GÜNDEM - 12 Temmuz 2019 Cuma 11:33

Bakan Kurum ‘Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıkladı

A
A
A
Bakan Kurum ‘Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıkladı

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bakanlığınca iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hazırlanan ve Trabzon, Samsun, Ordu, Rize, Giresun ve Artvin illerini kapsayan 15 maddelik ‘Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nın detaylarını bugün Trabzon’da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Trabzon’un Araklı ilçesinde 18 Haziran’da yaşanan ve 8 kişinin ölümü, 2 kişinin de kaybolması ile sonuçlanan sel bölgesindeki incelemeleri sırasında gazetecilere "Trabzon, Rize, Ordu, Giresun ilimizde dere güzergahı üzerindeki şu an iklim değişikliği sebebiyle olmaması gereken binaların tespitini de bir ay içinde tamamlayacağız. İnşallah 4 ilimizde bu tespitleri yapıp vatandaşlarımızı sağlam, güvenli konutlarına taşıma sürecine ve yeni inşaatların yapım sürecine bu yıl içinde başlamak istiyoruz" açıklamasında bulunmuştu. Kurum, selin üzerinden bir ay geçmeden bugün Trabzon’da bir otelde tekrar basının karşısına geçerek bu konuda gelinen nokta ve yol haritasına ilişkin bilgi verdi. 

“Karadeniz’imizi, ülkemizi ve tüm dünyayı yakından ilgilendiren önemli bir meseleyle ilgili toplandık” diyen Bakan Kurum “Deniz suyu seviyesi 19 cm yükseldi. 2100 yılında denizlerimizde su seviyesinin 5 metre yükselmesi bekleniyor. Bu kötü senaryo gerçekleşirse, birçok adanın sular altında kalması, pek çok yerel kültürün yok olması ve buna bağlı olarak İklim göçü meydana gelmesi öngörülüyor. Yani, dünyada yaşayan insan nüfusunun üçte biri küresel ısınmadan etkilenecek gibi gözüküyor. Önümüzdeki 100 yılın sonunda, tarım için uygun alanların miktarı azalacak, kıtlık ve kuraklık baş gösterecek. Sel, fırtına, tayfun gibi doğal afetlerin sayısı, şiddeti ve yeri de artacak. 

Tatlı su kaynaklarıyla ilgili sıkıntılar meydana gelecek. Sadece insanlar için değil, tüm canlılar için dünya, yaşanması zor bir yer olacak. 

 

Yine, dünyamızda birçok canlı türünün yok olacağına, eko sistemin bozulacağına dair öngörüler bulunuyor. İklim değişikliğinin etkilerini önleyecek olan da yine bizleriz. Sadece devletlerin, ilgili kuruluşların değil tüm bireylerin çevre için duyarlı olması gerekiyor. 2100 yılı bize uzak gelmesin. Çocuklarımıza, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin görevi” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE CİDDİ TEHDİT ALTINDA” 

İklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin ciddi tehdit altında olduğuna dikkat çeken Kurum “ünkü ülkemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında olan Akdeniz Havzası’nda yer alıyor. Son yıllarda bu iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını hep birlikte yaşamaya başladık. Kıyılarımızdaki ölçümler, deniz seviyesinin yıllık 6 mm civarında yükseldiğini gösteriyor. Deniz suyu sıcaklığımız da arttı, bu artışa bağlı olarak şiddetli ve sık yağışlar meydana geldi. İnsanlar için önemli oksijen kaynaklarından olan deniz çayırları yok oluyor. Akdeniz çölleşiyor. Bu süreçte, Tropikal canlı türleri Kızıldeniz üzerinden kıyılarımıza geliyor. Daha önce ülkemizin sahillerinde bulunmayan, görselde de görmüş olduğumuz balon balığı, aslan balığı gibi istilacı tür balıklara rastlar olduk. Bu tür balıklar, denizlerimizdeki balık çeşitliliğini de tehdit etmeye başladı. Yine, ülkemizin akciğerleri olan ormanlarımızda küresel ısınmaya bağlı olarak yangın riski artıyor. İklim değişikliği ekonomiye de zarar veriyor ve tedarik zincirini bozuyor. Akdeniz normalde kapalı havza olduğu için, hortum ihtimali düşüktür. Ama son dönemde ne yazık ki sıkça hortumlara şahit oluyoruz. Aynı zamanda şiddetli dolu yağışını da yaşıyoruz. 

Antalya’da ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Sel suları, seraları yerle bir etti. Tüm bunlar yüzünden mahsullerimiz zarar görüyor, bu da fiyatlara yansıyor” diye konuştu.

“İSTANBUL’A 15 DAKİKALIK DOLU YAĞIŞININ NEDEN OLDUĞU ZARAR 3 MİLYAR LİRA OLDU” 

Geçen Ağustos ayında İstanbul’da meydana gelen dolu yağışına vurgu yapan Bakan Kurum “Arabalarda, evlerde, iş yerlerinde, yollarda çok ciddi hasara yol açtı. Sadece 15 dakikalık dolu yağışı 3 milyar liralık zarara neden oldu. Bu maliyetle 12 bin konut inşa edebilir, hastaneler ve okullar yapabilir, istihdam sahaları oluşturabilirdik. Kısacası iklim değişikliği herkesi ve her yeri etkileyecek. Sadece kıyı kesimlerimiz değil, İç bölgelerimizde de iklim değişikliğini hissedeceğiz. İç Anadolu bölgemizde 2100 yılına kadar gereken önlemler alınmazsa, kuraklık artacak ve tarım ürünü çeşitliliği azalacaktır. Konya Karapınarlıyım. Dünyanın nazar boncuğu olarak adlandırılan Meke Gölü Karapınar’da. Bakanlık olarak, ülkemizin diğer doğal güzellikleri gibi burayı da koruma altına aldık. Bu göl kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bölgede obruklar meydana geliyor ve çökmeler yaşanıyor. Konya gibi tarımın başkenti bir ilimizde seller yaşanmaya başladı. Bunun tabi ki başka etmenleri de var ama en belirgin nedeni İklim Değişikliği. En bereketli ovalarımız, ülkemizin gıda deposu bölgelerimiz küresel ısınmanın tehdidi altında” şeklinde konuştu.

“GEÇTİĞİMİZ YILIN İLK 6 AYINDA 2 MİLYAR 54 MİLYON OLAN POŞET SARFİYATINI BU YIL 464 MİLYONA DÜŞÜRDÜK”

Bakanlığının çalışmaları hakkında da rakamlar veren ve yaptıkları çalışmaları anlatan Bakan Kurum, şunları söyledi:
“Önümüzdeki günlerde Sıfır Atık Yönetmenliğini yayımlayarak, tüm ülkede sıfır atık projesini yaygınlaştıracağız. Plastik poşetlerin oluşturduğu kirlilikle mücadele için bir karar aldık. 2019 yılı itibariyle, ülkemizde plastik poşetleri ücretli hale getirdik. Çok şükür, önemli bir yol da kat ettik. Burada çok önemli bir güncel veriyi sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye’deki beş büyük market zincirinin verilerine göre, geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında 2 milyar 54 milyon olan poşet sarfiyatını bu yıl 464 milyona düşürdük. Buna göre, plastik poşet kullanımında yüzde 78 azalma görüldü.”

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI’NA KARADENİZ’DEN BAŞLADIK” 

Bakanlık olarak Türkiye’nin 7 bölgesi için ayrı ayrı İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlayacaklarını, ve buna Karadeniz Bölgesi’nden başladıklarını kaydeden Kurum “Deniz suyu sıcaklığının son 40 yılın en yüksek seviyesinde gözlenmesi, buna bağlı olarak yağışların artması, bölgenin engebeli yapısı nedeniyle afet riskinin artması, can ve mal kaybı yaşanmasından dolayı önceliği Karadeniz Bölgemize verdik. Bugün Karadeniz İklim Değişikliği Eylem Planını açıklıyoruz. Diğer bölgelerimizle ilgili çalışmalarımıza süratle devam ediyoruz. İnşallah önümüzdeki 6 ay içerisinde de hazırlıklarımızı tamamlayarak, her bölge için eylem planlarımızı kamuoyuyla ve ilgili Bakanlıklarımızla, kamu kurumlarımızla paylaşacağız. Bu noktada en son Trabzon’da yaşadığımız sel felaketinden sonra bölgede çok hızlı bir şekilde, derelerin ve o dere yataklarında bulunan binaların taşınması sürecini başlattık” bilgisini paylaştı.

İŞTE 15 MADDELİK EYLEM PLANI 

Başta Rize, Trabzon, Ordu, Samsun, Giresun ve Artvin illerimizi kapsayan 15 maddelik Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı ve bölgede alınacak tedbirler ile ilgili olarak Kurum, şunları söyledi:
“1. Mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerdeki mekânsal planlar iklim değişikliği parametreleri dikkate alınarak hazırlanacaktır.
Bölgeye ait Mekânsal strateji planları çerçevesinde alt ölçekli planları revize edeceğiz. Bu revize işlemi biter bitmez de bahsedilen 6 ilimizdeki belediyelerden alt ölçekli planların gözden geçirilmesini isteyeceğiz. 

2. Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Artvin ve Samsun illeri öncelikli olmak üzere dere yataklarında yer alan binalar tespit edilecek ve uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma süreci planlanacaktır. Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Samsun ve Artvin illerinde öncelikli olarak dere yataklarında yer alan binaların tespit çalışmalarına başladık. Bölgede yaklaşık 19 bin akar dere, 131 bin de kuru dere bulunuyor. 6 ilimizde bulunan ve birinci derece risk grubundaki 367 derenin taramasını bitirdik. Temmuz ayı sonuna kadar tüm derelerin taramasını bitireceğiz. 1430 kilometre yol üzerinde de inceleme yaptık. Dere yatağında bulunan ve iklim değişikliği nedeniyle risk altında olan, acil ve öncelikli taşınması gereken 1950 adet bina tespit ettik. Riskli bölgelerde yaşayan 2000 aileyi, kentsel dönüşüm kapsamında yapacağımız konutlara taşıyacağız. Bundan böyle Karadeniz Bölgemizde dere yatakları ve riskli bölgelerde kentsel dönüşüm çalışmalarımızı, yeni bir yol haritasıyla başlatıyoruz. İlk olarak, Trabzon Araklı merkezde tespit edilen Özgen ve Yolgören mahallesinde 200 konutun inşaatına TOKİ Başkanlığımız başladı. Bakanlığımıza bağlı TOKİ Başkanlığımız eliyle bu riskli bölgelerde 2023 yılına kadar 15 Bin konut inşa edeceğiz. Dere yatağında bulunan binaların taşınması sürecinde hiçbir mağduriyet yaşanmayacak. Taşınma ve kira yardımı başta olmak üzere her türlü desteği kardeşlerimize sağlayacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. 

3. Yüksek heyelan riski bulunan bölgelerde yer alan binalar tespit edilerek uygun alanlara taşınacak ve bu bölgelerde inşa faaliyetlerine izin verilmeyecek. 

4. Yerel yönetimler uhdesindeki ekonomik ömrünü tamamlamış veya yetersiz kesit genişliğine sahip köprülerin önceliklendirme yapılarak kaldırılması için tespit çalışmaları yapılacaktır. Tespit çalışmalarını yaparken Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığımızla görüşülerek koordinasyon sağlanacaktır.

"Karadeniz Sahil Yolu’nun yağış sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi artırılacak" 

5. Karadeniz Sahil Yolu’nun yağış sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi artırılacaktır. 

Karadeniz Sahil Yolu’nun sel sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfez ve köprülerin kapasitesi ve sayılarının arttırılması için ilgili Bakanlıklarla ortaklaşa işbirliği halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İklim Değişikliği kaynaklı afetler, köyleri şehirlere bağlayan veya birbirine bağlayan yolları da tahrip etmektedir. Hem bu yolları kullanılamaz hale getirmekte hem de can ve mal kaybına neden olmaktadır. Öncelikle 1 yıl içerisinde tüm köy yolları gözden geçirilerek bu yolların tahrip olmasının en büyük nedeni olan köprü, viyadük gibi yapıların onarımını İller Bankamızla birlikte ilgili belediyelerimizle gerçekleştireceğiz. Dere yatakları ve heyelan alanlarındaki mevcut yollar için alternatif yol güzergahları araştırılacak veya bu yollar güçlendirilecek.

 

6. Karadeniz Sahil Yolu’nda ve risk altında olan karayollarının altyapısının belli noktalarında ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tüneller oluşturulacaktır. 

7. Dere yataklarının doğal yapısının bozulmaması için bölgede faaliyet gösteren tesislerde denetimler sıklaştırılacak. 

Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kalan alanlarda Büyükşehir Belediyelerince, İlçe Belediyesi Mücavir Sınırları içerisinde İlçe Belediyelerince, diğer alanlarda ise İl Özel İdarelerince, Bakanlığımız İl Müdürlükleri ile koordineli olarak dere yataklarından kontrolsüz malzeme alınmaması ve hafriyat dökülmemesi için gerekli önlemlerin alınması için denetimleri sıklaştırıyoruz. 

8. Kamu hizmeti veren binaların aşırı iklim olaylarından daha az etkilenecekleri şekilde kent planlarında yer seçimleri yapılacaktır. 

Hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık binaları gibi vatandaşlarımıza hizmet veren kamu binalarını riskli bölgelerden bir an evvel kaldıracağız. 

9. İklim Değişikliği ve etkileri konusunda yerel yönetimlere düzenli eğitimler verilecektir. 

İklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan sel, taşkın gibi afetlere karşı önlem alınmasını sağlamak ve ortak bilinci yükseltmek için, 

Bakanlığımız ve Bakanlığımız dışındaki teknik birimlerce vatandaşlarımıza ve yetkili birimlere eğitimler vereceğiz. 

10. Yağış suları ve kanalizasyon suları ayrık sistem haline dönüştürülecektir. 

Altyapı projelerinde iklim değişikliği önemli bir parametre olarak göz önüne alınacak ve yeni dizayn kriterleri tanımlanacaktır. 

11. İçme suyu, atıksu arıtma ve atık depolama gibi kritik altyapı tesislerinin afet risk analizleri yapılacaktır.
Bu bölgedeki belediyelerimiz, gerek Bakanlığımız gerekse de ilgili diğer Bakanlıklar ve bunlara bağlı kurum ve kuruluşların görüşlerini alarak, altyapı tesislerinin afet risk analizlerinin hazırlanmasını isteyebilecekler. 

12. Doğal afet riski taşıyan alanlarda can ve mal güvenliği açısından erken uyarı sistemleri konusunda ilgili kurumlarla koordinasyon sağlanacaktır. 

Doğal Afet riski olan alanlarda erken uyarı sistemi kurulması için Yerel Yönetimlere de destek olacağız.
13. Bölgedeki yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli yerel yapı malzemelerinin kullanımı özendirilecek ve yaygınlaştırılması desteklenecektir. 

Yöresel mimaride enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli yerel yapı malzemelerinin kullanımı özendirilecek ve yaygınlaştırılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın taşra teşkilatında kurulacak komisyonlar tarafından yöresel mimariye uygun ve yerel malzeme kullanıldığına karar verilen projelerde, hiçbir vergi, resim, harç ve her hangi bir ad altında bedel alınmaması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması için de çalışmalara başladık. 

14. Bölge genelinde yol yapımında geçirgen materyaller kullanılması teşvik edilecektir. 

15. Atıkların dere yataklarında ilave yük oluşturmaması için bölgede atık yönetimi ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacak.”

“EYLEM PLANI TÜRKİYE’NİN TAMAMI İÇİN DE UYGULANACAK” 

Bakan Kurum, Karadeniz’deki iklim değişikliğine bağlı afetleri azaltmak için yapmış oldukları eylem planını Türkiye’nin tamamı için de uygulayacaklarını ifade ederek “Eylem Planlarımızı gerçekleştirirken, vatandaşlarımızla beraber hareket edeceğiz. Amacımız hem ülkemizin geleceğini korumak hem de vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Gerekli tedbirleri alırken mağduriyet yaşanmaması konusunda da hassas davranacağız” dedi. 

Ozan Köse - Bekir Koca

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Dağlar delinecek, ilçeler birbirine tünelle bağlanacak Trabzon’un şehir içi ve transit trafiğini düzenlemek amacıyla projelendirilen ve 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Toplam 43,8 kilometre uzunluğu ile kentin mega projelerinden biri olan Güney Çevre Yolu üç kısım halinde hayata geçirilecek. İlk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları süren projenin 35,8 kilometresinin 15 adet tünel ile 2,1 kilometresinin ise 14 adet viyadük ile geçilmesi planlanıyor. Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Mersin mahallesinde 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nda çalışmalar sürüyor. Kentin mega projelerinden biri olan ve toplam 43,8 kilometre uzunluğu ile özellikle Karadeniz Sahil Yolu’ndaki transit trafiğini düzenlemek amacıyla projelendirilen Güney Çevre Yolu üç kısım halinde hayata geçirilecek. Çevre Yolu’nun Karadeniz Sahil Yolu’ndan ayrıldığı proje başında T-1 tünelinin ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları süren projenin 16,5 kilometre uzunluğundaki birinci kısmında 31 metre genişliğindeki 3 gidiş 3 geliş şeritli yolda 7 tünel ve 7 viyadük yer alacak. 35,8 kilometresinin 15 adet tünel ile 2,1 kilometresinin ise 14 adet viyadük ile geçilmesi hedeflenen proje Arsin ilçesinde tamamlanacak. Ahmet Metin Genç: “Ciddi bir kamu yatırımı” Güney Çevre Yolu’nda devam eden çalışmalar ile ilgili bilgiler veren Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, projenin ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Başkan Genç, “Güney Çevre Yolumuz epeydir şehrimizde konuşulan bir proje. Hem bir taraftan sahil yoluna alternatif bir transit geçiş güzergahı ama diğer yandan da bizi daha çok yönüyle ilgilendirdiği şekliyle arz etmek isterim şehircilik açısından da Trabzon’umuzun biliyorsunuz şehir sahil bandına sıkışmış bir şekilde şehrimizin güneye taşınabilmesi, güneye doğru açılabilmesi, şehirleşmesi, yeni yaşam alanlarının, kamu alanlarını, sosyal yaşam alanlarını, diğer ünitelerimizin oluşabileceği bir alan olması hasebiyle de çok önemli. Cumhurbaşkanımızın iradesi, kararı, kararlılığı bu bölgeye olan hassasiyeti bütün bunlardan dolayı kendilerine müteşekkiriz. Bölgemizin çok önemli kazanımları oldu. Ama bu yolun startını vermiş olması başlı başına bizim için önemli bir hadise. Şu an itibariyle ilk 4 kilometresinde kazı ve tünel çalışmaları başladı. Biz de süratle takip ediyoruz. Birinci etabımız yani giriş Akçakale’yle Akyazı arasında düşünülen etap Ortahisar’ımızın Karşıyakası ile birleşti. Dolayısıyla 16 kilometrelik ilk etabın birinci dilimini şu anda çalışıyoruz. Bizde yakın takip ediyoruz. Tabii bu ciddi bir kamu yatırımı. Ama hükümetimizin hal ve şart ne olursa olsun bunu Trabzon’umuza kazandırma konusundaki desteklerine tekrar Cumhurbaşkanımız nezdinde bütün bakanlarımıza, milletvekillerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Şehir bağlantıları noktasındaki çalışmalarda biz de elimizden geldiği kadar katkılarımızı yapıp imar konusundaki düzenlemelerimizi yapıp bu büyük yatırımı şehrimize bir an önce kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı. Kamulaştırma sürüyor 1 Mayıs 2023 tarihinde temeli atılan Güney Çevre Yolu’nun Akçaabat Geçişi projesi kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırma çalışmaları da sürüyor. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı ise geçtiğimiz aylarda Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar ile Trabzon Güney Çevre Yolu Akçaabat girişi (Darıca-Yıldızlı) arası yolu projesi kapsamında, Özmersin, Akçakale, Salacık, Yeniköy, Darıca, Kavaklı, Çolaklı, Nefsipulathane, Ortamahalle, Yenimahalle, Demirci, Dürbinar, Kaleönü, Sarıtaş, Kayalar, Yaylacık, Osmanbaba, Söğütlü ve Yıldızlı mahalleleri sınırları içerisinde bulunan bazı taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması yapıldı.
Hatay Ağır hasarlı binanın altında bulunan ve tarihi olduğu düşünülen devasa sütun merak uyandırdı Depremin vurduğu Hatay’da 2 katlı ağır hasarlı binanın altında bulunan ve tarihi olduğu düşünülen 2 buçuk metre uzunluğundaki sütun vatandaşlarda merak uyandırdı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan Hatay’ın yüzlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı biliniyor. Depremle birlikte binaların altında gizlenen tarihi eserler ve yapılar da ortaya çıkmaya devam ediyor. Antakya ilçesi Sofular Mahallesi’nde 2 katlı ağır hasarlı binanın altında bulunan 2 buçuk metre uzunluğunda, 70 santimetre çapındaki devasa sütun vatandaşların dikkatini çekti. Vatandaşlar tarafından yapılan araştırmalarda 2 bin yıllık bir yapı olduğu düşünülen sütun için resmi kurumlara gerekli başvurular yapıldı. Merak uyandıran sütunun geçmişinin ortaya çıkmasını isteyen bölge halkı, devasa yapının koruma altına alınmasını talep ediyor. “Depremden sonra mahallemizde dikkatimizi çeken tarihi bir sütun oldu” Ağır hasarlı bina altında bulunan sütunun araştırılmasını istediklerini dile getiren Yahya Kırkıcı, “Depremden sonra mahallemizde dikkatimizi çeken tarihi bir sütun oldu. Bu sütunu biz çocukluğumuzdan beri biliyoruz. Hatta; babalarımız ve dedelerimiz de biliyor. Bina da ağır hasarlı olduğu için bu sütunun araştırılmasını istiyoruz. Gerekirse koruma altına alınmasını talep ettik yetkililerden. Hatay Müze Müdürlüğü’ne de bildirdik. Boyutu; 2 buçuk metrelik bir taş, çapı da tahminimce 70 santimetre gelir. Gayet büyük duruyor” dedi. “Biz çocukluğumuzdan beri bu taşın üzerinde oyun oynuyorduk” Çocukluğundan beridir taşın üzerinde oyun oynadıklarını dile getiren Kırkıcı, “Biz çocukluğumuzdan beri bu taşın üzerinde oyun oynuyorduk. Şimdi bina da ağır hasarlı olduğundan sütun koruma altına alınsın dedik. Birkaç arkeolog arkadaşa da gösterdik. Baktıklarında mazisinin bayağı eski olduğunu söylediler. Tahminimce 2 bin yıllık varmış, ben çok anlamıyorum. Umarım yetkililer araştırırlar ve önlem alırlar. Bu taşın bulunduğu yapının altında kuyu da var. Mahallemizde tarihi eserler var, bu eserlerin üzerine binalar yapıldı derken hepsi kayboldu” ifadelerini kullandı.