DÜNYA - 28 Kasım 2025 Cuma 14:33 | Son Güncelleme : 28 Kasım 2025 Cuma 14:38

Bakan Fidan'dan AB mesajı!

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecinde kriter bazlı değerlendirme sorunu olmadığını belirterek, "Burada temel sorun sürecin ilerlemiyor oluşu, fasılların açılmaması. Avrupa Birliği'nin fasılları tekrar açması, Türkiye'nin aday ülke ilişkisini olabilecek en normal zeminde ilerletilmesi beklentimiz bakidir. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi iradesinin ne kadar yüksek olduğunu altını bir kez daha çizdik" diye konuştu. Fidan, Gazze'de barış planının tüm unsurlarıyla hayata geçmesinin önemli olduğunu da belirterek, "Aksi takdirde şiddet sarmalına geri dönme riskimiz var" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’nın başkenti Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile bir araya geldi. Hakan Fidan, Wadephul ile yaptığı görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında görüşmede ele alınan konu başlıklarından biri olan Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecine ilişkin olarak "Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde kriter bazlı değerlendirme ile ilgili herhangi bir sorunu yok, olamaz da. Bu oyunun kuralı bir kulübe girecekseniz buranın kuralları vardır onunla ilgili gerekli şeyleri yaparsınız. Fakat burada tabii ki temel sorun an itibari ile sürecin aslında ilerlemiyor oluşu, fasılların açılmaması" diye konuştu. Hakan Fidan, "Avrupa Birliği'nin fasılları tekrar açması Türkiye ile aday ülke ilişkisini olabilecek en normal zeminde ilerletilmesi beklentimiz bakidir. Bu konuda Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ve AB üyelik süreci ile ilgili Cumhurbaşkanımızın siyasi iradesinin ne kadar yüksek olduğunu altını bir kez daha çizdik. Bu konuda atılabilecek adımlar olduğuna açıkçası inanıyoruz. Bu adımları teker teker atma konusundaki irademize ve neler yapılabilir bunların üzerinden geçtik" dedi.

Bakan Fidan'dan AB mesajı!

"AB üyeliği Türkiye'nin şu andaki stratejik hedefi olmaya devam etmekte"

Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, vize serbestisi, Schengen vizesi konusunda Türk vatandaşlarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çeken Dışişleri Bakanı Fidan, "Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye'nin şu andaki stratejik hedefi olmaya devam etmekte. Bu konuda gerekli olan her türlü diplomatik çabayı, diyaloğu, teknik çalışmayı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konuda olumlu mesajlar almaktayız. Bu olumlu mesajları oluşan iradeyi politikayı somut uygulamalara çevirmek için çalışmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan'dan AB mesajı!

"Türkiye'nin özellikle savunma sanayinde ortaya koymuş olduğu büyük bir kapasite var"

Hakan Fidan, Wadephul ile görüşmesinde ayrıca Avrupa güvenliğini ele aldıklarını belirterek, "Avrupa’nın güvenliğinin daha iyi iş birliğimizle nasıl sağlanabilir bu konuda muhtemel rol dağılımları neler olmalı bu konudaki fikir alışverişlerimiz de ortaya koyduk. Ülkemizin şuanda devam eden safe ile ilgili çalışmalarda yer alması, bu mekanizmadan dışlanmaması da Avrupa güvenliği açısından önemlidir. Türkiye'nin özellikle savunma sanayinde ortaya koymuş olduğu büyük bir kapasite var. Silahlı kuvvetlerinin bölgede edinmiş olduğu çok büyük bir tecrübe var. Bu tecrübenin Avrupa güvenliği için her iki tarafı da çıkarlarına uygun şekilde kullanması için gerekli çalışmaları da uygun bir şekilde bir şekilde ilerletmemiz gerekiyor" dedi.
Bakan Fidan, Bölgesel olayların önemine vurgu yaparak "Ukrayna'daki savaşın durması, Gazze'deki barış planının hayata geçmesi, Suriye'deki istikrar bizim için önemli" dedi. Wadephul ile ele aldıkları uluslararası konular arasında Rusya Ukrayna Savaşı ve Gazze’deki son durum olduğunu da kaydeden Hakan Fidan, "Taraflar tarafından kabul edilebilir bir barışın bir an önce hayata geçmesi hem insani açıdan hem de stratejik açıdan zaruri hale gelmiş durumda. Bu konudaki yapıcı çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi. Son günlerdeki Türkiye’nin çabaları, Zelenskiy’in Ankara ziyareti ve Narişkin’in Ankara ziyaretine ilişkin Alman mevkidaşına bilgi verdiğini kaydeden Bakan Fidan, "Ukrayna tarafıyla yaptığımız görüşmeler var bunların hepsini açıkçası değerlendirdik ama şu anda ihtiyacımız olan barışı, ateşkesi bir an önce sağlama konusundaki irademizi ortaya koyuyoruz" dedi.

Bakan Fidan'dan AB mesajı!

"Gazze'de barış planı hayata geçmeli aksi takdirde şiddet sarmalına geri dönülme riski var"

Gazze’deki barış planının bir an önce hayata geçmesinin ve İsrail'in katliamlarına geri dönmemesinin altını çizen Fidan, "Gazze'deki barış planının bir an önce hayata geçmesi önemli. Tekrar yıkıma, soykırıma dönülmemesi gerekiyor. Burada zaten yeterince büyük bir yıkım ve katliam var, bir an önce yaraların sarılması için hep beraber yoğun bir şekilde çalışmamız gerekiyor. İnsani yardımdan içeriye girmesi lazım, istikrar gücü barış, barış kurulu ile ilgili çalışmaların artık bir noktada somutlaşması da gerekiyor. Bu konuda aynı düşünüyoruz. Bir an önce barışın daha da ilerletilmesi gerekiyor. Aksi takdirde şiddet sarmalına geri dönme riskimiz var" dedi.

"Suriye’nin DEAŞ ile mücadelede yerini alması önemli bir husus"

Bakan Fidan açıklamasını şu şekilde tamamladı:

"Suriye’deki çalışmalarımız, bakışımızla örtüşmekte. Suriye’nin istikrarının bölgesel istikrara büyük katkı yaptığına açıkçası inanıyoruz. Suriye’nin tekrar yaralarını sarması, ekonomik kalkınmasını hızlandırması ve DEAŞ ile mücadelede yerini alması önemli bir husus. Washington’da yapılan anlaşma ile Suriye hükümeti DEAŞ karşıtı koalisyona üye oldular. İnanıyorum ki, büyük potansiyeli terörle mücadelede en iyi şekilde kullanacaklar. Suriye’nin toprak bütünlüğünün, egemenliğinin önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Bu noktadaki tehditlerin de bertaraf edilmesi gerekiyor."

İlhan Atasoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.