KÜLTÜR SANAT - 01 Kasım 2022 Salı 15:34

Atılım Üniversitesi 25. yaşını CSO Konseri ile kutladı

A
A
A
Atılım Üniversitesi 25. yaşını CSO Konseri ile kutladı

Atılım Üniversitesi kuruluşunun 25. yıl dönümünü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası(CSO) Konseri ile kutladı.

Atılım Üniversitesi kuruluşunun 25. yıldönümü nedeniyle etkinlikler gerçekleştirmeye devam ediyor. Etkinlikler çerçevesinde gerçekleştirilen programda CSO sahne aldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programa Atılım Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Yalçın Zaim ve heyet üyesi Zerlin Zaim, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış, Türk Hava Kurumu Üniversitesi Kayyum Heyet Başkanı H. Abdullah Kaya, Başkent Üniversitesi Rektörü Haldun Müderrisoğlu, İYİ Parti Milletvekili Ayhan Altıntaş, CHP Milletvekilleri Uğur Bayraktutan ile Utku Çakırözler katıldı.

CSO Ada Ankara Ana Salonu’nda düzenlenen programda, Atlım Üniversitesi Prof. Dr. Rektörü Mehmet Yıldırım Üçtuğ davetlilere konuşma gerçekleştirdi. Atılım Üniversitesi’nin dünya sıralamasında ilk bin 200 üniversitesi içerisinde olduğunu belirten Üçtuğ, “Cumhuriyetimiz 100. Yılına girdiğimiz bugün, üniversitemizin de 25. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Ben manevi miras olarak hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinden akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar. Bundan 89 yıl önce 1933 Cumhuriyet Bayramı konuşmasında böyle söylüyor Mustafa Kemal Atatürk. Onun manevi mirasçısı olabildik. Akıl ve ilmin rehberliğinde üniversite kurarak, üniversitenin bir parçası olarak, ilmi, irfanı, vicdanı hür gençler yetiştirerek cumhuriyeti yükseltmek ve yaşatmak görev ve dürtüsü ile eğitim vererek hep birlikte bu gayeye ulaşmaya çalışmaktan daha gurur verici ne olabilir. Atatürk’ün çizdiği yolda, gösterdiği hedef doğrultusunda onun manevi mirasçısı olabilmek çabasıyla 15 Temmuz 1997 tarihinde kuruluş yasasının TBMM’de kabul edilmesiyle başlayan öykünün 25. seneyi devriyesi. O sene 3 fakültede 259 öğrenciyle başlayan serüven bugün 7 fakülte 4 yüksekokul 3 enstitüde 10 bin 300 öğrenciyle sürüyor. Yükseköğretim kurumuna üniversite denilebilmesi için temel şart olan araştırma ve bilgi üretimi konularında o günlerde konulan hedefler bugün meyvelerini veriyor. Atılım. Matematik ve fiziksel bilimler dünya sıralamasında ilk 600’e geliyor. Ülkemizde yapılan farklı sıralamalarda 80 vakıf üniversitesi içerisinde ilk 10’da kendine yer buluyor. Yükseköğretim kalite kurulu tarafından yürütülen kurumsal akreditasyon programında 5 yıllık tam akreditasyon almaya hak kazanan ilk 15 arasında bulunuyor. Tüm bu gelişmeler yalnızca 25 yıllık bir zaman diliminde gerçekleşiyor” dedi.

Konuşmasını Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bir millet sanat ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz” sözü ile bitiren Üçtuğ, “Dünyanın ilk üniversitelerinin kurulduğu coğrafyalarda o günlerden bu güne devletler kuruldu yıkıldı. Yüzlerce binlerce farklı kurumlar oluştu. Yerlerini farklı kurumlara bıraktı ama o üniversitelerin birçoğu bugün hala ayakta. Geçmişten geleceğe ışık tutmaya devam ediyor bir. Toplumun, bir ülkenin bir toprağın en köklü kurumlarıdır üniversite. Devletler değişir, düzen, kurallar, hukuk değişir yönetenler ve yönetilenler değişir ama üniversite değişmez. Çünkü üniversite evrenseldir ayaktadır dimdiktir. Bu açıdan baktığınızda üniversitenin yaşından söz edemezsiniz. Kurulduğu günden ebediyete giden yolda üniversite hem gelenektir hem çağdaşlıktır hem geleceği aydınlatan bir meşaledir. Sonraki nesillerin teminatıdır. Evrensel bilginin ana kaynağıdır. Dolayısıyla yüzyıllar boyu bu sorumluluk anlayışıyla görevini yerine getirecek biri için çeyrek asır kısacık bir süredir, emekleme aşamasından ayakları üstünde durma evresinde geçebilmesi için ancak yetecek bir zaman dilimidir. İşte bu nedenle bugün çeyrek asırlık ama gencecik bir üniversitedir Atılım Üniversitesi. 1997 yılında başlayan bu eğitim yolculuğunun bugüne ulaşmasında çok fazla çaba vardır emek vardır. Ben 25. yılını idrak ettiği bugünlerde rektörü olmaktan onur duyduğun Atılım Üniversitesini kuruluş fikrin ortaya konduğu günden bu yana mevcut konumuna getirmek için gayret gösteren herkese teşekkür etmek istiyorum. Atılım ailesinin geçmişteki ve bugünkü tüm fertlerine bu yolculuğun bu denli başarılı olması için yaptıkları katkılardan ötürü şükranlarımı sunuyorum. Ancak tek bir kişiye özellikle vurgu yapmak istiyorum. Sayın Yalçın Zaim’e çok özel bir teşekkür sunmak istiyorum. Kurduğumuz üniversite 100. , 200. yılında bile aynı cumhuriyetimiz gibi payidar kalmaya devam edecek. Ülkemizin ve dünyanın sayılı eğitim kurumları arasında hep yer alacaktır. O yıllarda gerçekleştirilecek kutlama törenlerinde siz atılım ailesinin hep arasında olacaksınız ve asla unutulmayacaksınız. Atatürk’ün ilim ve fen kadar toplum hayatında önem verdiği bir diğer hususta hep sanat olmuştur. Bizde onun yılmaz takipçileri olarak, 25. kuruluş yıl dönümümüzü bir sanat şöleni ile taçlandırmak istedik” ifadelerini kullandı.
Rektör Üçtuğ’un konuşmasının ardından Atılım Üniversitesi’nin 25. yılına özel film gösterimi izletilirken, program CSO Konseri ile son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.