GÜNDEM - 23 Haziran 2017 Cuma 11:03

Bakan Işık'tan bedelli askerlik açıklaması

A
A
A
Bakan Işık'tan bedelli askerlik açıklaması

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “Böyle bir dönemde bedelli askerliğin gündeme gelmesi dahi askerlerimizin moralini bozar. Onun için şu anda Türkiye’de hükümetin gündeminde bedelli askerlik yok. Terörle mücadele sürerken bedelli askerliğin konuşulmasının dahi doğru olmadığını düşünüyorum" dedi.

Milli Savunma Bakanı Işık, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin soruları cevapladı. Katar krizinin devam ettiği hatırlatılarak, ambargo uygulayan ülkelerin Katar’a 13 maddelik talep listesi gönderdiği ve bu maddeler arasında Katar’daki Türk askeri üssünün kapatılmasının da olduğunun hatırlatılması üzerine Işık, “Bölgede yeterince sorun var. Suriye, Irak, terör DEAŞ, başka terör örgütleri. Bölgede her bir ülkenin başını ağrıtan yeteri kadar sorun var. Bu kadar ağır sorunlarla uğraşılırken bölgede böyle bir krizin çıkması bizi çok üzüyor. Bu ülkeler arasındaki sorunların bir ambargoya dönüşmeden çözülmesi bizim en önemli isteğimiz. Bizim arzumuz şu, arada sorun varsa bu sorunlar bir masanın etrafında oturulsun, konuşulsun öyle çözülsün. Böyle bir talep varsa ben bu talebi henüz resmi olarak görmedim. Bu tabi ikili ilişkilere müdahale anlamı taşıyabilir. Bu biraz da ülkeler arasındaki güç ilişkisinin tezahürü olabilir. Şunu ifade ederim ki, Katar'daki Türk üssü hem Katar askerinin eğitimi, hem Katar'ın hem de bölgenin güvenliği için yapılan bir faaliyettir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmaması lazım. Aksine Türk üssünün orada güçlenmesi Körfez bölgesinin güvenliği açısından son derece olumlu bir adım olur. (Askeri anlaşmanın yeniden getirilmesi) Böyle bir ihtimal bizim açımızdan şu anda yok” açıklamasında bulundu.
Dün yayınlanan yeni Kanun Hükmünde Kararname'de (KHK) ‘milli güvenliği tehdit edenlere yönelik bir askerlik düzenlemesi’ olduğunun sorulması üzerine Işık, “Diyelim ki polisler 10 yıllık görev süresini doldurana kadar eğer bir şekilde görevden ayrılırsa bu kişilerin tekrar askerlik yükümlülüğü geri geliyor. Herhangi bir sebeple askerlikten muafiyet varsa ve o sebep ortadan kalkmışsa muafiyet de ortadan kalkıyor. Buna yönelik bir düzenleme. Her türk askerinin askerlik yapma hakkı ve ödevi var. Buna yönelik bir düzenleme” dedi.

“Mektubu olumlu bir adım olarak görüyorum”

ABD Savunma Bakanı'nın YPG mektubuna ilişkin Bakan Işık, "Amerika’nın Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate aldığını göstermesi bakımından bu mektup önemli bir mektup. Bunu biz olumlu gelişme olarak değerlendiriyoruz. Başlangıçtaki tavırları çok daha farklıydı. Ama zaman içerisinde Türkiye'nin endişelerini anladıklarını ifade etmeye başladılar. Bu mektup bu açıdan olumlu bir gelişme. ABD’nin bu noktada kendisini yazılı olarak taahhüt altına almasını olumlu karşılıyoruz. Bütün sonuçları sahada göreceğiz. Bu mektubun gereğinin yerine getirilip getirilmeyeceğini sahada göreceğiz. ABD daha önceden Münbiç'te verdiği sözü tutmadı. Biz bunu not ettik. Bu bizim açımızdan yazılı bir taahhüddür. Mektubu olumlu bir adım olarak görüyorum ama uygulamanın esas olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“Eğer ABD dağıttığı silahları toplamak isterse bunu yapabilecek imkanı var”

Bakan Işık, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“ABD bu işi yapmak isterse yüzde 100 başarılı olmasa bile büyük oranda başarılı olur. Eğer ABD dağıttığı silahları toplamak isterse bunu yapabilecek imkanı var. Ama bir takım bahanelerle bizi oyalarsa bu hiçbir zaman iyi niyetle olaya yaklaşım anlamına gelmez. Eğer ABD ‘ben bu silahları Rakka operasyonu ile işim bittikten sonra toplayacağım’ diyorsa bunu yapmak zorunda. Biz bunun takipçisi olacağız. İlk gelen mektuptaki bilgiler çok genel bilgiler. Basına yansıyanla bize gelen mektuptaki bilgiler tam örtüşmüyor. ABD Savunma Bakanı ile çarşamba günü görüşmemiz olacak. Orada basına yansıyanlarla bize gelen mektubu karşılaştıracağız. Basına yansıyan adetlerle bize gelen adetler arasında tutarsızlık var. Bunları konuşacağız. PYD'ye verilen silahların toplanmasına yönelik birlikte bir mekanizma oluşturabilir miyiz ona da bakacağız. Bunu önümüzdeki çarşamba günü Brüksel görüşmesinde ele alacağız."

“Daha büyük çatışmalara sebep olmadan kalıcı barışın tesisi noktasına evrilmesi lazım”

Suriye'deki gelişmelere yönelik değerlendirmelerde bulunan Işık, Suriye konusunun gittikçe zorlaşan bir konu olduğunu kaydederek, “ABD ve Rusya'nın da karşı karşıya geldiği bir alan oldu Suriye. Bu çok sürdürülebilir bir durum değil. Buradaki çatışmasızlık bölgeleri bir an önce kalıcı ateşkese dönmeli. Yeni Amerikan yönetiminin daha kararlı durduğunu söylememiz lazım. Obama yönetimine göre bu soruna daha ciddi eğiliyorlar. Suriye’de hedeflenen bir takım oluşumlarına önüne geçmek için gayretleri var. Ama bunun daha büyük çatışmalara sebep olmadan kalıcı barışın tesisi noktasına evrilmesi lazım. 5 bölgede çatışmasızlığın temini için garantör ülkelerin askerlerinin konuşlandırılması var. Bizim askerlerimiz hem Rusya hem İran ile çalışmasını sürdürüyor. Nerede Türk askeri olacak, kaç asker olacak, kiminle birlikte çalışacak? Bunların hepsi askerlerimizin çalıştığı konular” şeklinde konuştu.

“Türkiye, bölgede PYD'nin şımarık çocuk olmasına müsaade etmeyecek”

“Türkiye bölgede PYD'nin şımarık çocuk olmasına müsaade etmeyecek” diyen Bakan Işık, “PYD ve YPG terör örgütünün Türkiye'ye yönelik en küçük bir hareketi anında cezalandırılacak. Bunu ABD dahil herkese söyledik. Terör örgütünün Türkiye'ye yönelik hasmane tavrının en sert şekilde cezalandırılacağının bilinmesi gerekiyor. Şu andaki bütün hazırlıklar buna yönelik. Önümüzdeki süreçte Rakka operasyonundan sonra oluşacak riskler, tehditler şimdiden değerlendiriliyor. Ona yönelik atılması gereken adımlar atılıyor. Sınırın tamamen 24 saat kontrol altına alınacağı bir uygulamayı hayata geçiriyoruz. Terör tehdidi nereden gelirse Türkiye'nin oraya müdahale hakkı vardır. Gerektiğinde sınır ötesinde de terör kaynaklarını imha etmek Türkiye'nin hakkıdır. Buna yönelik hazırlıklarımızda her zaman var” ifadelerini kullandı.

“Bu sistemi en geç 3 ay içerisinde bütün helikopterlerimize takacağız”

Helikopter engel tanıma sisteminin geçmişi uzun olan bir proje olduğunu anlatan Işık, “13 tane kahraman vatan evladı şehit olunca bu kazada gelin bakalım nedir bu projenin son durumu diye baktığımızda aslında elimizde helikopterlere takılabilecek bir sistem var. Bu sistemi hemen talimat verdik. Önce tablet bilgisayarlara aktaralım, GPS modüllerini yükleyelim. Helikopterlere portatif olarak şimdi hemen koyalım. Bunu hemen 3 ay içerisinde yapacağız. Ama bu sistem sürekli güncellenmesi gereken bir sistem. Risklerle ilgili çalışmaları sürdürüyoruz. Pasif sistemde her yükselti diyelim ki, yeni elektrik şebekesi döşeniyor. Bu KHK’ya göre döşenen her şebeke yapılan her yükselti Harita Genel Komutanlığına bildirilmek zorunda. Harita Genel Komutanlığı kendisine gelen bu yükseltiyi bizim pasif helikopter engel tanıma sistemine aktaracak ve belli periyotlarla da bu program güncellenecek. Burada hiç maliyete bakmıyoruz. Bu sistemi 3 ay içerisinde en geç bütün helikopterlerimize takacağız ama portatif olarak tablete takacağız. Sonra da bunu kendi helikopterlerimizin bilgisayarına aktaracağız” diye konuştu.

“TSK'da artık bir harekat kabiliyetleri kalmadı"

TSK içinde FETÖ’ye yönelik temizliğin tamamen bitip bitmediği sorusuna Bakan Işık, “TSK içerisindeki FETÖ yapılanmasının belinin kırıldığını, artık TSK’da sistematik olarak faaliyet gösteremeyecek hale getirildiğini söyleyebiliriz . Ancak bu temizliğin tamamen bittiği anlamına gelmez. Her gelen yeni bilgiyi değerlendiriyoruz. Yeni ihraçlar da olabilir. Çünkü bazıları inanılmaz kendisini saklıyor olabilir. TSK'da artık bir harekat kabiliyetleri kalmadı ama bu Silahlı Kuvvetler'den tamamen temizlendiği anlamına gelmez. Bu temizlik çalışmasını da sürdüreceğiz” yanıtını verdi.

“Terörle mücadele sürerken bedelli askerliğin konuşulmasının dahi doğru olmadığını düşünüyorum”

Bedelli askerlikle ilgili soru üzerine Işık, şöyle konuştu:
“Türkiye şu anda birkaç tane dünyanın başına bela terör örgütüyle mücadele ediyor. Böyle bir dönemde bedelli askerliğin gündeme gelmesi dahi askerlerimizin moralini bozar. Onun için şu anda Türkiye’de hükümetin gündeminde bedelli askerlik yok. Terörle mücadele sürerken bedelli askerliğin konuşulmasının dahi doğru olmadığını düşünüyorum.” 

Pelin Üzek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bilecik’in Fethi’nin 725. yıldönümü kutlandı Bilecik’te, Osmanlı Devleti’nin kurucuları Şeyh Edebali ve Osman Gazi’yi anma ile şehrin fethinin 725’inci yılı etkinlikleri gerçekleştirildi. Cumhuriyet Meydanı’ndan Bursa Büyükşehir Belediyes Tarihi Mehteran Takımı kortejde Eskişehir Odunpazarı Mehteran Takımı ve Bursa Kılıçkalkan Ekibi eşliğinde başlayan ’Fetih yürüyüşü, Şeyh Edebali Türbesi Yerleşkesi’nde tamamlandı. Yürüyüşe Bilecik Valisi Şefik Aygöl, Milletvekili Halil Eldemir, AK Parti Bilecik İl Başkanı Serkan Yıldırım, Bilecik Cumhuriyet Başsavcısı Burak Olgun, İl Jandarma Komutanı Albay Ferdi Erbakıcı, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı. Şeyh Edebali Türbesi yerleşkesindeki fethi kutlamaları saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Kura’an-ı Kerin okunmasının ardında, Doç. Dr. Refik Arıkan ’Bilecik’in Fethi’ konulu konferans verdi. Mehteran ve kılıç kalkan gösterilerin ardından, Kayı Alpleri tarafından Söğütten Şeyh Edebali Türbesine getirilen Türk Bayrağı ve toprak Bilecik Valisi Şefik Aygöl’e teslim edildi. "Bilecik Osmanlıdır, Bilecik Osman Gazidir" Doç. Dr. Refik Arıkan ’Bilecik’in Fethi’ konulu konferansında, "Bilecik toprakları tarihte kurduğumuz en büyük devletin hayat bulduğu bereketli bir coğrafyadır. Bilecik Osmanlıdır, Bilecik Osman Gazidir. Bu havari Sevrin yırtıldığı, Yunan’ın durdurulduğu bir umut coğrafyasıdır. Bilecik Cumhuriyettir. Bu bağlamda Bilecik kuruluşun ve kurtuluşun şehridir ve bunu en fazla hak eden şehirdir. Bir devlet yıkılırken yenisini hemen tesis eden eşsiz bir millettir. İşte bu hasretleri 727 yıl önce bugün yeniden doğuşu müjdeleyip, bir imparatorluğa kapı araladı" dedi. Bilecik Valisi Şefik Aygöl ise "Bizler de bugün Bilecik’imizin Türk toprağı olması İslam beldesi olmasının 725’inci fethinin yıldönümünü sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade ederim. Biz bu şehri anlatırken bu şehrin başta dirilişin, kuruluşun ve kurtuluşun şehri diye ifade ediyoruz. Gençlerimiz şunu bilemeli ki biz kuruluş derken neyi ifade ediyoruz. Biz kuruluş derken Söğüt’te 400 çadırdan oluşan bir beyliğin sonra dünyanın 3’te birine hükmeden ama bugünkü dünyanın hüküm anlayışın tam zıttına adaleti götüren, hizmet götüren, anlayışı götüren bir ecdadın kurulduğu toprakları ifade ediyoruz. Bilecik böyle topraklar, kuruluşun torakları, huzurun dünyaya yayıldığı topraklar. Ayrı yeten gençlere şunu da ifade etmek isterim ki kurtuluşun şehri diyoruz. Niye kurtuluşun şehri diyoruz1918’de özellikle kurtuluş mücadelesinde, istiklal harbinde malumunuz bütün Bilecik ve köylerinde ev, ev üstüne bırakmadan, taş, taş üstüne bırakmadan hepsini yıktı. Nüfusumuzun 18 binden 4 bine kadar düştüğü, nüfusumuzun 4’te 3’ünün katledildiği bir mücadelen sonra, gençlerimize şunu da ifade etmek istiyorum arkamızdaki camiyi yıkmamışlardı. İnönü muharebeleri, Metris tepe, İskân tepe oralarda ciddi mücadeleler yapıldı. Bu şehir aynı anda istiklal harbinin sonrada kuruluşun vesilesi olan şehirlerden biri. Onun için bu memleketle, bu vatandaşlarımızla, bu milletle, Bileciklilerle gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum" dedi. Konuşmaların ardından Fetih duası ve Fetih selası okunmasıyla program son buldu.
Nevşehir Modifiyeli araç tutkunları buluştu Nevşehir’de düzenlenen etkinlikte, modifiyeli araç sahipleri ve tutkunları bir araya geldi. Farklı renk ve modellerde araçların sergilendiği etkinlikte birbirinden ilginç araçlar, özellikleriyle görücüye çıktı. Nevşehir’in Gülşehir ilçesinde düzenlenen ’1.Modifiye Fest’; modifiyeli araçlar festivali yaklaşık 750 araç ve sahipleri ile meraklılarını bir araya getirdi. Gülşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe, farklı kentlerden gelen sürücüler, birbirinden ilginç modifiyeli araçlarıyla katıldı. Oyuncaklarla süslenenlerin yanı sıra, ses sistemlerinin, görücüye çıktığı etkinliğe, gençler oynayarak renk kattı. Nevfest Dernek Başkanı Ekrem Varol yaptığı açıklamada, “Nevşehir’de güzel bir organizasyon yapmak için burada toplanıyoruz. Türkiye’nin birçok ilinden yaklaşık 700-800 aracımız geldi. Burada ayrıca 2 bin kişiye yakın yaya topluluğumuz var. Nevşehir’i ve Kapadokya’yı en güzel şekilde temsil etmeye çalışıyoruz” dedi. Amasya’dan festival için Nevşehir’e geldiklerini söyleyen Amasya Tunik Başkanı Talip Yeniçeri de; “Nevşehir’de düzenlenen bu festivale Türkiye’nin birçok ilinden gelerek destek veriyoruz. Amacımız modifiyeyi iyi bir şekilde tanıtmak” şeklinde konuştu. Yıllardır bu tür organizasyonlara katıldığını söyleyen Alparslan Uysal da Konya’dan ekip olarak geldiklerini söyledi. Festivalde yapılan desibel yarışlarında da Türkiye rekoru kırıldı. Festivale Mersin’den katılan Samet Topal’ın kullandığı araç 169.9 desibel ile yeni bir rekora imza atmış oldu. Festivalde ayrıca güzellik ve basıklık yarışmaları da düzenleniyor.
Ankara Bakan Uraloğlu: “Otoyol ile Ortadoğu’daki ticaret yolları Türkiye üzerinden bütün Avrupa’ya bağlanacak” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ‘Üç Deniz Girişimi’ kapsamında değerlendirmelerde bulunarak, “Via Carpatia Otoyolu ile Ortadoğu’daki ticaret yolları Türkiye Üzerinden bütün Avrupa’ya bağlanacak. Türkiye olarak Via Carpatia projesinin bir parçası olmaya ve her türlü işbirliğine hazırız” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Orta ve Doğu Avrupa’da enerji, ulaştırma ve dijitalleşme alanlarındaki altyapı eksikliklerinin giderilmesini hedefiyle Baltık, Adriyatik ve Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin başlattığı ‘Üç Deniz Girişimi’ ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bakan Uraloğlu, ‘Üç Deniz Girişimi’nin; enerji, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerindeki altyapıyı birbirine bağlayarak Kuzey-Güney eksenindeki ülkeleri daha iyi entegre etmek amacıyla AB Üye Ülkeleri tarafından kurulduğunu söyledi. Bulgaristan’dan Türkiye’ye bağlanacak Üç Deniz Girişimi kapsamında inşa edilmesi planlanan ve Orta Koridor’a direk bağlantısı olması sebebiyle Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren ‘Via Carpathia’ Otoyol Projesi’nin, Litvanya’nın Klaipeda Limanı’ndan başlayarak; Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan’dan sonra Selanik Limanı’na ve buradan da İstanbul’a uzanacağını ifade eden Uraloğlu, bu projenin ayrıca Türk firmalarının küresel pazardaki rekabet gücü ve üretim kalitesi düşünüldüğünde, ülkemiz için önemli bir ekonomik faaliyet ve fırsat alanı olabileceğini vurguladı. Toplam uzunluğu 712 kilometre Orta Koridor ve Kalkınma Yolu ile Türkiye’ye gelecek olan ya da Türkiye’de üretilen ürünlerin Baltık, Adriyatik, Ege ve Karadeniz’e komşu olan ülkelere doğrudan iletilmesini sağlayacak olan ‘Via Carpatia’ Otoyol Projesi’nin uluslararası taşımacılık faaliyetlerine büyük katkı sağlayacağını da kaydeden Bakan Uraloğlu, “Via Carpatia, Baltık, Ege, Karadeniz ve Adriyatik Denizleri arasında Kuzey-Güney ekseninde uzanan bir proje. Projenin Polonya’daki kısmı 2027’de tamamlanacak. Toplam uzunluğu ana güzergahın 712 km’sini oluşturuyor. Bugün itibariyle projenin 259,6 km’si tamamlandı. 280,8 km’si ise inşaat halinde, 171,6 km’si ise ihale ve hazırlık aşamasında” dedi. “Avrupa Birliği ile bağlantısallığımızın artırılmasını ve taşımacılık faaliyetlerimizin gelişmesine olumlu katkı sağlayacak” Bakan Uraloğlu, Via Carpatia Projesi’ne Belarus, Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, Macaristan, Litvanya, Polonya, Romanya, Slovakya, Ukrayna’nın ardından 2016 yılında II. Lancut Deklarasyonu ile Türkiye’nin de dahil olduğunu belirterek, “Baltık, Ege, Karadeniz ve Adriyatik Denizleri arasında Kuzey-Güney ekseninde uzanan Via Carpatia Otoyol projesinin ülkemizi de kapsayacak şekilde genişletilmesi Avrupa Birliği ile bağlantısallığımızın artırılmasının yanı sıra söz konusu rota üzerinde yer alan ülkeler ile taşımacılık faaliyetlerimizin gelişmesine olumlu katkı sağlayacak. Ayrıca müteahhitlik sektörümüzün de söz konusu proje üzerinde yer alan ülkelerin karayolu altyapısı inşa sürecine dahil edilmesi de ülkemiz için çok değerli” diye konuştu. “Proje Türkiye’nin uluslararası yeni ticaret koridorlarında yer almasını ve yakın coğrafyadaki ülkelerle işbirliği yapmasını sağlayacak” Türkiye’nin, bu ticaret koridorunun ve Avrupa’nın önemli bir parçası olacağını vurgulayan Uraloğlu, “Proje Türkiye’nin uluslararası yeni ticaret koridorlarında yer almasını ve yakın coğrafyadaki ülkelerle işbirliği yapmasını sağlayacak. Dünya’da geçmişteki İpek Yolu bugün de Modern İpek Yolu Doğu’dan Batı yönündeydi. Artık geldiğimiz noktada herkes bu pastadan pay almak istiyor. Bu proje doğu batı yönündeki koridorlardan ziyade kuzey güney yönlü bir proje. Via Carpatia Otoyolu ile Ortadoğu’daki ticaret yolları Türkiye üzerinden bütün Avrupa’ya bağlanmış olacak" dedi. “Proje, Litvanya’nın Klaipeda Limanı’ndan başlayan ve Bulgaristan’da Orta Koridor’a bağlanıyor” Baltık Denizi, Adriyatik Denizi ve Karadeniz’e komşu olan ülkelerin başlattığı projenin çok doğru bir proje olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Proje, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu ile kesişen ve bu koridorları doğrudan güçlendirecek bir proje. Litvanya’nın Klaipeda Limanı’ndan başlayan ve Bulgaristan’da Orta Koridor’a bağlanan Via Carpatia Projesi girişim üyesi olmamamıza rağmen desteklediğimiz bir proje. Biz bu projenin bir parçası olmaya ve her türlü işbirliğine hazırız. Orta koridor bağlantısı ile her şartta bizim de olmamız gereken bir proje. Konumumuz itibarı ile bu coğrafyada bir koridor olacaksa eğer bu Türkiye’siz olmaz. Türkiye her açıdan istikrarlı ve güvenli bir liman.”