EKONOMİ - 17 Aralık 2021 Cuma 13:01

Ayakkabıcılara 'stok' darbesi

A
A
A
Ayakkabıcılara 'stok' darbesi

Günlük 2 milyon çift ayakkabı ve terlik üretiminin yapıldığı Gaziantep’te, ayakkabı üreticileri hammadde bulamıyor. Deri, ilaç ve taban gibi hammaddelerin sürekli artan fiyatları nedeniyle stoklanarak piyasadan çekildiğini ileri süren ayakkabı üreticileri çok fazla sipariş olmasına rağmen hammadde bulamadıklarını ifade etti.

Türkiye’nin önde gelen ayakkabı üretim merkezlerinden olan Gaziantep’te, ayakkabı üreticileri hammadde krizi yaşıyor. Firmalardan hammadde temin edemeyen ayakkabı üreticileri, zor günler geçiriyor. Yurt dışından gelen siparişleri hammadde yokluğundan dolayı üretemeyen üreticiler, yarım kapasiteyle çalışıyor. Büyük firmaların stokçuluk yaptığını söyleyen Gaziantep Ayakkabıcılar Odası Başkan Yardımcısı Tevfik Bayındır, şu anda yurt dışından yoğun sipariş olduğunu belirtti.

İmalathanelerin yüzde 60’ının hammadde olmadığı için çalışmadığını aktaran Tevfik Bayındır, “Bizim Cumhurbaşkanımızdan ricamız, bizi stokçulardan kurtarsın. Bizim hammaddeye erişimimizi kolaylaştırsın” dedi.

Ayakkabıcılara 'stok' darbesi

“Dün olan bir şey bugün neden bulunamıyor”

Şu anda hammadde bulmada sıkıntı yaşadıklarını belirten Bayındır, parayla hammadde alamadıklarını aktardı. Firmaların stokçuluk yaptığını paylaşan Bayındır, “Elimize geçmediğine göre stokçuluk yapılıyor demektir. Dün olan bir şey bugün neden bulunamıyor? Firmalardan istiyoruz. Bize mal göndermiyorlar. Şu anda çalışır durumda değiliz. Şu anda imalathanelerimiz yarım kapasiteyle bile çalışmıyor. Şimdi üretim yaptığımız mal, önceden siparişlerimiz için temiz ettiğimiz ürünlerdir. Mesela bu imalathanenin üretim kapasitesi bin 500 çifttir. Elimizde hammadde sıkıntısı olduğu için şu anda 500 çift üretebiliyoruz. Firmalar hammaddeye hem zam yapıyorlar hem de ‘yok’ diyorlar. 2 hafta bir ay sonraya gün veriyorlar. Parasını ödediğimiz ürüne yoldayken zam yapıyorlar. Biz böyle olmaz deyince de bize ‘O zaman kalsın almayın’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

Ayakkabıcılara 'stok' darbesi

“Haddinden fazla sipariş var ama hammadde yok”

Türkiye’de ayakkabı üreticilerinin hammadde temini yapan 3-5 firmanın olduğunu ifade eden Bayındır, “Hammaddeyi yurt dışından ithal edip getiriyorlar. Bunlar da fırsatçılık yapıp şu an piyasaya mal sürmüyorlar. PVC, deri, taban gibi hammaddelere ulaşamıyoruz. Şu anda esnaf çalışamıyor. Esnafı gezseniz yüzde 60-70’i çalışamıyor. Haddinden fazla sipariş var ama ürün üretecek hammadde yok. Geçtiğimiz günlerde açtığımız fuara yurt dışından çok ciddi iş adamları geldi. Çok güzel siparişler aldık ama bu hammadde sıkıntısından dolayı kimse işe başlayamadı. Bir süre de bekleyeceğiz. Zora da düşebiliriz. Esnaf da stokçuluk yok. Esnaf eline geçse çalışacak. Stokçuluğu yapanlar tepedekiler. Biz tepedeki firmalardan mal alamıyoruz. Bu atölyede 40 kişi çalışırdı ama şu an 10-15 kişi çalışıyor. Bu böyle devam ederse kapatabiliriz” diye konuştu.

Muhammet Abdulkadir Esen
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Diyadin’de kardeşlik köprüsü Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Burgulu İlkokulu arasında anlamlı bir eğitim dayanışması kuruldu Yeşil Vatan Kardeş Okul Projesi kapsamında Sakarya’da bulunan Mustafa Kemal Atatürk Ortaokulu ile Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Burgulu İlkokulu arasında anlamlı bir eğitim dayanışması kuruldu. Proje doğrultusunda Burgulu İlkokulu anasınıfı öğrencileri için oyuncak ve kırtasiye malzemeleri gönderilirken, doğaya katkı sağlamak amacıyla fidanlar da destek paketinde yer aldı. İki farklı şehir arasında kurulan bu kardeşlik bağı, eğitimde paylaşma ve dayanışma kültürünün güzel bir örneği olarak öne çıktı. Gönderilen oyuncaklar ve eğitim materyalleri, anasınıfı öğrencilerinin eğitim ortamına renk katarken, fidanlarla birlikte çevre bilincinin küçük yaşlarda kazandırılması hedeflendi. Proje kapsamında gönderilen fidanların, okul bahçesinde toprakla buluşturularak hem çevreye nefes olması hem de bu anlamlı kardeşliğin kalıcı bir simgesi haline gelmesi bekleniyor. Eğitim ve çevre temalarını bir araya getiren çalışma, öğrenciler arasında yardımlaşma ve paylaşma duygularını pekiştirdi. Yeşil Vatan Kardeş Okul Projesi ile hayata geçirilen bu örnek çalışma, farklı bölgelerdeki okullar arasında kurulan gönül bağlarının çocukların dünyasında kalıcı izler bıraktığını bir kez daha ortaya koydu. Eğitimde atılan bu anlamlı adım, geleceğe umut veren bir tablo çizdi.
Aydın Acısını çalışarak hafifletiyor Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde yaşayan Özcan Kuşçu, pazarcılık yaparak kocasının vefatının ardından manevi olarak geçirdiği zor günleri unutmaya çalışıyor. Eşinin vefatının ardının ardından içine kapanmak yerine insanlarla iletişimi koparmamayı tercih eden Kuşçu, pazarcılığın kendisine adeta terapi gibi geldiğini belirtti. Stres atmak ve ev ortamından uzaklaşmak amacıyla pazarlara çıkmaya başladığını dile getiren Özcan Kuşçu, zamanla bu ilgisinin artırdığını belirtti. İnsanlarla sohbet etmenin, hal hatır sormanın ve iletişim kurmanın kendisini rahatlattığını ifade eden Kuşçu, kendi imkanlarıyla aldığı 100 tavuğa baktığını ve hayvanları çok sevdiğini kaydetti. Öte yandan tezgahını sadece yumurtalarla değil, kendi yetiştirdiği rengarenk çiçeklerle de süsleyen Kuşçu, bu yönüyle pazarın en renkli ve dikkat çeken tezgahlarından birine sahip olmayı da başardı. Pazarcılığın kendisi için bir geçim kapısından öte moral kaynağına dönüştüğünü dile getiren Özcan Kuşçu, "Burada olmak bana iyi geliyor. Konu yumurta satmak değil, hayata karışmak. Eşimin ölümünden önce de pazara çıkıyordum ama eşim vefat ettikten sonra pazar daha da anlam kazandı. Evde oturup içime kapanmaktansa burada hava alıp zaman geçiriyorum. Günün nasıl geçtiğini bile anlamıyorum. O yüzden pazar günleri bana çok iyi geliyor. Yumurtanın yanında kendi yetiştirdiğim çiçekler var. Onlarla hem tezgahımı renklendiriyorum hem de gelir sağlıyorum" diye konuştu.
Erzincan Kış geldi: Grip mi, soğuk algınlığı mı? Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Serkan Altıparmak, kış aylarında grip ve soğuk algınlığı vakalarında artış yaşandığını belirterek iki hastalık arasındaki farklara dikkat çekti. Dr. Öğr. Üyesi Serkan Altıparmak, kış aylarının gelmesiyle birlikte "üşüttüm" ve "grip oldum" şikâyetiyle hastanelere yapılan başvuruların belirgin şekilde arttığını söyledi. Toplumda grip ve soğuk algınlığının sıkça karıştırıldığını ifade eden Dr. Altıparmak, her iki hastalığın da üst solunum yollarını etkilediğini ancak seyir ve sonuçlarının farklı olduğunu vurguladı. Soğuk algınlığının genellikle hafif seyirli olduğunu belirten Altıparmak, burun akıntısı, hapşırık, boğazda yanma ve hafif halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterdiğini, ateşin ise çoğu zaman görülmediğini ya da düşük seyrettiğini söyledi. Şikâyetlerin genellikle 3-5 gün içinde kendiliğinden geçtiğini kaydetti. Gribin ise ani başlayan ve daha ağır seyreden bir hastalık olduğunu dile getiren Altıparmak, yüksek ateş, şiddetli halsizlik, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, kuru öksürük ve titremenin en sık görülen belirtiler arasında yer aldığını belirtti. Özellikle 65 yaş üzerindeki bireylerde, kronik hastalığı olanlarda, hamilelerde ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde gribin zatürre gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini ifade etti. Grip aşısı koruyucu etki sağlıyor Grip ve soğuk algınlığının öksürük ve hapşırıkla havaya yayılan damlacıklar yoluyla kolayca bulaştığını söyleyen Altıparmak, kapalı ve kalabalık ortamlarda riskin arttığını belirtti. Gripten korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu vurgulayan Altıparmak, grip aşısının hastalığa yakalanma riskini azalttığını, hastalık geçirilse bile daha hafif seyretmesini sağladığını ve risk grubundaki bireylerde hastaneye yatış ile ölüm riskini düşürdüğünü dile getirdi. El hijyenine dikkat edilmesi, kapalı alanların havalandırılması, dengeli beslenme, yeterli uyku ve bol sıvı tüketiminin de korunmada önemli rol oynadığını belirten Altıparmak, hastalık belirtileri olan kişilerin maske kullanarak çevrelerini korumaları gerektiğini söyledi. Antibiyotik uyarısı Kış aylarında en sık yapılan hatalardan birinin gereksiz antibiyotik kullanımı olduğunu ifade eden Dr. Altıparmak, grip ve soğuk algınlığının virüs kaynaklı olduğunu ve antibiyotiklerin bu hastalıklarda etkili olmadığını vurguladı. Antibiyotiklerin yalnızca hekim önerisiyle kullanılması gerektiğini belirten Altıparmak, ateşin üç günden uzun sürmesi, nefes darlığı, şiddetli halsizlik veya göğüs ağrısı durumlarında vakit kaybedilmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi. Grip iş gücü kaybına da neden oluyor Grip ve benzeri solunum yolu enfeksiyonlarının yalnızca sağlık sorunlarına değil, ciddi iş gücü kaybına da yol açtığını belirten Altıparmak, yapılan çalışmalarda grip nedeniyle çalışan bireylerin ortalama 3-7 gün iş gücü kaybı yaşadığının ortaya konulduğunu ifade etti. Kış aylarında bu enfeksiyonlara bağlı iş gücü kaybının yüzde 20-40 oranında arttığını belirterek, gripten korunmanın bireysel olduğu kadar toplumsal ve ekonomik açıdan da büyük önem taşıdığını vurguladı.