GÜNDEM - 15 Şubat 2019 Cuma 16:45

Bakan Akar: 'PKK, PYD, YPG aynıdır'

A
A
A
Bakan Akar: 'PKK, PYD, YPG aynıdır'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Unutulmamalıdır ki PKK, PYD, YPG aynıdır. Bu nedenle YPG terör örgütünün bölgeden çıkarılması hudutlarımızın ve halkımızın güvenliği açısından en önemli konudur" dedi.

Almanya'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen 55. Münih Güvenlik Konferansı'na Türkiye'yi temsilen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar katıldı. Münih Güvenlik Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen DEAŞ’la mücadele toplantısına katılan Akar, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere savunma bakanlarının da bulunduğu toplantıda, Türkiye’nin terörizmin her çeşidiyle mücadele ettiğini, bundan sonra da mücadeleye devam edeceğini vurguladı.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarında 3 binden fazla radikal DEAŞ üyesi teröristin etkisiz hale getirildiğini belirten Akar, "ABD’nin Suriye’den çekilmesinden sonra oluşacak boşluk teröristler için güvenli bölge haline gelmemelidir" diye konuştu. DEAŞ ile mücadele kapsamında Türkiye’de konuşlu koalisyon kuvvetlerinin hava harekatları düzenlediğini hatırlatan Akar, bunun da Türkiye’nin DEAŞ ile mücadelede verdiği desteğe iyi bir örnek olduğunu söyledi.

"Fırat Kalkanı Harekatı bir NATO üyesi ülke tarafından DEAŞ’a karşı icra edilen ilk ve tek karadan yapılan harekat olma özelliğini taşımaktadır" diyen Akar, DEAŞ ile mücadeleyi göğüs göğüse yapan tek ordunun Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu vurguladı. Fırat Kalkanı Harekatı'nda Türk Silahlı Kuvvetlerinden şehitler verildiğini hatırlatan Akar, "Tüm harekat boyunca toplam 21 bin hedef ve yaklaşık 3 bin DEAŞ’lı terörist etkisi hale getirilmiştir" diye konuştu. DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin baskısı sonucu aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 3,6 milyon insanın Suriye’deki evlerini terk ederek güvenli gördükleri Türkiye’ye sığınmak zorunda kaldığını hatırlatan Akar, Türkiye’nin, kucak açtığı Suriyeliler için yaklaşık 35 milyar dolar harcama yaptığını vurguladı.

"DEAŞ’lı teröristlerin Müslümanları temsil etmediği gibi PKK'lı teröristler de Kürt kardeşlerimizi temsil etmemektedir"

Akar, PYD/YPG’nin Kürtleri temsil etmediğini belirterek, "Kürtler bizim kardeşimiz. Bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Bazıları PKK’yı Kürtler olarak niteliyor. Bu son derece yanlış. DEAŞ’lı teröristlerin Müslümanları temsil etmediği gibi PKK'lı teröristler de etle tırnak gibi bir bütün olduğumuz Kürt kardeşlerimizi temsil etmemektedir. Unutulmamalıdır ki PKK, PYD, YPG aynıdır. Bu nedenle YPG terör örgütünün bölgeden çıkarılması hudutlarımızın ve halkımızın güvenliği açısından en önemli konudur" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın telefon görüşmelerinde Suriye’de güvenli bölge oluşturulması konusunda fikir birliğine vardığını anımsatan Akar, "Fırat’ın doğusundaki 440 kilometrelik sınır hattında oluşturulacak güvenli bölgenin emniyetinin koalisyon tarafından sağlanması uygun ve yeterli olmayacaktır. Güvenli bölgede sadece Türkiye için değil, evlerini terk etmek zorunda kalan Suriye mültecilerin vatanlarına güvenli şekilde dönmeleri için de önemlidir. Güvenli bölgede sadece Türkiye olmalıdır" dedi.

Akar, Türkiye'nin güney sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturulmasına asla izin verilmeyeceğini de tekrarladı. Türkiye’nin batıdan uzaklaştığına yönelik iddiaları hatırlatan Akar, "Türkiye batıdan uzaklaşmadı, NATO başta olmak üzere tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmeye devam ediyor" diye konuştu.  

Mehmet Koca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eski Bulgaristan Başbakanı Denkov: “Vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız” Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, Bursa’daki Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (BAL-GÖÇ) ziyaret etti. İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı toplantıda vatandaşlık başvuru süreci ve geçmişte yaşanan asimilasyon politikaları sorunu konuşuldu. Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği yönetimini ziyaret eden Denkov ve Petkov, yapılan görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldı. BAL-GÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, Bulgaristan göçmeni Türklerin sıkıntılarını dile getirirken en çok şikayetlerden birinin Bulgaristan vatandaşlığı başvurusunda yaşanılan zorlu süreç olduğunu söyledi. Bu konu hakkında çalışma yapılmasını dilediklerini belirten Balkan, geçmişte Türklere asimilasyon uygulayanların yıllardır ceza almadığını da ifade etti. "Başvuru sürecinin zorluğu dijitalleşmemekten kaynaklanıyor" Bulgaristan vatandaşlığındaki başvuru sürecinin sadece Türklere yönelik bir sorun olmadığını, tüm dünyadan benzer şikayetler aldıklarını aktaran eski Bulgaristan Başbakanı Nikolay Denkov, “İnsanların yapmış olduğu vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız. Fakat bunun sadece Türkiye’ye yönelik bir durum olduğunu düşünmeyin. Biz aslında Bulgaristan’ın bütün dünyadaki konsolosluklarında benzer şikâyetleri alıyoruz. Bütün dünyadaki Bulgar vatandaşları, özellikle vatandaşlık şikayetlerini bizlere iletmekteler. Bu problemin dijitalleşme sıkıntısından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ve bu hizmetleri gerçekleştirme sürecinin gereksiz bazı konularla uzatıldığı gibi bir inanış oluşuyor. Bu konuda çalışıp bir an evvel dijitalleşme ve süreçlerle ilgili belirli bir süre içerisine alınarak halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Benim ailem de bu sıkıntıları yaşadı” 80’lerde Türklerin yaşadığı sıkıntıları kendi ailesinin de yaşadığını belirten Kiril Petkov ise, “Yaşanan olaylardan sonra neden hala ceza alan yok diye sordunuz. Bu insanlar benim aileme de bu sıkıntıları yaşattığı için beni de kişisel olarak incitmekte ve hala ben de bunu sorguluyorum. Bu süreçte aslında yapmak istediğimiz şey insanların belirli bir siyasi oluşum tarafından kullanılmasını engellemek. Çünkü onlar siyasi faaliyetlerini insanlara yardım için kullanmaktan ziyade kendi çıkarları için kullanıyorlar. Biz buradaki kurumlarla beraber, siyasi oluşumlarla beraber yolsuzluk zincirinin sona erdirilmesi için mücadele ediyoruz. Bunun değiştirilmesini istiyoruz. Bu şekilde kapsamlı bir demokratikleşme süreci sağlayabiliriz. Bunlar geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Biz bunları yenilikçi bir yolla yapmak istiyoruz” dedi.