GÜNDEM - 13 Ocak 2009 Salı 17:22

Başbakan ağladı

A
A
A
Başbakan ağladı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda yaralanan ve tedavi için Ankara'ya getirilen yaralıları ziyaret etti.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında yaralanan ve tedavi edilmek üzere Ankara'ya getirilen Filistinli yaralıları ziyaretinde gözyaşlarına hakim olamadı. Yaralılarla yakından ilgilenen Erdoğan, "Emin ellerdesiniz, ağabeylerinizin, babalarınızın evindesiniz" diyerek yaralılara moral verdi.

 

Başbakan Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında yaralanan ve Türkiye'nin temin ettiği ambulans uçakla Ankara'ya getirilen yaralı Filistinlileri, tedavi gördükleri Atatürk Araştırma Hastanesi'nde ziyaret etti. Erdoğan, hastanede tedavi altına alınan 10 yaralı Filistinli ile tek tek ilgilenerek moral verdi. Oldukça üzgün olduğu görülen Başbakan Erdoğan, bir yaralının 'Benimle birlikte kardeşim ve yeğenim de vardı, ikisi de öldü' sözleri üzerine üzüntüsünü gizleyemedi. Erdoğan, "Biz burada bütün her şeyinizi inşallah karşılayacağız. Yaralıları da getirmeye devam edeceğiz. Bu yöndeki çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.

Yaralıların durumu hakkında doktorlardan bilgi alan Erdoğan, saldırıda iki bacağını kaybeden bir Filistinlinin yanında ise gözyaşlarını tutamadı. Yaralı Filistinlinin acılar içinde kıvranması üzerine gözleri dolan Erdoğan, üzüntüsünü daha fazla saklamayarak gözyaşlarına hakim olamadı.

İki bacağını evine isabet eden İsrail füzesiyle kaybeden yaralı Filistinlinin 3 çocuğu ve eşinin enkaz altında kaldığı öğrenildi. Erdoğan, yaralının ailesinin de Ankara'ya getirilerek tedavi ettirilmesi için danışmanlarına talimat verdi. Hastalarla yakından ilgilenen Erdoğan, odada bulunan diğer hastalarla da sohbet etti. Yaralıların yanağını da okşayan Erdoğan, "Emin ellerdesiniz. Güvenilir yerdesiniz. Burada ağabeyinizin, babanızın evindesiniz" diyerek yaralılara moral verdi.

Erdoğan, Atatürk Hastanesi'nden ayrılışında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıda yaralanan 10 kişinin refakatçileriyle ile birlikte ambulans uçakla Ankara'ya getirildiğini belirten Erdoğan, "Bu ambulans uçağımız 40 yaralıyı refakatçileriyle birlikte almaya müsait bir uçağımız. Fakat maalesef şimdiye kadar yaptığımız bütün görüşmelerde daha fazla hasta alabilme imkanını yakalayamadık. Temenni ederiz ki oradaki yaralıları buraya sevk etme noktasında imkanı yakalayabiliriz" diye konuştu. 

Yaralıların durumu hakkında bilgi veren Erdoğan, " Yaralılar genelde fosforlu bombalar neticesinde daha çok yanık ve bunun yanında şarapnel parçalarıyla yaralanmış olanlar. Neredeyse içlerinde birinin iki ayağı kesilmiş bir biçimde. Bunun yanında boyunları, şarapnel ve mermilerden dolayı dolayı felç olmuş durumda olanlar var. Gerçekten genç çocuklar. Şu an 10 yaralı ile arkadaşlarımız güzel bir şekilde ilgileniyorlar. Bu süreç buradaki tedavileri bitene kadar devam edecek. Refakatçileriyle onları burada misafir edeceğiz. Mısır'daki irtibatlarımızı dışişleri kanalıyla devam ettiriyoruz" diye konuştu.
 

Bir gazetecinin ' Ateşkesin sağlanması noktasında Davutoğlu'nun Mısır'da temasları var. Arap basınında bazı haberler çıktı. Anlaşmanın sağlanmasının yakınlaştığı şeklinde. Gazze'deki güvenliğin Türk askerinde olması şeklinde çıkan haberler gerçeği ne kadar yansıtıyor?' yönündeki sorusu üzerine Erdoğan şunları söyledi: "Düne göre veya iki hafta öncesine göre çok daha iyi noktada görüşmeler. BM Güvenlik Konseyi kararına rağmen olumsuz bir sürecin olması ayrı bir sıkıntı noktası. 3 günden beri Mısır'da yapılan görüşmeler üzerine olumlu bir istikamette devam ediliyor. Sadece Mısır'da yürümüyor Şam ayağı da var. Şam'da da arkadaşlarımız görüşmeler yaptılar. Sonra tekrar Kahire'ye döndüler. Kahire'ye dönüşte İsrail'in de katılması bekleniyordu. İsrail'in katılması ile birlikte çok rahat yakın bir konuma gelinir. Gerek Mısır'ın bu noktadaki gayreti gerekse Filistin'in gayreti. Olsa olsa Türkiye, Mısır'ın olduğu bir yerde bundan vazife çıkaramaz. Uluslararası gözlemci heyeti ile bu süreç takip edilebilir. Hangi ülkeler gözlemci verecek bunlarda bu tespitin içinde yer alıyor. Güvendiğim şudur, tarafları mutlu edecek ülkelerin katılmasını bekliyoruz. Bunların işbaşı yapması süreci hızlandıracak."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.