DİĞER SPORLAR - 06 Temmuz 2022 Çarşamba 15:10

Atletizm Milli Takımı, Akdeniz Oyunları’na damgasını vurdu

A
A
A
Atletizm Milli Takımı, Akdeniz Oyunları’na damgasını vurdu

Turkcell ve Türkiye Atletizm Federasyonu iş birliğinde başarılarına devam eden Türk atletizminin yıldızları, bu kez Cezayir’de parladı. 19. Akdeniz Oyunları’na ay-yıldızlı atletler, 7 altın, 5 gümüş ve 3 bronz ile katıldığı branşlarda 15 madalya topladı. Bu sonuçla Türkiye Atletizm Milli Takımı, Akdeniz Oyunları’nın 70 yıla varan tarihindeki en büyük başarısını elde etti.

Gençlik ve Spor Bakanlığı himayesinde, Turkcell ile Türkiye Atletizm Federasyonu’nun iş birliğiyle önemli başarılara imza atan Türk atletizminin yıldızları, Cezayir’in ev sahipliğinde düzenlenen 19. Akdeniz Oyunları’nda büyük bir başarıya imza attı. Oran kentindeki organizasyonda ay-yıldızlı atletler 7 altın, 5 gümüş ve 3 bronz ile katıldığı branşlarda 15 madalya topladı. Bu sonuçla Türkiye Atletizm Milli Takımı, Akdeniz Oyunları’nın 70 yıla varan tarihindeki en büyük başarısını da Oran’da elde etti.

Oran’a 38 sporcu ile giden Türkiye Atletizm Milli Takımı, Akdeniz Oyunları tarihinde ilk kez madalya sıralamasında zirvede yer aldı.

Türkiye’ye büyük başarıyı getiren sporcular ve madalyaları şöyle:

Altın Madalya
Jak Ali Harvey - 100 metre
Ramil Guliyev - 200 metre
Yasmani Copello - 400m engelli
Özkan Baltacı - Çekiç atma
Ersu Şaşma - Sırıkla atlama
Ekaterina Guliyev - 800 metre
Yasemin Can - 5000 metre

Gümüş madalya
Ramil Guliyev - 100 metre
Tuğba Danışmaz - Üç adım atlama
Kıvılcım Kaya - Çekiç atma
Eda Tuğsuz - Cirit atma
Erkek Takımı - 4100 metre

Bronz madalya
Özlem Becerek - Disk atma
Kadın Takımı - 4400 metre
Erkek Takımı - 4400 metre

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Didim’in kültürel hafızası dijital ortama taşınıyor Rumeli’den Didim’e uzanan tarihi ve kültürel bağları kayıt altına alan kasetler, Didim Rumeli Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği’nin çalışmasıyla dijital ortama aktarılmak üzere hazırlanıyor. Didim Rumeli Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği, kentin toplumsal hafızasına ışık tutan binlerce kaseti, kapsamlı bir çalışmayla temizleyip tasnif ederek dijital ortama aktarıyor. Dernek tarafından yürütülen çalışma kapsamında her bir kaset, Didim’in sokak seslerinden aile hatıralarına, mübadele tanıklıklarından kaybolmaya yüz tutmuş kültürel değerlere kadar geniş bir bellek arşivini içinde barındırıyor. Dernek yetkilileri, yapılan çalışmanın yalnızca eski kasetlerin dijitalleştirilmesi olmadığını vurgulayarak bunun aynı zamanda gelecek nesillere aktarılacak büyük bir kültürel mirasın korunması anlamı taşıdığını ifade etti. Dernek tarafından yapılan açıklamada "Didim’in yakın geleceğine ışık tutacak binlerce kaset, derneğimiz tarafından tek tek temizleniyor, tasnif ediliyor ve dijital ortama aktarılmak üzere özenle hazırlanıyor. Her bir kaset, Didim’in sokak seslerini, aile hatıralarını, mübadele tanıklıklarını, kaybolmaya yüz tutmuş kültürel değerleri ve toplumsal hafızamızı içinde taşıyor. Bugün yaptığımız bu çalışma, sadece eski kasetleri dijitalleştirmek değil, aynı zamanda yarınlara kalacak büyük bir kültürel mirası koruma çabasıdır. Rumeli’den Didim’e uzanan hafızamızın geleceğe güvenle aktarılması için gece gündüz emek veren ekip arkadaşlarımıza teşekkür ederiz" ifadeleri yer aldı.
Bursa Büyükşehir, Mudanya’ya değer katıyor Tarihi dokusu, huzur veren manzarası ve sahil yaşamıyla Bursa’nın incisi olan Mudanya, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımlarıyla yeniden canlanıyor. Mudanya’nın yıllardır özlenen sahil düzenine kavuşması için hayata geçirilen İstasyon Caddesi Projesi’nde artık sona yaklaşıldı. Bursa’nın daha yaşanabilir ve sağlıklı hale gelmesi için tüm ilçelerde çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, kentin sahil ilçelerinden Mudanya’da başlattığı İstasyon Caddesi projesinde artık sona yaklaştı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de çalışmaları yerinde inceleyerek Park ve Bahçeler Dairesi Başkanı Hakan Tanrıöver ve ekiplerden bilgi aldı. İlçe halkının büyük ilgisiyle karşılanan Başkan Mustafa Bozbey, vatandaşlarla sohbet edip yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. İstasyon Caddesi’nde yürütülen projenin bölgeye değer katacağını belirten Mudanyalılar, Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Projenin yaklaşık 3 bin metrekarelik bir alanda sürdürüldüğünü ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, yaklaşık bin 100 metrekare yeşil alan elde edileceğini söyledi. Az enerjiyle iyi bir aydınlatma elde etmek için yatırımların yapıldığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Proje kapsamında 600 metrekarelik bir seyir terası elde ettik. Bölgeye gelenlerin keyifle vakit geçireceği bir alan olacak. Yüzmek veya sahili kullanmak isteyenler için 500 metrekarelik alanı bin 800 metrekareye çıkartarak daha fazla alan kazanmış olduk. Bu alanların da plaj olarak kullanılmasını istiyorduk. Bunu başardık" diye konuştu. İstasyon Caddesi Projesi’nin Mudanya’ya ve Bursa’ya değer katacağını dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, gelen herkesin büyük bir keyif alacağını vurguladı. Projede iklim krizini de düşünerek farklı yöntemler uyguladıklarını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Yağmur suyu üretimi ile biyolojik hendek dediğimiz ‘Bioswale’ uygulamasını hayata geçirdik. Bu sayede hem taşkın riskini azaltıyoruz hem de yağmur suyunun toprağa yavaşça süzülmesini sağlıyoruz. Böylece yeraltı su kaynaklarını beslemiş oluyoruz. Çevre dostu ve estetik bir altyapıyı oluşturuyoruz. Geleceğe daha yeşil ve daha güçlü bir iz bırakacak çalışmaları yakın zamanda bitirerek halkımızın kullanımına sunacağız" dedi.
Ordu Gazze ve Doğu Türkistan’daki çocukların özgürlüğü için gökyüzüne 787 balon bırakıldı Ordu’nun Ünye ilçesinde düzenlenen etkinlikte dünya genelindeki çocukların özgürlük dileklerini simgeleyen 787 adet balon gökyüzüne bırakıldı. Ünye Şehit Gökhan Demir İlkokulu öğrencileri, öğretmenleri ve velileri, Gazze, Doğu Türkistan ve dünya genelindeki çocukların özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine dikkat çekmek amacıyla farkındalık etkinliği gerçekleştirdi. Okulun bahçesinde dünya çocuklarının özgürlük dileklerini simgeleyen 787 adet balon gökyüzüne bırakıldı. "Özgürlük çalışmayla kazanılır" Düzenlenen etkinliğin Gazze ve Doğu Türkistan’daki çocuklar ile tüm dünya çocuklarına özgürlük dilemek amacıyla gerçekleştirildiğini belirten Şehit Gökhan Demir İlkokulu Müdürü Yaşar Ocak, "Bugün Gazze’deki, Doğu Türkistan’daki ve bütün dünya çocuklarına özgürlük için güzel bir program gerçekleştirdik. İnşallah bu çocuklarımızın mutluluğu, özgürlüğün nişanesi olur. Şu bir gerçektir ki, özgürlük çalışmayla kazanılır. Bedel ödenmeden dünyada kazanılan hiçbir özgürlük maalesef yoktur. Çalıştığımız sürece istediğimiz kadar özgürlük bizim olur; ancak çalışmadığımız zaman elimizde hiçbir özgürlük kalmaz. Biz de buradan bütün dünya çocuklarımıza sonsuz özgürlük diliyoruz. Çocuklarımız için ’dünya çiçeklerimiz’ deriz ya, biz de çocuklara o gözle bakarsak, onların mutluluğu insana tüm kederleri unutturuyor. Özgürlüğü, çocukların yüzüne baktığımız zaman anlıyoruz" dedi. Öğretmenlerden bağımsızlık vurgusu Sınıf öğretmenleri Sultan Türk ve Hasan Açıkgöz ile projeyi hayata geçiren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Gülender Cebar, etkinliğin temel amacının çocukların kendi özgürlük ve bağımsızlıklarının kıymetini bilmesi için farkındalık oluşturmak olduğunu söyleyerek, "Bizler Türk milleti olarak özgürlüğümüze ve bağımsızlığımıza düşkün milletleriz. Bu gün dünyanın öbür ucunda Filistin’de, Doğu Türkistan’da özellikle çocuklar çok etkileniyor ve oralarda bağımsızlık mücadelesi veriliyor. Buna bizlerde dikkat çekmek adına çocuklarımızın kendi özgürlüğünü ve bağımsızlığının kıymetini bilmesi için böyle bir etkinlik yapmak istedik. Umarım faydalı olur ve yerini bulur" diye konuştu. Etkinlik, 787 adet balonun aynı anda gökyüzüne bırakmasıyla sona erdi.
Mersin "Batı uygarlığının başlangıcına dair tartışmalarda, Anadolu kesinlikle göz ardı edilemez" Mersin’de düzenlenen söyleşide Prof. Dr. Fahri Işık, Anadolu’nun batı uygarlığının oluşumundaki belirleyici rolünü arkeolojik kanıtlarla anlatarak katılımcılara tarihi bir perspektif sundu. Mersin’in kent kimliğini ve kültürel birikimini geliştirmek, kentsel belleği oluşturmak için çalışmalar sürdüren Mersin’e Değer Katanlar Kurulu (MEDEKA), kente değer katacak söyleşilere bir yenisini daha ekledi. Mersin Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Mersin Bellek Ofisi ve MEDEKA iş birliğiyle düzenlenen ‘Batı Uygarlığına Kök Süren Anadolu’ya Sahiplik’ başlıklı söyleşide Prof. Dr. Fahri Işık, Anadolu’nun batı uygarlığına katkılarını anlattı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen söyleşide Prof. Işık, Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel birikiminin batı uygarlığının oluşumuna nasıl yön verdiğini tarihi örnekler, arkeolojik kanıtlarla ve kültürel süreklilik çerçevesinde değerlendirdi. Atatürk ve Akdeniz Üniversiteleri’nin Arkeoloji Bölümleri ile Likya Uygarlıkları ve Göller Yöresi Uygarlıkları Araştırma Merkezleri’ni kuran Prof. Işık, Antalya’daki Patara Antik Kenti’nde yaptığı kazılarda, çok sayıda önemli eseri gün yüzüne çıkardı. ‘Hocaların Hocası’ olarak kabul edilen Prof. Işık, arkeoloji alanında 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne de layık görüldü. "Batı uygarlığının başlangıcına dair tartışmalarda, Anadolu kesinlikle göz ardı edilemez" Söyleşide konuşan Prof. Dr. Fahri Işık, Batı Anadolu’nun tarih boyunca yanlış yorumlandığını belirterek, Anadolu’da oluşturulan kültürel birikimin, Yunan uygarlığının çok öncesine uzandığını vurguladı. Prof. Işık, arkeolojik kanıtlarla da bu bilginin doğrulandığını ifade etti. Anadolu’nun 10 bin yılı aşan kesintisiz kültürel devamlılığına dikkat çeken Prof. Işık, "Bu topraklarda inanç, sanat ve ritüel dünyası, Neolitik dönemden Roma’ya kadar aynı damar üzerinden akmış bir uygarlık sürekliliği gösteriyor. Tanrıça ikonografisinden mimariye, mezar geleneklerinden günlük yaşama kadar birçok unsur, binlerce yıl boyunca aynı çizgide ilerledi" diye aktardı. Konuşmasında hareketli figür, kıvrımlı hat ve gerçekçi yüz ifadesi gibi sanat ilkelerinin Yunan’dan önce Anadolu’da ortaya çıktığını söyleyen Prof. Işık, Yunan sanatının oluşturucu bir başlangıçtan değil, Anadolu kültürünü devralarak gelişen bir estetik çizgiden beslendiğini kaydetti. Prof. Işık, Anadolu halklarının kökenine ilişkin yeni arkeolojik kanıtları da bu görüşü desteklediğini belirterek, Luvilerin yerli Anadolu halkı olduğunun kanıtlandığını; Milet ve Efes çevresinde uzun süre Yunanca değil, Luvice’nin konuşulduğunu söyledi. Prof. Işık, "Bugün Yunan kolonisi sanılan birçok yerleşim, aslında Anadolu merkezli kültürel yayılımın bir ürünüdür. Batı uygarlığının başlangıcına dair tartışmalarda, Anadolu kesinlikle göz ardı edilemez. Avrupa’nın kültürel temelleri de Atina’dan önce Milet’te atılmıştır" diyerek sözlerini tamamladı. Söyleşi sonunda, soru-cevap bölümü ile katılımcıların da katkı sunduğu etkileşimli bir oturum gerçekleştirildi.
Düzce Kadınlara özgüven ve meslek kazandıran kurs: "Eşimden artık harçlık almıyorum" Düzce El Sanatları Merkezi’nde eğitim gören 62 kadın kursiyer, ahşap ustalığını en ince detayına kadar öğrenerek meslek edindi. Kadınlar, ürettikleri el emeği ürünleri satarak aile ekonomisine katkı sağlarken bir kursiyer, "Aile bütçemize katkısı da çok fazla. Ben eşimden artık harçlık almıyorum diyebilirim. Her ihtiyacımı karşılayabiliyorum" dedi. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olan El Sanatları Eğitim Merkezi bünyesinde kurs öğretmeni Fatma Özdemir öncülüğünde düzenlenen ahşap kursuna, 62 kadın kursiyer devam ediyor. Kursiyerler, bir eğitim öğretim dönemi boyunca ahşaba yakma, boyama, kıl testere ile şekil verme ve geri dönüşüm konularında eğitim alıyor. Kurs sayesinde erkek işi olarak bilinen marangozluğu öğrenen kadınlar, ortaya çıkardıkları eserleri satarak aynı zamanda meslek ediniyor ve aile ekonomisine destek oluyor. "Zor bir dönemimde doktorumun tavsiyesiyle başladım" Kursiyer Ayla Arslan, kursa zor bir dönemde doktor tavsiyesiyle başladığını ve burada bir işe yaradığını hissettiğini belirtti. Arslan, kursun ekonomik ve psikolojik faydalarını şu sözlerle anlattı: "Yaptığım ürünler beğenildi. Sonrasında Fatma hocamız bize satış alanları açtı. Yaptığımız ürünleri satıp yerine yeni malzemeler alabiliyoruz. Böylece cebimizden de para harcamıyoruz. Bazen kâr bile ediyoruz. Ahşabın birçok alanı var burada çok güzelde vakit geçiriyoruz. Benim burada 3. yılım ve kopamıyorum." "Ben eşimden artık harçlık almıyorum diyebilirim" Arslan, mesleğin zor ancak çok zevkli olduğunu vurgulayarak, "Yaptığımız işler hep erkek işi ama biz kadınlarda başarabiliyoruz. Ahşapla uğraşmak gerçekten çok zevkli. Başladığınız zaman aşık oluyorsunuz. Fatma hocamızın kursu sevmemizde emeği çok fazla. Aile bütçemize katkısı da çok fazla. Ben eşimden artık harçlık almıyorum diyebilirim. Her ihtiyacımı karşılayabiliyorum. Satışlarımızda oluyor. Kursta ilerledikçe ustalaşıyorsunuz o zaman daha güzel ürünler çıkıyor. Bu kursa başlayan bırakamıyor gibi bir şey" dedi. "Zorlandığımız konu hepimiz ev hanımıyız, çocuklarımız var" Bir diğer kursiyer Özlem Akdeniz ise kurs hakkında bilgiler vererek, "Burada su kabağı işliyorum. Bunlar kendi bahçemde yetiştirdiğim ürünler. Zor mu evet zor vakit ayırıyoruz ama çok da keyifli. Erkeklerle özdeşleşen ahşap ustalığı için biz bir kere bu atölyenin kokusunu aldık. Zorlukları var ama o kısmı görmüyoruz. Erkek işi gibi görünse de biz onları geçiyoruz. Zorlandığımız konu hepimiz ev hanımıyız, çocuklarımız var. Biz onlardan zaman ayırıp buraya geliyoruz. Sadece o biraz zorlayıcı olabiliyor, onun dışında zorlanmıyoruz" diye konuştu. Zaman zaman yaptığı ürünlerden maddi kazanç sağladığını aktaran Akdeniz, "Ekonomik olarak burasının büyük etkisi oluyor. Burada bütün arkadaşlarımın da beklentisi bu. Bunun pazarını oluşturabilsek, ürünlerimizin satışını yapabilsek eşlerimize ihtiyaç duymadan kendi kazancımızı sağlayabiliriz" ifadelerini kullandı.