POLİTİKA - 21 Kasım 2017 Salı 20:56

Başbakan Yıldırım: 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz

Başbakan Binali Yıldırım, “2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, ‘Antalya Kentsel Dönüşüm ve Stratejik Yaklaşımlar Kurultayı’na katıldı. Başbakan Yıldırım’ın katıldığı kurultayda Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, AK Parti Antalya Milletvekilleri Gökçen Özdoğan Enc, Hüseyin Samani, Mustafa Köse ve Atay Uslu, AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer, AK Partili ilçe belediye başkanları yer aldı. Başbakan Yıldırım, “2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.

“Dünyada sadece devletler yarışmıyor, şehirler de yarışıyor”
Dünyanın gelişme hızı ve Türkiye'nin geldiği seviye göz önüne alındığında şehirlerin çok büyük hedeflere ulaştırılmasının zaruri olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, dünyada sadece devletlerin yarışmadığını ve şehirlerin de yarıştığını belirtti. Şehirlerin kadim değerlerini koruyarak çağın getirdiği şekilde yeniden ele almaları gerektiğini belirten Yıldırım, "Cumhurbaşkanı'nın ısrarla söylediği bize verdiği bir hedef var, yatay mimariyi tercih edin. Daha insani ve ruhu olan, insanların birbiri ile kaynaşması için yatay mimari ve geniş alanlar herkesin özlediği bir şeydir. Kültür dokumuzun korunmasını şehircilikle olmazsa olmaz önceliğimiz olarak görüyoruz. Çocuklara, gençlere, kadınlara, engellilere, bütün vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlama mecburiyetiz var" şeklinde konuştu.

“Her yıl 500 bin konutun dönüştürülmesi lazım”
15 yıl önce büyük bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattıklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, depremin yıkıcı etkilerini bilen bir millet olduklarını ifade etti. Yıldırım, "Depremi yaşayan biri değilim ama Erzincan depremini bilen biriyim. Babaanne ve anneannemin nasıl yıkım ile karşı karşıya kaldığını hep dinledim. Babamın halası bir hafta sonra sağ salim tesadüfen çıkarıldı. Erzincan 1939'da yerle bir oldu. Şimdiki Erzincan, eski Erzincan değil. Şehir depremden sonra kuzeye taşındı. Deprem öldürmüyor ama depreme hazırlıksızlık öldürüyor. Depreme hazır olmak için çok ama çok sıkı çalışmamız lazım. Zaman çok geniş değil ama mutlaka deprem olacak. İstatistikler bunu gösteriyor. Her yıl 500 bin konutun dönüştürülmesi lazım. 7,5 milyon yapının yeniden yapılması lazım. Türkiye'nin yapı stoku 20 milyon civarında. Binaların üçte biri ya ruhsatlı ya da planlara, projelere uygun yapılmamış ya da depreme karşılamayan yapılar. Bütün bunları dikkate aldığımızda bugünkü performansımız yeterli değil" dedi.

“Son 15 yılda hiç krize girmeyen sektör inşaat sektörüdür”
TOKİ başta olmak üzere çok ciddi çalışmaları olduklarını söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milletvekili olduğum İzmir'de yapıların yüzde 62'si dönüşüme tabi yapılardan oluştu. Onlarca yılın getirdiği sorunu hal etmek için yine 40-50 yıla ihtiyaç var. Ancak bu kadar zaman yok. Bu dönüşümü 15 yıla sığdırmamız gerekiyor. Kaynak kendi kendini finansal edecek potansiyele sahip. Büyük şirketler var. Bu dönüşümü en güzel şekilde yapabilme kabiliyetine sahibiz. Başka ülkelerde inşaat sektörü o kadar dinamik değil. Bizde son 15 yılda hiç krize girmeyen sektör inşaat sektörüdür. İnşaat sektörü deyip geçmeyin. Tepeden tırnağa bütün sektörü etkiliyor."

“Siyaset her zaman hakikat ile örtüşmüyor”
TOKİ'nin son 14 yıl içinde kentsel dönüşüme yönelik 17 milyar liralık ihale gerçekleştirdiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, kentsel dönüşüme tabi yapılan işlerin yüzde 38'e çıktığını ifade etti. 81 ilde dönüşüme tabi tutulması gereken yapıların tespitinin yapıldığını söyleyen Yıldırım, "Siyaset her zaman hakikat ile örtüşmüyor. Kentsel dönüşüm dediğimizi zaman siyasi rakipler rantsal dönüşüm niyetin var diyor, niyet okumaya başlıyor. Böyle bir şey yok, tartışma ile işin özünden çıkıyor. Zaman kaybı oluyor. Zaman kaybının değeri paradan daha değerli. Parayı kaybedersiniz tekrar kazanırsız, zamanı tekrar kazanma şansınız yok. Her gün hesabınızda 86 bin 400 saniye yatıyor. Ertesi gün bakiye sıfır. Parada kullandığınız miktarı gidiyor geri kalan öbür güne devrediyor. Lüzumsuz işleri bir tarafa bırakıp memleket için aynı noktaya kilitlenmemiz lazım" dedi.

“Hepsini TOKİ yapsın diye beklemeyeceğiz”
Kentsel dönüşümdeki temel prensibin yerinde dönüşüm olduğunu söyleyen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Vatandaş bu iş geleceğim için iyi bir iştir demeli. Vatandaşı bu noktaya getirmeden, emir vaki ile zorla dışarıyı çıkarttığınız zaman onu anlamaz. Hayal satmak zordur. Aynen Bizin 16 Nisan'da gibi hayırcılar mevcudu anlatır, biz geleceği anlattık. Bizim işimiz zordu. Biz zoru başardık. Bu işin 2 yolu var. Vatandaşın rızası alınacak ve yerinde dönüşüm yapılacak. Ya da rezerv alanında dönüşümü yapıp vatandaşı oraya götürüp göstereceğiz. Bunu yapınca iş daha kolay oluyor. Ama bunu her yerde yapma şansımız yok. Büyükşehirlerde alan yok. Sadece depreme dayanıklı bina yapmakla kalmayacağız. Burası bir yaşam alanına dönüşecek. Eğitim ve yeşil alanları, sosyal tesisleri ile adeta bir külliye gibi eser ortaya koymamız gerekiyor. Bu hedefi gerçekleştirmek için uzun bir zaman yok. İşi dağıtacağız. Hepsini TOKİ yapsın diye beklemeyeceğiz, kuralları koyduktan sonra herkes o çerçevede yapacak. İstihdam da oluşturacak, piyasa hareketlilik devam edecek."

“Harç muafiyeti yüzde 150'ye çıkartılacak”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kentsel dönüşümde harç muafiyetinin yükseltme kararı aldığını ifade Başbakan Yıldırım, harç muafiyetinin yüzde 150'ye çıkartılacağını belirtti. Yıldırım, "Malikleri yapılan yardımlarda hak kaybını gidermek amacıyla ikamet şartını kaldırıyoruz. İkamet ediyorsan verilecek yoksa verilmeyecek, böyle bir şey olmaz. Madem bu işi yapacağız buradaki engelleri kaldırmamız lazım. Eğer bir dönüşümü şehir karar verilirse burada bu haklardan yararlanma imkanı getiriyoruz. Gecekondu sahipleri, kiracılar ve mülkiyetini belgelendiremeyenler veya tapusunu alamayanlarda aynı sorun var. Mülkiyet sorunu yoksa dönüşüm ihtiyacı yok. Dolayısıyla bir karar alıyoruz ama uygulaya gelince aldığımız kararların hiçbirinin sahada tatbik imkanı yok. Bu mağduriyeti gidermek için mülkiyetini belgeleyemeyenlere katkı vereceğiz. Dönüşüm sürecinde vatandaşı yanlış yönlendirenlere olduğunu gördük. Maalesef bu yanlış yönlendirilmelerle, hileli hisseli devirlerle, yurt dışına küçük bir hisse satışı ile tebligat sorununu oluşturma ve dönüşümün hızını kesme engelleme girişimlerini gördük. Bu tıkanıklığını önüne geçilmesi için kentsel dönüşümde bu tebligat oyununun önüne geçilmesi için kentsel dönüşümde elektronik tebligat uygulamasına geçeceğiz" şeklinde konuştu.

“Kentsel dönüşümde belediyeler zorluk çekiyor”
Kentsel dönüşümle ilgili olarak belediyelerin zorluklar yaşadığını belirten Başbakan Yıldırım, "Belediyeler dönüşüm konusunda istekliler, bu sıkıntıları da gidereceğiz. Kredilendirme noktasında belediyeler limiti dolunca kredi alamıyor. Kentsel dönüşümü hariç tutacağız. Borçlanma sınırına bunu dahil etmenin anlamı yok. Kentsel dönüşüm yapan belediyelere hem finans hem kaynak desteği öngörülüyor. Bürokrasi fazla, bunu azaltmak gerekiyor. Bunun için de bakanlık bir çalışma başlattı. Dönüşüm alanları için imar askı planları azaltacak. Alan bazlı dönüşüme teşvik edeceğiz. Planlamayı başaramıyorsak başarısızlığı planlıyoruz demektir. Daha fazla yeşil alan, sosyal alanları dikkate alan yaşayan şehirler yapmamız gerekiyor. Ruh olmazsa binada yaşayanının ruhu sıkılır. Bankalarda temin edilecek kiraya yardımı sağlamaya devam edeceğiz. Hatta önümüzdeki yıldan itibaren çok kentsel dönüşüme yönelik faiz tarifesini devreye sokacağız. Bundan böyle kamu idareleri kendi aralarında işbirliği protokolü ile kentsel dönüşümü gerçekleştirecek. Belediyeler birbiri ile çalışabilecekler. Bu işleri hızlandırmamız gerekiyor Kamunun üstünden kamulaştırma yükünü azaltmamız gerekiyor. Yol geçen yerin değeri artıyor. Öyle bir uygulama var ki hem yol geçiyor diye para alıyor, hem de bina ve arsası değerlendiriyor. Yoldan da yolunu buluyor. Bu haksız bir şey, eğer orada bir artı değer oluşuyorsa adil bir paylaşıma ihtiyaç var. Kazanç elde edenlerin katkı sunması lazım" ifadelerini kullandı.

“Dönüşüm yerlerinde oranı düşüreceğiz”
Dönüşüm yapılan yerlerde yüzde 100 mutabakat arandığını ifade eden Yıldırım, oranı düşüreceklerini dile getirerek, "Yüzde 66 ya da 3/2 oranında karar verilirse böylece dönüşüm kararı alınmış olacak. Biz bunları yaparken ülkenin geleceği hakkında plan yapanlar boş durmuyor. Biz hayra onlar şerre çalışıyor. Hayır da şer de Allah'tan, biz iyi niyetle çalışacağız, milletin yüzünü güldürmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar birçok engel ile karşılaştık, şimdi başka yollar deniyorlar. Bu ülke bu topraklar çok büyük sınavlar verdi. Millet en son sınavı 15 Temmuz'da verdi, bu bayrak inmedi, ülkeyi millet alçaklara teslim etmedi. Bu hesabı yapanların 1000 kere düşünmesi lazım. Asla hürriyetin taviz vermez. Egemenlik milletimiz karakteridir" şeklinde konuştu.

“Orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz”
Ekonomi üzerinden Türkiye'nin sıkıştırılmaya çalışıldığını söyleyen Başbakan Yıldırım, bunu yapanların yeni bir yanlışın içene girdiğini belirtti. Yıldırım, "İhracatımız artıyor. Bir yıl içinde 1 milyon 300 bin vatandaşa iş sağladık. Son ekim ayında en büyük ihracat rakamları ulaştık. Bu dalgalanmalar geçicidir. ABD'nin ekonomi ile ilgili aldığı kararlar, bölgesel istikrarsızlık ve gelişmekte olan ülkelerin bazı aleyhte söylemleri kısa süreli de olsa piyasalarda hareketlenmeye neden oldu. Bu bizim öngördüğümüz bir şeydi. Türkiye hala göstergelerde dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Bütçe açığı kriterlerin altında. Kamu borcu milli gelirin yüzde 30'unun altında. Endişeye mahal yok. Biz dalgalanmalara yönelik darbeden sonra Türkiye göçtü filan diye büyük laflar ettiler. ABD seçimleri oldu bir dalgalanma daha oldu. 2017'de dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en fazla büyüyen ülke Türkiye'dir. 2017 yılında büyüme oranımız 6 ile 7 arasında bir noktaya ulaşmış olacak. Bu orta vadeli planla 3 yıl içinde yüzde 5,5 asgari büyüme hedefliyoruz" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de, Türkiye'nin depreme hazırlanması, yapı stoğunu daha dayanıklı hale getirilmesi amacıyla bu çalışmanın Cumhurbaşkanı'nın isteğiyle başladığını söyledi. Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu belirten Özhaseki, son yüzyılda 56 depremde 83 bin insan hayatını kaybettiğini söyledi. Özhaseki, "Adalar segmentinde eski depremin süresi dolmuş gibi görünüyor. Bütün bilimsel çalışmalarda 2030'a kadar adalar açıklarında 7 büyüklüğünde üzerinde deprem olacağı. Böyle bir deprem bizi büyük bir sıkıntıya sokar. Son büyük depremin üstünden 500 sene doldu ve deprem olacağı bilim adamları hem fikirler. Kentsel dönüşümle deprem riskini fırsata dönüştürerek ekonomik bir kazanç olacak. Kendi piyasamıza 150 milyar lira her sene bir giriş olacak. Konut yapımında 250 sektör çalışma yapıyor. Bu 250 sektörün yakın zamanda daha hareket hale gelecektir” dedi.
 

Adem Akalan-Harun Erdoğdu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya CW Enerji bir şirketi daha güneşle buluşturdu Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji, bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa’da arazi GES’in kurulumunu başarıyla tamamladı. Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji Kaptanoğlu bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa arazi GES’in kurulumunu başarıyla gerçekleştirdi. Konu hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz, CW Enerji olarak Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine katma değer sağlayan projelere imza atmaya devam ettiklerini söyledi. Yılmaz, çevre dostu uygulamaları yaygınlaştırma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, "Türkiye’nin önde gelen grup şirketlerinden Kaptanoğlu Denizcilik Grup’a ait Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. ile güzel bir projeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda; Şanlıurfa’da firma için arazi GES’in kurulumunu tamamladık. Hayata geçirdiğimiz projemiz ile bir kez daha temiz ve yeşil enerji dönüşümüne önemli bir katkı sağladık" dedi. "Hem doğaya hem ekonomiye katkı" Kurulan güneş enerji santralinin firmanın enerji ihtiyacını çevre dostu bir şekilde karşılamanın yanı sıra çevresel sürdürülebilirliğe de büyük bir fayda sağlayacağına dikkat çeken Yılmaz, "Sanayimizin enerji ihtiyacını çevreci, ekonomik ve yerli çözümlerle karşılamak bizler için gurur verici. Projenin hem teknolojik gücümüzü hem de sürdürülebilirliğe olan katkımızı göstermesi açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Türk denizcilik sektörünün köklü ve öncü kuruluşlarından Desan Deniz İnşaat Sanayi’nin çevreci üretim yaklaşımını benimseyerek bu alanda güçlü adımlar atması son derece değerli bir gelişme" şeklinde konuştu. Yenilenebilir enerji projeleriyle hem doğaya hem de ekonomiye katkı sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Yılmaz, temiz enerji çözümleriyle karbon ayak izini azaltma misyonlarını da yerine getirdiklerini kaydetti. Sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz Türkiye’nin birçok farklı il ve ilçesinde kurulumunu tamamladıkları hem çatı hem arazi güneş enerji santralleri ile iz bırakmayı sürdürdüklerine dikkat çeken Yılmaz, "Geliştirdiğimiz yüksek verimli, son teknoloji güneş panelleriyle yüksek performans ve güvenilirliği odağına alan güçlü bir markayız. Üretimini gerçekleştirdiğimiz paneller, dayanıklılıkları, uzun ömürleri ve yüksek performans değerleriyle her ölçekteki projeye maksimum verimlilik sağlıyor. Uluslararası kalite standartlarına uygun olarak ürettiğimiz ürünlerimiz, zorlu iklim şartlarında dahi güvenle çalışabilecek bir teknolojiye sahip. Uzun yıllara dayanan tecrübemizle müşterilerimize yalnızca bir enerji çözümü değil, sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz" diye konuştu. Her yeni projede doğaya, ekonomiye ve geleceğe dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Yılmaz, önümüzdeki dönemde de güneş enerjisinin Türkiye’deki yaygınlığını artırmaya yönelik projelere imza atmaya devam edeceklerini kaydetti. "GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz" Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu da, "Tersanemizin enerji ihtiyacını çevreci ve yenilenebilir kaynaklarla karşılamak hem doğaya karşı sorumluluğumuzun bir gereği hem de ileriye dönük vizyonumuzun temel unsurlarından biri. CW Enerji ile hayata geçirdiğimiz bu çalışma sayesinde enerji tüketimimizi güneşten sağlayacağız. GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz "dedi.
Denizli 13 yaşındaki ikizler Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile mücadele ediyor 15 milyonda bir görülen Kromozom 4q Delesyon Sendromu rahatsızlığı ile dünyaya gelen ikiz kardeşler, yaşadıkları zorluklara rağmen hayata gülümsüyor. 13 yıl önce dünyaya gelen ikiz kardeşler, 15 milyonda bir görülen hastalıkla yaşam mücadelesi veriyor. Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile hayata merhaba diyen Batuhan ve Emirhan Akar kardeşler, 13 yıllık yaşamlarında karşılaştıkları zorluk ve engelleri anne ve babasının sevgisiyle aşmaya çalışıyor. Yaşı büyüyen çocuklarının bakım ve sorumluluklarının da büyüdüğünü ifade eden anne Selin Akar, "Gençlik çağına gelen çocuklarım büyüdükçe bakımları zorlaşsa da ömrümün sonuna kadar yılmadan çocuklarıma bakacağım" dedi. Soner - Selin Akar çiftinin ikinci çocukları olarak 13 yıl önce dünyaya gelen Batuhan ve Emirhan Akar doğuştan genetik bir rahatsızlık olan Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile dünyaya geldi. Hamilelik sürecinde kontrollerde çocuklarının sağlıklı olduğunu belirten anne Selin Akar, "Hamileliğimde gittiğimiz doktor, çocuklarımın herhangi bir rahatsızlığından bahsetmedi. Doğumda çocuklarımız Kromozom 4q Delesyon Sendromu ile doğdu. 15 milyonda bir görülen hastalık olduğunu söylediler. Doğdukları günden itibaren tedavi sürecimiz devam ediyor. Öğrenme ve konuşma zorluğu ile hareketlerinde kısıt var. Şimdi okulda özel eğitim alıyorlar" dedi. Her gün okula gidiyorlar Batuhan ve Emirhan’ın özel eğitim sınıfında eğitim gördüğünü belirten anne Selin Akar, "Okul çağı ile birlikte çocuklarımın eğitim hayatı başladı. Gümüşsu Mahallesi’nde farklı özel eğitim sınıfında okula devam ediyorlar. Hareket ve kendilerini ifade etme konusunda güzel ilerleme var. Çocuklarımızın sosyalleşmesi ve kendilerini ifade etmeleri açısından aldıkları eğitim çok önemli" dedi. Doğumla birlikte büyük zorluklarla karşılaştıklarını belirten baba Soner Akar, Batuhan ve Emirhan’ın hayatlarındaki en güzel detay olduğunu belirterek, "Doğduklarında çok mutlu olduk. Hayatımızın en güzel ve özel anlarını Batuhan ve Emirhan’la yaşadık. Hastalıkları onları daha çok sevmemizi sağlarken aramızdaki bağı daha da güçlü yaptı" dedi. Batuhan ve Emirhan’dan büyük bir çocukları daha olduğunu belirten baba Soner Akar, "Büyük oğlumuz lise çağında yatılı olarak Çivril’de eğitim görüyor. Kardeşleri ile arasında çok güçlü bir bağ var. Batuhan ve Emirhan 13 yaşında olmalarına rağmen 4-5 yaşında bir bebek gibiler. Batuhan bana Emirhan annesine çok düşkün. Biz ve abisi ikisine de çok düşkünüz" dedi. Doğumdan sonra emekli bir öğretmenin çocuklardan birini evlatlık olarak almak istediğini belirten baba Soner Akar, "Batuhan ve Emirhan doğduktan sonra hastaneden karşılaştığımız emekli ve çocuğu olmayan bir öğretmen çocuklarımdan birini evlat edinebileceğini söyledi ama biz böyle bir şeyi hiçbir zaman düşünmedik" dedi. Bez maliyeti çok yüksek Batuhan ve Emirhan’ın ilaç ve hastane masraflarının devlet tarafından karşılandığını belirten baba Soner Akar, "Batuhan ve Emirhan’a verilen rapor ile tedavi ve ilaç giderleri karşılanıyor. Biz de Çivril Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfı aracılığıyla bakım yardımı alıyoruz. İki çocuğun da bakıma muhtaç olması yüzünden bir işte çalışmamız imkansız. Kendi evimizde hayvancılık ve çiftçilik de yapıyoruz. Çocuklar büyüdükçe bez sarfiyatları arttı. Artık gün içinde çok fazla bez değiştirmek zorunda kalıyoruz. En büyük sıkıntımız bez. Devlet bez ödemesi yapıyor. Daha önce bez desteği veriyordu o daha iyi oluyordu. Devletin verdiği ödeme ile dışardan bez almak çok maliyetli. Bu konuda da hayırseverler ve Çivril Belediye Başkanımız yardımcı oluyor" dedi. Babasının evinin bir kısmını kullandıklarını belirten Soner Akar, "Kendimize ait bir evimiz yok. Köyde babamın evinin yan tarafına küçük bir oda yaptım. İki oğlum ve eşimle burada yaşıyoruz. Tek amacım çocuklarımın sağlıklı bir hayat sürebileceği bir ortam bir ev yapmak" şeklinde konuştu. Batuhan ve Emirhan’ın bakımında en çok kıyafet sorunu yaşadığını dile getiren anne Selin Akar, "Batuhan ve Emirhan zor konuşan, zor hareket eden çocuklar. Yemeklerini ben yediriyorum bakmak zor ama güzel. Ben çocuklarımın bakımında en çok kıyafet bulmak konusunda zorlanıyorum. Bez kullandıkları için gün içinde okulda birkaç defa kıyafet değiştiriyorlar. Her gün defalarca çamaşır yıkamak zorundayım. En büyük mutluluğum onları temiz güzel kıyafetlerle okula göndermek" ifadelerini kullandı. Hayatlarını ve yaşamlarını Batuhan ve Emirhan’a göre yeniden şekillendirdiklerini belirten baba Soner Akar, "Kendimiz için değil çocuklarımız için yaşıyoruz evlenirken hayallerimiz vardı hayallerimizi öbür dünyaya bıraktık bu dünyada çocuklarımız için yaşıyoruz. Her şey onların sağlıklı bir ortamda kendilerine yetebilen birer birey olarak yetişmeleri" dedi.
İstanbul PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri’ne operasyon: 11 gözaltı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. ile şirket yetkilileri hakkında yürütülen soruşturma kapsamında operasyon düzenlendi. 11 kişi operasyonda yakalanırken, Payco Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. şirketine, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği kararıyla el konuldu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. ile şirket yetkilileri hakkında yasadışı bahis ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası denetim raporu ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca düzenlenen rapor incelendi. Her iki raporda da yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin, elektronik para ve ödeme hizmeti sunan kuruluşlar üzerinden sistematik şekilde finansal sisteme sokulduğu ve çok sayıda şirket üzerinden aklandığı belirlendi. Öte yandan eylemin bireysel bir faaliyet değil örgütlü bir yapılanma tarafından yürütüldüğü de tespit edildi. Soruşturma kapsamında elektronik para kuruluşu bünyesinde 1 örgüt lideri, liderliğe bağlı 3 yönetici, bu yöneticilerin talimatları doğrultusunda operasyonel düzeyde faaliyet yürüttüğü değerlendirilen 7 örgüt üyesinden oluşan hiyerarşik bir suç örgütü yapısının oluşturulduğu ve çok sayıda yüksek riskli ve suçla bağlantılı finansal hareket belirlendi. Bu kapsamda İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Yalova’da, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce eş zamanlı operasyon düzenlendi. 11 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilere ait malvarlıklarına ve Payco Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. şirketine, İstanbul Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla el konuldu.
Düzce Düzce’de bebek, çocuk ve genç akademisi eğitim yapıldı DÜZCE(İHA) – Düzce’de Sağlıklı Hayat Merkezleri bünyesinde ailelere ve çocuklara eğitim ile danışmanlık hizmeti sunmak amacıyla bebek, çocuk ve genç akademisi programı hayata geçirildi. Sağlık Bakanlığı, Sağlıklı Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda toplum sağlığının güçlendirilmesi amacıyla bireylerin yaşam döngüsünün tüm dönemlerinde desteklenmesini hedefleyen çeşitli faaliyet ve programlar yürütüyor. Özellikle beyin gelişiminin en kritik olduğu bebeklik ve erken çocukluk döneminde ailelerin bilinçlendirilmesi, ergenlik döneminde ise çocukların düzenli sağlık kontrollerinin sağlanması bu çalışmaların öncelikleri arasında yer alıyor. Bu kapsamda, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından Sağlıklı Hayat Merkezleri bünyesinde ailelere ve çocuklara eğitim ile danışmanlık hizmeti sunmak amacıyla bebek, çocuk ve genç akademisi programı hayata geçirildi. Düzce’de ilk kez yapıldı Düzce’de ilk eğitim programı, Akçakoca İlçe Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Sağlıklı Hayat Merkezi tarafından gerçekleştirilerek ilçede bebek, çocuk ve gençlere yönelik kapsamlı eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunuldu. Sağlık okur-yazarlığı arttırılıyor Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Yasin Yılmaz, ilki düzenlenen Bebek, Çocuk ve Genç Akademisi Eğitim Programı ile ilgili yaptığı açıklamada "Bebek Akademisi kapsamında; anne adaylarına ve ebeveynlere psikolojik destek, ebeveynlik rolleri, bebek bakımı, beslenme ve bağışıklama gibi konularda bilgilendirmeler yapılmaktadır. Çocuk Akademisi’nde; çocuklar ve ebeveynlerine gelişim basamakları, uygun oyun ve kitap seçimi, tuvalet ve uyku eğitimi, sağlıklı beslenme, diş sağlığı, düzenli muayeneler ve okul öncesi aşılar hakkında eğitimler verilmektedir. Genç Akademisi ise ergenlere yönelik düzenli sağlık kontrolleri, fiziksel ve ruhsal değişimlerin yönetimi, sağlıklı yaşam alışkanlıkları, teknoloji kullanımı, stresle baş etme yöntemleri, ergenlik dönemine özgü aşılar ve zararlı alışkanlıklardan korunma konularını kapsamaktadır" ifadelerinde bulundu Yasin Yılmaz son olarak, gerçekleştirilen akademi programlarıyla ailelerin, çocukların ve gençlerin sağlık okuryazarlığının artırılmasının; toplumda daha bilinçli, sağlıklı ve güçlü bireylerin yetişmesine katkı sunmayı hedeflediklerini ifade etti.