POLİTİKA - 23 Ağustos 2017 Çarşamba 20:09

Bakan Çelik’ten Alman Bakan Gabriel’e sert tepki

A
A
A
Bakan Çelik’ten Alman Bakan Gabriel’e sert tepki

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “Türkiye’de Türk milletinin bazı değerleri vardır. Bu değerler kırmızı çizgidir. Biz aramızda hangi tartışmaları yaşarsak yaşayalım, aramızda kime oy verirsek verelim Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamı bütün Türk milletini temsil eden bir makamdır. Buna Alman Dışişleri Bakanın söz söyleme yetkisi söz konusu değildir” dedi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Adana’nın Kozan ilçesinde gerçekleştirdiği toplantıda ülke gündemiyle alakalı bir takım açıklamalarda bulundu. Kozan Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Kozan Kaymakamı Avni Oral ile protokol üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, siyasi partilerin temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Türkiye’nin son günlerde önemli ve hassas günler yaşadığını kaydeden AB Bakanı Çelik, “Bugün ülkemiz açısından bugünler hepimizin hassasiyetle değerlendirmesi gereken günler. Cumhuriyetin kuruluşundan beri son devletimizin şahsından beri en yoğun günlerimizi bugünler yaşıyoruz. Bir yandan yoğun bir şekilde terörle mücadele veriyoruz. Fetullahçı terör örgütü, PKK terör örgütü, DAEŞ terör örgütleriyle mücadele veriyoruz bir yandan da yeni yatırımlara, yeni ufuklara ulaşmak için yeni hizmetlere hep beraber imza atıyoruz. Ajandamda öncelikle bu işler var hükümetin bir bakanı olarak” dedi.

“Gabriel aslında tanıdığımız birisidir ve bizi de çok iyi tanır”

Almanya’nın Türkiye’ye karşı bir takım kara propaganda peşinde olduğunu da belirten Bakan Çelik, “Bugünlerde bazı ülkeler ile yaşadığımız tartışmalar ile ilgili sizleri bilgilendirmek istiyorum. Biliyorsunuz uzun zamandır PKK terör örgütünü son zamanlarda Fetullahçı terör örgütünün Almanya’ya yoğun bir şekilde sığınması, yıllardır verdiğimiz PKK ile ilgili dosyaların bir türlü işlemlerinin sonuçlandırılmaması nedeniyle Almanya ile ilgili hükümetin bu uygulamaları ile ilgili eleştirilerimizi sürdürüyoruz. Tabii Türkiye’de çeşitli faaliyetlerde bulunan bazı kimseler, bazı yabancılar, bazı yanlış işlere imza attıkları zamanlarda bunlarla ilgili soruşturmalar, kovuşturmalar var oluyor. Son zamanlarda Almanya’da seçimler yaklaştıkça özellikle Alman Dışişleri Bakanı Gabriel sanki Türkiye’de Alman vatandaşları tutuklanıyormuş gibisinden bir atmosfer oluşturmaya çalıştığını ve bunu bir siyasi malzeme olarak kullanmaya çalıştığını duyuyoruz. Gabriel aslında tanıdığımız birisidir ve bizi de çok iyi tanır. Kişisel tanışıklığımız da var. Aslındabu söylediklerinin yanlış olduğunu ve doğru olmadığını çok iyi bilen birisidir” diye konuştu.

“Yine son zamanlarda daha başka bir kampanya ile bu işi çevirmeye çalıştılar. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı değiliz biz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşıyız gibisinden hiçbir Türk vatandaşının kabul etmeyeceği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanına karşı gösterilmesi gereken saygıyı göstermeyen bir akım cümleler kullanmaya başladılar” diyen Çelik, şunları kaydetti:

“Tabi bunlara cevap veriyoruz. Türkiye’de Türk milletinin bazı değerleri vardır. Bu değerler kırmızı çizgidir. Biz aramızda hangi tartışmaları yaşarsak yaşayalım, aramızda kime oy verirsek verelim Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı makamı bütün Türk milletini temsil eden bir makamdır. Buna Alman Dışişleri Bakanın söz söyleme yetkisi söz konusu değildir. Devletimizin ve milletimizin birliğini ve beraberliğini temsil etmektedir. Cumhurbaşkanımız seçimlerde kendisine oy verenlerin de vermeyenleri de cumhurbaşkanıdır ve ordularımızın başkomutanıdır. Türk devletini temsil etmektedir. Almanya Cumhurbaşkanının tutup da Türk milleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanının arasında bir ayırım varmış gibi konuşması saygısızlıktır. Tabii bütün bunların arkasında ne var bilmiyoruz. Uzun zamandır ırkçılar, faşistler, göçmen düşmanları, vicdan düşmanları uzun zamandır Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyorlar. Biz bu faşistlerin, bu ırkçıların, bu göçmen düşmanlarının bize saldırması ile iftihar ediyoruz.”

“Bize insan hakları konusunda ders vermeye kalkanlar Avrupa’daki mültecilerin durumuna baksın”

Türkiye’nin her zaman insanlığın ve mazlumun yanında olduğunu hatırlatan Bakan Çelik, “Evrensel değerleri dipdiri bir şekilde ayakta tutabiliyoruz. Biz bu değerlere sahip çıktığımız için, bu değerleri ayakta tutabildiğimiz için bize saldırıyorlar. Bize insan hakları konusunda ders vermeye kalkanlar Avrupa’daki mültecilerin durumuna baksın. Avrupa’daki mültecilerin durumu herkesi utandıracak bir takım işlere imza atıldığının bir göstergesi. İnsanlar sınır kapısında bekletiliyorlar, insanlara çeşitli ülkelerde çorba ve su dağıtan kişiler bu insanlara yardım ettikleri için tutuklanıyorlar. Halen biz bu göçmenleri, bu ölümden kaçan insanları ülkemizde nasıl barındırmayız diyerekten tel örgülerle bu insanları Akdeniz’in sularında ölüme mahkum etmeye çalışan politikalardır. Dolayısıyla Alman dışişleri bakanı insan haklarından bahsedecekse bir takım değerler verip hatırlatmalarda bulunacaksa Türkiye’ye bulunmayacak önce etrafına bakacak etrafındakilere bu hatırlatmalarda bulunacak. Türkiye’nin Cumhurbaşkanına diktatör diyenler, Türkiye’yi diktatörlükle suçlayanlar, Türkiye’ye karşı kara propaganda üretenler, Türkiye’de Alman vatandaşlarına veya başka ülkelerin vatandaşlarına husumet varmış gibi göstermeye çalışanlar aslında psikolojik bir yansıtma yapıyorlar, bu yansıtma içinde sadece ve sadece kendilerine ait sıfatları dile getirmiş oluyorlar” dedi. 

Emre Bozdemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor 10 gün içerisinde tamamlamaları gerektiğini söyledi. Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’ın katılımı ile toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında Kaymakam Demiryürek, Başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren Kaymakam Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi. Bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı. Hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle, bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. Başkan Dönmez ise, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanların bazı şeyleri kanıksadığını gördük; etrafın dağınık olmasını, etrafının kirli olmasını. Bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bu amaçla bir kampanya başlattık. Kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak, en önemlisi bunu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar, temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.
Samsun Öğretmen eşini öldüren ve 19 suç kaydı bulunan koca tutuklandı Samsun’da boşanma aşamasındaki İngilizce öğretmeni eşini tabancayla vurarak öldüren ve 19 suç kaydı bulunan şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, İlkadım ilçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde gece meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesinde bulunan Belediye Ortaokulu’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Saadet Çay (43) ile büfeci eşi Adem Çay (48) boşanma aşamasında oldukları için ayrı yaşamaya başladı. 2 çocuk annesi eşi Saadet Çay’ı kendi kafasına silah dayamış halde görüntülü arayarak ‘intihar edip kendini öldüreceği’ şeklinde mesaj atan Adem Çay, son kez görmek istediğini söyledi. Saadet Çay, yardım etmek için yanına erkek arkadaşı ve 2 çocuğunu da alarak konuşmak için Adem Çay’ın depo olarak kullandığı eve gitti. Saadet Çay ile Adem Çay arasında Atakum ilçesinde bulunan yazlık evin kime kalacağı konusunda tartışma çıktı. Yan odada bulunan Saadet Çay’ın erkek arkadaşı silahın doldur boşalt sesini duyunca kendini evden dışarı atıp bekçilerden yardım istedi. Polis ve bekçiler evin kapısını kırıp içeri girdiklerinde İngilizce Öğretmeni Saadet Çay’ı silahla öldürülmüş olarak buldular. Evde bulunan Adem Çay, Samsun Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Kasten yaralama, tehdit, yağma, görevli memura mukavemet gibi suçlardan 19 suç kaydı bulunan Adem Çay, polisteki sorgulamanın ardından çelik yelek giydirilerek geniş güvenlik önlemi altında bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren Adem Çay, tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.