EĞİTİM - 16 Eylül 2014 Salı 16:26

Bahçeşehir Üniversitesi yeni akademik yıla başladı

A
A
A
Bahçeşehir Üniversitesi yeni akademik yıla başladı

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), 2014- 2015 akademik yılına BAU International University Washington DC ve BAU International University Berlin ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen açılış törenleri ile başladı.

Bahçeşehir Üniversitesi’nin 2014-2015 akademik yılı açılış töreni çok sayıda akademisyen, iş adamı, siyasetçi ve öğrencinin katılımıyla gerçekleşti. BAU International University Washington DC ve BAU International University Berlin ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen açılış töreninin ilk konuşmasını BAU Rektörü Prof. Dr. Şenay Yalçın yaptı. Yeni akademik yıla Türkiye’de ve dünyada yaşanan önemli doğal ve sosyal olayların etkileri ile girdiklerini ifade eden Prof. Dr. Yalçın, “Yeni akademik yılımıza, demokrasi bilincine ve güçlü bir devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti’nde var olmanın mutluluğuyla giriyoruz. İnsana ve doğaya saygı duymaya; insanlığın birlikte yaşama kültürüyle mutlu olacağına; ırkların, dinlerin, dillerin ve mezheplerin insanlığın güzellikleri olduğuna; insanlığın silahlanmayı ve kan dökmeyi unutarak kaynaklarını büyük ölçüde sağlığa, beslenmeye ve eğitime ayırması gerektiğine inanıyoruz. Yurdumuzda ekonomik istikrarı, demokratikleşmeyi, 780 bin kilometrekarenin her noktasının barış ve huzur içinde olmasını yürekten savunuyoruz” ifadelerini kullandı.

“18 bin öğrenciye hizmet vereceğiz”
Bu yıl 18 bin öğrenciye hizmet vereceklerini belirten Prof. Dr. Yalçın, “Daima yenilikçilik ve girişimcilik çizgisinde yürüttüğümüz çalışmalarımızın sonucu olarak üniversitemize yönelik öğrenci tercihleri bugün gurur verici bir noktaya ulaştı. Bu yıl aramıza katılan uluslararası öğrencilerimiz dahil, kendilerine hizmet vereceğimiz öğrenci sayımız 18 bini geçmektedir. 90’ı aşkın ülkeden aldığımız öğrencilerle, en çok yabancı öğrenciye sahip vakıf üniversitesiyiz. Dünya artık duvarları yıkmanın ve köprüler kurmanın önemini anladı. Küreselleşme süreci, üniversite öğrencilerinin dünyanın herhangi bir yerinde de çalışabilecek donanıma sahip birer dünya vatandaşı olarak yetiştirilmelerini zorunlu kılıyor” diye konuştu.

“Uluslararası bir üniversiteyiz”
Dünyanın birçok ülkesinde açılan kampüsler ile uluslararası bir üniversite olduklarının altını çizen Rektör Prof. Dr. Yalçın, “Öğrencilerimiz çok güçlü bir akademik kadroya ve alanlarında söz sahibi hocalara sahip. Onlardan en üst düzeyde yararlanmak gerekiyor. Bir dünya üniversitesi olan BAU, sadece İstanbul’da değil, Boston’da, Roma’da, Kazablanka’da, Pusan’da, Hong Kong’da, Washington DC’de, Toronto’da, Silikon Vadisi’nde, Japonya’da, Köln’de ve Berlin’de. Bahçeşehir Üniversitesi’nin dünya ağından ve bütün imkanlarından daha çok yararlanmayı hedeflemelisiniz” dedi.

“Özgün ve özgür düşünme ortamı temel ihtiyaçtır”
Bir üniversitenin temel taşının özgün ve özgür düşünme ortamı olduğunu belirten Prof. Dr. Şenay Yalçın, “Özgün ve özgür düşünme ortamını oluşturan ve sürekli kılan kaynak, o üniversitenin akademik kadrosudur. Üniversitemiz de böyle bir kadro ile çalışıyor. Övünç kaynağımız ve geleceğimizin güvencesi olan gençlerimizi bilimle, erdemlerle donatmak, büyük Atatürk’ün de işaret ettiği ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller’ olarak yetiştirmek gibi onurlu görevler yüklenmiş olan siz akademisyen arkadaşlarımın her birine duyduğum saygı, sevgi ve güveni dile getirmek isterim” şeklinde konuştu.

“Seneye Batum üniversitesi de açılacak”
Bahçeşehir Üniversitesi’nin her bir merkezinin sağlam ve emin adımlarla ilerlediğini belirten BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel ise, “Bugün sadece Bahçeşehir Üniversitesi’nin akademik yılını değil, iki yeni üniversitemizin de akademik yılını başlatıyor olmanın heyecanını yaşıyoruz. Seneye bugün inşallah Batum Üniversitemizin de akademik yıl açılışını yapacağız. Bahçeşehir Üniversitesi’nin her bir merkezi sağlam ve emin adımlarla ilerliyor. Bu başarılara koşan, emek veren, imza atan değerli iş arkadaşlarım ve akademisyenlerimizi tebrik ediyorum” dedi.

“Türkiye’de en fazla uluslararası öğrenciye ulaşıyoruz”
Kazandıkları her başarının sadece Türkiye’de değil tüm dünyada izlendiğini vurgulayan Yücel, “Sağlıktan sonra eğitim turizmi de dünyanın önemli ekonomik kavramlarından birisi haline geldi. Bunun en önemli sebebi, ülkelerin ekonomilerinde eğitimin yön verici önemli unsurlardan birisi olduğunun farkına varmalarıdır. 2012-2013 akademik yılında uluslararası öğrencilerin Amerikan ekonomisine katkısı 24 milyar dolardı. Bu öğrenciler sayesinde 313 bin kişiye istihdam doğmuş oldu. Ülke olarak henüz böyle bir etkileşimin gerisindeyiz. Tabi ki BAU olarak Türkiye’de en fazla uluslararası öğrenciye ulaşıyor olmamız mutluluk verici” ifadelerini kullandı.

Sanayi devrimini kaçıran Türkiye’nin bilgi çağını kaçırmaması gerektiğini ifade eden Yücel, “190’ı aşkın Türk üniversitesi, dünyanın hiçbir yerinde bir merkez ya da üniversite kurmadı. Türkiye bu yarıştan geride durmamalı. Bilgi çağını yakalamanın tek yolu bilim üretmek ve bilimi insanlığın lehine kullanabilmektir. Bu da ancak üniversitelerin öncülüğü ile gerçekleşebilir” diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.