GÜNDEM - 31 Mayıs 2018 Perşembe 13:41

Baba-oğulun yaşam mücadelesi yürekleri dağlıyor

A
A
A
Baba-oğulun yaşam mücadelesi yürekleri dağlıyor

Eskişehir’de birlikte yaşayan baba ve oğlu, harabe haline dönen evlerinde, hastalık, sakatlık ve kötü koşullar altında adeta yaşam mücadelesi veriyor.

Yıkık duvarlar, kırılmış pencereler, çökmüş zeminler, banyo ve tuvaleti olmayan bir evde kalan baba Fehmi Özden (64) ve oğlu Murat Özden’in (34) hayatı yürekleri burkuyor. Harabe haline dönen evlerinde günlerini geçiren baba-oğul, kötü yaşam koşulları altında hayatlarını sürdürüyor. Günlük bakımlarını dahi yapamayan Özden ailesi, kaderlerine terk edilmiş halde yardım bekliyor. Ayrıca yaşanan tüm zorlukların üstüne; evinin dışında bulunan tuvalete gittiği esnada başı döndüğü için ayağı takılan ve çöken balkon zeminine düşen baba Özden, kalça kemiğini de kırdı. Hastaneye kaldırılan baba, 1 ay yoğun bakımdaki tedavisinin ardından 3 ay da huzurevinde kaldı. Ancak oğluna ulaşarak kendisini yıkık halde de olsa evine götürmesini istedi.
Babasının isteğini kırmayan Murat Özden, kendi de hasta olmasına rağmen babasının bakımını üstlendi. Kalça kemiği kırık olduğu için ihtiyaçlarını gideremeyen babasının kişisel bakımlarına kadar yardımcı olan hayırlı evlat, yetkili ve hayırsever insanlardan yardım bekliyor.

Baba-oğulun yaşam mücadelesi yürekleri dağlıyor

“YAZ AYLARINDA SUYU BALKONA KOYUYORUZ O SU ISINIYOR VE AKŞAM DA DUŞ ALIYORUZ” 

Yaşadıkları hayatı anlatan 64 yaşındaki baba Fehmi Özden, “Ben buradaki balkondan düştüm ve kalçam kırıldı. Tansiyon ilacımı içmemiştim. Ben de oradan cambaz gibi atlayıp geçiyordum. Ayağım takıldı ve düştüm. Oğlum hastaneye götürmüş. Ameliyata girmişim ama ben hiç hatırlamıyorum tabii. Sonra huzurevine gönderdiler bizi. Orada üç ay kaldım. Yaz aylarında suyu balkona koyuyoruz. O su ısınıyor ve akşam da duş alıyoruz” ifadelerini kullandı.

Baba-oğulun yaşam mücadelesi yürekleri dağlıyor

“BABAMI SIRTIMDA MEKKE’YE KADAR TAŞIRIM” 

Yüzde 80 psikolojik rahatsızlığı bulunmasına rağmen babasının bakımını aksatmadan yapan Murat Özden ise, “Babamın her gün yanındayım. Haziran ayında üç aylığımı alacağım. Üç ayda bir bin 800 lira para veriyorlar. Babama bakıyorum diye bakım aylığı veriliyordu. O parayı da kestiler. Bugün anca karpuz ekmek yiyebildik. Şimdi de pilav söyleyebildik. İki arkadaşımla çarşıya doğru gitmiştik. Evin yakınlarında ‘Murat, Murat!’ diye bir ses duydum. Baktım ki babam yerde yatıyor. Tek başıma taşıyamadım. Ambulansı aradım da öyle babamı çıkarabildik. Babam nefes alamıyordu. Hastaneye gider gitmez yoğun bakıma aldılar. Kalbi durmuş gibiydi ve kalçası kırık vaziyetteydi. Bir ay yoğun bakımda kaldı. Daha sonra üç aylığına huzurevine gönderdiler. ‘Oğlum Murat, beni buradan çıkar; bağıran, çağıran çok insan var ve yapamıyorum’ dedi. O benim babam. Babamı sırtımda Mekke’ye kadar taşırım. Psikiyatri hastasıyım, yüzde 80 derecede rahatsızım. Günde 17 tane ilaç ve insülin kullanıyorum. İlaçlarımı devlet tedarik ediyor. Ben de yüzdesini veriyorum” şeklinde konuştu.

Baba-oğulun yaşam mücadelesi yürekleri dağlıyor

“BİZİM EVİMİZİ YAPTIRIN YA DA BİZİ BİR EVE YERLEŞTİRİN” 

Bir süre önce annelerinin hayatını kaybettiğini anlatan Murat Özden, hayırseverlere seslenerek, “Bizim evimizi yaptırın ya da bizi bir eve yerleştirin. Hem böylelikle babama daha rahat bakma ihtimalim olur. Yetkililerden bunları istiyorum. Akrabalarım içinde halam vardı. O bize bakıyordu ama öldü. Babaannem ve dedem öldü. Bir tek babam var; annem zaten yok. Eniştem kalp hastası, onlar da kendine anca bakıyor” dedi. 

Mustafa Kaplan- Abdullah Güçlü 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Şiddetli yağış Aksaray’da sele neden oldu Aksaray’da akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış sele neden oldu. Tarım arazileri sular altında kalırken, taşan Melendiz Çayı park ve kafeleri yıktı. Teyakkuzda olan Aksaray Belediyesi mobil vidanjörlerle müdahale ederek olumsuzluğa geçit vermedi. Aksaray’da gün boyu aralıklarla devam eden yağmur yağışı akşam saatlerinde yerini sağanak yağışa bıraktı. Saatlerce devam eden şiddetli yağış nedeniyle birçok belde ve köyde tarım arazileri sular altında kaldı. Ihlara Vadisi içerisinden geçen Melendiz Çayı taştı, bölgede bulunan turistlik alanlar, park ve bahçeleri sular altında kaldı. Sel, Melendiz Çayı etrafından bulunan birçok kamelyayı da yıktı geçti. İl Jandarma Komutanlığı belde ve köylerde güvenlik önlemleri alırken İl Afet Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü ekipleri hummalı bir çalışma başlattı. Şehir merkezinde de etkili olan sağanak hayatı olumsuz etkiledi. Bazı yollarda su birikintileri oluşurken trafikte de kısmen aksamalar yaşandı. Meteorolojinin uyarısı üzerine hazır kıta halinde teyakkuzda bekleyen Aksaray Belediyesi, 8 ayrı mobil vidanjörler ile şehir genelinde hummalı bir çalıma yaptı. Yollardaki sular çekilerek herhangi bir olumsuzluğa geçit verilmezken, belediye ekipleri ayrıca 2 ayrı binanın bodrum katındaki su basma olayına da müdahale ederek vatandaşlara yardımcı oldu. Şehir genelinde yağış halen devam ederken ekiplerin çalışmaları da aralıksız devam ediyor.
Erzincan Vali Aydoğdu: “Emekçinin gücü, toplumun yüreğidir” Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayarak, “Emekçinin gücü, toplumun yüreğidir” dedi. Vali Aydoğdu, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Alın terinin damlaları, yarının umutlarını yeşertir; emekçinin gücü, toplumun yüreğidir. Bugün, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, alın teri ve emekleriyle büyük ve güçlü Türkiye idealimize katkı sağlayan emekçi kardeşlerimizin günüdür. Bir yandan evlerine helal lokma götürmeye çalışırken aynı zamanda ülkemizin kalkınması ve refahı için çaba sarf eden gayret gösteren tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Her bir çarkın dönüşüyle, her bir makinenin çalışmasıyla, ülkemizin sanayi ve ekonomik yapı taşları daha da sağlamlaşmaktadır. Bugün savunma sanayinden yerli otomotive, ulaşımdan enerji tesislerine, şehir hastanelerinden hayatımızı kolaylaştıran pek çok teknolojik ürün ve alete kadar göğsümüzü kabartan bütün eserlerde işçilerimizin, çalışanlarımızın emekleri ve alın teri vardır. Üreten emek veren ve gayret gösteren işçilerimizin bu özverili çalışmaları sayesinde ülkemiz her alanda daha da güçlü bir konuma ulaşacaktır. Devletimiz, emeğin kıymetini bilen yaklaşımları ve sürekli geliştirdiği politikalarla çalışma hayatını iyileştirmek için kararlı adımlar atmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılan reformlar, iş güvenliği ve çalışma şartlarını önemli ölçüde iyileştirmiştir. İşçi kardeşlerimizin yanında yer almak, onların refahını ve güvenliğini sağlamak, devletimizin önceliklerinden olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, bu özel günün bir bayram havasında geçmesini temenni ediyor, tüm çalışanlarımıza aileleriyle birlikte sağlık, huzur ve bereket dolu bir yaşam diliyorum.”