KÜLTÜR SANAT - 21 Kasım 2017 Salı 15:13

Antalya'nın saklı hazinesi: Ormana

A
A
A
Antalya'nın saklı hazinesi: Ormana

Antalya'nın İbradı ilçesine bağlı Ormana köyü, son dönemde yapılan yatırımlarla doğa turizminin göz bebeği oldu. Düğme evleriyle öne çıkan Ormana'da trekking, doğa yürüyüşü, doğanın içinde yoga gibi etkinlikler yapılıyor.

Antalya denildiği zaman ilk akla gelen kumsal, 5 yıldızlı oteller ve deniz olsa da, İbradı ilçesine bağlı Ormana köyü, son dönemde popülerliği oldukça artan bir nokta haline geldi. Toroslar'ın eteğinde olan köy, Antalya merkeze 3 saat uzaklıkta. Özellikle Osmanlı döneminde bölge halkının yaptığı Düğme Evler, restore edildi ve bölgenin en dikkat çekici yapısı halini aldı. Ormana Avtive'in kurucuları Aydın Özgüven ve oğlu Tolga Özgüven, bölge halkına istihdam sağlamak ve Ormana köyünü tanıtmak için aldıkları eski evleri restore ederek önemli bir turizm organizasyonu geliştirdi. Baba oğul, 2013 yılında başladıkları alternatif turizmde özellikle günübirlik konuk sayısında 30 bin kişiye ulaştı.

Harç kullanılmadan yapılan duvarlar
Düğme Evler'in özelliğini anlatan Tolga Özgüven, evlerde harç kullanılmadığının altını çizdi. Sedir ağacının taşların arasına sıkıştırılarak yapılmasıyla meydana gelen duvarlar birleştiğinde Düğme Evler ortaya çıkıyor. Sedir ağacının bazı noktalarda eğilmesiyle evlerin duvarında meydana gelen eğilmeler ise doğal bir mimari ortaya çıkarıyor. Tolga Özgüven, evlerin ömrünün 250 ila 300 yıl olduğunu belirtti. Hatıllı sistemle yapılan evlerdeki fark, hatılların belli aralıklarla kendisini tekrarlayan ahşap iskelet olması. Evlerdeki taşları hatıllar, hatılları ise dikine giden Sedir ağaçları yani piştuvanlar tutuyor.

Ormana genelinde 300'den fazla Düğmeli Ev olduğunu söyleyen Özgüven, "En eski ev 300 yıllık ama görsel özelliği çok fazla olmayan bir ev. Düğmeli Evler'in en önemli özelliği kuru duvar olması. Duvar kalınlıkları ise 1 metre 20 santim olur. Her 2 kenarı daha büyük taşlardan oluşur, ortası ise küçük taşlardan oluşur. Evler nefes alan evler olduğu için de rutubet olmaz ve bu evlerde yaşamak sağlıklıdır" dedi.

"Erimna Antik Kenti'nin komşusu"
Ormana köyünün, Antik Yunan'da kurulan Erimna Antik Kenti'nin yanı başında bulunduğunu dile getiren Özgüven, "Antik Yunan'da korsanlardan kaçan yerel halk, şehirlerini daha korunaklı olması için yukarılara kurmuşlardı. Ormana köyünün civarında ise Etenna, Kotenna ve Erimna kentleri kuruldu. Erimna Antik Kenti'nin merkezi ile Ormana'nın merkezi çok yakın. Erimna Entik Kenti yıkılmış ve parçaları her tarafa dağılmış. Bazı Düğmeli Evler'de tarihi antik taşlar görebilirsiniz" ifadelerini kaydetti.

'Cemalim' türküsünün hikayesinin çıktığı köy
Ünlü Cemalim türküsünün Ormana köyüne ait olduğunu vurgulayan Tolga Özgüven, "Karatay Konağı'nın ağası Karatay Ağa, ticaretle meşgul ve at sırtında Manavgat'a ticaret yapmaya giderken eşkıyalar tarafından pusu kurulup vuruluyor. Ağa attan düşüyor ve at dört nala koşup geri dönüp kapılara vuruyor ve ev halkına haber veriyor. Ancak Karatay Ağa kurtarılamıyor. Ondan sonra da bu ağıt yazılıyor. Sonrasında ise Ormana çok göç verdi. İstanbul'a yerleşen Ormanalılar bir lokalde oradaki ses sanatçısına bu türküyü öğretiyorlar ve bu sanatçı her akşam bunu okuyor. Ürgüp'lü Refik Başaran sonrasında albüm çıkartıyor ve bizim buranın türküsü bir anda Ürgüp türküsü oluyor" ifadelerini kullandı.

Yangından korunmak için gözetleme kulesi
Ormana tarihinde 3 kez büyük yangın çıktığını söyleyen Tolga Özgüven, "Burada çok fazla ahşap ev var. Daha önce yaşanan 3 büyük yangında neredeyse köyün tamamı yanmış. Zamanında tabii elektrik yokken evin iç aydınlatmaları, gaz lambalarıyla hatta çıralarla yapılıyormuş. Samanlığa çırayla girdikleri zaman evde yangın çıkıyor ve sonrasında diğer evlere sıçrıyor. 3 yangın sonunda buradaki Karadağ'a bir gözetleme kulesi yapılması kararı veriliyor. 1960'lı senelerin sonunda yapıldı. 2 aile 15'er gün arayla burada yaşarmış ve herhangi bir durum olması halinde bu tepeden 20 dakika gibi kısa bir sürede inip haber verirlermiş. Çıkarken de 45 dakika gibi kısa bir sürede bu yolu çıkarlarmış. Bugün trekking yolu olarak kullanılan bu noktaya çıkmak 4,5 saati buluyor" dedi. 

Bozhan Memiş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde "Özel Çocuklar Güzel Kutular" projesiyle Türkiye’nin lezzetleri Niğde’de buluşuyor Niğde Eğitim Uygulama Okulu’nda yürütülen ’Özel Çocuklar Güzel Kutular’ projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen yöresel ürünler, özel ihtiyaçlı öğrenciler için hem bir öğrenme aracına hem de kültürel bir keşfe dönüşüyor. Proje çerçevesinde farklı illerden gönüllüler tarafından hazırlanan ve o şehre özgü ürünlerin yer aldığı kutular okula ulaştırılıyor. 16-23 yaş arası orta düzey zihinsel engelli öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde bu ürünlerle yöresel yemekler hazırlayarak sosyal becerilerini geliştiriyor, farklı kültürleri ve lezzetleri tanıma imkanı buluyor. Öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmesini amaçlayan proje, çocukların eğitim sürecine daha aktif katılmasını sağlarken, aynı zamanda eğlenceli ve mutlu bir okul ortamı oluşturmayı hedefliyor. Her kutunun öğrenciler için hem sürpriz hem de yeni bir deneyim alanı sunduğunu ifade eden Niğde Eğitim Uygulama Okulu Zihinsel Engelliler Öğretmeni, Proje Koordinatörü Şerife Şimşek, projenin sosyal medya üzerinden duyurulduğunu belirterek, gönüllülerin farklı mecralardan kendileriyle iletişime geçtiğini söyledi. Şimşek; gönüllülerden şehirlerinin neyle meşhur olduğunu anlatan ürünler göndermelerini istediklerini ifade ederek, çocukların anlatılanlardan ziyade yaşayarak öğrenmesini amaçladıklarını dile getirdi. Proje sayesinde öğrencilerin farklı şehirleri, kültürleri ve lezzetleri tanıdığını vurgulayan Şimşek, birçok öğrencinin bu yöresel tatları ilk kez denediğini belirtti. Son olarak Diyarbakır’a ait ürünlerle dolma yaptıklarını anlatan Şimşek, "Baharattan kuru sebzeye kadar bir dolma için gerekli tüm malzemelerin gönüllüler tarafından gönderildi. Daha önce Ordu, Mersin, Kayseri ve Malatya gibi illerden de kutular ulaştı. Uygulama evinde öğrencilerimizle birlikte tüm aşamaları birlikte yapıyoruz. Yemek hazırlamadan sofrayı kurmaya ve toplamaya kadar her süreç çocuklarla birlikte yapılıyor. Bu çalışmalarla öğrencilerimizin günlük yaşam becerilerini geliştirmesini ve daha bağımsız bireyler olmalarını hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. Projenin nihai hedefinin Türkiye’nin 81 iline ulaşmak olduğunu belirten Şimşek, şu ana kadar 20 ilden kutuların geldiğini, diğer illerden de destek beklediklerini sözlerine ekledi.
Antalya Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı Muratpaşa Belediyesi tarafından Altındağ Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirterek, "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz" diye konuştu. Muratpaşa Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Altındağ Mahallesi 153’üncü sokakta hayata geçirilen Aşık Murat Çobanoğlu Parkı’nın açılış töreninde Başkan Uysal’ın yanı sıra dernek başkanları, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, belediye yöneticileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Açılışta konuşma yapan Başkan Uysal, Anadolu’nun derin tarihine ve kültürel zenginliğine dikkat çekti. Birkaç yıl önce yaptığı bir İtalya ziyaretinden örnek vererek, Anadolu’nun tarih boyunca uğradığı istilalar ve yaşadığı acılarla şekillenen benzersiz bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Başkan Uysal, şöyle konuştu: "İtalya’nın güneyinde bulunduğumda, oradaki yerleşimlerin yüzyıllar boyunca aynı ailelerin elinde kaldığını gördüm. Bizim Anadolu’muz ise sürekli el değiştirmiş, savaşlara sahne olmuş, acılar yaşamış. İşte bu acılar toprağın ruhuna sinmiş." Bu ruhun, Anadolu insanının içinden doğan sanatçılarda hayat bulduğunu dile getiren Uysal, "O topraklardan o acıları, o yaşanmışlıkları ifade eden Artezyenler fışkırıyor. Bu insanlar çok eğitim almış, çok nota bilmiş değiller ama içlerinden çıktıkları toprağın kokusunu, ruhunu, tınısını taşıyorlar. İşte Aşık Veyseller, Neşet Ertaşlar, Murat Çobanoğullar böyledir. Onlar sadece birer müzisyen değil, acılı toprakların sesi, sazı ve sözcüleridir" diye konuştu. Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirten Başkan Uysal konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz. Parkımız hayırlı olsun. Yaşasın ulusumuzun, milletimizin sarsılmaz birliği, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti." Törenin sonunda Kars Ardahan Iğdır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ferhat Cemtosun, Başkan Uysal’a teşekkür plaketi takdim ederken, Başkan Uysal ise parkın açılışında türkü seslendiren aşıklara çiçek takdiminde bulundu. Halk ozanı Murat Çobanoğlu anısına hazırlanan bir rölyefin de yer aldığı Aşık Murat Çobanoğlu Parkı, 808 metrekare alandan oluşuyor. Çocuk oyun grubunun yer aldığı park, mahalle sakinlerine keyifli bir yaşam alanı sunuyor.
Eskişehir Bir saksıya ayırdığı çiçekleri küçük çocuklar için ücretsiz yaptı Eskişehir’de bir esnaf, temizlenirken kısalan ve aranjman için saklanan çiçekleri israf olmaması için çocuklara ücretsiz hediye ediyor. İstiklal Mahallesi Atatürk Caddesi’nde bir dükkanın önündeki çiçek dolu saksının içinde bulunan, "Minik insanlara çiçek ücretsizdir" yazısı dikkat çekiyor. Dükkanın işletmecisi Yiğit Altan, görenlerde merak uyandıran ilginç yazının hikayesini anlattı. Mezat öncesi temizlenirken kısalan ve aranjman yapılması amacıyla saklanan çiçeklerin bazen atıldığını belirten Altan, israfın önüne geçmek ve çocukları mutlu etmek için bu şekilde yaptığını söyledi. "Çocuklar çok mutlu oluyorlar" Yaklaşık 10 yıldır baba mesleği çiçekçilik ile uğraşan 30 yaşındaki Yiğit Altan, "Biz haftanın 3-4 günü mezata gidiyoruz. Bu çiçekleri temizlerken kısalanları oluyordu. Kalan parçaları genellikle aranjman için saklıyorduk. Biz bunları saklarken, belli bir kısmının da atıldığını fark ettim. Atılacağına, şehrimizdeki küçük çocukların bundan faydalanmasının daha güzel olacağını düşündüm. Kazanç sağlamak amacıyla yapmadım. İnsanların geri dönüşleri çok güzel oluyor. Cep telefonu ile fotoğraf ve video çekip sosyal medyada paylaşıyorlar. Gelip teşekkür ediyorlar, insanlarla tanışma imkanı buluyoruz. Özellikle çocuklar çok mutlu oluyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor" dedi.
İstanbul Arnavutköy’de beklenen kar yağışı başladı Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve AKOM’un günler öncesinden yaptığı uyarıların ardından İstanbul’da hava sıcaklıkları hissedilir derecede düştü. Sabah saatlerinden itibaren kentin farklı noktalarında kar yağışı etkisini gösterirken, özellikle İstanbul’un kuzey ilçelerinden biri olan Arnavutköy’de kar, zaman zaman aralıklarla etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği, hafta sonu boyunca hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 5 ila 8 derece altına ineceğini, yüksek kesimlerde ise karla karışık yağmur ve kar yağışı beklendiğini açıklamıştı. Uyarıların ardından Şişli, Sarıyer, Başakşehir ve Arnavutköy gibi ilçelerde sabah saatlerinde kar yağışı başladı. Arnavutköy’de sabah erken saatlerde başlayan kar yağışı, zaman zaman durup yeniden etkili oldu. İlçenin Taşoluk, Bolluca, Baklalı ve Haraççı mahallelerinde kar taneleri çatılarda ve araçların üzerinde kısa süreli beyaz örtü oluşturdu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "İstanbul genelinde hafta sonu boyunca aralıklarla karla karışık yağmur ve kar bekleniyor. Hava sıcaklıklarının 0 dereceye kadar düşeceği tahmin ediliyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde buzlanma riski yüksek" ifadelerine yer verildi. AKOM ise olası buzlanma ve don olaylarına karşı sürücülerin dikkatli olması, toplu ulaşımın tercih edilmesi ve ani hava değişimlerine karşı hazırlıklı olunması konusunda vatandaşları uyardı.