SAĞLIK - 19 Şubat 2022 Cumartesi 12:37

'Aort kapak tedavisinde hastanın yaşı tedaviyi belirliyor'

A
A
A
'Aort kapak tedavisinde hastanın yaşı tedaviyi belirliyor'

Aort kapak hastalıklarında 75 yaş altı hastalarda genelde ilk tercihin cerrahi olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Güden, “Ameliyata uygun olmayan veya 80 yaş üstü hastalarda TAVI işlemi tercih edilebilir" dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümünden Prof. Dr. Mustafa Güden, ağır kapak hastalıkları ve güncel tedavilerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Güden, “Ağır kapak hastalıkları darlık ve yetmezlik şeklinde seyredebilir. Her aort kapak hastalığında acil ameliyat gerekliliği yoktur. Bazen hastaları uzun süre takip etmekteyiz. Burada en önemli teşhis yöntemi de ekokardiyografidir. Ayrıca darlık miktarının veya yetmezliğin artışı ve bundan kalbin ne kadar etkilendiğine göre karar veriyoruz. Ağır kapak hastalığı başladığında ister yetmezlik ister darlık olsun hastalar genellikle takip edilir. Süreç ilerlediğinde yani darlık veya yetmezlik arttığında duruma göre ameliyat veya herhangi bir girişim için karar verilir” diye konuştu.

"Cerrahide standart kesi veya minimal invaziv uygulanabilir"

Günümüzde aort kapak hastalıkları tedavisinde ilk tercihin cerrahi olduğunu belirten Prof. Dr. Güden, sözlerine şöyle devam etti: "Özellikle 75 yaş altı hastalarımızda şayet ameliyat olmasına engel bir durum yok ise ilk tercihimiz cerrahidir. Çünkü yapılan araştırmalarda biliniyor ki cerrahi olarak kapağın değiştirilmesi veya tamir edilmesi uzun dönem sonuçları açısından daha avantajlıdır. Cerrahi içinde de farklı yöntemler vardır. Birinci yöntem standart olarak göğüs kemiğinin tamamının kesilerek yapılmasıdır. Bu yöntemde 15 ila 17 santimetrelik yaralar olur. Diğer yöntem de minimal invaziv dediğimiz göğüs kemiğinin 1/3 kısmının küçük kesiyle açılarak yapılmasıdır. Bir de sağ göğüs tarafından 5 ila 6 santimetrelik yara ile aort kapak değişimi veya tamiri de yapılabilir".

"Genç hastalarda cerrahi daha avantajlı"

Prof. Dr. Güden, cerrahiye uygun olmayan hastalarda yürüttükleri süreci ise şu şekilde açıkladı: "Aort kapak hastalığı için ameliyat olması konusunda karar verilmiş hastalar bize başvurduğunda ilk önce hastaları ameliyat açısından değerlendiriyoruz. Şayet beklenilenden daha yüksek bir risk çıkacak olursa hastalara başka bir tedavi yöntemi tavsiye ediyoruz. Özellikle 75 yaş altındaki hastalarımızda ilk tercihimiz ameliyat ancak anestezi veya ameliyat hazırlığında engel olacak bir durum varsa başka yöntemlere müracaat ediyoruz. İkinci bir seçenek de cerrahi olmayan yani kateter yöntemi ile kapağın yerleştirilmesi işlemidir. Bu yönteme TAVI denir. Bu işlemde aynı koroner anjiyo gibi kasıktan girilir ve aort kapak değişimi yapılır. TAVI işleminin riski sıfır olmasa da cerrahiye göre biraz daha düşüktür. Bu nedenle TAVI işlemi daha çok 75 hatta 80 yaş üstü ameliyat olamayacak hasta grubunda tercih ediliyor. TAVI işleminin gençlerde tercih edilememesinin sebebi, uzun dönem sonuçlara baktığımızda, cerrahi olarak değiştirilen kapaklardan daha iyi olmamasıdır. Ancak yüksek risk grubunda bulunanlarda özellikle yaşı ileri olanlarda TAVI yöntemi bir tercih konusudur".

"Mekanik kapak ve biyoprotezin başarı oranı yaşa bağlı"
Cerrahide uygulanan yöntemin ve tercih edilen kapak çeşidinin hastaya göre tercih edildiğini belirten Prof. Dr. Güden, “Cerrahide ilk tercih eğer kapakta ileri derecede kireçlenme yok ise tamir edilmesidir ki bu hastalar için büyük bir avantajdır. İkinci tercih de hastanın yaşına göre kapağın değiştirilmesidir. Özellikle 65 yaş altına mekanik kapakların, 65 yaş üzerine ise biyoprotez denilen kapakların kullanılması tavsiye edilir. Biyoprotez kapaklardaki en büyük avantaj kan sulandırıcı kullanılmasına gerek duyulmamasıdır. 50 yaş ile 65 yaş arasındaki hastalar ise gri bölgededir ve biyolojik kapakların kullanımı söz konusu olabilir. Burada da hastanın tercihi oldukça önemlidir. Biyoprotezlerin 65 yaş üzerinde tavsiye edilmesinin sebebi ise 65 yaş üstündeki hastalarda 20 yılda yüzde 80 ila 85 oranlarına kadar dayanabiliyor, sadece yüzde 15 ila 20 civarında bozulabiliyor. Ama 65 yaş altındaki hastalarda bu oranlar 10-15 yıl içinde yüzde 20 dayanabiliyor. 50 yaşın altında ise biyoprotezlerin dayanma süresi 10 yılda yüzde 50’lere düşüyor. O yüzden burada sınıflama olarak 50 yaşına kadar mekanik kapaklar, 50 ile 60 yaş arasında her ikisi, 65 yaş üzerinde herhangi başka bir sebep yok ise kesinlikle biyoprotez kullanılmasını tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’ın katılımı ile toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında Kaymakam Demiryürek, Başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren Kaymakam Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi. Bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı. Hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle, bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. Başkan Dönmez ise, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanların bazı şeyleri kanıksadığını gördük; etrafın dağınık olmasını, etrafının kirli olmasını. Bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bu amaçla bir kampanya başlattık. Kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak, en önemlisi bunu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar, temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.