ASAYİŞ - 12 Haziran 2016 Pazar 16:09

Atalay Filiz'i 16 yaşındaki muavin yakalattı

A
A
A
Atalay Filiz'i 16 yaşındaki muavin yakalattı

İzmir'in Menderes ilçesinde yakalanan Atalay Filiz'i ilk fark eden, minibüste babasının muavinliğini yapan 16 yaşındaki Özgür Berber oldu.

Ormanlık alandan inen Atalay Filiz'i tanıyan Özgür Berber, Filiz'in verdiği minibüs ücretini parmak izi çıkmazın diye peçete ile alıp soğukkanlı bir şekilde hiçbir şey hissettirmediğini söyledi. Atalay Filiz'in minibüsten inmesinin ardından durumu babasına anlatan Özgür Berber, katil zanlısının yakalanmasını sağladı. 

İstanbul Tuzla'da 27 Mayıs günü tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı'yı, 2013 yılında da Tümgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan'ın TÜBİTAK'ta çalışan oğlu Göktuğ Demirarslan ile Rus sevgilisi Elena Radchikova'yı Ankara'da öldürdüğü iddiasıyla aranan Atalay Filiz'in, İzmir'in Menderes ilçesinde yakalanmasının ardından detaylar da ortaya çıkmaya başladı. 29 Mayıs'tan bu yana İzmir'de olduğu bilinen ve İzmirlilerin korku dolu günler geçirmesine neden olan Atalay Filiz'in yakalanmasına 16 yaşındaki Özgür Berber öncülük etti. Babası Mustafa Berber'in yanında muavinlik yapan Özgür Berber, Türkiye'nin konuştuğu katil zanlısını İhlas Haber Ajansı'na anlattı. 

Sabah babası ile Ürkmez'den Menderes'e ilk sefere çıktıklarını belirten 16 yaşındaki çocuk, "İlk yolcumuzu Gümüldür'den aldık daha sonra devam ederken Şaşal köyü yakınlarında ormanın içinden bir adam çıktı, el işareti ile bizi durdurdu. Minibüse bindi. Ben kapıyı açtım, yüzünü görünce tanıdım seri katili. Korktum, heyecanlandım. Minibüste oturdu. Yolcu da tanıdı seri katili tedirgin oldu, ben yolcuya göz kırptım, sakin olması konusunda. Bana 5 lira verdi minibüs ücreti için. Ben de parada parmak izim olmasın diye peçete ile aldım verdiği parayı daha sonra para üstünü verdim" dedi.

"SERİ KATİL BENDEN TEDİRGİN OLDU"

Seri katilin sakallı ve gözlüklü olduğunu belirten muavin Özgür Berber "Sağ ayakkabısı yırtıktı. Üstünde montu vardı. Çantası vardı. Kokuyordu. Menderes'e geldik. Babam 'Menderes'te inecek var mı?' dedi. O da hiç ses çıkarmadı. İnecek gibiydi, ayağa kalktı. Benden tedirgin oldu. Ben dik dik bakınca oturdu yerine. Kimsenin olmadığı bir yerde indi. Arkasından baktım, çıkmaz bir sokağa girdi ve koşarak uzaklaştı. Babama hemen söyledim inen kişinin seri katil olduğunu. Babam bana inanmadı. Minibüsteki diğer yolcu da söyledi seri katil olduğunu. Sonra hemen polise gittik ve durumu anlattık. Polis de hemen araçla yola çıktı. Cuma günü gazetede okurken seri katilin İzmir'de olduğunu ve fotoğrafını gördüm" diye konuştu.

"OĞLUMLA GURUR DUYUYORUM"

Özgür Berber'in babası minibüs şoförü Mustafa Berber ise "Minibüsü kullandığım için pek yolcuların yüzüne bakamıyorum. Yolcu ile oğlum seri katili tanımışlar. Seri katil yolcu ve oğlumdan tedirgin olmuş da öyle inmiş minibüsten. Atalay Filiz indikten sonra oğlum beni uyardı, inen kişinin seri katil olduğunu hemen polise gittik, bilgi verdik. Oğlumla gurur duyuyorum. Türkiye'nin aradığı bir katilin yakalanması için polisi bilgilendirdi" dedi.

SERİ KATİL HAKKINDA ŞOFÖRLER BİLGİLENDİRİLDİ

İzmir Motorlu Taşıyıcı Kooeratifleri Üsrt Birlik Başkanı Tevfik Şarkaya ise, "Özgür evladımızın çok büyük dikkati sayesinde seri katil yakalandı. Sahil bölgelerine çalışan birliğimize bağlı taşıyıcı kooperatiflerini 10 gün önce, bilgilendirdik. Seri katilin sahil kıyısından kaçma ihtimaline karşı Atalay Filiz'in fotoğraflarını minibüs duraklarına ve minibüs şoförlerine dağıttık. Şoför arkadaşların dikkatli olması konusunda uyardık. Çünkü bizim buranın hemen karşısı Yunanistan'ın Samos Adası. Buradan kaçış güzergahının çok kolay olacağını düşünerek bütün şoför arkadaşları bilgilendirdik ve Özgür kardeşimiz seri katilin yakalanmasını sağladı" ifadelerini kaydetti. 

ATAKAN ŞEN - HALİL KARAHAN
İZMİR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.