POLİTİKA - 14 Şubat 2019 Perşembe 12:35

Bakan Koca: 'Fırsatçılık oluşturulmasına asla izin vermeyeceğiz'

A
A
A
Bakan Koca: 'Fırsatçılık oluşturulmasına asla izin vermeyeceğiz'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ilaç fiyatlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, "Yerinden denetimlerle, özellikle 900 kişi denetim elemanımız var. Son üç haftadır sahadalar. Yer yer sıkıntılar olduğunu, idari yaptırımlar uygulandığını daha öncede söylemiştim. Bu süreçte fiyat artışının nedeniyle fırsatçılık oluşturulmasına asla izin vermeyeceğimiz" diye konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Zsuzsanna Yakab, Avrupa Halk Sağlığı Acil Durumlarına Hazırlılık ve Yanıt Bölgesel Eylem Planı Bakanlar Toplantısı sonrasında ortak basın açıklaması yaptı. Avrupa Halk Sağlığı Acil Durumlarına Hazırlılık ve Yanıt Bölgesel Eylem Planı Bakanlar Toplantısı sonrasında Dünya Sağlık Örgütüyle yapılan ortak çalışmalar hakkında bilgi veren Sağlık Bakanı Koca, "Özellikle Suriyeli 4 milyon vatandaşın sağlık hizmetlerini ücretsiz yaptığımızı ve bu süreçte 1 buçuk milyon ameliyat yapıldığını, 2 milyon hastanın yatarak tedavi edildiğini ve 5 milyon kişinin aşılama yapıldığını belirtebilirim. Bunu başarabilen çok fazla ülke yok. Bunun dışında özellikle DSÖ’den daha çok teknik destek ve Suriyeli sağlık personelinin sisteme girmesini sağlamış olduk. Ayrıca Türkiye’de bu süreçte Cerablus dahil olmak üzere 6 tane hastanemiz ve 178 tane göçmen sağlığı merkezimiz var. Buralarda ücretsiz hizmetler sağlanıyor" şeklinde konuştu.

Suriye’de yapımı süren hastaneler konusunda da bilgi veren Bakan Koca, "Önümüzdeki dönemde Çobanbey’de 200, Mare’de 75 yataklı, El- Bab’da 200 yataklı olmak üzere inşaat çalışmaları devam eden, Çobanbey ve Mare hastanelerinin açılış çalışmaları hızla devam ediyor. El-Bab Hastanesi de Ekim ayı içerisinde hizmete açmayı planlıyoruz. Bunun dışında Yemen’e 2 tane sahra hastanesi açtık. Ayrıca Yemen’den gelen 100 hastayı da tedavi etmeyi sürdürüyoruz’’ şeklinde konuştu.

Dünya Sağlık Örgütünün Suriye’deki çalışmalarının sorulması üzerine Zsuzsanna Yakab, "Tüm Suriye yaklaşımında BM hükmü gereğince son derece aktif rol aldık. Gaziantep’te bir bölgesel ofisimiz var. Ve tüm Suriye savaşı boyunca burada aşılama gibi faaliyetleri hayata geçirdik. Türkiye ile mültecileri korumam konusunda iş birliğimi söz konusu. Bizim için önemli olan bir başka şey, Türk doktorlarının Suriyeli doktorları eğitmesi ve işlevsel hale getirmesi son derece önem teşkil ediyor. Savaşın devam etmekte olduğunu biliyoruz ve bir an önce bitmesini umuyoruz. Sadece Gaziantep’te değil, Suriye’de 2 tane merkezleri bulunuyor” dedi.

"Fırsatçılık oluşturulmasına asla izin vermeyeceğiz"

Türk kamuoyunu yakından ilgilendiren ilaç fiyatlarıyla da ilgili konuşan Bakan Koca, "Fiyat güncellenmesi her yıl Şubat ayının 15’ine kadar yapılması gerekiyor. Bir önceki yılın euro kurunun belirli bir çarpanıyla elde edilen bir fiyat güncellemesinden bahsediyoruz. Bununla ilgili biz sektörle bir araya geldik. Hem yerli hem de global üreticilerle bir araya gelerek bu konuyu bundan sonraki süreçte yüzde 70 olarak uygulanan çarpanın uygulanabilirliğini sağlamak açısından yüzde 60 olarak düzenlemeyi ve bununla ilgili tebliğin resmi gazetede yayınlandığını belirtebilirim. Bu oranın yüzde 60 olarak uygulandığını, bunun karşılığı olarak yüzde 26.1 artışa tekabül ettiğini ve bununda uygulamak istediğimizi konuştuk. Sektörle de bu anlamda mutabık kaldık. 19

Şubat itibariyle de yürürlüğe girmiş olacak. Bu süreçte yer yer üretici, depo, eczacının içinde olduğu bir tedarik zinciri var. İlaç takip sistemi dediğimiz son derece güvendiğimiz ve yakından takip ettiğimiz bir sistem var. Yerinden denetimlerle, özellikle 900 kişi denetim elemanımız var. son üç haftadır sahadalar. Yer yer sıkıntılar olduğunu, idari yaptırımlar uygulandığını daha öncede söylemiştim. Bu süreçte fiyat artışının nedeniyle fırsatçılık oluşturulmasına asla izin vermeyeceğimize bundan sonraki süreçte de yakinen takip edeceğimizi ve hiçbir şekilde vatandaşımızı ilaçsız bırakmama noktasında kararlı olduğumuzu belirtmek isterim" ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Hüseyin usta tezgahın başında mesleğin son ustalığını sergiliyor Zonguldak’ın Devrek ilçesinde kalaycı ustası Hüseyin Macit Çekeneci, mesleğini teknolojiye rağmen sürdürüyor. Devrek tarihini yansıtan ve bakır, kap-kacak, ibrik, tas, tabak, kazan gibi bakır mutfak eşyalarını kullanırken insanı zehirlememesi için yapılan kalay işlemini 68 yaşındaki Hüseyin Macit Çekeneci sürdürüyor. İlçede kalaycılık mesleğini seyyar ve yerleşik olarak yapan esnaf sayısı 1960’larda 23 iken şimdilerde son iki ustayla sürdürülüyor. 68 yaşındaki Hüseyin Macit Çekeneci 48 yıldır bu mesleği yaparak zamana direnen son iki ustadan birisi oldu. Kalaycı ustası Çekeneci; geçmiş zamanda Devrek’te sayılarının seyyar ve dükkan olmak üzere 23 olduğunu, kalaycıların olduğu sokağa girildiğinde çekiş seslerinden geçilmediğini hatırlattı. "Bizden sonra devam ettirecek çırak yok" Babasından devraldığı işyerinde 85 yıldır mesleğin yaşatılmaya çalışıldığını ifade Çekeneci, "Ben bu mesleği 1973 yılında 17 yaşımda liseden ayrıldıktan sonra babamın yanında başladığım zamandan beri yapıyorum. Askerden sonra da bu mesleği bırakmayarak devam ettim. Bu sokakta 12 belki de daha fazla kalaycı dükkanı vardı. Sokağa girdiğiniz zaman alışkın değilseniz çekiç seslerinden duramazdınız. İnsanların zamanla bakır mutfak eşyası kullanmayı bırakmasıyla birlikte sokağı inleten çekiç sesleri de zamanla azaldı. Şimdi bu mesleği yapan iki kişi kaldık. Bizlerde bırakırsak bu meslek ölmüş olacak. Bu meslek çok güzel bir meslek bu bakırlarda pişen yemeğin tadını hiçbir alüminyum, çelik vermez. Bir kalaycı ustası en az 7-8 defa kalay atacağı ürünü elden geçirir. Kalay için gelen bir bakır önce kostik asit daha sonra tuz ruhu ile sürtme işini yaparak parlatıp dogrultarak kalaya hazır hale getirip meslegi devam ettirmekteyiz. Bizler artık bu mesleğin son dönemlerindeyiz bizlerde bıraktıktan sonra bir çırak yok. Artık bu meslek Türkiye’de azalıyor” dedi.
Konya Eşinden tezgahı aldı, 17 yıldır müşterilerinin ’Simitçi Teyzesi’ oldu Konya’da eşi işe girince simit tezgahının başına geçen ve müşterilerinin ’Simitçi Teyzesi’ olan Elife Öztürk, 17 yıldır her gün sabah erken saatlerde tezgahında simit satarak evinin geçimine katkı sağlıyor. Konya’da 17 yıldır açtığı simit tezgahıyla evinin geçimine katkı sağlayan Elife Öztürk, yıllardır müşterilerini güler yüzüyle karşılıyor. Üç çocuk annesi 63 yaşındaki Elife Öztürk, daha önce simit tezgahında satış yapan eşinin işe başlaması nedeniyle Beşyol Kavşağında bulunan simit tezgahını 17 yıl önce devraldı. İşini, soğuk sıcak demeden bir gün bile aksatmayan Öztürk, eşinin şeker, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı olduğunu, kendisinin de romatizma rahatsızlığının bulunduğunu söyledi. Elife Öztürk, her gün sabahın erken saatlerinde tezgahında simit satarak evinin geçimine katkı sağlarken, müşterilerinin ’Simitçi Teyzesi’ oldu. Parası olmayan çocuklardan da okula aç gitmesinler diye ücret almayan Elife Öztürk, 17 senedir bu tezgahta simit sattığını söyledi. “17 senedir bu tezgahta simit satıyorum” Yıllardır simitçilik yapan 3 çocuk annesi Elife Öztürk, Konya’ya 1998 yılında Kadınhanı ilçesinden geldiklerini anlatarak, “Eşim burada tezgahta çalışıyordu. Güvenlik sertifikası alınca, orası bizim ekmek teknemiz ben çalıştırayım, hiç olmazsa sen yine işsiz kalırsan tezgahın başına geçersin dedim. 17 senedir bu tezgahta kış ayında da yaz ayında da simit satıyorum” dedi. "Tek isteğim tezgahımın etrafını soğuktan korunacak şekilde yaptırmak” İşini severek yaptığını, kış aylarında biraz zorlandığını anlatan Elife Öztürk, “Çalışıyorum ama kışın az zorlanıyorum. Soğuk gerçekten zor oluyor. Ayaklarım üşüyor, romatizma oldu. Yaş ilerledi, yaş ilerleyince kolay değil soğukta çalışmak ama yapacak bir şey yok. Eşim emekli oldu ama düşük maaştan alıyor. Ben ömrüm yettiğince ekmeğimizi nasıl olsa kazanıyorum. Tek isteğim tezgahımın etrafının soğuktan korunacak şekilde yaptırılması” şeklinde konuştu. Simitçi Elife Öztürk’ün müşterileri ise kendisinden memnun olduklarını ifade etti.
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, sokak köpeğini yağmurdan koruyan çocuğu makamında ağırladı Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde yaşanan sağanak yağış sırasında yanındaki sokak köpeğini yağmurdan ıslanmaması için tahta parçası ile koruyan 10 yaşındaki Ayaz Güney ve ailesini makamında ağırladı. Duyarlı davranışından dolayı küçük Ayaz’a teşekkür eden Başkan Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam” diye konuştu. Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde etkili olan sağanak yağışta,10 yaşındaki Ayaz Güney’in bir köpeği ıslanmaması için tahta parçasıyla koruduğu görüntüler medyada geniş yer bulmuştu. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer hem küçük Ayaz ile tanışmak hem de duyarlı davranışından dolayı teşekkür etmek ailesiyle birlikte makamında ağırladı. Ayaz ve kardeşleriyle bir araya gelen Başkan Özer, onlara çeşitli hediyeler vererek sokak hayvanlarına gösterdikleri şefkatten dolayı teşekkür etti. “Bu güzel davranış herkese örnek olmalı” Konu ile ilgili konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Hayvan sever, köpeği yağmurdan koruyan güzel, koca yürekli adam. Tebrik ederim seni. Bugün aslında toplumda bir farkındalığı oluşturmak ve büyütmek adına sevgili Ayaz’ı kabul ettim. Bunun da özellikle bilinmesini istedim. İnsanlar ve doğa, İnsanlar ve hayvanlar, bir arada yaşamak zorundadırlar. Bu anlamda hayvanların da insanlar gibi bir takım hakları vardır. Doğanın da aslında sürdürülebilir olması için bir hakka, hukuka tabi olması gerekir. Biz olmasak da doğa ve hayvanlar kendi başlarına yaşamlarını sürdürebilirler. Ama doğa olmazsa biz yaşamımızı kendi başımıza sürdüremeyiz. Hayvanlar aynı zamanda insanların dostlarıdır. Bizim sosyopsikolojik yapımızın daha kuvvetli olması için ihtiyaç duyduğumuz bir çeşit yaşam arkadaşlarımızdır. Bu nedenle onları korumak, kollamak da bizim insani görevimizdir. Hayvanlara karşı işlenen suçlarında bir hukuka bağlanması gerekir. Bu işin bir yanı ama diğer yanı bizim hayvanları sevmemiz, korumamız ve kollamamız gerekir. 10 yaşında bir çocuk olarak yürümüş olduğu sokaktaki bir köpeğin yağmurda ıslandığını görünce onun koca yüreği devreye girer ve bulduğu bir tahta parçasıyla o hayvanı yağmurdan korumaya çalışır. Ben de bunu duyduğumda bu farkındalığı büyütmek adına kendisini tebrik etmek, kucaklamak ve koca yüreğinden öperek ödüllendirmek için buraya davet ettim. Sevgili Ayaz’ın bu güzel davranışının toplumda herkese örnek olmasını diliyorum. Senin yolunun aydınlık ve açık olmasını diliyorum” dedi. “Onu mahallemizde besliyoruz” Kendisini makamında ağırlayan Başkan Özer’e teşekkür eden Ayaz Güney, “Eve giderken yağmur yağıyordu. Köpek çok titriyordu ben de üzüldüm ve tahta parçası koydum köpek üşümesin, ıslanmasın diye. Şimdi onu mahallemize aldık. Besliyoruz” dedi.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “Evliliklerin 500 milyar liralık ekonomi oluşturması bekleniyor” Bu yıl havaların erken ısınmasıyla birlikte düğün sezonunun da açılmaya başladığını söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Havaların erken ısınmasıyla birlikte fotoğrafçı, kuaför, berber, gelinlikçi, çiçekçi, pastacı, çeyizci gibi onlarca farklı sektörde esnafımız düğün sezonuna hazır. Bu yıl yapılacak düğünlerle birlikte evliliklerin 500 milyar TL’lik ekonomi oluşturması bekleniyor” dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken düğün sezonunun başlamasıyla birlikte evliliklerin ekonomiye olan yansımasını değerlendirdi. Piyasanın canlanmak için düğün sezonunu beklediğini belirten Palandöken, ortalama düşün yapmanın maliyetini anlattı. Beyaz eşyadan oturma grubuna, düğün salonundan ziynet eşyalarına kadar yapılan harcamaların 500 bin liradan başladığını kaydeden Palandöken, "Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak tüm ürün ve hizmetlerde çok ciddi fiyat artışları var. Düğünlerin vazgeçilmezi altının fiyatı son 1 yılda yüzde 100’e yakın arttı. Eskiden gelin damada gelen altınlar düğün maliyetini önemli ölçüde karşılardı şimdi o da hayal oldu. Öte yandan düğün salonu kiralarındaki astronomik artış, beyaz eşya ve elektronik eşyalardaki fiyat artışları hesaba katıldığında gençlerimiz işsizlik ve ekonomik nedenler yüzünden evliliği geciktirebiliyor. Devletimiz gençleri evliliğe teşvik etmek için elinden geleni yapıyor. Birtakım teşvik ve destekler var ancak tüm çiftler için sıfır faizli destek kredilerinden yararlanma imkanlarının sağlanması çok önemli. Bu hem çiftlerin düğün masraflarına katkı hem de kuracakları yuvalarla ekonomiye katkıları bakımından çok önemli olacak” diye konuştu. “Geçtiğimiz yıl düğünler piyasaya 300 milyar lira katkı sağladı” Gençlerin dünya evine girmesi ve piyasaların canlanmasında düğünlerin önemli bir yeri olduğuna değinen Palandöken, “Geçtiğimiz yılın TÜİK verilerine göre düğün sektörü piyasaya 300 milyar TL’lik ekonomik katkı sağladı. İğneden ipliğe yapılan düğün alışverişleri ise emlakçıdan taksiciye, matbaacıdan organizasyoncuya kadar çok sayıda sektöre doğrudan kazanç kapısı oluyor. Bu yıl dünya evine girecek gençlerimizin mağdur olmaması için firmalar elini taşın altına koyarak yeni evlenecek çiftlere özel kampanya ve indirimler yapmalı. Öte yandan bu düğün sezonunda alışveriş yapacak vatandaşlarımız güven, memnuniyet, garanti ve kayıt dışılığı önlemek adına bir sıkıntı yaşamamak için bildiği ve güvendiği esnafı tercih etmeli” şeklinde konuştu.