GÜNDEM - 09 Kasım 2018 Cuma 12:10

Babalarının cesedini kazma kürek olmadığı için yakmışlar

A
A
A
Babalarının cesedini kazma kürek olmadığı için yakmışlar

İzmir’de, bir iş adamının öldürülmesi ve ardından yakılması olayına ilişkin davada hakim karşısına çıkan ölen kişinin oğlu, yanlarında kazma kürek gibi aletler olmadığı için babasının cesedinin içinde bulunduğu aracı yakmaya karar verdiklerini söyledi. Korkunç olayda ölen Cihat Murat Öğüt’ün çocukları, babasının cesedinin içerisinde bulunduğu aracı araçta bulunan kolonya ile yaktıklarını anlattı.

Torbalı ilçesinde, Nisana ayında iş adamı Cihat Murat Öğüt'ü, eşi ve iki çocuğunun öldürdüğü, daha sonrada yaktıkları ortaya çıkmıştı. Kan donduran cinayete ilişkin öldürülen adamın tutuklu eşi Öznur Öğüt ile çocukları Batuhan Ata Öğüt ve Mehmet Hadi Öğüt hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması görüldü.

İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada; tutuklu sanıklar Öznur Öğüt, Batuhan Ata Öğüt, Mehmet Hadi Öğüt ile tutuksuz sanık C.G. ile maktulün annesi Hatice Öğüt ile maktulün kardeşi Fatma Bahar Narin ile tarafların avukatları hazır bulundu.

“Tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek” suçlamasıyla mahkeme heyetinin karşısına çıkan tutuklu sanıklardan Batuhan Ata Öğüt, mahkemedeki ifadesinde aileleri içinde şiddet ve geçimsizliğin olağan olduğunu ve babası Cihat Murat Öğüt’ün kendilerine sürekli bağırdığını ve şiddet uyguladığını söyledi. Babasının çok alkol aldığını iddia eden Batuhan Ata Öğüt, "Olay günü babam, annemi aramış ve ulaşamamış. Bunun üzerine ağabeyimi aradı, bağırdı ve küfretti. ‘Akşam geldiğimde sofra hazır olsun’ dedikten sonra telefonu kapattı. Akşama doğru babam eve geldiğinde sofra hazır olmadığı için bize bağırdı ve küfretti. Yemeğini yedikten sonra ‘Ben yatmaya gidiyorum. Ses çıkarmayın, kafanızı kopartırım’ diye bağırdı” şeklinde konuştu.

“Annemin saçları babamın elinde kalmıştı”
Bir süre sonra babasının, “Ben size ses çıkarmayın demedim mi?” diye bağırarak evin salonuna geldiğini anlatan Batuhan Ata Öğüt, "Annem, babama gidip, ‘Biz sana ne yaptık’ dedi. O sırada ben mutfaktaydım. Çıkan sesler üzerine salona gittim. Babam, annemi dövüyordu. Araya girdim. Ayırmaya çalışırken babam bana da vurdu. Annemi yere yatırıp saçlarından tutup kafasını yukarı çekti. Annemin saçları babamın elinde kalmıştı. Babamın arkasından ellerimle onu tutup, annemin üzerinden almaya çalıştım. Babam o sırada ‘Bırak beni öldüreceğim o kadını’ diyordu. Babam hareketsiz kalınca onu bıraktım. Annemin başı kanıyordu ve yerde hareketsiz yatıyordu. Ağabeyimle birlikte annemin elini yüzünü yıkayıp mutfağa götürdük. Daha sonra salona, babama bakmaya gittim. Yerde hareketsiz yatıyordu, karnı şişip, inmiyordu. Ağabeyim geldi ‘Topla kendini, olan oldu’ dedi. Babamın nefes almadığını görünce ağlamaya başladım” ifadelerini kullandı.

“Halıya sarıp evden çıkardık”
Ağabeyinin, kendisine “C.G.’yi alıp buraya getir” dediğini söyleyen Batuhan Ata Öğüt, “Gidip C.G.’yi aldım. Eve gelince ağabeyimle babama baktılar. C.G. ‘Başınız sağolsun’ dedi. O sözleri duyunca darmadağın oldum. Babamı halıya sarıp evden çıkardık, arabaya koyduk. C.G. bana yolu tarif etti. Ormanlık bir alana geldik. Babamın arabasında kolonya şişesi vardı. Onu döküp arabayı yaktık. Araba alev alınca olay yerinden ayrıldık. C.G.’yi evine bıraktıktan sonra eve gittim ve odama kapanıp sabaha kadar ağladım. Babamın kayıp olduğu yönünde ihbarda bulunmamız için sabah karakola gittik” dedi.

Kazma kürek olmadığı için yakmışlar
Babasının agresif bir kişiliğe sahip olduğunu iddia eden Mehmet Hadi Öğüt ise bir defasında sırf çimleri kısa kestiği için babasının kardeşini bahçe hortumuyla dövdüğünü söyledi. Babasının öldüğü anı anlatırken gözyaşlarına boğulan Mehmet Hadi Öğüt, olay anını kardeşi ile tutarlı biçimde anlatarak, “Aklıma ilk arkadaşım C.G. geldi. Onu aradım, olaydan bahsetmeden bizim eve gelmesini sağladım. İddia edildiği gibi babama herhangi bir ilaç veya enjeksiyon vermedik. Babam hastalıkları nedeniyle gün içinde birçok ilaç kullanırdı. Olayda yastık da kullanılmadı” diye konuştu.

Olay sonrası polisi aramanın aklına gelmediğini ileri süren Mehmet Hadi Öğüt, “C.G. ile birlikte babamı evden çıkarmaya karar verdik. Babamı halıya sardık, asansöre koyup evden çıkardık. Annem ağlıyordu, ‘sakin ol, her şey düzelecek’ dedim. Ormanlık alana gittiğimizde C.G. gömmemiz gerektiğini söyledi ama yanımızda gömmek için alet yoktu. Arabada kolonya şişesi vardı. Arabayı yakmamız gerektiğini ben söyledim” ifadelerini kullandı.

Cihat Murat Öğüt ile evlendiği günden beri şiddet gördüğünü ifade eden maktulün eşi Öznur Öğüt ise, “Devamlı şiddet gördüm, çok defa aldatıldım. Gördüğüm şiddet için hiçbir yere başvuramadım. Torbalı küçük bir yer. Eşim, adliyeden karakola kadar birçok kişiye rüşvet verirdi. Jandarmalara evdeki sucukları ve patatesleri vermişti. Torbalı’da görevli bir savcıya 20 bin lira rüşvet verdiğini biliyorum. Bu parayı evde gördüm. Polislerin birçoğu arkadaşıydı. Bu nedenlerle şikayette bulunamadım. Polis ve savcı ben gider gitmez ona haber verirdi” iddialarında bulundu.

"Öldüm sandım"
Olayın oğlu Batuhan Ata Öğüt'ün anlattığı şekilde geliştiğini dile getiren Öğüt, savunmasını şöyle devam ettirdi:
“Eşim, uyumaya gittikten sonra seslerin çıkması üzerine geldiği salonda çocuklarıma ve bana bağırdı. Sonra televizyon koltuğuna oturan Murat, bana sigara paketi ve elindeki çakmağı fırlattı. Bunlar bana denk gelmesin diye refleks olarak yaptığım vücut hareketinin ardından arkamı döndüğümden sırtıma tekme attı. Sonra elleri ve ayaklarıyla bana saldırdı. Çığlık attım, o an nefesim çekildi, öldüm sandım. Saçımı tuttu ve yukarıya doğru kaldırdı beni. Bir taraftan da diziyle karnıma doğru vuruyordu. Batuhan'ın geldiğini gördüm. Saçımdan tutarken bir sıcaklık hissettim. Başımdan kan akıyordu. O sırada Batuhan beni geçerek babasına doğru gitti.

Sonrasında yere yığıldığım ve bayıldığım için hiçbir şey hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde oğullarımın, mutfakta elimi yüzümü yıkadıklarını anımsar gibi oldum. Oğullarımdan biri, ‘Babam yerde yatıyor, galiba öldü’ deyince ben de, ‘Ölmemiştir' diye tepki verdiğimi hatırlıyorum.”

Kendisinin ve çocuklarının cani olmadığını, eşinin vücuduna enjeksiyonla bir ilaç vermediklerini savunan Öğüt, yaşanan olaydan üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Mahkeme başkanının, “Neden polisi aramadın?” sorusuna, “Çocuklarımla, bu olaya inanamadık. Hadi ve Batuhan'a bir şey olacak diye polisi aramadım. Şimdiki aklım olsaydı polise haber verirdim. Olay sırasında bayılmam hayatıma mal oldu” diye cevap verdi.

“Cesedi görünce şoka girdim”
Olay yerine gidene kadar olanlardan habersiz olduğunu ileri süren sanık C.G. de olay akşamı eve geldiğinde “Neler oluyor?” diye sorması üzerine, Mehmet Hadi Öğüt'ün, “Olan oldu” dediğini söyledi. Salonda kilim ya da battaniye sarılı cesedi kendisine gösterdiklerinde şoka girdiğini anlatan C.G., Batuhan Ata Öğüt'ün babasının ölümünden emin olmak için yüz kısmına küçük bir yastığı koyduğunu aktardığını dile getirdi.

“Evli ve iki çocuk babasıyım. Babam hasta biri. Beni yakma Hadi” şeklinde sözler söyleyince Mehmet Hadi Öğüt'ün ise, “Susarsan sana hiçbir şey olmayacak” dediğini iddia eden C.G., cesedin arabaya yerleştirilmesinin ardından kendisinin eve bırakılacağı sözünü iki kardeşten aldığını ancak iki sanığın sözünü tutmayarak arabayı ormanlık alana götürdüğünü kaydetti.

“Derin bir yanık kokusu duydum”
Arabayı yakma fikrinin kendisinden çıkmadığını savunan C.G., “Yakma olayını görmedim; çünkü ben yanan arabaya uzaktım. Sadece derin bir yanık kokusu duydum. Diğer araçla eve dönerken iki kardeşin 'Yandı mı acaba?' diye birbirlerine bir soru sorduklarını duydum. Beni eve bırakmadan önce, Hadi bana, 'Evden hiç dışarı çıkmayacaksın. İfadeni ben hazırlayacağım. Susmazsan hesap, kitabını sen yap' dedi. Sadece iyi niyetimin kurbanı oldum. Bana evde ceset olduğunu söyleselerdi yerimden kıpırdamazdım. Beraatimi istiyorum” savunmasında bulundu.

İddia makamının tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve dava katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesi yönünde söz alan tutuklu sanıklar, tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Olay
İzmir’in Torbalı ilçesinde 15 Nisan’da, iş adamı Cihat Murat Öğüt’ün cesedi, 35 TTG 35 plakalı yanan cipte bulunmuştu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, Öğüt’ü öldürdükten sonra cesedin içinde bulunduğu cipi ormanlık alanda yaktıkları iddia edilen maktulün eşi Öznur Öğüt, çocukları Batuhan Ata Öğüt ve Mehmet Hadi Öğüt ile arkadaşları C.G. tutuklanmıştı. C.G. daha sonra tahliye edilmişti.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Alanya Belediye Başkanı Özçelik: “Suya yapılan zam oranı diğer firmaların altında” Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, ilçede suya yapılan zam, kaçak yapılarla mücadele ve yeni başkan yardımcıları ve belediye birimlerindeki atamalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Başkan Özçelik, Alaiye Su’ya geçtiğimiz günlerde yapılan zammın normalde yapılması gerekenin altında olduğuna dikkat çekerek eleştirilere yanıt verdi. Başkan Özçelik, "Seçimden sonra yaptığımız çalışmalarda yapılabilecek en düşük zammı yapacağız diye uğraştık ve bu zamları mümkün olduğu kadar aşağıda tuttuk. Su fabrikamızın karı sadece 4 lira. Fabrikamız yüzde 10‘un altında bir rakamla kar ediyor. 16 TL’den 42 TL’ye çıkan folyonun maliyeti bu maliyet hesabına bilerek koyulmadı. Çünkü daha yüksek zam yapmamız gerecekti. Şu anda elde ettiği para koli başına 3-4 lira yapıyor. Bizim koyduğumuz fiyat bunların oldukça altında ve bizim bunları satmasını istediğimiz bayiler belli bir kar etme durumundalar. Bu zammı yapmak durumundaydık. Önceden olsaydı bu kadar yüksek olmazdı ama seçim planı yapıldığı için o zamlar yapılmadı ve bize kaldı” dedi. “Denetlenen 2 bin 500 işletmenin yüzde 35’i ruhsatsız” Son günlerde gündemde olan kaçak yapılarla mücadele konusuna değinen Başkan Özçelik, Alanya’da yaklaşık 2 bin 500 işyerinin denetlendiğini belirterek, "Biz Alanya’nın kangren problemlerinden birisi herkesin bir köşeye derme çatma bir şeyler yapması. Bir de kontrolsüzlükten dolayı bu tür binaların kaçak olarak yapılması ve yapıldıktan sonra da peşinde koşmamız. Allah deprem vermesin. Hiçbir yere vermesin ama bir deprem olsa arkadaşlarımızın dünkü durdurduğu yapının ortada kalması mümkün değil. Bu mücadelemiz kesintisiz devam edecek. Tüm Alanya’da ruhsat denetimleri başlandı. Yaklaşık 2 bin 500 işyerimizde denetleme yapıldı. Bunlara birinci etapta hiç ceza yazılmadı. Sadece tespit varakası düzenlendi. Şu anki oran yüzde 35. Alanya’da denetlenen 2 bin 500 işletmenin yüzde 35’i ruhsatsız. Ruhsat işlemlerine devam edenlere ruhsat alınmadı diye ceza yazmıyoruz. Onları destekleyerek yeni süreler veriyoruz” diye konuştu. Belediye başkan yardımcılarının da belli olduğunu ifade eden Başkan Özçelik, “3 tane siyasi başkan yardımcısı açıkladık. Murat Levent Koçak, Hasan Can Kamburoğlu ve Hasan Servet Ünlü siyasi başkan yardımcılıklarına atandı. Murat Levent Koçak, Fen İşleri, Temizlik İşleri, Afet İşleri, Kültür ve Tiyatrodan sorumlu. Hasan Can Kamburoğlu İmar, Şehircilik, Plan, Proje ve Yapı Kontrolden sorumlu. Hasan Servet Ünlü Kentsel Tasarım Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Müdürlüğü, İşletme İştirakler Müdürlüğü, Çevre Koruma Müdürlüğü, Kentsel Dönüşüm Müdürlüğünden sorumlu. Yeni yapılar oluşturduk. Abdurrahman Açıkalın, Sadık Dizdaroğlu, Nazmi Zavlak, Faruk Konukçu danışman olarak görevlendirilmiş olup diğer müdür arkadaşlarımız gibi kendilerine itfa edilen müdürlüklerde birebir yetkililer. Abdurrahman Açıkalın Kardeş Şehirler ile İlişkiler, Ulusal ve Uluslararası Organizasyonlar, Yabancı Meclis Koordinasyon Çalışmaları ve ALTAV ve İlişkilerle. Faruk Konutçu Sosyal Yardım, Kreşler, Etüt Merkezleri ve Öğrenci Yurtlarından, Sadık Dizdaroğlu Özel Kalem Hizmetleri, Basın Yayın Hizmetleri, Destek Hizmetleri Müdürlüğü ve İç denetimden sorumlu danışman. Nazmi Zavlak Kırsal Hizmetler, Muhtarlık Hizmetleri, Park ve Bahçeler Müdürlüğü ve Cenaze Hizmetlerinden Sorumlu. Bu kararların başkanı olduğum Alanya’ya Alanya Belediyesi’ne ve tüm çalışma arkadaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Ankara AK Parti Grup Başkanı Güler’den "TSK kanun teklifi" açıklaması AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Teklifimizle Milli Savunma Bakanlığının kadro ve kuruluşunda görev yapan uzman erbaş, er ve sözleşmeli erbaş, erlerin başta görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri olmak üzere sözleşmenin fesih edenlere ve bu hallerde uygulanacak yaptırımların neler olduğunun kanunla düzenlenmesini içermektedir” dedi. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti milletvekilleriyle birlikte AK Parti Grubunda açıklama yaptı. Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını belirterek, teklifin 60 madde olduğunu ifade etti. Güler, “Teklifimiz ile Milli Savunma Bakanlığının kadro ve kuruluşunda görev yapan uzman erbaş, er ve sözleşmeli erbaş, erlerin görevde başarısız olma, intibak edememe ve kendilerinden istifade edilememe halleri olmak üzere sözleşmenin fesih edilenlere ve bu hallerde uygulanacak yaptırımların neler olduğunun kanunla düzenlenmesini içermektedir. Askeri kaynaktan müfettiş alımına ilişkin usul ve esaslarıyla, adaylarda aranacak niteliklerin kanunda belirlenmesi hedeflenmektedir. Ayrıca uyarma, kınama, hizmete kısmi süreli devam, disiplin cezalarının ilişik kesme işlemine esas teşkil etmesi durumlarında anılan cezaların mahkemelerce denetlenmesinin yolu açılmaktadır. Diğer yandan riskli ve güç şartlarda görev yapan amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığında görevli sözleşmeli erbaş ve erlere ödenen aylıklarla ilgili de yeni düzenlemeler getirilmektedir. Ayrıca 221 sayılı amir hükmü şahısları veya müesseseleri tarafından fiilen amme hizmetlerine tahsis edilmiş bulunan gayrimenkul hakkında kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen maddelerle oluşan boşluğunda yeniden düzenlemeyle beraber doldurulması hedeflenmektedir. Diğer yandan Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarıyla general ve amirallerin işlediği iddia edilen askeri suçlarda soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin belirlenmesinde, son rütbeleri ve görevlerinin esas alınması öngörülüyor. Seferberlik tatbikatıyla ferdi seferberlik eğitimlerine katılan ve herhangi bir ödeme alamayan işçi, işsiz, işveren kendi namına çalışan ve serbest meslek mensubu yedek personele ödeme yapılabilmesi hususları da bu kanun teklifimizde yer almaktadır. Teklifimizle Anayasa Mahkemesi’nin yakın zamanda vermiş olduğu iptal kararları kapsamında bu maddelerin düzenlenmesi ve muhtemel bundan sonra da herhangi bir iptalle karşılaşmaması için de bu kanunlarımız yeniden detaylı bir şekilde hazırlanmıştır. Yüksek Asgari Şura kararıyla kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen ve yaş şartı nedeniyle emekli aylığı bağlanamayan personelin emekli aylığı bağlanması da yeniden düzenlenmiş ve teklif haline getirilmiştir. Ayrıca Milli Savunma Bakanlığımızın teşkilat yapısında meydana gelen değişiklikler kapsamında uyum düzenlemeleri de bu kanun teklifimizde yer almaktadır” dedi. Güler, televizyon programlarına çıkan emekli askerlere yönelik düzenleme olup olmadığına ilişkin, "Hiyerarşik disiplin içerisinde bu tür programlar öncesinde zaten mevzuatta var. Bir ilgili komutanlığına bilgi verilmesi hususunda bir düzenleme yer alıyor. Yani bilgi verilmesi hususu burada düzenleniyor. Tabii izin ve diğer yaptırımlarla ilgili herhangi bir düzenleme yok” ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa’da sağanak yağış hayatı felç etti: Evleri su bastı, yollar kapandı Bursa’nın Gürsu ilçesinde şiddetli yağış sebebiyle dereler taşarken, 6 bloğun zemin katlarını su bastı. Ekiplerin bölgeye suları tahliye etmek için çalışmaları sürüyor. Gürsu ve Kestel’de şiddetli yağış sebebiyle yollar dereye döndü. Gürsu’nun İpekyolu Mahallesi’nde bulunan 6 toplu konut bloğunun zemin katlarını ve bir kapıcı dairesi olarak kullanılan evi su bastı. Bölgeye BUSKİ, itfaiye, jandarma ekipleri sevk edildi. Ekipler yoğun bir çalışma yürüterek suyla dolan zemin katları boşaltmak için çalışma başlattı. Çamurla kapanan bazı yollar ise kepçenin yolu açması sonrası ulaşıma açıldı. Bölgeye gelen Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz ve Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık su dolan kapıcı dairesi ile su dolan diğer 5 bloğu yakından inceledi. Ekiplerin bölgeye suyu tahliye etmek için çalışmaları sürüyor. İpekyolu Mahallesi’ne gelerek incelemelerde bulunan Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz, "Yüksek bir bölgede olan İpekyolu Mahallesi’nde 6 blokun bodrum katına su gelmiş. Valimizin talimatı doğrultusunda tüm ekiplerimizle buradayız. Kapıcı dairesinin dışında herhangi bir mal zayiatımız da yok. Herhangi bir can kaybımız da yok. Devletimiz vatandaşlarımızın yanında olmaya devam ediyor. Burayı en kısa sürede eski haline getirip vatandaşlarımızın huzurlu şekilde yaşamalarını sağlayacağız" ifadesini kullandı. Tüm ekiplerle bölgede seferber olduklarını dile getiren Işık, "İnşallah hızlı şekilde hasarların tespitini yapacağız. Vatandaşımızın tekrar normal yaşantısına dönmesi için çalışıyoruz" dedi.