KÜLTÜR SANAT - 02 Temmuz 2015 Perşembe 16:39

Aşkın Komik halleri Aliağa’da sahnelendi

A
A
A
Aşkın Komik halleri Aliağa’da sahnelendi

Aşkın komik hallerinin ustalıkla anlatıldığı ‘Bir Öyle Bir Böyle’ adlı tiyatro oyunu Aliağa’da seyircisi ile buluştu.


Aliağa Belediyesi, Ramazan ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘Bir Öyle Bir Böyle’ adlı oyun ile günlük hayatımızda karşımıza çıkan olayları mizahi bir dille ele aldı. İzleyenlerin büyük beğenisini kazanan oyunda sevilen oyuncular Barbaros Uzunöner’in, Merve Sevi’nin ve Serkan Atar’ın sahne performansları izleyenlerden tam not aldı.

Bir ilişki içerisinde çocukluk, ergenlik, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerindeki kadın erkek arasında geçenleri esprili bir dille anlatan oyun izleyenleri kahkahaya boğdu. Herkesin kendinden bir şeyler bulduğu oyunda, oyuncular Merve Sevi ve Barbaros Uzunöner mizahın tadını izleyenlere yaptıkları skeçlerle yaşattı.
Gecenin sonunda sahneye gelen Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Mahmut Kayhan, oyunculara Kyme Antik Kenti'ne ait sikkelerin tuğrası ile işlenmiş cam tabak hediye etti.

"ALİAĞA’YA GELMEK İÇİN CAN ATIYORUZ"

Oyun bitiminde gazetecilerin sorularını yanıtlayan başarılı oyuncu Barbaros Öner, “Aliağa’da, mükemmel bir yerde, mükemmel insanlarla en sevdiğimiz işi yaptık. Aliağa Belediyesi’ ne ne kadar teşekkür etsek azdır. Çünkü 30 gün boyunca 28 oyun sergilemek muhteşem bir iş. Geçen yıl 3 oyunla Aliağa’ya gelmiştik. Bu yıl 2 oyun sergileyeceğiz. Aliağa’da sahne aldığımızda seyirci ile mükemmel bir iletişim halinde oluyoruz. Seyirci de oyunun içine dahil oluyor. Bizi seyredenleri seyirci olarak değil oyuncu olarak görüyoruz. Seyirci ile çok güzel paslaşıyoruz. Burada bu seyirci oldukça Aliağa’ya gelmek için her zaman can atacağız. Yeni oyunlar yapmak için ayrı bir telaşla çalışacağız. Yaptığımız yeni oyunları Aliağa’da sergileyeceğiz. Aliağa’da sergileyeceğimiz ikinci oyunumuz ‘Alçalarak Yüksel’ yepyeni bir oyun. Bu oyunun prömiyerini Aliağa’da yapacağız, ilk defa Aliağa’da sahneleyeceğiz. Aliağa’dan sonra Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde sahneleyeceğiz.Buradaki seyirciyi tiyatroya alıştıran, tiyatronun bir parçası haline getiren herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.