POLİTİKA - 22 Şubat 2017 Çarşamba 20:15

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: Orta Doğu Türk iş adamları için bir nimet

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: Orta Doğu Türk iş adamları için bir nimet

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) üyeleriyle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Orta Doğu bugün sıkıntılı olarak görülebilir. Ama bu coğrafya büyük bir nimet. Belki üç yıl sonra sizler Orta Doğu’yu ‘nasıl yeniden inşa ederiz’i konuşuyor olacaksınız” dedi.

Bursa’da bir dizi temasta bulunan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) üyeleriyle buluştu. Meclis salonunda iş adamlarına seslenen Şimşek, “Küresel kriz, Türkiye’nin kendi iç dinamikleri, Orta Doğu’daki sıkıntılar, terör, seçimler ve son olarak ise hain darbe girişimine rağmen 2003 yılından bu yana Türkiye yüzde 5,9 büyüdü. Enflasyonu tek hanede tutan bir ülkeyiz” diye konuştu.

"Geleceğe yatırım yapmaktan korkmayın”

Risk alacak yatırımcı olması gerektiğini ifade eden Şimşek, “Bununla beraber orijinal fikirleri olacak girişimciler gerekiyor. Üniversite ve sanayinin yakın çalışması gerekiyor. Orta Doğu bugün sıkıntılı olarak görülebilir. Ama bu coğrafya büyük bir nimet. Belki üç yıl sonra sizler Orta Doğu’yu ‘nasıl yeniden inşa ederiz’i konuşuyor olacaksınız. 'Oradaki projelere nasıl mal yetiştiririz'den bahsedeceksiniz. Onun için bu coğrafya çok ciddi fırsatlar içeriyor. Geleceğe yatırım yapmaktan korkmayın” şeklinde konuştu.

"Bilirkişi reformu yaptık"

Yargının hızlı olmasının iş dünyası açısından önemli olduğuna işaret eden Şimşek, “Geçen sene çok önemli iki adım attık. Bu sene de çok önemli iki adım daha atacağız. Geçen sene istinaf mahkemelerini devreye sokarak nihaî olarak bölgesel yargıtayı kurmuş olduk. Bilirkişi reformu yaptık. Yargının gecikmesinde en önemli konu bilirkişiydi. Şimdi önümüzde modern ara buluculuk ve ihtisas mahkemeleri kaldı. Taslaklar hazır. Bu sene inşallah bu reformlar hayata geçer. Yargı performansa dayalı karar verebilecek bir yapıya kavuşur” dedi.

Daha sonra basına kapalı gerçekleştirilen toplantıda Bakan Şimşek, iş adamlarının sorularını cevapladı.

Abdullah Çibir 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.