ASAYİŞ - 05 Ağustos 2022 Cuma 12:42

Başbağlar Katliamıyla ilgili 21 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi

A
A
A
Başbağlar Katliamıyla ilgili 21 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi

Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 sivilin teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı ile ilgili 21 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle hazırlanan iddianame, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Soruşturma aşamasında 1'i adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ve 20'si hakkında yakalama kararı çıkarılan sanıkların ilk duruşması 17 Ekim'de görülecek.

Kemaliye Başbağlar’da 29 yıl önce 33 sivilin teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı ile ilgili 21 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle hazırlanan iddianame, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde, Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lı teröristlerce 33 sivilin şehit edilmesi olayıyla ilgili terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen 21 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirildi.

Mahkeme, katliamda sorumluluğu bulunan ve terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen A.Ç, A.T, C.Ş, D.K, D.S, H.Y, İ.H.A, İ.T.Y, M.İ, M.D, M.A, N.Ö, S.Ö, E.M, E.K, F.Y, H.S, H.A, S.T, Ş.Ö. ve Ü.B. hakkında "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle hazırlanan iddianameyi kabul etti.
Başbağlar köyünde PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda kullanılan silahların kriminal incelemesiyle ilgili bilgiler ve tanık ifadelerinin yer verildiği iddianamede, daha önce birçok farklı eylemlere katılmış terörü örgütü mensuplarının da ifadeleri yer alıyor.

Soruşturma aşamasında 1'i adli kontrol şartıyla serbest bırakılan ve 20'si hakkında yakalama kararı çıkarılan sanıkların ilk duruşması 17 Ekim'de görülecek.

Başbağlar'da neler oldu

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı, şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü 5 Temmuz 1993'te basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup daha sonra 28 erkeği kurşuna dizdi.
Aralarında kadınların da olduğu 5 kişi de sığındıkları evlerin ateşe verilmesiyle yakılarak öldürüldü. Köydeki evlerin büyük bölümü, köy okulu, köy camisi ve halkevi de ateşe verildi. Saldırı sırasında, köyün telefon ve elektrik hatları da kesildi. Olay, komşu köydekilerin haber vermesiyle ortaya çıktı.

Başbağlar köylüleri katliamla ilgili ne demişti

Gece düzenlenen baskından sonra konuşan köyün muhtarı Ali Akarpınar şunları söylemişti:
"Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk.

"Köy halkını kurbanlık koyunlar gibi dizen teröristler daha sonra üzerimize kurşun yağdırmaya başladılar. Bir taraftan da bütün köyümüz alev alev yanıyordu."
Başbağlar muhtarı, katliamdan kurtulanların da kurşunlandığını anlattı.
Köyde tesadüfen kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin de tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu anlatmıştı. Keskin, PKK'lıların topladığı kadınlara şu konuşmayı yaptığını aktarıyordu:
"Siz Sivas'ta Kürt halkının temsilcilerini katlettiniz. Biz de sizin erkeklerinizi cezalandıracağız. 1938'de Dersim'de yaptığınız katliamların hesabını da soracağız. Bütün erkeklerinizi öldürüyoruz."
PKK lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmişti. Öcalan Haziran 1999'da İmralı'da yargılanırken, Başbağlar'daki baskından haberi olmadığını söyledi.
Öcalan'a göre köyde yaşananların sorumlusu, "Doktor Baran" kod adlı bir PKK sorumlusuydu.
Dönemin Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu da katliamın PKK tarafından gerçekleştirildiğini, örgüt üyelerinin baskın sırasında bildiri dağıttıklarını anlattı.

Recep Yazıcıoğlu bildiride şu ifadelerin yer aldığını söylemişti:


"Sivas olaylarının ve orada katledilen vatandaşların kanı yerde kalmayacaktır. Onların öcünü aldık. Almaya devam edeceğiz."

Başbağlar Katliamı'ndan yaralı kurtulan muhtar Ali Akarpınar saldırının faillerinin bulunamamasına tepkili.
Ali Akarpınar geçtiğimiz yıllarda sürece dair şunları söylemişti:
"Başbağlar adalet arıyor. Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz makam kalmadı ama bu güne kadar sonuç alamadık. 1994 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) başlayan davanın 4 duruşması Erzincan, 24 duruşması İzmir DGM'de görüşüldü.

"1998 yılında Başbağlar olayı takipsizlikle kapandı. Daha sonra sivil ve yargı önünde bir çok denemelerimiz oldu. 2013 yılında 23. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonuna da davamızı anlattık. Oradan da sonuç alamadık.

"Devlet Denetleme Kurulu'na elimizdeki bilgi, belge ve dokümanlarla gidip yedi saat açıklama yaptık. Dava dosyası Sivas olayı ile birleştirildi ancak Sivas olayıyla ilgili rapor hazırlandı, Başbağlar ile ilgili hazırlanmadı.

"O dosya içinde Başbağlar'a tek satır yer verilmedi. Sivas olaylarının intikamının alınması amacıyla Başbağlar Katliamının yapıldığına ilişkin buraya bir bildiri bırakılmıştı. Buna rağmen maalesef Başbağlar olayı görünmez oldu."

Ahmet Akbuğa - Emin Ferhat Sevilir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de sıcak hava bunalttı, kimisi süs havuzlarına, kimisi çeşmelere koştu Edirne Merkezde hava sıcaklığının 36 dereceye kadar çıkması ile birlikte dışarıya çıkmak zorunda olan vatandaşlar zor anlar yaşadı. Kimisi ağaçların altına, kimisi tarihi çarşılar ve kapalı alanlara sığınarak, bazıları ise çeşmelerde elini yüzünü yıkayarak serinlemeye çalıştı. Edirne yeni haftaya kavurucu sıcakla girdi. Termometrelerin 36 dereceyi göstermesiyle birlikte cadde ve sokaklar neredeyse boş kaldı. İşlerini halletmek ve alışveriş yapmak için dışarıya çıkanlar ise kavurucu sıcak karşısında zor anlar yaşadı. Sıcaktan bunalanlar, serinlemek için gölgelik alanlara koştu. Bazı vatandaşlar ise süs havuzlarında ve çeşmelerde ellerini yıkayarak ferahladı. Kentin en işlek noktalarından birisi olan Saraçlar Caddesi sıcak havadan nasibini aldı. Sabahın erken saatlerinden itibaren etkili olan kavurucu sıcak, vatandaşlara zor anlar yaşattı. Mevsim normallerinde seyreden hava sıcaklığının birden artışa geçmesi yaşlılar, kronik rahatsızlığı bulunanlar, hamileler ve çocuklar için riskli durumları da beraberinde getiriyor. Meteoroloji verilerine göre hava sıcaklığının 35-37 derece aralığında olacağı tahmin ediliyor. Edirne’de hava sıcaklığının Salı güneşli 37, Çarşamba parçalı bulutlu 33, Perşembe parçalı bulutlu 31 ve Cuma 32 derece olması bekliyor. "El pervanesi ile serinlemeye çalışıyorum" Bebeği ile birlikte pazara çıkan Büşra Ülgey Kayıcı, "Çok sıcak gölgeden gitmeye ve el pervanesi ile serinlemeye çalışıyorum. Çocuğu okula bıraktıktan sonra o boşlukta alışverişe çıktık ama sıcaktan bunalınca dinlenelim dedik" ifadelerine yer verdi. Havanın çok sıcak olduğunu ve termometrelerin 37 dereceyi gösterdiğini belirten Samet Atakul Bulut, "İşimiz olduğu için dışarıya çıktık. Bulduğumuz gölgelerde serinlemeye çalışıyoruz. Çeşmelerimiz var. Ancak bu tarz şeylerle serinleyebiliyoruz" dedi. Vatandaşlardan Hatice Aktop, evde pervane dışarıda da yelpaze ile sıcaktan korunmaya çalıştıklarını söyledi. Sıcaktan şemsiye ile ve gölgelerde durarak korunmaya çalıştıklarını söyleyen seyyar satıcı Ali Taluy, sıcak havanın çok etkilediğini gölgelerin bile fayda etmediğini belirtti. İşlerini halletmek için dışarıya çıkan vatandaşlardan Ersin Kendigelmiş, sıcaktan havlu ve su ile korunmaya çalıştığını söyledi. Vatandaşlardan Habibe Güneş ise sıcak havadan gölgelerde korunduğunu ve su içmek için çeşmeye geldiğini söyledi.
Bartın Şüpheliyi yaşatmaya çalıştılar 21 yıl ceza yediler Çocuk istismar suçu iddiasıyla gözaltına alınan bir kişinin sevki sırasında hayatını kaybetmesi üzerine tutuklanan ve 21 yıl hapis cezasına çarptırılan polis memurlarından Mehmet Yılmaz’ın eşi Şermin Yılmaz, polislerin sadece görevlerini yaptığını, ölen şüphelinin ise aynı araçta bulunan diğer zanlı ile aralarında çıkan tartışma sonrasında başlayan olayların ardından vefat ettiğini kaydetti. Yılmaz, bekçi ve polislerin zanlıları yaşatmak için elinden geleni yaptığını ve bu anların da güvenlik kamera kayıtları ile tespit edildiğini söyledi. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde 19 Mayıs 2023 tarihinde Furkan Sevinç’in (25) cinsel istismarda bulunduğu Nisanur Ö. (2) isimli bebeğin hayatını kaybetmesi ile ilgili soruşturmada, ablası R.Ö.’nün (8) de başkalarının cinsel istismarına maruz kaldığı tespit edildi. Yapılan araştırmada kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan şüphelilerin Metin Sucu ve A.G. (50) olduğu belirlendi. 2 şüpheli, geçen yıl 22 Mayıs’ta İstanbul’da yakalandı. Çaycuma İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı 2 polis ve 1 bekçi tarafından İstanbul’dan alınan 2 şüpheli, ekip otosuyla Çaycuma’ya götürüldüğü sırada iddiaya göre, kelepçelerinin gevşetilmesini istedi. Polisler, Anadolu Otoyolu’nun Kocaeli’nin Derince ilçesi geçişinde bulunan bir dinlenme tesisinin önüne ekip otosunu park edip, kelepçeleri gevşetmeye çalıştığı sırada şüpheliler, kaçmaya başladı. Polis ekipleri tarafından yakalanan şüpheliler, tekrar ekip otosuna bindirildi. Metin Sucu ve A.G., daha sonra araçta fenalaştı. Hastaneye götürülen şüphelilerden Metin Sucu, 2 saat sonra hayatını kayberken, A.G. ise bir süre müşahede altından tutulduktan sonra taburcu edildi. Olayla ilgili, şüphelileri darp ettiği iddia edilen polis memurları Mehmet Yılmaz ve Muhammet Emin Cergibozan ile bekçi Uğur Oruç, tutuklandı. 21’er yıl hapis cezası verildi Kocaeli 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen 22 Mayıs’ta görülen mahkemede, polis memurları Mehmet Yılmaz ve Muhammet Emin Cergibozan ile bekçi Uğur Oruç, Metin Sucu’ya yönelik ‘Vücutta kemik kırılmasına yol açacak şekilde yaralama sonucu öldürme’ suçundan 18’er yıl, A.G.’ye yönelik ise ‘Kasten yaralama’ suçundan 3’er yıl olmak üzere toplam 21 yıl hapis cezasına çarptırdı. 21 yıl hapis cezasına çarptırılan polis memurlarından Mehmet Yılmaz’ın eşi Şermin Yılmaz, kocasının ve yanında bulunan meslektaşlarının suçsuz olduğunu söyleyerek, mahkeme kararının ağır olduğunu söyledi. Olay günü yaşananlarla ilgili de konuşan Yılmaz, ‘19 Mayıs 2023günü eşim ve arkadaşları bir operasyonda görev yapıyorlar. Çocuk istismar dosyası açılıyor. Anneleri de çocuklarını pazarladıkları iddiasıyla tutuklanıyor. 2 kişi İstanbul’da gözaltına alınıyor. Eşim ve arkadaşları 2 zanlıyı almaya gidiyor’’ dedi. ’’Şüpheliler tartıştı’’ iddiası Şermin Yılmaz, aynı polis otosunda bulunan 2 şüphelinin birbirleri ile tartıştığını da vurgulayarak, ‘’Dönüş yolunda ise 2 şüphelinin aynı araçta bulunmasından kaynaklı olduğu düşünülen zanlılar arasında tartışma çıkıyor. Sonra kaçmaya çalışıyorlar, tekrar yakalanarak polis aracına alınıyor. Sonra da şüphelilerden biri fenalaşıyor’’ şeklinde konuştu. ’’Su ve çikolata verdi’’ Kocası Mehmet Yılmaz’ın, fenalaşan şahsı kendine getirmek için benzin istasyonundan su ve çikolata alıp, zanlı Metin Sucu’ya verdiğini ve bu anlara ait görüntülerin de tesisin güvenlik kameralarına yansıdığını kaydetti. Şermin Yılmaz, ‘’Bu şahıs için eşim benzinliğe gidiyor, su ve çikolata alıyor. Kendine gelsin diye elinden geleni yapıyor’’ ifadelerine yer verdi. Elinde sedye ile 20 dakika doktor aradı Kocasının 20 dakika boyunca hastanede doktor aradığını kaydeden Yılmaz, ’’Hemen en yakın hastaneye intikal ettiriyorlar. Hastanede sedye elinde 20 dakika boyunca doktor arıyor. Koşturuyor. En sonunda ise ‘Yardımcı olun’ bize diye bağırarak yardım istiyor. Ve maalesef 2 saat sonra şüpheli vefat ediyor. Yanındaki arkadaşı ise 15 dakika müşahede altında tutuluyor. Hiçbir şeyi bulunmadığı anlaşılarak, tutuklanıp, cezaevine sevk ediliyor’’ ifadelerini kullandı. Bir saat içerisinde hayatları karardı Kocasının 19 yıllık başarılarla dolu bir meslek hayatı bulunduğunu, başta ailesi olmak üzere meslektaşları tarafından da çok sevildiğini anlatan Yılmaz, ’’Bir saat içerisinde bütün hayatımız değişti. Çok güzel giden rutin bir hayatımız vardı. Eşim çevresi ve meslek hayatında sevilen bir kişiydi. Çok zor durumda kaldık. Perişan olduk. Beklemediğimiz bir durumdu. Suçlamalar kabul edilebilir suçlamalar değildir. Başımıza gelen bu olayı daha 1 hafta önce duyulmaya başlandı. Arkadaşları sürekli bizi arıyor, teselli ediyor. Böyle bir şey yaptıklarına asla inanmadıklarını söylüyorlar. Eşimin ekip arkadaşları bile kocamın herkese mütevazi, candan yaklaştığını söylüyor’’ dedi. ’’Linçten kurtardılar’’ iddiası Görevi boyunca kocasının tüm suçluların hak ve hukukunu koruduğunu da ifade eden Yılmaz, çocuk istismar soruşturmasında gözaltına alınan ilk şüphelilerin linç edilmek istendiğini, kocası ve arkadaşlarının vatandaşlar önüne set olarak şüphelilerin zarar görmesini engellediğini de ifade etti. Acılı eş, ’’Hemen hemen her hafta bölgede çocuk istismar ve taciz suçları önlerine gelirdi. Benim eşim, sürekli bunların sevkiyatını yapar, almaya gider. Hiç birinde böyle bir şey olmadı. Eşimin tutuklanmasına neden olan çocuk istismar suçu duyulunca, eşim ve mesai arkadaşları ilk şüphelilerin önünde set olmuş, halkın linç girişimini önlemişti. Karakola gelen olaylarda, eşim mağdur ailelere elinden geleni yapardı. Bir çocuk ilk kez eşimin sayesinde bot giymiştir. Bir başka ailenin de faturalarını ödemiş, kömürüne kadar tüm ihtiyaçlarını eşim ve arkadaşları, temin etmiş ve gidermiştir. Başka bir gün de eşim, bir ailenin çocuklarına çorap alamadığını öğrenmiş ve hemen eve gelmişti. Kendi çocuklarımın çorap ve kıyafetlerini alıp, o aileye vermiştir. Uyuşturucu kullanan gençlerle konuşup, ikna eder, bağımlılıktan kurtulmasını sağlardı. Buna benzer bir çok olaya şahit olduk. 20 yıllık bir polis memurudur. Maalesef 20 yıllık polis memuru, emekliliğine 1 ay kala, bu suçlama nedeniyle emeklilik hakkından da mahrum bırakıldı’’ şeklinde konuştu ’’Babaları için şeker aldılar ama veremdiler’’ Yılmaz, kendisinin ve çocuklarının kocasının suçlu olmadığına inandığını da vurguladı. Kocasının beraat edeceğine inanmalarına rağmen 21 yıl hapis cezasına çarptırıldığını da anlatan Şermin Yılmaz, ’’Çocuklarım geçen yıl bayramda, babalarının çok sevdiği damla sakızlı şeker aldı. Babaları gelecek diye bekledi. Genelde babaları çocuklarına alır ama benim çocuklarım aldı. Ve bir yıldır gelecek diye babalarını bekliyor. Her gece babaları ile olan videolarını izleyerek, uyuyor. Hatta uyuyamıyor, çoğu gece. Benim psikolojim mahvoldu. Eşimin kendi ailesi ayrı. Annesi hastanelerden çıkamıyor. Sürekli baygınlık geçiriyor. Hayatımızı mahvettiler’’ diye konuştu. Yılmaz, 21 yıl hapis cezasına çarptırılan meslektaşı Muhammet Emin Cergibozan ile bekçi Uğur Oruç’un yakınları ile birlikte Bartın’da basın açıklaması da düzenleyerek, tepki gösterdi. Yılmaz buradaki açıklamasında, bir çok yargılamada çok basit gerekçelerle birlikte iyi hal gözetildiğini hatırlatarak, görevini yapmaktan başka suçu bulunmayan kocası ve mesai arkadaşlarının beraat etmesi gerektiğini ifade etti. Şermin Yılmaz, kararı temyize götüreceklerini de ifade etti.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Kayseri, su sporlarının merkezi olacak” Kocasinan Belediyesi Haziran Ayı Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar yönetiminde gerçekleştirilen meclis toplantısında 13 gündem maddesi görüşülüp, karara bağlandı. Gündem maddesi ile ilgili konuşan Başkan Çolakbayrakdar, Anadolu’nun ortasında bir şehirden su sporlarının yapılacağı bir tesisin önümüzdeki günlerde açılışının yapılacağının müjdesini vererek, Kayseri’nin tesis sayesinde su sporlarının merkezi olacağını söyledi. Kocasinan Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda 13 gündem maddesi görüşülerek, karara bağlandı. Meclis toplantısında Gevhernesibe, Erkilet Generalemir, Mithatpaşa ve Fevzioğlu Mahallesindeki imar plan maddeleri görüşüldü. Toplantının gündem maddesinde yer alan Kuşçu Mahallesi’nde bulunan su sporları merkezi ile deposunun, Kayseri Valiliği Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne 25 yıllığına tahsis edilmesi ve yapılacak protokolü imzalamak üzere belediye başkanı veya görevlendireceği kişiye yetki verilmesinin görüşülmesi talebi, oy birliğiyle kabul edildi. Gündem maddesiyle ilgili konuşan Başkan Çolakbayrakdar, “Öncelikle Yamula Barajı’nın bugünlere gelmesinde emekleri olan herkese teşekkür ediyorum. Kocasinan Belediyesi ve Valiliğimiz destekleriyle oraya bir tesis kazandırdık. Şuanda kullanılacak bir şekilde açılışa gün sayıyor. İç tefrişat çalışmalarına başlanacak ve bu tefrişat Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüz tarafından yürütülecektir. Bundan sonra su sporların yapılacağı bir kulüpte oluşturuldu. İnşallah önümüzdeki günlerde şehrimizde Yamula Barajı’mızın hemen yanı başında bulunan tesisle gençlerimizin ve su sporlara ilgi duyan vatandaşlarımızın yelken, kano ve kürek gibi sporlarla buluşturacağız. Kayseri’de ilk defa yapılan Türkiye Su Jeti ve Flyboard Şampiyonası’na ev sahipliği yapmıştık ve yine ulusal ve uluslararası dev organizasyonlara ev sahipliği yapacağız. Bundan sonra böyle bir merkezle çok fazla organizasyonu Kuşçu’da yapmış olacağız” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar’ın meclis toplantısında alınan kararların şehrimize ve ülkemize hayırlı olması temennisinde bulunmasıyla toplantı sona erdi.