıran ve örnek uygulamalarını tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir kuruluş. Mesleğe başladığım ilk yıldan buyana kız çocuklarının okuması için sahada aktif bir şekilde mücadele ettim. Birçok projenin kurucusuyum. Okuma kültürünü geliştirmeyi amaçladığım ‘Okumak Yaşamaktır’ projesi, Etik Değerlerimiz projesiyle 37 bin 100 proje arasından ilk 100’e girdim ulusal konferansa davet edildim. Hayvanların ve toprağın çığlığını duyurmak adına ‘Çığlık Projesi’, Yine Yeniden, Nezaket Bulaşıcıdır, İyilikte Yarışalı Sevgide Buluşalım Projesi, afet bilicini kazandırmak için ‘Mühendis Ellerim Sağlam Temellerim’ e-Twinning projesini kurdum" dedi. "İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir" Projelerinin konularında iyiliği merkeze alan çalışmalar olduğunu belirten Şener, "Ben dünya sorunlarını kendime dert edindim. Sürdürülebilir çevre, ekosistemin korunması, susuzluk, sıfır atık ve toplumsal sorunları ele alarak projeler yürütüyorum. Projeleri de yürütürken Türkiye Yüzyılı Maarif modelimiz doğrultusunda, Erdem Değer Eylem çerçevesinde ve Türkiye Yüzyılı Maarif modelimizin nihai amacı olan üretken ve erdemli bireyler yetiştirmek doğrultusunda projelerimi planlıyorum. Çocuklarımı hem üretken hem de onlar bilimsel bilgi edinirken aynı zamanda da duygusal ve sosyal yönden erini sağlayarak bütüncül bir yaklaşım uyguluyorum. İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir, iyilik insanı iyileştirir, sevgi dolu bir dünya için hep birlikte adım atalım" şeklinde konuştu. 10 tane hikaye kitabı yazdı Sadece projeler değil sosyal sorumluluk projeleri ulusal ve uluslararası projelerinde aynı zamanda kuruculuğunu yaptığını söyleyen Aysel Şener, "Projelerle belli sayıda kişiye ulaşıyordum. Sonra dedim ki, çocuğun kendini en güvende hissettiği yer olarak görüyorum ben hikayeleri ve hikaye kitapları yazmaya başladım. Bu hikaye kitaplarıyla daha çok çocuğa ulaşmayı hedefledim. Yazmış olduğum 10 tane hikaye kitabı var. Bu hikaye kitaplarımda doğaya nezaket, hayvanlara nezaket, yaşlılara nezaket gibi konuları işledim. Ve bu hikayelerle çocukların gönlünde taht kurmaya çalıştım. Tüm bu çalışmalarımın sonucunda 2023 yılında Yılın Öğretmeni seçildim. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili çalışmalar yürüttüm. Dezavantajlı çocuklar eğitimde fırsat eşitliğine sahip olsunlar diye onlarla ayrıca ilgilendim. Konferanslara davet edilmem, yürütmüş olduğum projeler, yazmış olduğum hikaye kitapları, velilerle yürütmüş olduğum projeler bu başarının ödülü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kazanırsa ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacak Yarışmada 1 Milyon Dolarlık bir ödül var. Ben bu ödülü alırsam yüzde ellisini öncelikle kanser hastalarına, onlar için mücadele eden vakıf ve derneklere bağışlamak istiyorum. Yüzde ellisini ise kimsesiz kız çocuklarının okuması için kullanmak istiyorum. Şu an ilk 50’deyim, ilk 50 içerisinde olmak zaten benim için büyük bir onur ve gurur. Çünkü orada Türkiye’yi temsil edeceğim. Aklıma bile gelmezdi bir gün böyle bir yarışmada birinci olmak. Ama ben hep inanarak çalıştım ve yaptım. Bu inancın, emeğin, azmin, yılmamazlığın öyküsü olduğunu düşünüyorum. Elbette her öğretmen birinci olmak ister. Ama benim için önemli olan eğer ben öğrencilerin kalbinde kalıcı da olsa küçük bir iz bıraktıysam en büyük mutluluk benim için o olacaktır" dedi. Öğrencilik yılları zor şartlarda geçti Benim öğrencilik yıllarım çok zor şartlarda geçtiğinin altını çizen Şener, "Ben bir köyde dünyaya geldim ve birleştirilmiş sınıfta okudum. İmkansızlıkların olduğu bir yerdi ve ortaokul yoktu benim yaşadığım köyde. Her gün ortaokula gitmek için 4 km yol yürüdüm, zor şartlarda okudum. Bu durum beni yıldırmadı, hep ben hayal ettim. Benim bebeklerim yoktu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde küçükken ben öğretmen olurdum, biz öğretmencilik oyunu oynardık. Bu beni pes ettirmedi, hayal ettirmeyi, öğretmeyi öğretti. Zorluklar bana nasıl baş edebileceğimi öğretti. Hikaye kitaplarımda, yürütmüş olduğum projelerde yaşamış olduğum hayatında etkisi var. Ben şunu düşünüyorum hep, iyilik dünyayı güzelleştirir. İyilik insanı iyileştirir. Ben iyilik bulaşıcıdır mottosuyla çalışmaya devam edeceğim. Bana hep annem ‘Kızım her gün de olsa da iyilik yap’ demişti. ‘Ceketimi satarım, yine seni okuturum’ diyen babama ve en önemlisi benim ilham kaynağım olan öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu ödül hepimizin, bu ödül Türkiye’nin ödülü" ifadelerini kullandı.
Manisa Sarıgöl’de zemheri papatyaları açtı Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle aralık ayında papatyalar açtı. Zemheri soğuklarının başlamasına rağmen doğada yaşanan bu sıra dışı durum, çiftçileri endişelendirdi. Kış aylarının en soğuk dönemlerinden biri olarak bilinen zemheri günlerinde, bir yandan bağlarda örtü altı üzüm hasadı devam ederken, diğer yandan çevrede papatyaların açması Sarıgöl’de adeta "yalancı bahar" yaşanmasına neden oldu. Gündüzleri güneşli, geceleri ise soğuk geçen havaların, erken açan bitkiler açısından risk oluşturduğunu belirten çiftçiler, ilerleyen günler için tedirgin olduklarını dile getirdi. Çiftçi Mücahit Saraç, yaşanan durumu endişe verici olarak nitelendirerek, "Bir yandan bağlarda örtü altı üzümler hasat edilirken, bir yandan da ılık havaya aldanan papatyaların açması ilginç ve düşündürücü. Önümüzdeki günlerde meyve ağaçları da çiçek açarsa, ileride meyve almamız zor olur. Bu bölgede ocak ayından mart sonuna kadar şiddetli kış yaşanır. Erken açan ağaçlar soğuklara aldanır. Papatyaların açmasına biz ‘yalancı bahar’ deriz" dedi. Aralık ayında açan papatyalar, vatandaşların da dikkatini çekti. Güneşli günleri fırsat bilen Sarıgöllüler, yalancı baharın tadını çıkardı. Sarıgöl Yeni Sanayi Bölgesi’nde açan papatyalar ise sanayi esnafının ilgisini çekti. Sanayi esnafından Serkan Yılmaz, papatya demetleriyle bu durumu ilginç bulduğunu belirterek, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum" diye konuştu.