GÜNDEM - 28 Mayıs 2020 Perşembe 12:26

Bakan Soylu, Uluslararası Göç Filmleri Festivalinde konuştu

A
A
A
Bakan Soylu, Uluslararası Göç Filmleri Festivalinde konuştu

İçişleri bakanı Süleyman Soylu, Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nin online gerçekleşen basın toplantısında yaptığı açıklamada “Göç sadece pasaport ve oturma izinleri üzerinden yönetilecek bir olgu değildir” dedi.

Gaziantep’te düzenlenmesi planlanan ancak Korona virüs nedeniyle ertelenen Uluslararası Göç Film Festivali’nin basın toplantısı İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun katılımıyla online olarak gerçekleştirildi.

“Türkiye 21. Yüzyıldaki bu göçün en kritik aktörü konumunda”

Online gerçekleşen tanıtım toplantısında açıklamalarda bulunan İçişleri bakanı Süleyman Soylu, “Suriye ve Ortadoğu kaynaklı kitlesel göç hareketiyle ilgili olarak son 10 yıldır yaşanan gelişmeler hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. Mesele sadece Ortadoğu kaynaklı Asya kaynaklı değil. Ege’de yakaladığımı kaçak göçmen taşıyan botlarda Afrika’nın adını duymadığımız ülkelerden vatandaşlara rastlıyoruz. Güney Amerika’da farklı göç dramları yaşanıyor. Tarihi boyunca hep var olan göç bugün 21. Yüzyılı bir karakter olarak etkilemiş durumda. Türkiye 21. Yüzyıldaki bu göçün en kritik aktörü konumunda. Göçü üretmiyor ama göçü yönetmekle yüz yüze kalan bir ülke olarak göçe kaynaklık eden Ortadoğu coğrafyasına tam tamına komşu. Farklı göç yollarına ve hedef ülkelerin geçiş güzergahında olan bir ülke. Göç sadece pasaport ve oturma izinleri üzerinden yönetilecek bir olgu değildir. Sadece evrak tazminiyle kaçak göçmen yakalayarak birkaç mekanik düzenleme ile yönetilecek bir konu da değil” dedi.

21. Yüzyıl medeniyetinin iyi bir sınav vermediğini kaydeden bakan Soylu, “Bir yandan insanların yaşadığı topraklarda terörü, şiddeti ve istikrarsızlığı körükleyip sonra da bu insanlar yer değiştirmek istediğinde karşılarına maddeci bir bakışla çıkamazsınız. Gelişmiş dünya maalesef tam da bunu yapmaktadır. Burada insanlar ve yaşamları söz konusu. İnsanların birbirleriyle ilişkileri, yaşamları ve beklentileri söz konusu. İnsanların ne yapacaklarını birbirimize sormalıyız. Su yok, sağlığa erişim yok, eğitim yok adalet yok ve vekalet savaşlarının, silah tüccarlarının gelir elde etmek için kıyasıya mücadelelerinin arasında kalmış çocuklar var, yaşlılar var, anneler var. Ülkesinden dünyanın başka taraflarındaki hayatları bir nebze olsun izlediğinde dönüp kendine bakan ve buradan nasıl kurtulabileceğini düşünen binlerce kilometre çocuklarıyla beraber yolculuğa çıkıp, özellikle göç kaçakçılarının göçmen kaçakçılarının yalanlarıyla ellerinde kalan insanlar var. Hiç birimiz 21. Yüz yılı böyle tahmin etmiyorduk. Dünyanın bu umursamazlığına rağmen biz büyük bir milletin evlatlarıyız. Dünyada en çok mültecinin yaşadığı en çok bu ülkenin topraklarının dışında insanların gelip sahip çıkıldığı milletin evlatlarıyız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.