GENEL - 17 Mayıs 2008 Cumartesi 18:45

Baykal'dan "Dolmabahçe görüşmesi" iddiasına yanıt gelmedi

A
A
A
Baykal'dan "Dolmabahçe görüşmesi" iddiasına yanıt gelmedi

Baykal, Erdoğan'ın Büyükanıt ile Dolmabahçe Sarayı'ndaki görüşmeleriyle ilgili iddialara, "Benim iddiaları netleştirmeye yardımcı olacak bir açıklama yapmam söz konusu olamaz" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Dolmabahçe Sarayı'ndaki görüşmeleri ile ilgili ortaya atılan iddialara karşılık, "Benim iddiaları netleştirmeye yardımcı olacak bir açıklama yapmam söz konusu olamaz" dedi.

Tuzla'da partisinin seçim irtibat bürosunun açılışını yapan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın Dolmabahçe Sarayı'ndaki görüşmesi ile ilgili olarak ortaya atılan iddialar hakkındaki bir soruyu yanıtlayan Baykal, "Demokratik bir yaşamda önemli kişilerle ilgili her tür iddia ortaya atılabilir. İddiaların geçerli olup olmadığı, ne anlama geldiği de zaman içinde netleşir. Bunu netleştirme durumunda olan bir kişi değildir. Benim iddiaları netleştirmeye yardımcı olacak bir açıklama yapmam söz konusu olamaz. İddiaları izliyorum. Bunun iç yüzünün, gerçeğinin ne olacağı zaman içerisinde ortaya çıkar, bu bekleyiş içerisindeyiz" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi raportörünün kararı ile bir soruya ise Deniz Baykal, "Anayasa Mahkemesi çalışmalarının herhangi bir aşamasına yönelik bir değerlendirmenin siyasiler tarafından yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Buna büyük özen gösteriyorum. Yapılan bazı açıklamaların yanlış olduğunu söyledim. Hepimize düşen görev sağduyuyla, sabırla, Anayasa Mahkemesi'nin karar oluşturma çalışmalarına saygı göstermek ve bunu izlemektir, alınacak kararı, kararları beklemektir. Raportörün düşünceleri ile ilgili bir siyasi tartışmayı ya da hukuki bir tartışmayı uygun görmüyorum. Herhangi bir tartışma ortamı açmayı düşünmüyorum" dedi.

CHP'nin Türkiye'yi gerdiğine yönelik Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalarla ilgili olarak Baykal, "Başbakanın üslubudur, kendisi hesap vereceğine onu bunu suçlayarak sıyrılmaya çalışıyor. Hiçbir değeri yok. CHP gensoru önergesinde görev yapmıştır. Çok üzüntülü olaylar yaşanmıştır. Bu olaylar karşısında CHP'nin girişim yapmasından doğal bir şey yoktur. Türkiye'yi gerginliğe sürükleyenin, 1 Mayıs'ta çok anlamsız bir biçimde hükümet olduğu açıktır " ifadelerini kullandı.

"KİMİN TALİMAT VERDİĞİ ORTAYA ÇIKACAK"

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün dinlemesi iddiaları ile ilgili bir soru üzerine Deniz Baykal şöyle konuştu: 

"Kamuoyunda kaygı ve heyecana neden oldu. Herhangi bir vatandaşın mahkeme kararı olmadan dinlenmesi kabul edilebilir değil, hukuka aykırı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili, dinlendiğini ifade ediyor, evinin çıkışından beri kendisini takip eden araç polis arabası çıkıyor. Dinlenmeye elverişli cihazlarla donatıldığı izlenimi var. Demek ki bir dinleme aracı var. Emniyet açıklamasında 'biz başkasını dinliyoruz' diyor, bunu itiraf ediyor. Şimdi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili evinden çıkarken takip edilmeye başlandıysa, kimi dinliyor olabilir. Eğer izlemeyi gerektiren bir durum varsa, hukuki altyapısı oluşturulur, çıkılıp denilir ki, 'mahkeme kararı elimizde, bundan dolayı dinledik'. Ama inkar edilmeye çalışılıyor. Bundan dolayı ortada çok ağır bir suç var. Neye güveneceğiz? Anayasadaki hak ve özgürlükler ne anlama geliyor? İsteyen istediği şekilde, isteyen kişi için dinleme ilan edebiliyorsa, her vatandaş için getirilen hukuk güvencesi bir yana bırakılarak, nasıl bir devlet, nasıl bir hukuk anlayışıdır? 

Vahim bir manzaradır. Türkiye hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşıp, hızla polis devleti olmaya gidiyor. 1 Mayıs'ta yaşanan manzara ve şimdi yaşananlar, çok kaygı verici bir manzara. Üzüntü ile karşılıyorum. Kimin talimatı ile bu dinleme yapıldığı anlaşılacaktır. Kamuoyu bu kadar ayaküstü örtbas edilmeye çalışılan konuya duyarsız kalacak kadar tepkisini kaybetmiş olamaz. Kim talimat vermişse açıklanmalıdır."

TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın açıklamaları ile ilgi sorulan soruya ise Baykal, "Anayasa Mahkemesi sürecine başından beri saygı duyuyoruz. Siyasilerin Anayasa Mahkemesi çalışmalarına, hukuk kisvesi altında siyasi tartışma açar gibi girmelerini çok yanlış buluyoruz. Son zamanlarda en önemli siyasi noktalarda yanlışlıklar yapılıyor. Bana düşen görev, yargı sürecine hiç bir şekilde hiçbir hukuki ve siyasi tartışma zeminine katılmamaktır. Köksal Toptan saygı duyduğum bir insan. Ama son zamanlarda konumuna
uygun düşmeyen önemli bazı yanlışlar yaptı" şeklinde yanıt verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’deki istismar soruşturmasında 5 sanık hakkında 16 yıl 6’şar aya kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından TBMM’deki stajyer öğrenciye yönelik istismar iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma çerçevesinde 5 sanık hakkında "çocuğa karşı cinsel taciz" ve "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" suçlarından 16 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame kapsamında, 18 yaşından küçük 4 mağdurenin TBMM’de stajyer olarak bulundukları dönemlerde Meclis lokantasında çalışan Halil İ.G., Durmuş U., İbrahim B., Ramazan Ç. ve Recep S. tarafından taciz edildikleri iddiası üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne başvuruda bulunmalarının ardından soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. İddianamede, mağdurelerin ifadeleri sonrasında 5 sanığın gözaltına alındığı, Halil İ.G., Durmuş U., İbrahim B. ve Recep S.’nin tutuklandığı Ramazan Ç.’nin ise adli kontrolle serbest bırakıldığı anlatıldı. İddianamede, mağdurelere yönelik, kamu görevi ve hizmet ilişkisinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak, eğitici öğretici yükümlülüğü olan kişilerden olması nedeniyle bahse konu zincirleme şekilde çocuğa karşı nitelikli cinsel taciz suçunun işlendiği ifade edildi. Sanıkların, ayrıca mağdurelerle iş yeri ve iş dışında davranışlarıyla sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçunu işledikleri anlatıldı. Adı geçen sanıklar hakkında, "sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı" ve "çocuğa karşı cinsel taciz" suçlarından 16 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Konya Ömer Atiker: "Sezon sonu borç tahminini 2 milyar 400 milyon TL olarak öngörüyoruz" Konyaspor Başkanı Ömer Atiker, bu sezon sonu itibarıyla Konyaspor’un yaklaşık borcunun 2 milyar 400 milyon olmasını öngördüklerini söyledi. Konyaspor Başkanı Ömer Atiker ve yönetim kurulu üyeleri basın mensuplarıyla bir araya geldi. Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Konyaspor Başkanı Ömer Atiker, 13 Haziran 2025 tarihinde göreve geldiklerinde kulübün transfer yasağının olduğunu hatırlatarak, "Kulübün açıklanan borcu yaklaşık 1 milyar 550 milyon TL seviyesindeydi. Ayrıca bu borçlara dahil edilmeyen, süreçte zaman içerisinde öngörülen önceki sezon futbolcu alacakları kur farkları, kredi borcu faizi yapılandırma farkları, Sosyal Güvenlik Kurumu yapılandırma farkı, vergi yapılandırma farkı ve 8 futbolcuya ait FIFA ve diğer kulüpler dosyası ödemeleriydi. İlk gün bu dosyalarla karşılaştık. Acil ödemeleri yaparak transfer yasağını kaldırdık. Göreve geldiğimizde kulübümüzün 54 sözleşmeli profesyonel futbolcusu vardı. Yaptığımız çalışmalar ile kadromuzu 40 futbolcuya düşürdük. Bu süreyi yönetirken ilk 6,5 ayda yönetim kurulu olarak yaklaşık 500 milyon TL kasa kolaylığı yaptık ve ayrıca 120 milyon TL de kefalet desteği olmak üzere toplamda yönetimimiz 620 milyon destek sağlamıştır. Ayrıca federasyondan, reklamlardan, localardan, sponsorluklardan, kombinelerden, bilet satışlarından ve bağışlardan yaklaşık 600 milyon TL tutarında gelirin kulüp kasasına girmesini sağladık. Bu kaynaklar günü kurtarmak için değil, kulübümüzün geleceğini inşa etmek için kullanıldı" ifadelerini kullandı. "Konyaspor’un sezon sonu tahmini borcu 2 milyar 400 milyon TL" Bu sezon sonu itibariyle Konyaspor’un yaklaşık borcunun 2 milyar 400 milyon TL olmasını öngördüklerini belirten Başkan Ömer Atiker, "Devir alınan borç miktarı 1 miyar 550 milyon TL, yapılandırma kur farkı, faiz farkı 250 milyon TL, 2025-26 sezon gelir gider farkı bu rakamları topladığımız zaman kulübün sezon sonu tahmini borcu 2 milyar 400 milyon TL oluyor. Bu borcun ödenebilmesi için gerekli çalışmalarımız yapılmaktadır. Kulübümüze sürekli gelir getirecek ciddi imkanları oluşturuyoruz. SGK ve vergi borçlarına değinecek olursak kulübümüzün en önemli sorunlarından biri Sosyal Güvenlik Kurumu ve vergi borçlarıydı. Bizler Konyaspor’u yönetirken yalnız sportif değil kamusal sorumlulukların da farkındayız. Yaptığımız yapılandırmalar sonucunda 91 milyon TL tutarındaki Sosyal Güvenlik Kurumu borcunun yüzde 10’unu peşin ödeyerek geri kalan rakamı 24 ayda taksitlendirdik. 347 milyon TL tutarındaki vergi borcunun yüzde 10’unu ödeyerek geri kalan kısmını 30 ay taksitlendirdik" şeklinde konuştu. "Devre arası transfer çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir" Transferde temel ilkelerinin mali disiplin ve sportif katkı olduğunu söyleyen Ömer Atiker, "Sezon başında toplamda kulübümüze 8 futbolcu kazandırılmıştır. 5 futbolcu A takıma, 1 futbolcu yatırımlık, 2 futbolcu da akademiye alınmıştır. Devre arası transfer çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Takımımızın ihtiyacı olan bölgelere 4 veya 5 takviye yapmayı planlamaktayız. Şu an transfer komitemiz hızlı bir şekilde çalışmaya başlamıştır. İlk transferimizi de Deniz Türüç’le yaptık" diye konuştu.