GÜNDEM - 11 Mayıs 2021 Salı 13:06

Bakan Karaismailoğlu: 'Rize İkizdere’de oynanan oyun sadece taş ocağı ve çevre hassasiyeti değil'

A
A
A
Bakan Karaismailoğlu: 'Rize İkizdere’de oynanan oyun sadece taş ocağı ve çevre hassasiyeti değil'

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 'Rize İkizdere’de oynanan oyun sadece taş ocağı ve çevre hassasiyeti değil'

 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Rize’nin İyidere ilçesinde yapımına başlanan İyidere Lojistik Merkezi’nin deniz dolgu taş ihtiyacının karşılanacağı İkizdere-Cevizlik Taşocağı ile ilgili son dönemde yalan yanlış dedikodular yayıldığını ve bir algı operasyonu düzenlendiğini belirterek “Dün 3. köprüye, İstanbul Havalimanı’na, Şehir Hastaneleri’ne karşı çıkanlar, bugün Rize İkizdereli kardeşlerimizi yalanlarıyla kandırmaya çalışıyorlar. Rize-İkizdere’de oynanan oyun, sadece taş ocağı ve çevre hassasiyeti değil. Sıkıntıları her zaman olduğu gibi bu ülkenin kalkınmasıdır. Bu provokasyonlar, siz değerli kardeşlerimizin basiret ve feraseti ile def edilecektir” dedi.

Rize şehir merkezindeki incelemelerin ardından İyidere ilçesine gelerek Lojistik Limanı inşaat sahasında incelemelerde bulunan Bakan Adil Karaismailoğlu, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Doğu Karadeniz’in milli gelirden alacağı payı yükseltecek, bölgenin ekonomisini canlandıracak, binlerce insana iş sahası açılmasına vesile olacak Rize İyidere Lojistik Limanı’nın inşasını sürdürdüklerini belirten Bakan Adil Karaismailoğlu “Devam eden yatırımlarımızla, yakın gelecekte Rizemiz, tarımı, turizmi ve endüstrisinin yanı sıra enerji ve ticaret alanında gelişerek daha bereketli yarınlara erişecektir. Karadeniz Havzası’nın en önemli liman ve lojistik merkezlerinden biri olacaktır. Rize’de yapmakta olduğumuz önemli bir denizyolu yatırımı da kuşkusuz, İyidere Lojistik Liman Projesi’dir. Geçtiğimiz yıl başladığımız projemizi Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hizmete açmayı planlıyoruz” diye konuştu.

“Bölgesel ticaretin can damarı olacak”

Limanın hizmete girmesiyle birlikte yılda 3 milyon ton genel kargo ile birlikte, 8 milyon ton dökme yük ve 100 TEU konteyner ve 100 bin araç Ro-Ro kapasiteli olarak bölgesel ticaretin can damarı olacağını vurgulayan Bakan Karaismailoğlu “Yıllık 13 milyon ton kapasiteli Rize İyidere Lojistik Limanı Projesi’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya etkisi 192 milyon dolar, üretime katkısı, 428 milyon dolardan fazla olacaktır. Yani ilk yıllardan itibaren yatırımımızın geri dönüşünü kat be kat almış olacağız. Bu proje aynı zamanda bin kişiye doğrudan, 34 farklı sektörde 8 bin kişiye de dolaylı istihdam imkânı sağlayacaktır. Proje ile Rize’miz, Karadeniz’e açılan yeni bir lojistik üs olurken, limanımız hem bölge illerinin ekonomisine hem de ülkenin ticaret hacmine önemli katkılar sunacaktır” şeklinde konuştu.

“İkizdere-Cevizlik Taşocağı ile ilgili son dönemde yalan yanlış dedikodular yayılmakta ve bir algı operasyonu düzenlenmektedir”

İyidere Lojistik Merkezi’nin ihtiyacı olan deniz dolgu taş ihtiyacının karşılanacağı İkizdere Cevizlik Taşocağı ile ilgili son dönemde yalan yanlış dedikodular yayıldığını ve bir algı operasyonu düzenlendiğini belirten Karaismailoğlu “Zaten, insanımızın hayatına iyilik, güzellik, bereket getirecek, milletimizin hayrına olacak bütün projelere, bu cenahlar tarafından karşı çıkılmıştır. Bugün halkımızın hayatının ayrılmaz parçası olmuş, köprüler, tüneller, ürünümüzü pazara, hastamızı hastaneye, çocuğumuzu okula taşıyan emniyetli yollarımız halkımızı Türkiye’nin her yerinden dünyaya ulaştıran havalimanlarımız, çöle dönmüş doğu ve güney doğu illerimize gürül gürül su götüren barajlarımız zamanında hep bir dirençle karşılanmıştır. Hayatta bir tane dikili ağacı olmayan bu grupların önce Bütün illerimizde şehirlerimizin en kıymetli alanlarını dönüştürdüğümüz millet bahçelerine bir baksınlar. Elbette, yaptığımız her projede hem ekonomik getiriler hem çevresel kazanımlar hem de sosyal katkılar hesaplanmakta ve tartılmaktadır. Tüm bu unsurların dengesi gözetilmekte, her projeden sonra istemeden etkilenen bir ağaç varsa yerine yüzlercesi dikilmektedir” bilgisini paylaştı.

“İhtiyaç duyulan deniz suyuna dayanıklı taş rezervi Cevizlik’te bulundu”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Cevizlik Taş Ocağı ile ilgili teknik bilgiler de paylaştığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Rize İyidere Lojistik Liman yapımında deniz dolgusu için, bütün projelerimizde olduğu gibi burada da öncelikli olarak mevcut taş ocaklarının kullanılması önceliğimizdir. İhtiyaç duyulan deniz suyuna dayanıklı taş rezervi konusunda mevcut taş ocakları da dahil tam 10 yerden numuneler alınmış, uygun taşın burada olduğu bilimsel ve tarafsız kurullar tarafından tespit edilmiştir. Cevizlik Taş Ocağı için Çevresel Etki Değerlendirme Raporu hazırlanarak Rize Valiliğince onaylanmıştır. Çevre etkileri, sürekli olarak kontrol edilecektir. Ocak sahasında açık işletme yöntemleri kontrollü şekilde uygulanacak, ocak içerisinde kesinlikle kırma-eleme tesisi kurulmayacaktır. Ocakta yapılacak faaliyetler sonucunda ortaya çıkacak sarsıntı ve gürültü değerleri, yürürlükteki kanun ve yönetmelikler sınırlarında kalacaktır. Çalışmalar halkımızı rahatsız edecek boyutlara katiyen ulaşmayacaktır. Sarsıntı ve gürültü ölçümleri bakanlık tarafından yetkilendirilmiş laboratuvarlar ve akademisyenler tarafından kontrol altında tutulacaktır. Ocağımız Cevizlik köyüne kuşbakışı 1800 m, Gürdere köyüne 2500 m uzaklıktadır. Yani yerleşim alanlarına bir hayli uzak mesafede çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Faaliyet süresince ortaya çıkan atıklar özel bir alanda depolanacak ve bertaraf edilecektir. Maden İşleri Genel Müdürlüğünün meri mevzuatı çevresinde; ocak sahasında üretime aşlamadan önce bitkisel toprak sıyrılacak olup, üretim sonrası arazi ıslah çalışmalarında kullanılmak üzere muhafaza edilecektir. sadece 13,5 hektarlık ÇED alanında taş ocağı faaliyeti sürdürülecektir. Taş kırma faaliyetleri bitiminden sonra taş ocağı bölgesi bitkisel toprakla doldurulacak, tarımsal, bitkisel verimlilik aynı kalacaktır. mevcut doğal yaşamın geri kazanılması sağlanacaktır. Bu taş ocağı 70 yıl değil, sadece 2 yıl süre ile işletilecektir. Ocaktan sadece ve sadece liman için taş çıkarılacaktır. Taş ocağı çalışmalarında 3 şiddetinde deprem etkisi oluşacağı kesinlikle yalan ve yanlıştır. Hazineye ait Ocak çalışma sahasında tarla yoktur, kesinlikle tarlalara dokunulmayacaktır. Taş ocağı için iki ruhsat verildiği bilgisi kesinlikle yanlıştır. Sadece tek ruhsatlı bir çalışma söz konusudur. 100 bin ağaç kesilecek yönündeki ifadeler tamamiyle gerçek dışıdır. Her projenin planlanmasında doğaya olan hassasiyetimiz nedeniyle en ince ayrıntıya kadar işimizi planlıyoruz. Örneğin Rize’ye tekrar gelen Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün teknik ekibi, bölgeye alternatif bir ocak olup olmadığını tekrar araştırmış ve başka uygun bir ocak olmadığını tutanak altına almıştır. Yani Rize’yi önümüzdeki on yıllarda kat be kat zenginleştirecek İyidere Lojistik Liman inşaatımızın ihtiyacı olan taş niteliğini sadece bu noktadan karşılayabiliyoruz. Yaptığımız bütün projeler devlet aklıyla düşünülen, gelecek yüzyılımızı planlayan, evlatlarımızın bizden iyi yaşaması için yapılan işlerdir.”

“Projelerimiz en az 200 yıl ülkemize hizmet edecektir”

Türkiye dünyanın en önemli ticaret yollarının kavşak noktasında bulunduğunu hatırlatan Bakan Karaismailoğlu “Bu nedenle tarihi fırsatlarla karşı karşıyayız. Bu fırsatları aşa, işe, üretime dönüştürmek üzere son derece kapsamlı bir Lojistik Master Planı yaptık. Bu plan doğrultusunda yaptığımız tüm projelerimiz ulaşımın her modunda dünyanın ticari koridorlarında oyun kurucu ülke olmak içindir. Projelerimiz ; Yapımları sırasında 2 yıl minimum düzeyde sıkıntı verebilir fakat projelerimiz en az 200 yıl ülkemize hizmet edecektir. İngiltere’den Çin’e ulaşan Orta Koridor’un hâkimi olmuş bir ülke olarak yatırım yapmak ve ulaşımın her modunda jeopolitik imkanlarımızı ekonomik kazanımlara dönüştürmek durumundayız. Diğer taraftan Akdeniz’in ürünlerini Karadeniz’e, Karadeniz’in bereketini Akdeniz’e taşıyacak lojistik altyapımızı kurduk. Limanlarımızla bu büyük resmi başarıya ulaştıracağız. Tamamlamak üzere olduğumuz Filyos limanımız, kabiliyetlerini her geçen gün artırdığımız Trabzon Limanımız ve nihayet iyidere Limanımızla Karadeniz’i kucaklayan kıyılarımız boyunca, dünyanın yeni ticaret gölü Karadeniz’in ticaretine hükmedeceğiz. Elbette bütün bunlar olurken, bizim için doğamızın, toprağımızın da gelecek nesillere olduğu gibi aktarılması çok çok kıymetlidir. Biz devlet olarak bu bilinçle hareket etmekteyiz. Çocuklarımıza en yüksek ekonomik faydayı sunacak işleri yaparken, doğaya da mümkün olan en az müdahaleyle ilerliyoruz. Projelerimizi tamamladığımızda proje alanlarını eskisinden daha zengin bir toprak ve bitki örtüsüyle bırakacağız. Çevizlik Taş Ocağı’ndaki faaliyetler tamamlandıktan sonra, buralarda zarar gören bir ağacın yerine, on ağaç dikeceğiz” dedi.

“Rize İyidere Lojistik Limanı ile de Rize’mizi lojistik üssü yapacağız”

“Yakın zamanda Karadeniz Havzası, petrol, doğalgaz ve daha birçok yeraltı kaynaklarının çıkarıldığı enerji bölgesi olacak” diyen Bakan Karaismailoğlu “2023 yılında tamamlayacağımız Rize İyidere Lojistik Limanı ile de Rizemizi lojistik üssü yapacağız. Karadeniz önümüzdeki on yıllarda Avrasya’nın ticaret gölü olacaktır. Karadeniz’in artan ticari trafiğini ve buradan sağlayacakları kazançları ön gören tüm Karadeniz ülkeleri liman yatırımlarına hız vermiş, hummalı hazırlıklara girişmiştir. Karadeniz’de hakimiyet yarışının kazananı olmak herkesten çok bize yakışacaktır” ifadelerini kullandı.

“Bu provokasyonlar, siz değerli kardeşlerimizin basiret ve feraseti ile defedilecektir”

Bakan Adil Karaismailoğlu, yapılan provakasyonlara dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Dün 3.ncü köprüye, İstanbul Havalimanı’na, Şehir Hastaneleri’ne karşı çıkanlar, bugün burada Rize İkizdereli kardeşlerimizi yalanlarıyla kandırmaya çalışıyorlar. Cumhurbaşkanımız da biz de Rize’nin, Trabzon’un evlatlarıyız. Bu mavinin, bu yeşilin, bu toprağın sevdalısıyız. Karadeniz’in ekmeğiyle, suyuyla büyüdük. Ülkemize ve bölgemize yapacağımız büyük yatırımlara karşı çıkanlara artık ne devletimiz ne halkımız ne gençlerimiz kulak asmıyor. Hem doğayı koruyacağız hem de ülkemizi çağın en ileri altyapısıyla donatacağız. Rize İkizdere’de oynanan oyun ise sadece taş ocağı ve çevre hassasiyeti değil. Sıkıntıları her zaman olduğu gibi bu ülkenin kalkınmasıdır. Bu provokasyonlar, siz değerli kardeşlerimizin basiret ve feraseti ile defedilecektir. Bölgemize ve ülkemize yapılan büyük yatırımları yaparken dönemsel ve kısmi birtakım sıkıntıları hep birlikte ve elbirliği ile aşacağız. Bizim yapmak istediklerimiz Rize’mizin ve tüm ülkemizin istihdam imkanlarını, ticaretini, ekonomisini geliştirmek. Rize’yi Karadeniz’in lojistik kavşak ve üs bölgesi yapmaktır.”
Bakan Adil Karaismailoğlu daha sonra Trabzon’un Of ilçesine hareket etti.

Ersen Küçük - Ozan Köse
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İZKİTAP Fest’e hafta sonu yoğun ilgi İzmir Kitap Fuarı, hafta sonunda da yazarlar ve okurları bir araya getiriyor. “Çocuk edebiyatı” ana temasıyla düzenlenen ve Türkiye’nin açık alanda düzenlenen en büyük kitap fuarı olma özelliği taşıyan İZKİTAP Fest, birbirinden ünlü yazarların söyleşileri, imza etkinlikleri ve farklı yaş gruplarından pek çok çocuk için rengarenk eğlence alanları ile hafta sonunda da fuar ziyaretçilerine unutamayacakları deneyimler yaşattı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile Kültürpark’ta düzenlenen İZKİTAP Fest - İzmir Kitap Fuarı, hafta sonu, edebiyat ve yazım dünyasının birbirinden değerli isimlerini ağırladı. Tarihçi, yazar, akademisyen Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan, şair ve yazar Murathan Mungan ile animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu, Kültürpark Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’ndaki söyleşilerle İzmirlilerle buluştu. Söyleşilere yüzlerce okur katılırken yazarlara kitaplarını imzalatmak için de uzun sıralar oluşturdu. Bunun dışında; Ahmet Telli, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Deniz Erbulak, Handan Belivermiş, Mine Söğüt, Murat Menteş, Sinan Meydan, Umut Sarıkaya, Yılmaz Aslantürk gibi birbirinden değerli isimler okuyucuları ile buluştu. Ümit Nar moderatörlüğünde gerçekleşen kitap mezatı da büyük ilgi gördü. Akın Ersoy ve Ersin Doğer, İzmir (Smyrna) Arkeolojisi söyleşisi ile Lozan Sahne’de kitapseverlerle buluştu. Tüm geliri okuma güçlüğü çeken maddi durumu yetersiz çocuklara bağışlanacak olan, Açelya Görgü, Bengi Birgi, Handan Gökçek, Kübra Alpman, Mine Sıraçe, N.Nur Öner, Nimet Şengül’ün yazdığı Renkli Sayfalar kitabının lansmanı da İZKİTAP Fest’ta gerçekleşti. "Günün şartlarını anlamamız bize yol gösteriyor" Düzenlenen söyleşide İzmirlilerle bir araya gelen Prof. Emrah Safa Gürkan, yeni yazdığı “Cumhuriyetin 100 Günü”, “Cumhuriyetin 100 İsmi” kitaplarında anlattığı konulara değindi. Gürkan, “Cumhuriyetin 100 İsmi kitabım, Cumhuriyeti hangi kadrolar kurmuştur, kimi destek kimi köstek olarak Cumhuriyet’in kuruluşunda rol oynayan 100 ismi, onların hareketlerine yön veren arka planlarıyla kaleme aldım. Ezbere anlatıların dışına çıkan bu portreler, kişileri olduğu kadar, o günün şartlarını da anlamamız için bize yol gösteriyor. Birçok eğitimli genç subayın ve vizyonu olan kadroların kazanımıdır Cumhuriyet. Bana 40 yaşımda çok genç profesör oldun diyorlar. Oysa bu adamlar 40 yaşında general olup orduları yönetiyordu” dedi. Gürkan, “Cumhuriyetin 100 Günü adlı kitabından ise “Aksayan planların, kaygan ittifakların, saklanan niyetlerin, ama en nihayetinde tartışmasız bir zaferin öyküsü. İnkılabın Ayak Sesleri’nde Cumhuriyetin dönüm noktası olan 100 günü kaleme alırken genç bir Cumhuriyetin doğuşunun hikâyesini anlattım” diyerek bahsetti. “Sosyal medyanın getirdiği bir cehalet yaşıyoruz” Şair ve yazar Murathan Mungan da düzenlediği söyleşi ve imza etkinliğinde büyük ilgi gördü. Mungan, şair ve yazar kimliği ile içinde bulunduğumuz dünyanın, çağın, edebiyatın, sanatın, kültürün kodları ve manşetleri üzerinde konuştu. Mungan “İlk yazım, 20 yaşında bir gazetede kültür sanat sayfasında yayınlandı. O dönem Türkiye’nin siyasi olarak karışık olduğu yıllardı. İlk yazım, sırtımda kırılan sopalarla bende iz bıraktı. Bu tip şeylerle sonrasında da beni bekleyen engelleri bekliyordum. Avukat olan babamın hukukçu olmam konusundaki ısrarına rağmen yazmayı bırakmadım. Ben yazıya, edebiyata olan tutkumu hiç bırakmadım. Ömrümü adadım. Üstünde adımın, soyadımın yer aldığı 90 kitabım bulunmakta. İçinde bulunduğumuz bu çağda kültürel çölleşmeye gidiyoruz. Ülkemizde bu nedenle pek çok okula konuşmacı olarak gidiyorum. Türkiye çok büyük kayıplar yaşıyor, ahlak, vicdan, hakkaniyet, değer ve en önemlisi dilimizi kaybediyoruz. Ülkemizdeki milli eğitim müfredatı daraltılıyor, içinde matematik yok, felsefe, mantık, psikoloji yok. Edebiyat dersleri kısırlaştırılmıştır. Sosyal medyanın getirdiği bir cehalet yaşıyoruz. Ben içinde bulunduğumuz bu çağa, çakma çağ diyorum” diye konuştu. İzmir doğumlu, animasyon yapımcısı ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da söyleşi ve imza etkinliği ile sevenleriyle buluştu. Yaşaroğlu, hem küçük hem de yetişkin hayranları tarafından yoğun ilgi gördü. İzleyiciler, çocukların sevgilisi Kral Şakir kitapları, çizgi filmleri ve gösterileri hakkında yazarla karşılıklı soru cevap şeklinde güzel dakikalar geçirdi. Yaşaroğlu, “Biz bu mizahı yaparken sadece çocuklara değil yetişkin olarak kendi güldüğümüz esprileri de eserlerimize koyuyoruz. Ben çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. En çok istediğim şey Pembe Panter’i izlerken keşke böyle bir şeyi Türkler de yapabilse oluyordu. Bunu başarmış olmak beni çok mutlu ediyor” dedi.
İzmir Gıda ihracatının lideri hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü. ihracatın yıldızlarını ödüllendirildi Türkiye’nin gıda ürünleri ihracatının yüzde 48’ini tek başına gerçekleştiren hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 2023 yılını 12,3 milyar dolarlık ihracat seviyesinde geride bıraktı. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (EHBYİB) 2023 yılı mali genel kurul toplantısı ve “İhracatın Yıldızları Ödül Töreni” gerçekleştirildi. EHBYİB’nin ödül töreninde; Bitkisel Yağlar, Yağlı Tohumlar ve Baharatlar, Değirmencilik Ürünleri, Şekercilik Mamulleri, Küspeler ve Hayvansal Yemler ve Hububat & Hububattan Mamuller sektörlerinde 6 kategoride 18 firma ödül gururu yaşarken, verilen bir özel ödülle de ödül sayısı 19’a ulaştı. Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektöründe rekor üstüne rekor Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 2023 yılında Türkiye Genelinde 12,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Ege hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü olarak 2023 yılında 1 milyar 68 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2022 yılında yüzde 47’lik artışla eriştiğimiz 1 milyar dolar seviyesinde yerimizi sağlamlaştırarak 2023 yılında üstüne 68 milyon dolar eklemiş bulunuyoruz. Her bir sektörün ihracata katkısı büyük. Birliğimizin geçen yıl yaptığı her 100 dolarlık ihracatın 44 dolarını bitkisel yağ ihracatçılarımız gerçekleştirdi.” dedi. Başkan Öztürk, “Yüksek bir ivmeyle büyümeye devam eden Küspeler ve Hayvansal Yemler sektörümüz bu sene de yüzde 32’lik bir artışla 162 milyon dolarlık hacme ulaştı. Bu sene rekor büyümeyi ise hububat alt sektörümüzde yaşadık, hububat ihracatımız geçen seneye göre neredeyse 7 kat artarak 2023 yılında 93 milyon dolar gerçekleşti. Yağlı tohumlarda 84 milyon ihracat gerçekleştirdik. Son yıllarda dikkat çekici büyüme sağlayan alt gruplarımızdan biri olan çikolatalı şekercilik ürünlerinde ise %74’lük artışla 83 milyon dolarlık ciddi bir ihracat rakamına ulaştık. %38’lik artışla 50 milyon dolara ulaşan hububattan mamul ürünler ise bir diğer gelişmekte olan alt sektör olarak kayıtlara geçti” diye konuştu. Türkiye Gıda İhracatçıları -TGİ markasını oluşturduk 2023/2024 döneminin Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu bünyesindeki altı 6 Birlik ile ortak faaliyet ve projeleri uygulamaya geçirdikleri bir yıl olduğunu vurgulayan Muhammet Öztürk, “Ege, İstanbul, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Orta Anadolu ve Karadeniz Birlikleri olarak güçlerimizi birleştirerek sektörümüzün tanıtımını ortak faaliyetler bazında daha etkin bir şekilde gerçekleştirme kararı aldık. Bu doğrultuda ortak faaliyetlerimizi gerçekleştireceğimiz çatı platformumuz olarak Türkiye Gıda İhracatçıları -TGİ markasını oluşturduk. Markanın kurumsallaşma faaliyetlerini yürüttük. Nitekim TGİ markamızın sosyal medya hesapları ve web-sitesi faaliyete geçti ve 3 aylık bültenimizin ilki Ekim-Aralık dönemi için yayınlandı” diye konuştu. Başkan Öztürk, “6-9 Eylül 2023 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Worldfood İstanbul Gıda Fuarının organizasyonunda Sektör Kurulu Birliklerimizle yer aldık. Fuar alanı 2023 yılında bir önceki seneye göre yüzde 46 artarak 38 Bin m2’nin üzerine çıktı. 4 gün boyunca 161 ülkeden toplam 64.146 ziyaretçi ve 38 ülkeden 1.117 katılımcı firma fuarda yer aldı. Amacımız Worldfood İstanbul fuarını her sene daha da büyütmek ve ziyaretçi sayısını ve çeşidini arttırmak. Böylelikle alıcıyı ülkemize getirerek ihracatçılarımızın müşteriye ulaşmasını kolaylaştırmak ve ülkemizin ve sektörümüzün gıda alanında konumunu güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi. Dubai, Japonya, Singapur, ABD, Rusya, Fransa gündemde Türkiye Gıda İhracatçıları markası çatısı altında 7-9 Kasım 2023’te PRIME Dubai, 19-23 Şubat 2024’te Gulfood Dubai Fuarlarına Sektör Kurulu Birliklerince ortak info-stantlı katılım gerçekleştirdiklerini açıklayan Öztürk sözlerine şöyle devam etti: “Milli katılım organizasyonunu Ege İhracatçı Birlikleri’nin gerçekleştirdiği Foodex Japonya Fuarına ise 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Birliğimiz organizasyonunda ve TGİ çatısı altında katılım sağladık. Singapur FHA Gıda ve İçecek Fuarına katılım sağladık. Haziran ayında milli katılımını Ege İhracatçı Birliklerinin düzenlediği Summer Fancy Food Show Fuarına TGİ çatısı altında info-stantlı katılım sağlayarak ABD pazarında sektörümüzü temsil edeceğiz. Eylül ve Ekim dönemlerinde ise Worldfood Moskova ve SIAL Paris fuarları bizi bekliyor olacak. Üye firmalarımızın ihracatını artırmak, büyümelerini sağlamak amacıyla Birlik imkanlarını devlet destekli bir proje olan Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi yani UR-GE projemizi hayata geçirdik.” Muhammet Öztürk, “Bu yıl Birliğimizin alt sektör ihracat sıralamasında 2. sırada yer alan küspeler ve hayvansal yemler sektörümüzü daha yakında tanıma fırsatı bulduk. Sektörde faaliyet gösteren firmalarımızı ziyaret ettik, sektörü tanımaya çalıştık. Eylül ayı sonunda İzmir’de gerçekleştirilen Petİzmir evcil hayvan fuarını Yönetim Kurulumuzla ziyaret ederek fuar açılışını gerçekleştirdik. Fuara katılım sağlayan üyelerimizin stantlarını ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldık, sorunlarını dinledik. Önümüzdeki dönemde de sektördeki gelişmeleri sıkı takip etmeye devam edeceğiz. Yıl boyu gerek tesislerinde gerekse fuarlardaki stantlarında üye firmalarımızı ziyaret ettik. 2023-2024 faaliyet döneminde 40’a yakın üye firmamızı ziyaret etmiş olduk” dedi.
Eskişehir Kelime-i Tevhid yazılı bayrakla yürüyen şahsa müdahale eden şüphelinin ifadesi ortaya çıktı Eskişehir’de yapılan Gazze’ye destek yürüyüşünün ardından elindeki ‘Kelime-i Tevhid’ yazılı bayrakla yürüyen kişiye müdahale ettiği gerekçesiyle tutuklanan şahsın ifadesinde “Sosyal medyada benim üzerinde bir linç kampanyası var” dediği öğrenildi. 23 Nisan Cumartesi günü Eskişehir Gazze Platformu tarafından İsrail’in saldırısı altındaki Filistin’e destek amacıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşün ardından ‘Kelime-i Tevhid’ bayrağıyla yürüyen Y.U. isimli şahsa çevredeki vatandaşlar tarafından tepki gösterildi. Oluşan kargaşa esnasında Y.U.’ya yönelik tehdit ve küfür içerikli saldırı gerçekleştirdiği belirlenen H.K.T. adlı kişi, olaya ait görüntülerin sosyal medyada yer almasının ardından Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma ile gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan H.K.T., ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama’ ve ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçları çerçevesinde adliyeye sevk edildi. Savcılık ifadesinin ardından Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen H.K.T., ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Bayrağın ne olduğunu bilmiyordum” Sulh Ceza Hakimliği’nde verdiği ifadede müdahale ettiği olaydaki bayrağın üzerinde Kelime-i Tevhid yazdığını bilmediğini belirten H.K.T., suçlamaları kabul etmedi. Sosyal medyada kendisi üzerinden bir linç kampanyası yürütüldüğünü de belirten H.K.T., ifadesinde şunları söyledi: “Kamera görüntülerindeki kişi benim, ben olayın sonunda oradaydım. Olay yeri çok kalabalıktı, bende buradan git burası karışacak şeklinde uyarmak için gittim. Ona, ‘Burada problem çıkar linç ederler’ dedim. Görüntülerde bu kısım kesilmiş ne bayrağı olduğu konusunda bir fikrim yoktu. Benim olayından haberim yoktu. Ben dükkanda müşterimle ilgileniyordum. Kalabalığı gördüm, arkadaşım da kalabalığın içerisindeydi, ben de arkadaşımı kalabalığın arasından çıkarmak için gittim. Şu an sosyal medyada benim üzerinde bir linç kampanyası var. Olay saptırılıyor. O gün Filistin yürüyüşü olduğunu dün akşam öğrendim. Arkadaşın elinde tuttuğu bayrak Tevhid bayrağıymış, bayrağın ne olduğunu bilmiyordum. Tehditvari hiçbir eylemde bulunmadım, orada ortalığı karıştıran başkasıdır. Ben oradaki kimseyi tanımıyorum, 14 yıldır o sokaktayım, şu ana kadar hiçbir problem olmamıştır. Suçlamaları kabul etmiyorum”
Bursa Bursaspor Divan Kurulu Toplantısı 8 Mayıs’ta yapılacak Ertelenen Bursaspor Divan Kurulu Toplantısı, 8 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşecek. Bursaspor Divan Başkanı Galip Sakder, birçok önemli ismin toplantıya katılması için de çağrıda bulundu. Bursaspor Divan Başkanı Galip Sakder, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Her seçimli genel kurul öncesi alışıla geldiği üzere gerçekleştirdiğimiz divan kurulu toplantımız, 8 Mayıs 2024 Çarşamba saat 18.00’de, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacaktır. ’Şehrin Takımı için Kent Birlikteliği’ çağrısı ile ziyaret ederek davette bulunduğumuz başta Büyükşehir Belediye Başkanımız ve İlçe Belediye Başkanlarımız olmak üzere; Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Organize Sanayi Bölgesi Başkanlarımızın da bu bütünleşme toplantısına katılımını bekliyoruz. 20 yılın üzerinde kıdemi bulunan üyelerimizin oluşturduğu Bursaspor’un istişare organı olan Divan Kurulumuz, kulübün kurumsal hafızasını teşkil ederken; bağımsız Denetim Kurulumuzun, mevcut durum analizini paylaşacağı istişare toplantımıza; geçmiş dönemlerde sorumluluk üstlenen Başkanlarımız, eski yöneticilerimiz ve Bursaspor için mücadele veren dernek başkanlarımızın katılımını önemsiyoruz. Divan Kurulumuz seçim sonrası da görevin gerekliliği olarak seçilecek yönetimle sürekli diyalog halinde olacak doğru bildiği yolda desteklerini sürdürecektir.”