Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Dolmabahçe Sarayı'ndaki görüşmeleri ile ilgili ortaya atılan iddialara karşılık, "Benim iddiaları netleştirmeye yardımcı olacak bir açıklama yapmam söz konusu olamaz" dedi.
Tuzla'da partisinin seçim irtibat bürosunun açılışını yapan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'ın Dolmabahçe Sarayı'ndaki görüşmesi ile ilgili olarak ortaya atılan iddialar hakkındaki bir soruyu yanıtlayan Baykal, "Demokratik bir yaşamda önemli kişilerle ilgili her tür iddia ortaya atılabilir. İddiaların geçerli olup olmadığı, ne anlama geldiği de zaman içinde netleşir. Bunu netleştirme durumunda olan bir kişi değildir. Benim iddiaları netleştirmeye yardımcı olacak bir açıklama yapmam söz konusu olamaz. İddiaları izliyorum. Bunun iç yüzünün, gerçeğinin ne olacağı zaman içerisinde ortaya çıkar, bu bekleyiş içerisindeyiz" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi raportörünün kararı ile bir soruya ise Deniz Baykal, "Anayasa Mahkemesi çalışmalarının herhangi bir aşamasına yönelik bir değerlendirmenin siyasiler tarafından yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Buna büyük özen gösteriyorum. Yapılan bazı açıklamaların yanlış olduğunu söyledim. Hepimize düşen görev sağduyuyla, sabırla, Anayasa Mahkemesi'nin karar oluşturma çalışmalarına saygı göstermek ve bunu izlemektir, alınacak kararı, kararları beklemektir. Raportörün düşünceleri ile ilgili bir siyasi tartışmayı ya da hukuki bir tartışmayı uygun görmüyorum. Herhangi bir tartışma ortamı açmayı düşünmüyorum" dedi.
CHP'nin Türkiye'yi gerdiğine yönelik Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalarla ilgili olarak Baykal, "Başbakanın üslubudur, kendisi hesap vereceğine onu bunu suçlayarak sıyrılmaya çalışıyor. Hiçbir değeri yok. CHP gensoru önergesinde görev yapmıştır. Çok üzüntülü olaylar yaşanmıştır. Bu olaylar karşısında CHP'nin girişim yapmasından doğal bir şey yoktur. Türkiye'yi gerginliğe sürükleyenin, 1 Mayıs'ta çok anlamsız bir biçimde hükümet olduğu açıktır " ifadelerini kullandı.
"KİMİN TALİMAT VERDİĞİ ORTAYA ÇIKACAK"
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün dinlemesi iddiaları ile ilgili bir soru üzerine Deniz Baykal şöyle konuştu:
"Kamuoyunda kaygı ve heyecana neden oldu. Herhangi bir vatandaşın mahkeme kararı olmadan dinlenmesi kabul edilebilir değil, hukuka aykırı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili, dinlendiğini ifade ediyor, evinin çıkışından beri kendisini takip eden araç polis arabası çıkıyor. Dinlenmeye elverişli cihazlarla donatıldığı izlenimi var. Demek ki bir dinleme aracı var. Emniyet açıklamasında 'biz başkasını dinliyoruz' diyor, bunu itiraf ediyor. Şimdi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili evinden çıkarken takip edilmeye başlandıysa, kimi dinliyor olabilir. Eğer izlemeyi gerektiren bir durum varsa, hukuki altyapısı oluşturulur, çıkılıp denilir ki, 'mahkeme kararı elimizde, bundan dolayı dinledik'. Ama inkar edilmeye çalışılıyor. Bundan dolayı ortada çok ağır bir suç var. Neye güveneceğiz? Anayasadaki hak ve özgürlükler ne anlama geliyor? İsteyen istediği şekilde, isteyen kişi için dinleme ilan edebiliyorsa, her vatandaş için getirilen hukuk güvencesi bir yana bırakılarak, nasıl bir devlet, nasıl bir hukuk anlayışıdır?
Vahim bir manzaradır. Türkiye hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşıp, hızla polis devleti olmaya gidiyor. 1 Mayıs'ta yaşanan manzara ve şimdi yaşananlar, çok kaygı verici bir manzara. Üzüntü ile karşılıyorum. Kimin talimatı ile bu dinleme yapıldığı anlaşılacaktır. Kamuoyu bu kadar ayaküstü örtbas edilmeye çalışılan konuya duyarsız kalacak kadar tepkisini kaybetmiş olamaz. Kim talimat vermişse açıklanmalıdır."
TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın açıklamaları ile ilgi sorulan soruya ise Baykal, "Anayasa Mahkemesi sürecine başından beri saygı duyuyoruz. Siyasilerin Anayasa Mahkemesi çalışmalarına, hukuk kisvesi altında siyasi tartışma açar gibi girmelerini çok yanlış buluyoruz. Son zamanlarda en önemli siyasi noktalarda yanlışlıklar yapılıyor. Bana düşen görev, yargı sürecine hiç bir şekilde hiçbir hukuki ve siyasi tartışma zeminine katılmamaktır. Köksal Toptan saygı duyduğum bir insan. Ama son zamanlarda konumuna
uygun düşmeyen önemli bazı yanlışlar yaptı" şeklinde yanıt verdi.








