POLİTİKA - 04 Ekim 2016 Salı 11:09

Başbakan Binali Yıldırım: İkili öğretim sona eriyor

A
A
A
Başbakan Binali Yıldırım: İkili öğretim sona eriyor

Başbakan Binali Yıldırım, ikili öğretim yılının sona erdiğini ve öğrencilerin tam gün okula gideceğini açıkladı

Başbakan Binali Yıldırım, uzun vadeli büyümenin esasının insana yatırım olduğunu belirterek, "Bunun için de 2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz. Yani tekli öğretim olacak. Öğrencilere kötü haber, yarım gün okuyacaklardı, tam gün okuyacaklar ama daha çok şey öğrenecekler, daha fazla hayata hazır hale gelecekler" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında 2016-2019 Orta Vadeli Programı açıkladı. Programın ana çerçevesine değinen Yıldırım, dünya ekonomisinden bahsetmekte yarar olduğunu belirterek, "2009 krizinden itibaren dünya ekonomisinin büyümesi maalesef artmadı, daha az her yıl azalan bir şekilde büyüme devam etti. Bu eğilim bu yıl da sürdü. Bunun sebebi ne? Küresel güven kaybı oldu. Birtakım sanal ticaret yaparak şirketler gerçekten büyümediği halde, para, kağıt oyunları ile sonunda ellerinde patladı. Bu sefer küresel ticaretteki güven kayboldu, ticaret hacmi azaldı. bu sefer büyüme olumsuz etkilendi. Dünya büyümeyince tabii bu durum ülkelere de aynı şekilde yansımaya başladı. Burada gelişmiş ülkeler ve gelişmekte ülkeler diye ayrım yaptığımızda, gelişmekte olan ülkeler, Çin, Hindistan diğerlerine göre biraz fark yaptı. gelişmekte olan ülkeler dünya büyümesindeki yavaşlamaya rağmen büyümelerini artırmaya devam ettiler. Türkiye'de 2009 hariç 27 çeyrek boyunca sürekli büyüdü. Bu sene bile Çin ve Hindistan'ı ayrı tutarsak, Türkiye dünya ortalamasının iki katı büyümeyi yakalamış durumda. 3-4 bandında büyüme bizim asla hedeflediğimiz bir büyüme değildir. Küresel olumsuzluklar bizi de der demez etkiliyor. Avrupa'da eksi veya sıfır düzeylere giderken biz 3'ün üzerinde bir büyümeyi 2016'da yakaladık" ifadelerini kullandı.

"Darbe bile dinlemedik yapısal reformlara devam ettik"
Yıldırım, 2016'da turizm ve ihracatla ilgili olumsuzlukların yaşandığını anlatarak, "Terörle mücadelede yoğun bir yıl, üstüne üstlük FETÖ ile mücadele. Geçtiğimiz 9 ay boyunca hemen hemen hiç boş durmadık. Mutlaka sürekli bir olayla karşı karşıya, krizle karşı karşıya kaldık ve bu krizlere önlem almak gibi durumla karşı karşıya kaldık. Buna rağmen darbe bile dinlemedik yapısal reformlara devam ettik. Bütün toplum kesimlerini ilgilendiren çokça kanun çıkardık. Her biri, her bir vatandaşımızın hayatına dokunan ve geleceklerine yönelik birtakım faydalar sağlayan kanunlar. Bunların semeresini şimdi görmeye başladık. Prim affından tutun, vergilerin yeniden yapılandırılması, şehit ve gazilere bazı ilave imkanlar sağlanması, teşviklerin özel sipariş usulü yapılması yani öyle sıradan teşvik değil. Özellikle arzeden mallar için sipariş usulü yani ısmarlama teşvik modelinin geliştirilmesi. İhracatın artırılmasına yönelik tedbirler alınması. Yerlileştirme var. Firmalar ihracat artışını sağlamayı taahhüt ederse onlara ilave teşvikler sağlanacak" dedi.
Başbakan Yıldırım, 2017-2019 dönemlerinde büyüme oranının artırılacağına dikkati çekerek, "Bu, vazgeçilmez hedefimiz. 2023 hedeflerine emin adımlarla giderken düşük büyüme oranı bizim işimize yaramıyor. Belirli bir oranda yukarıya çekeceğiz. Bu, yüzde 5'in altında olmayacak" dedi.

"İstikrarımızı sürdürmek bizim görevimiz"
Orta vadeli programın 5 tane temel amacının olduğunu belirten Yıldırım, "Bunlardan birtanesi, istikrar. Siyasi istikrar, ekonomik istikrar. Siyasi istikrar var mı, var. Allah'a şükür milletimizin tam desteği var hükümetimize. 15 Temmuz'da bunu gördük. Ülkemizi karanlıklara sürüklemeye çalışan terör gruplarına gereken dersi verdi. İstikrarımızı sürdürmek bizim görevimiz. Bu haliyle istikrar olunca kapsayıcı bir büyümeyi de gerçekleştireceğiz. Büyümenin kalitesinden bahsediyoruz, saman alevi gibi büyüyorsunuz, tamamen tüketime bağlı, bu kalıcı olmaz. Katma değer üreten fark oluşturan, mukayeseli üstünlük sağlayan bir büyüme altyapısını oluşturmak, büyümenin çeşitliliğini kalitesini artırmak. Rekabet gücümüzü geliştirmek. Herkesin yaptığı işi yaparsanız oradan fazla bir şey öğrenemezsiniz. Çok az kişinin yaptığı işi yaparsanız bir adım öne geçersiniz. Hiçkimsenin yapmadığı işi yaparsanız piyasanın öncüsü siz olursunuz. Türkiye, katma değeri yüksek teknolojik ürünlerde söz sahibi olması lazım. Savunma sanayi, uzay ve havacılık, bilişim sektöründe, ilaç sektöründe bunu başarabiliriz, kimyasallarda bunu başarabiliriz. Bunlar ana sektörler. Bu sektörlere demek ki daha da yoğunlaşacağız, yerlileştirmeyi artıracağız" diye konuştu.

İstikrar ve kapsayıcı büyümenin olduğunu anlatan Yıldırım, "İkinci temel amacımız enflasyonu düşürmek. Bu sene planladığımız şekilde büyük farklılık olmazsa yüzde 7,5 seviyesinde bir enflasyonla sezonu kapatmış bulunuyoruz. Seneye enflasyon yüzde 6,5, devam eden sene de yüzde 5 seviyesine gerilemiş oluyor. Kademe kademe enflasyonu düşürmek en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Buradaki oranlar belki küçük görülebilir" ifadelerini kaydetti.

Yıldırım, aşağı doğru eğilim kararlılığını gösterdiğini belirterek, enflasyonu mutlaka sürdürülebilir, düşük bir orana geçileceğini ve bunun büyüme için önemli olduğunu söyledi.

"Satarken azimli, alırken nazlı olacağız, prensip bu"
Diğer amacın cari açık olduğunu anlatan Yıldırım, "Cari açık sattıklarınızla aldıklarınız arasındaki farktır. Döviz açığımız, dış ticaret açığımız, borç ödüyoruz ondan dolayı açığımız var. İrad, masrafı korumuyor. Demek ki ne yapacağız, iradı üretimi artıracağız. Satarken azimli, alırken nazlı olacağız, prensip bu. İçeride yaptığımız birşey varsa, fuzuli yere dışarıdan almayalım. Pahalı pahalı, milletin almasına gönlümüz razı gelmez. İçeride yapılan şey dışarıda yapılanla aynı olmalı ki vatandaş dışarıdan almasın" diye konuştu.
Eximbank'ın destek bütçesinin 3 katına çıkarıldığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, "Eskiden 1 milyar TL'ydi, şimdi 1 milyar dolar. Böylece cari açığı azaltma yönünde kararlı bir programımız olacak" dedi.
Dördüncü maddenin ekonominin rekabet gücünü ve verimliliğinin artırılması olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Herkes şimdi ihracatçı oldu, eskiden belirli ülkeler yapıyordu. Şimdi herkes çantasını eline aldı satmaya çalışıyor, pazar daraldı. Fark oluşturmak lazım. Onun için de teknolojiye, yenilikçiye yatırımı yapmamız gerekiyor. Verimliliği artıracağız. Bol bol üreteceksiniz. Çin nasıl yapıyor? İstemediğin kadar üretiyor, düşük fiyatla satıyor. Daha çok üreteceğiz, daha çok ürettiğimiz zaman daha makul fiyatlarla satma imkanına kavuşmuş olacağız" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, 'mali disiplinin' vazgeçilmez olduğunu belirterek, "Savurganlık, hovardalık yok. Nereye ne lazımsa onu vereceğiz. Hesabımızı kitabımızı düzgün yapacağız. Eldeki parayla ihtiyacımızı karşılayacağız. İktisadın en bilinen kuralı ihtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlı. Sınırsız ihtiyaçlarda öncelikler belirlememiz lazım. Kaynaklarla bu öncelikli ihtiyacı karşılamamız lazım. Seçim var diye böyle ipin ucunu bıraksaydık, bugünlere gelmezdik. Seçim gelir geçer ama geçim lazım. Bu konuda ilk günkü gibi kararlılığımız devam edecek" şeklinde konuştu.

Büyümede izlenecek 5 strateji
"Büyümede 5 stratejimiz olacak" diyen Başbakan Yıldırım, "İnsan kaynak kapasitemizi geliştireceğiz. Daha iyi eğitim alacak, işbaşı eğitim alacak, mesleki konularda sadece okulda verilenlerle yetinmeyeceğiz. İş hayatında mesleğini geliştirmeye devam edecek. Bizim petrolümüz yok. Bizim mutlak üstünlüğümüz yok, mukayeseli üstünlüğümüz var. O da genç nüfusumuz. Genç nüfus güç demektir. En büyük zenginliğimizdir. Gençlerimizi geleceğimiz olarak görüyoruz. İşgücü piyasasını daha etkin hale getireceğiz. Teknoloji ve yenilik geliştirme kapasitesini artıracağız. Fiziki yapıya zaten yatırım yaptık. Hastaneler, okullar, Türkiye'nin her tarafında, doğusunda, batısında bölge farkı gözetmeksizin altyapıyı yaptık. 2018 sonunda da Ankara, Kırıkkale, Yozgat hızlı demiryolu başlayınca doğu batı yolunda artık trafik problemi kalmayacak. Çünkü, altyapı olmazsa gelişme olmaz, üstyapı olmaz" ifadelerini kullandı.

"Kurumsal kalitemizi iyileştireceğiz"
Kurumsal kalitenin iyileştirileceğini anlatan Yıldırım, "Bundan bahsettiğimiz, devletin iş yapma alışkanlıklarının milletin beklentilerine uygun hale getirilmesi. Milletin önünü açan, işini kolaylaştıran, işini geliştirmesine destek olan kamu anlayışını ortaya koyacağız. Bu 3 yıllık program içinde neyi hedefliyoruz? Büyümenin artarak devam etmesi, kişi başına gelirin artması, yeni iş, aş alanları oluşturulması yani istihdam. Okuldan mezun olan gençlerimiz var, çalışma yaşına gelen vatandaşlarımız var, bunların iş bulması için sürekli yatırım yapmak lazım. Doğu ve Güneydoğu Kalkınma Hamlesinin ana maksatlarından birisi bu. Bölgenin kalkınmasını yapmakla beraber Türkiye'nin genel kalkınmasına ciddi bir kaldıraç etkisi yapacak. Bunları yaparken enflasyonu düşüreceğiz. Cari işlemler açığını azaltacağız. Bütün bunların anahtarı mali disiplinden asla vazgeçmeyeceğiz. Yani, şimdi ikisi birbiriyle bütün mali disiplin de diğerleri birbiriyle çelişkili gibi görülebilir, öyle değil" şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bütün bunları söyledikten sonra birkaç başlıkla bu amaçlara, hedeflere ulaşmak için ne yapacağız? Ama ondan önce bütçeyle ilgili hedeflere değinmek lazım. 2017 senesi için bütçemizi yaptık, 17 Ekim'de Meclis'e sunacağız. Bütçe yapım çalışmaları sırasında bütün bakanlıktaki yöneticilerimiz çok yoğun bir gayret gösterdiler. Ciddi katkılar sağladılar. 2017 yılında bütçe açığının yüzde 2'nin altında tamamlamış olacağız. Bu ne anlama geliyor? Bakın, turizm gelirlerimiz yüzde 40 azaldı, sonra biraz toparladı. Bir darbe geçti, terörle mücadele ve 1 Kasım seçimlerinde vatandaşa çalışanlarımıza verdiğimiz vaatler vardı. 1 Ocak'tan itibaren asgari ücret."

"2018'de bütçe açığı tekrar azalmaya devam edecek"
Bütçe açığının göreceli olarak devam edeceğini belirten Yıldırım, "2017'de bilerek 1.9'u hedefliyoruz. 2018'de bütçe açığı tekrar azalmaya devam edecek. Eğer arka planında gerekli hazırlıklarınız varsa bütçe açığını büyük bir tehdit olarak göremezsiniz" dedi.

"2017'de yatırımlar artırılacak"
Türkiye'nin beşeri kaynaklarının, altyapısının sağlam olduğuna dikkati çeken Yıldırım, Türkiye'nin dünyaya açık bir ülke olduğunu ifade etti. Yıldırım, yatırımlara hız kesmeden devam edileceğini belirterek, yatırımdan kısıtlamanın olamayacağını söyledi. Yatırımın ülkeyi geleceğe hazırlamak olduğunu kaydeden Yıldırım, büyümeye katkı sağlayacak yatırımlara çok daha fazla kaynak ayrılacağını, 2017'de yatırımların artırılacağını, bunların bir kısmının bütçe ile bir kısmının da alternatif bütçe kaynaklarıyla yapılacağını ifade etti. İstikrarın olmasıyla net kararların alındığını belirten Yıldırım, irade olmayınca idarenin olmayacağını söyledi. İradenin istikrarla mümkün olduğunu anlatan Yıldırım, 10. kalkınma planındaki bütün dönüşüm programının kararlılıkla uygulanacağını dile getirdi.

Yıldırım, bazı uygulamalara değinerek, "Ekonominin rekabet gücünü artıracağız. Yatırımları ve ticareti daha da geliştireceğiz. Bunun için reformlar lazım. Geçmişte yaptık, bundan sonra da rekabet gücümüzü artıracak reformları yapmaya devam edeceğiz. Bazı konular var, bunların bir kısmı kanuni düzenleme bir kısmı idari kararlar bir kısmı da devletin yönlendirilmesi ile ilgili yapılacak işler. Ekonomiyi daha da canlandırmak milli gelirimizi daha da büyütmek. Bunun için iş hayatıyla ilgili düzenlemeler lazım. İş uyumsuzları veya uyuşmazlıkları var, bunlarla ilgili her konu mahkemeye gidiyor, mahkemeler yıllar sürüyor, davacı, davalı mağdur oluyor. Yeni bir sistem getireceğiz, arabuluculuk sistemi. Daha küçük hak ihlalleri olduğu konularda arabuluculuk mekanizmasını getireceğiz, oturup anlaşacaklar işlerine devam edecekler. Bilirkişilik konusu Türk yargı sisteminin yıllardan beri devam eden, kanayan yarasıdır. Vatandaş mahkemeye gidiyor, hakim bilirkişi tayin ediyor, bilirkişi rapor veriyor, karşı taraf buna itiraz ediyor, bu sefer bir bilirkişi daha tayin ediliyor. Bilirkişiler rapor getiriyor, bilirkişiler gidiyor geliyor, dava sonuçlanmıyor. Sadece bilirkişiye emanet edilmiş yargı sistemiyle bir yere varamayız. Bilirkişi yargılamada destek unsuru olarak düşünülecek. Meclis'teki kanun geçecek böylece yargılamada ciddi bir hızlanma, yargılama süreleri kısalmış olacak. Noterlik sistemini de Avrupa Birliği standartalarına uygun olarak düzenleyeceğiz.

"Darbecilerin yargılanması süratle yapılacak"
Yargılama sürelerinin kısaltılmasının asıl hedeflerden birisi olduğunu anlatan Yıldırım, "Mutlaka yargılama süreleri kısaltılmalıdır. Bunu ilk 15 Temmuz darbecilerinden başlıyoruz. FETÖ'ye bulaşmış binlerce insan var ama bunların hepsi darbeye karışmış değil. Süratle doğrudan darbeye karışmış olanların, eline silahları almış olanların belgeleri, bilgileri ortada bunları bekletmeye gerek yok. Bunlar davaları uzatmak için başkalarının isimlerini veriyor, böyle bir oyuna gelmeyeceğiz. Darbecilerin yargılanması süratle yapılacak. Yargılama sürelerini kısaltmanın yolları var. İhtisas mahkemeleri kurulacak. Uzlaşma mekanizması kuruyoruz. Bilişimle ilgili davalara bakacak mahkemeler kurulacak, finans konularına bakacak mahkemeler kurulacak. Gündemimizde olan İstanbul Finans Merkezi'ni yasal altyapısıyla hayata geçireceğiz. Bir yerde işlemleri bir yerden olacak, Sağlık Bakanlığı ilgileniyorsa Sağlık Bakanlığının bilgileri de oraya akacak. Bunların hepsi tek merkezden, makul bir zaman içerisinde ve bedelle yapılmış olacak. Taşınır rehni, sadece bina arsa gibi varlıklar değil, elindeki bilgisayar torna tezgahı veya herhangi bir değer, makine bunlar da iş yaparken teminat olarak görülecek. Bankalar bunları saymıyor, binayı boş zannediyor. Diğer varlıklar teminat kabul edilmiyor. Bir tane tablosu var, dünya kadar para, o da teminat olması lazım" diye konuştu.
Çıraklık eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alınacağına işaret eden Başbakan Yıldırım, Meclis'te bulunan Patent Kanunu'nun hayata geçirileceğini ifade etti. Başbakan Yıldırım, sağlıkta yerlileşme konusuna dikkati çekerek, Türkiye Uzay Ajansı Kanunu'nun çıkarılacağını söyledi.

"İkili öğretim, 2019 sonuna kadar tarihe karışmış olacak"
Bilgi toplumuna doğru süratle gidildiğini söyleyen Yıldırım, "Akıl yollarının şerit sayısı, iki şeritle beş şeritle olacak değil, bir iki şeritle olacak değil. Ne kadar şerit yaparsanız o kadar bilgi nakli oluyor. Bilgi demek, güç demektir, bir adım öne geçmektir. Bilgi çok önemli. Bilgi toplumu olma yönünde geniş bant altyapısını geliştireceğiz" dedi.

Uzun vadeli büyümenin esasının insana yatırım olduğunu belirten Yıldırım, "Bunun için de 2019'a kadar ikili öğretime son vereceğiz. Yani tekli öğretim olacak. Öğrencilere kötü haber, yarım gün okuyacaklardı, tam gün okuyacaklar ama daha çok şey öğrenecekler, daha fazla hayata hazır hale gelecekler. Dolayısıyla, ikili öğretim, 2019 sonuna kadar tarihe karışmış olacak. Okul öncesi eğitim şu anda zorunlu değil ama yüzde 50'lileri geçti, önümüzdeki dönem içerisinde okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz. Türkiye'de yabancı dil büyüme oranı yüksek zannediliyor, hiç de öyle değil. Yabancı dil bilme oranımız, kıyasladığımız civar ülkelere göre istediğimiz oranda değil. 4+4+4 te ilk dörtten itibaren yabancı dil zorunlu hale gelecek" ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım ve toplantıya katılan isimler gazetecilerin sorularını cevapladı. Özelleştirme oranından bütçeye ne kadar kaynak sağlanacağının ve bu yılki özelleştirme oranının sorulması üzerine Maliye Bakanı Ağbal, "Bu sene inşallah yıl sonu itibarıyla 15 milyar lira özelleştirme geliri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Gelecek sene ise bütçemizde 13 milyar lira özelleştirme geliri hedefimiz var" diye konuştu.
İhracat teşvikine ilişkin soru üzerine Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Bu sene yeni ihracat ve teşvik desteklerimiz var. 2016 yılına göre 2017 yılında yapmış olacağımız artış kadar bölümünde ek ilave ihracat ve ihracat destek primimiz olacak" açıklamasında bulundu.

Emekli promosyonuna ilişkin soruya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Geçtiğimiz hafta biz de kamu bankaları ve Bankalar Birliği Başkanıyla biraraya geldik. Son değerlendirmeyi inşallah sizinle yapacağız" karşılığını verdi.

Yapılması planlanan tasarrufların sorulması üzerine Başbakan Yıldırım, "Bina ve araçlarda kamu olarak tasarrufta örnek olacağız. Önce kendimizden başlayacağız. Araç alımı, yeni bina alınmasına, kiralamasına mecburiyet olmadıktan sonra izin vermeyeceğiz. Gereksiz dış seyahatleri sınırlandıracağız. Personel alımı asgari düzeyde olacak, fazla bir personel alımı düşünmüyoruz" ifadelerini kullandı.

"22 ilde kapsamlı bir yatırım hamlesi başlıyoruz"
Bütçe açığına ilişkin soruya Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "1.9'a çıkmasının temel nedeni yatırımlarımızdaki önemli artış, 2017 yılı için. 2016 başlangıç ödeneğine baktığımızda yatırımların gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı 2.3 idi. Biz 2017 yılında 2.8'e çıkarıyoruz. Yaklaşık 67 milyar liralık sermaye giderlerimiz var, 11 milyar civarında da sermaye transferi söz konusu" şeklinde konuştu.
Maliye Bakanı Ağbal, bütçe açığına ilişkin, "22 ilde kapsamlı bir yatırım hamlesi başlıyoruz. 2017 yılında bütçemizin hem gelir hem de harcama tarafında önemli kararlar alıyoruz, bütçe açığını bu sayede yüzde 2'nin altında tutmayı sürdüreceğiz" dedi.

Eğitime ilişkin soruya Yıldırım, "Tek tip değil. Tek tedrisat, yani tam gün, tam zamanlı eğitim. Yani, öğlenciler, sabahçılar vardı ya, hem sabahçıyım, hem öğlenciyim. Aynen çalışanlar gibi. Nasıl işe gidiyorsun, okula da sabah gidip akşam geleceksin" karşılığını verdi.

İşsizlik oranının azaltılmasına ilişkin soru üzerine Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "İşsizlik oranlarında da orta vadeli program döneminde istikrarlı bir düşüş öngörüyoruz. 2016 yılında bir miktar yükseliş olacak. Tarımdan tarım dışı alana kayışla ilgili bir problem var. Buradan gelen istihdam probleminin karşılanması nedeniyle böyle bir rakam çıkıyor. Daha sonraki yıllarda tarımdan tarım dışı alan talep artışı öngörülmesine rağmen bu oranlar yakalanacak. 2017'den itibaren daha yüksek oranda yatırım hedefleri çerçevesinde istihdam dostu bir büyüme gerçekleştirilecek" şeklinde konuştu.

Yıldırım, "Bizim burada gösterdiğimiz tahminler kötümser, karamsar tahminlerdir. Biz, işimizi kış tutuyoruz, yaz tutarsa bahtımıza anlayışıyla hazırladık. Bunlar olabilecek en olumsuz tahminleri yansıttık ama günü geldiğinde daha iyi oranlarda da karşılaşacağımızı söyleyebilirim. 2017'de ihracatımız 153 milyar dolar, ithalatımız 214 milyar dolar olarak planlanıyor" dedi.

"Orta Vadeli Programın metni, Perşembe günü Resmi Gazete'de yayımlanacak"
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de, "Orta vadeli programın metni, Perşembe günü Resmi Gazete'de yayımlanacak. Programımız esas itibarıyla mali disiplini esas alıyor. En önemli husus da önümüzdeki bir yıl içinde çok kapsamlı yapısal reformlarla program destekleniyor. Önümüzdeki dönemde inşallah bunları hızlandırıp büyümeyi tekrar yüzde 5 patikasına oturtacağız" ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hasan Arat: "Önceliğimiz Türkiye Kupası’nı kazanmak" Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, camia olarak önceliklerinin Türkiye Kupasını kazanmak olduğunu ve bu süreç tamamlanana kadar teknik direktör konusunda bir isim telaffuz etmeyeceklerini söyledi. UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finalinde oynanacak Bayern Münih - Real Madrid ve Borussia Dortmund - Paris Saint-Germain maçlarını takip etmek için yurt dışına çıkan Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, İstanbul Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Birçok kulüp, sporcu temsilcisi ve sportif direktörle görüşme yapacaklarını söyleyen Başkan Arat, temaslarının olumlu sonuçlanacağına inandığını belirtti. "Al-Musrati çok üzgün" Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında oynanan Fenerbahçe derbisiyle ilgili de konuşan Hasan Arat, "Çok iyi hazırlanıp çıktığımız bir maçtı. Çok erken bir kırmızı kart gördük. Sporcumuz Al-Musrati fevkalade üzgün. Çünkü takımını uzun süre yalnız bıraktı. Tabii sporda bunlar olabiliyor. İstemeden de bu hareketlere neden olabiliyorsunuz. Bunu o açıdan bakmak lazım. Tabii ki netice bizim için son derece üzücü" ifadelerini kullandı. "Türkiye Kupası hedefimiz var" Başkan Arat, Beşiktaş olarak Türkiye Kupası hedefine iki maç kaldığını hatırlatarak, şunları dile getirdi: "Beşiktaş mücadelesine devam edecek. Bizim önümüzde bir Türkiye Kupası hedefimiz var. O hedefimize sadece iki maç kaldı. İnşallah salı günü Ankaragücü’nü yeneriz ve finale kalırız. Finalde de artık 90 dakika ne netice gösterirse bu hedefimizden henüz şaşmış değiliz. Takım toparlandı eskiye nazaran. Zor bir sezon geçiriyoruz, taraftarımız fevkalade üzgün. Ama Beşiktaşlılar her zaman mücadeleyi ve sabrı bilen bir camiadır. Hiçbir zaman başını yere eğmeyecektir. Biz de onun için çalışmalarımıza şimdiden başladık. Beşiktaş’ı daha iyi yerlere getirmek için ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım büyük bir mücadele içinde olacağız." Teknik direktör çalışmaları hakkında da bilgi veren Arat, "Teknik direktör konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Ama bizim önceliğimiz Türkiye Kupası’nı kazanmak. O döneme kadar teknik direktör ismi telaffuz etmeyeceğiz" dedi. "Taraftarımızın beklentisini anlayabiliyorum" Yeni transferlerin göreve gelecek teknik direktör ve sportif direktörle birlikte yapılacağına dikkat çeken siyah-beyazlı kulübün başkanı, "Taraftarımızın beklentisini anlayabiliyorum. Biz önemli iki star transfer ettik. Bunlar dünyaca önemli sporcular. Yeni sezonda da çalışmalarımızı yapıyoruz ama bunu teknik direktör ve sportif direktörümüzle birlikte yapacağız" diye konuştu. "Çok adaylı, demokratik bir seçim olması gerektiğine inanıyoruz" Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile bir görüşme yapıp yapmadıklarına yönelik gelen bir soruya Başkan Arat, "Hayır, Kulüpler Birliği’ndeki toplantılara katıldım. Biz görüşlerimizi tüm kulüplerimizin içinde beyan ettik. Sanırım önümüzdeki günlerde kongre tarihi konusunda gelişmeler olabilir. Her kulüp kendi imzasını ayrı ayrı yolluyor. Dolayısıyla hangi kulüplerin imza attığını bilmiyorum. Beşiktaş’ın tavrı gayet nettir. Biz çok adaylı, demokratik bir seçim olması gerektiğine inanıyoruz. Kurulların da seçimle gelmesine inanıyoruz. Bu tartışmanın artık Türk futboluna zarar verdiğini düşünüyoruz. Vakti gelince seçim en doğru karardır. Bunun tarihi de hukuki gerekçelerle yakında açıklanır" cevabını verdi. "Her Türk vatandaşı gereğini yerine getirdiği takdirde aday olabilir" Hasan Arat, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yeniden aday olma ihtimaliyle alakalı görüşlerini ise, "Herkes aday olabilmeli. Mehmet Bey de aday olabilmeli başkaları da aday olabilmeli. Bu demokratik olmalı. Yani demokratik seçim Türk futbolu için gayet sağlıklıdır. Kimsenin aday olmasını engelleyemezsiniz. Her Türk vatandaşı gereğini yerine getirdiği takdirde aday olabilir" cümleleriyle aktardı.
Kars Altun, AK Parti’den CHP’ye borçsuz bir belediye bıraktı Kars’ta merkez dahil en şanslı belediyeler arasında Selim Belediyesi yer alıyor. 31 Mart seçimlerinde AK Parti’den CHP’ye geçen belediyenin borçsuz ve kasasında para olduğu ortaya çıktı. AK Partili Belediye Başkanı Coşkun Altun’un 2 dönem belediye başkanlığı yaptığı Selim’de yeni belediye başkanına yapacak proje de kalmadı. Başta doğalgaz olmak üzere otogar, hayvan pazarı, kent meydanları, yollar, kaldırımlar, yürüyüş yolları ile alt yapısı ve modern bir belediye hizmet binası ile görevini CHP’li belediye Başkanı Barış Koç’a teslim eden Coşkun Altun, 5 yıllık süre ile görev yapacak olan Koç’a tabiri caizse yapılacak işte bırakmadı. Son günlerde CHP’li Belediye Başkanı Barış Koç’un iftira kampanyası başlattığını ifade eden Selim Belediyesi eski Başkanı Coşkun Altun, “2014 2024 yılları arası belediye başkanlığı yaptığım Selim Belediyesi’nde 31 Mart 2024 tarihi itibari ile bıraktım. Görev yaptığımız süre içinde ilçemi hizmet anlamında daha ileriye götürmek için her türlü gayreti sarf ettiğimi tüm Selimli hemşerilerim bilir. Ne yazık ki; mevcut belediye başkanı seçim döneminde olduğu gibi seçimden sonra da belediye başkanlığı seçildiği halde iftira kampanyalarına algı kampanyasına devam etmekte ‘çamur at izi kalsın’ anlayışıyla Selimli hemşerilerimizin oylarıyla seçildiği makamı iftira ile sürdürmek istemektedir” dedi. “Astığı pankartta borçsuz ve kasada para var” Astığı pankartta borçsuz bir belediye ve kasada para bıraktığımızı mevcut belediye başkanı Barış Koç’Un kendisinin itiraf ettiğine dikkat çeken Altun, “Kendisi itiraf etmiş ve yaptığımız hizmetleri yardımları 1 yıllık dediği yalanın 5 yıllık süre içinde özelikle son iki buçuk yılın Sosyal belediyecilik adı altında Maddi durumu iyi olmayan hemşehrilerimize kömür yardımı, giyim yardımı, gıda yardımını, nakdi yardımları ,eğitim destekleri, illegalmış gibi göstererek iftira atmaktadır. Ayrıca sentetik saha Gençlik Spor Bakanlığı tarafından verilmiş Celal Aras Parkını Celal Aras’ın kızı tarafından 1.500.000 TL belediyemize hibe olarak gönderilmiş, Cumhuriyet mahallesindeki parkı Eyüp Belediyesi ile ortaklaşa yaptığımızı, bu parkın şimdiki maliyetinin 15 milyona yapamayacağını kendisi de çok iyi bilmektedir. Ayrıca araç parkındaki araçların hiçbirisinin borcu olmadığını sadece elimizde bulunan 24 metrelik itfaiye aracımızın şimdiki değeri 10 milyon olduğunu ve bu hizmetlerin hangi aşkla şefle yaptığımızı Selimli hemşehrilerimizin takdirine sunuyorum” diye konuştu. Altun, “Diğer projelerde bakanlığın desteği ile yaptığımız hizmetleri farklı bir şekilde yalan iftirayla algıyla kamuoyuna sunmaya çalışıyor bu tamamıyla siyasi ahlaksızlıktır. Belediye Başkanlığı’nı devrettiğimde 20 milyon ve iller Bankası’ndan gelen 2 milyon denkleştirme ile kasada paramız mevcut, 1957’den beri olan SGK borçlarını yeni borçmuş gibi göstermek belediyenin elektrik ihtiyacını karşılamak için güneş enerjisi projesini hayata geçirip çektiğimiz iller bankası borcuymuş gibi göstermek ve bunun üzerinden siyasi rant sağlayıp bana iftira atıyormuş gibi Selim halkı önünde itibar suikast yapmak istiyor. Selimli hemşerilerimiz bunu çok iyi biliyor ki görev yaptığım süre içinde ilçemizin ve belediyemizin menfaatini korumak için kapı kapı dolaştım ve ilçemi modern ilçe yapma adına elimden her türlü gayreti sarf ettim. Görev yaptığım süre içinde ilçeme milyonlarca liralık proje üretmiş sosyal ve kültürel alanda ilçemi Kars’ın marka ilçesi haline getirmiş vizyon projelerimizle şehirler arası otogar, Hayvan Barınağı, hizmet binası kent meydanı, birçok park doğal gaz ve buna benzer onlarca projede imza atmış ve ilçemizin hizmetini sunmuşuz. Bu projelerin maddi değeri 100 milyonlarla ile hesap ediliyor ne yazık ki yeni belediye başkanı algı politikasıyla hizmet yapamayacağı gibi 5 yılını Selimli hemşerilerimizi kandırarak bir önceki döneme iftira atarak devam etmek istiyor. Şunu bilmeli ki biz Selimdeyiz, Selimlimin yanında olacağız ve yapacağı her türlü iftira ve yalanı yüzüne vuracağız. Belediyemiz bölgenin tek borçsuz belediyesi olarak devrettiğimizi iller bankasına maliye ve SGK borçlarının 1957’den beri olan borçlar olduğunu ve bu borçları af kapsamında yapılandırdığımızı attığı iftiraların hepsinin mesnetsiz ve yalan olduğunu pankart yazdıklarının hepsinin Selim halkının emrine sunduğumuz hizmetler olduğunu size belirtmek isterim” şeklinde konuştu.
Samsun 12 kişinin ölümüne yol açan fıkralık köprü yenileniyor SAMSUN (İHA) – Samsun’da 2012 yılında yaşanan sel felaketinde 12 kişinin ölümüne yol açan Mert Irmağı üzerindeki ‘Karadeniz fıkralarına’ konu olacak yaya köprüsü, Mert Irmağı Islah Projesi kapsamında yenileniyor. İlkadım’ın Derebahçe Mahallesi ile Canik’in Yeşilova Mahallesi’ni birbirine bağlayan Mert Irmağı üzerindeki yaya köprüsü, ilginç mimarisi ile hem şaşırtıyor hem de tedirgin ediyor. 23 yıl önce inşa edilen köprü, yolun yaklaşık 4 metre aşağısında bulunuyor. ‘ters kemeri’ andıran köprü, yayalara hizmet veriyor. Köprü, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 3,1 milyar TL’lik Mert Irmağı Islah Projesi kapsamında yapılacak düzenleme ile yenilenecek. “Yeni bir felakete yol açmadan düzeltilmeli” Köprünün yeni bir felakete yol açmadan düzeltilmesinin sevindirici olduğunu ifade eden bölge sakinleri, “Büyük sel olduğunda burada 12 kişi hayatını kaybetti. O dönem zemin katta oturan birçok kişi selde can verdi. Yukarıdan gelen ağaçlar ve selin sürüklediği malzemeler yaya köprüsünü tıkamıştı. O nedenle ırmaktan taşan sular ana caddelere kadar yükselmişti. İnşallah alınacak tedbirlerle bir daha böyle üzücü olaylar yaşanmaz. Bu köprü zamanın teknik mühendisleri tarafından yanlış yapılmış. Köprünün ayakları dere yatağına doğru değil düz ya da yukarı doğru olmalı. Mühendisler nedense köprüyü ırmağın içine doğru planlamışlar” ifadelerini kullandılar. 19 Ocak’ta Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın katılımı ile atılan temelin ardında başlayan çalışmaların ardından iş kapsamında sol sahilde 855 m, sağ sahilde bin 404 m kesişen fore kazıklarla sızdırmazlık perdesi, sol sahilde bin 84 m, sağ sahilde ise 536 m betonarme konsol duvar, denize çıkış kısmında çift taraflı 295 m taş tahkimat trapez kanal, yukarı havzada 2 adet betonarme tersip bendi, 7 adet araç, 1 adet yaya ve 1 adet servis köprüsü imalatları bulunuyor. 350 adet fore kazık imalatı tamamlanan projede çalışmalar devam ediyor. Proje kapsamında yaya köprüsü ile birlikte ırmak üzerinde bulunan diğer 7 köprü de yenilenecek. Mert Irmağı Islah Projesi’nin bu yıl sonunda tamamlanması hedefleniyor.