SAĞLIK - 22 Mayıs 2017 Pazartesi 17:39

Annenin kaburgasından oğluna kulak

A
A
A
Annenin kaburgasından oğluna kulak

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesinde doğuştan sol kulağı bulunmayan bir kişiye, annesinin kaburgasından alınan kıkırdakla kulak yapıldı. Dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle takılan kulak, geçici bir süre karına monte edilerek 1 yıl boyunca da bekletildikten sonra yapılan başarılı ameliyatla yerine dikildi.

Gaziantep’te kulağı olmadan doğan 22 yaşındaki Ümit Gül, geçirdiği onlarca başarısız ameliyattan sonra çareyi annesinin kaburgasında buldu. Prof. Dr. Mehmet Mutaf, yaklaşık 3 yıl süren operasyonlarla anne Ayşe Gül’ün kaburgalarından aldığı kıkırdağı, oğlu Ümit Gül’ün vücudunda bir yıl bekletti. Doku uyuşmazlığı olmadığının kesinleşmesi üzerine kıkırdak karından çıkarılarak Ümit Gül’e nakledildi. Yapılan tedavi ve operasyon ise hastanın kendisinden değil de bir başkasından kıkırdak nakledildiği için dünyada bir ilk olarak tıp literatürüne girdi.

Oğlunun daha önce geçirdiği birçok operasyonun başarısız olduğunu söyleyen anne Ayşe Gül, “Yapılan ameliyatlar sonucu oğlumun vücudunda kıkırdakları kalmadığı için ben kendi kıkırdaklarımın alınmasını talep ettim. Hocamız başarılı bir operasyonda benden alınan kıkırdaklardan oğlumun kulağını yaptı. Ameliyat yaklaşık 3 yıl süren tetkiklerin ardından gerçekleşti. Oğlum her geçen dün daha iyiye gidiyor. Biz yıllardır ailecek çok zor zamanlar yaşadık. İnsanın evladıyla sınanması da daha zormuş onu öğrendim. Oğlum kulağının olmamasından dolayı nişanlısı tarafından terk edildi. Bunun üzerine intihara kalkıştı. Allah’a çok şükür şu anda Prof. Dr. Mehmet Mutaf sayesinde oğlumun durumu her geçen gün daha da iyiye gidiyor’’ ifadelerini kullandı.

Küçüklüğünden beri kulağı olmadığı için çok zor zamanlar yaşadığını söyleyen Ümit Gül, “Evden dışarı çıkmak istemiyordum, saçlarımı uzatıyordum kulağımın olmadığının gözükmesini istemiyordum. Arkadaşlarımın neden böyle olduğumu sorunca moralim bozuluyordu. Ben de dayanamadım ve doktorumun yanına geldim bana yardımcı oldu ve hiçbir işlem için tek kuruş bile almadı. Anneme de çok teşekkür ederim o olmasaydı bu ameliyat olmazdı. Çünkü önceleri başka doktorlar tarafından o kadar başarısız operasyonlar geçirdim ki hem kulak yerimin derisi kullanılamaz hale geldi hem de vücudumda kulağım için kullanılacak kıkırdak kalmadı’’ diye konuştu.
Gaziantep Üniversitesinde yapılan ve tıpta dönüm noktası sayılacak kulak nakli ameliyatını yapan dünyaca ünlü Prof. Dr. Mehmet Mutaf ise yaptığı açıklamada, “Hastanın kendi kıkırdağı kullanılmadan başka bir kişiden alınan kıkırdakla yapılan kulak yapımı ameliyata dünya ilk olma özelliği taşıyor. Anneden alınan kıkırdak hastamızın göğüs kafesinde 1 yıl bekletildi. Bekletilmesinin nedeni ise kıkırdağın hastaya uyum sağlayıp sağlamayacağıydı. Kıkırdak uyum sağladığını tespit edince kulak yapımı işlemini gerçekleştirdik. Bu yöntemle kulak yapımı ameliyatı dünyaya örnek teşkil ediyor ve tarihi bir dönemin başlangıcı sayılacak’’ şeklinde konuştu.

Orhan Erkılıç 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.