GÜNDEM - 31 Ekim 2020 Cumartesi 09:53

Aykan: "İzmir'de 6 büyüklüğünde artçı sarsıntı olabilir”

A
A
A
Aykan: "İzmir'de 6 büyüklüğünde artçı sarsıntı olabilir”

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Balıkesir İl Temsilcisi Aysun Aykan İzmir’de 6,8 büyüklüğünde gerçekleşen depremi değerlendirdi. Depremin ardından bölgede 4 ve üstü büyüklükte 11’den fazla artçı sarsıntının yaşandığını söyleyen Aykan, birçok ilden hissedilen depremin 5,5-6 büyüklüğünde artçı yaşanabileceğini ifade etti.

Depremin Seferihisar’dan geçen Tuzla Fayının deniz içinden geçen bölümünün güney batı ucunda meydana geldiğini kaydeden Aysun Aykan bölgede devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle ağır hasarlı binalara girilmemesi uyarısında bulundu. Aysun Aykan İzmir’in farklı bölgelerinde yıkılan binaların varlığına da dikkat çekerek Fay Yasası’nın bir an önce çıkarılması gerektiğini dile getirdi.

“Deprem İzmir’i vurdu”

Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Balıkesir Temsilcisi Aysun Aykan depremle ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“İçişleri Bakanlığı AFAD Başkanlığı verilerine göre 30.10.2020 tarihinde İzmir İli Seferihisar İlçesinin güneybatısında, Seferihisar İlçesine yaklaşık 16.8 km mesafede, Samos Adasının yaklaşık 9 km kuzeyinde Ege Denizi içinde, yerin yaklaşık 16.54 km derinliğinde, 6.8 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Depremi Seferihisar’dan geçen Tuzla Fayının deniz içinden geçen bölümünün güney batı ucunda meydana geldiği görülüyor. Bu depremin ardından Ege denizinde 4 ve üstü büyüklükte 11 adet artçı sarsıntı yaşanmıştır. Deprem başta İzmir, Aydın, Muğla, Balıkesir, Manisa, Uşak, Çanakkale, İstanbul olmak üzere Batı Anadolu’dan İstanbul’a kadar olan geniş bir coğrafyada hissedilmiştir. İzmir’in farklı bölgelerinde binaların yıkıldığı, çok sayıda yapıda ise ağır hasarların olduğu görülmektedir. Yine depremin deniz içinde meydan gelmesi nedeniyle de küçük bir Tsunami de meydana gelmiştir.

“Daha önce de 6,8 büyüklüğünde deprem olmuş”

Ege Bölgesi, Türkiye'nin en sık deprem üreten bölgelerinden birisidir. 1955'te bu bölgede 6.8'lik bir deprem var. Söke'nin güneybatısında 6.8 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem olmuştu. Deprem, özellikle Balat ovasında ve Samos (Sisam) adasında oldukça büyük hasar yapmıştır. Deprem, Balat’da 300 evin yıkılmasına neden olmuştur. Deprem, İzmir, Manisa, Uşak, Denizli, Aydın ve Muğla’da hissedilmiştir. Ana şoktan sonra yer yer şiddetli artçı depremler olmaya devam etmiştir. Geçmişte deprem olmuşsa genelde gelecekte de aynı büyüklükte deprem olur.

Aykan:

“5,5-6 büyüklüğünde artçı sarsıntı olabilir”

Bu depremin ardından 5.5-6 büyüklüğünde artçı depremler olacaktır. Bu yüzden bu bölgede mühendislik hizmeti almamış ve özellikle kırsal kesimlerde taşıyıcı sistem içermeyen binaların güçlendirilmesi yada gerekiyorsa kaldırılması önem taşımaktadır

“Binayla birlikte kötü zemin de insan öldürür”

Ülkemizdeki depremler ve son meydana gelen bu deprem göstermektedir ki; en çok can ve ekonomik kayıplar, doğrudan fay zonları veya fay hatları üzerinde kurulan yerleşim birimlerinde ve mühendislik hizmeti almamış binalarda meydana gelmektedir. Binaların deprem yönetmeliklerine, imar yönetmeliklerine uygun olarak projelendirilip inşa edilmesi, yapı denetimlerinin yapılması gerekiyor. Deprem öldürmez bina öldürür doğru ama eksik; şöyle ki; Kötü bir zeminde insan öldürür. Çünkü bazı zeminler, dere yataklarının olduğu zeminler ve alüvyon gibi zeminlerde deprem etkisi daha fazla olur bu yüzden buradaki binalar yıkılabilir. Bu bakımdan düzeltmek gerekiyor, zeminle yapıyı uyumlu yapmak gerekiyor. Zeminin Jeolojik durumuna göre yapı yapılması gerekiyor; Yapı stoğu önemli, fakat zemin faktörünü de atlamamak gerekiyor. Bu yüzden bütün yapıların mühendislik hizmeti alması çok önemlidir. Gerekiyorsa binaların güçlendirilmesi yada yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor.

“Fay Yasası acilen çıkarılmalı”

Daha öncede birçok kez ifade ettiğimiz gibi; Aktif fay Hatları /Zonları üzerinde yapılaşma olmaması gerekiyor. Afet riskini en aza indirmek ve fay hattı geçen kentlerde, insanların can ve mal güvenliğinin sağlanması için; “Fay Yasası” nı yapmak çok önemli. İçişleri Bakanı tarafından basına ve kamuoyuna, “önümüzdeki dönem bir fay yasasının çıkarılması için çalışmalara başlanıldığı” yönünde açıklamalar yapılmıştı. Şuan Hükümetimiz Fay Yasası ile ilgili çalışmalar başlattı. Umarım en kısa zamanda fay yasası yürürlüğe girer. Bu fay yasası, deprem, heyelan, sel, çığ düşmesi gibi doğa olaylarının afete dönüşmesini engelleyecek düzenlemeler içererek toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmalıdır.”

Ömer Kantarlıoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Yerde yuvarlanması tepki çeken AK Partili meclis üyesi görevinden istifa etti İzmit Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanları arasında çıkan kargaşada bir kişinin ittirmesi sonucu yere düşen AK Parti İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Efe, yerde yuvarlanmasının abartılı bulunması ve tepki görmesi sonrasında görevinden ve partiden istifa ettiğini duyurdu. Şehir hastanesinin çevresinde yapılan düzenlemeler sırasında 25 Mayıs tarihinde İzmit Belediyesi ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi çalışanları karşı karşıya gelmişti. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir hastanesi yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları arasında kavga çıktı. Olay sebebiyle İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet de bölgeye gitti. İzmit Belediyesi ekibi ile gelen grupta yer alan bir kişi, İzmit Belediyesi Meclis Üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen Efe’nin yuvarlanması abartılı bulunup tepki çekti. İstifa etti AK’ Parti Kocaeli İl Başkanlığı, dün İbrahim Efe hakkında disiplin süreci başlattığını duyurmuştu. Bugün ise AK Parti İzmit Belediye Meclis Üyesi İbrahim Efe, görevinden ve partiden istifa ettiğini duyurdu. Efe sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, "Herkes sonuca baktı. Sebebi kimse sormadı olsun varsın sormasınlar. Arsızlık etmedim, yüzsüzlük etmedim, hırsızlık yapmadım. Sevgili dostlarımızın yüzünü yere düşürecek hiçbir işin içinde olmadım. Bölge parti etnik köken gözetmeksizin herkesin iyi ve kötü gününde her haline ve her şeyine rağmen zaman mefhumu gözetmeden her şartta hizmet ettim. Her zaman olduğu gibi vatandaşımıza hizmet adına gelişen bir olayda anlık öfke kontrolüne yenik düştüm, düşürüldüm. Sonrasında gelişen olaylar şahsıma özellikle ailemi hakikaten çok etkiledi. Bizimde insan olduğumuzu unutulduğu, hislerimiz duygularımızı hiçe sayıldığı, kamuoyunda bu denli linç girişiminin yapılması bizi derinden yaraladı. Yaşanan olaylar bizleri asla Yolumuzdan döndüremez kimseye kırgın ya da kızgın değilim ama süreçte duruş gösteren dost ve arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ederim. Ne kadar gariptir başka başka videoların yayınlandığı konular bile bu kadar gündem olmadı. Bu sebeple ailemin ve partimin daha fazla zarar görmemesi adına İzmit Belediyesi meclis üyeliğinden ve gönül verdiğim partimden istifa ediyorum" dedi.
İstanbul Türkiye’de konser verecek olan Kızılordu Korosu’na protesto Çoğulcu Demokrasi Partisi, Türkiye’de konserler verecek olan Kızılordu Korosu’nu protesto etti. Parti Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" dedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi, Mayıs ayında Türkiye’de konserler verecek olan Rus Kızılordu Korosu’nu, Kırım Tatar ve Çerkez halklarının sürgün ve soykırım kurbanlarını andığı günlerde konser vereceği gerekçesiyle protesto eylemi düzenledi. Beyoğlu’nda düzenlenen eylemde ’Kanımızı içtiniz, hiç olmazsa yasımıza saygı gösterin’, ’Kafkasya ve Kırım Yas Tutarken Kızılordu Baykuşları Çatımızda Ötemez’ gibi yazıların olduğu dövizler ve pankartlar açılarak koro için tepki gösterildi. "Soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" Konuya ilişkin açıklama yapan Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Çerkes’ler ve Kırım tatarları Rus çarlığı tarafından anayurtları işgal edilmiş, Rus çarlığı ve Sovyet Rusya tarafından farklı zamanlarda soykırıma ve sürgüne uğratılmış iki halktır. Çerkes’ler Rus Çarlığı’nın anavatanlarını işgal girişimine karşı 101 yıl yurtlarını ve özgürlüklerini korumak için, bu orantısız güce karşı destansı bir özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele sırasında Rus Çarlığı’nın devasa imparatorluk ordusu orantısız bir güçle, yurdunu ve özgürlüğünü savunan Çerkes halkına acımasız bir soykırım uygulamıştır. Bu yıl da, Çerkes’ler ve Kırım Tatarları, önceki yıllarda olduğu gibi Soykırım ve sürgün anmalarına hazırlanırken çok talihsiz bir gelişme gündeme gelmiştir. Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tam da bu anma tarihlerine denk gelen bir organizasyonla, 14 - 25 Mayıs tarihleri arasında, ülkemizde bir dizi konser vereceği duyurulmuştur. Çerkes ve Kırım Tatarları için çok büyük anlamı olan bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" ifadelerini kullandı.