SAĞLIK - 22 Ekim 2017 Pazar 10:33

Bebek ve çocuk beslenmesinde bunlara dikkat!

A
A
A
Bebek ve çocuk beslenmesinde bunlara dikkat!

Eskişehir Özel Ümit Vişnelik Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Naim Ay, çocuklarda iştahsızlık konusunda açıklamalarda bulundu.

İştahı, yiyeceğe karşı olan istek olarak nitelendiren Ay, bunun eksikliğinin ‘iştahsızlık’ olarak tanımlandığını belirtti. Ailelerin çocuklarının iştahsız olmasından yakındığını söyleyen Ay, “Anneler çocuklarının hep iştahsız olduğunu söyler. Çocuk, ailenin istediği kadar yemiyorsa buna iştahsız denebiliyor. Biz çocuğun boyuna, kilosuna, baş çapına, büyüme eğrilerine bakıyoruz. Onlarda ciddi bir sorun yoksa iştahsızlığı bir nebze önemsemeyebiliriz. Ama ölçümlerde bir sorun varsa iştahsızlık önemsenmeli, araştırılmalı. Çocuk kilo almıyorsa sorun vardır ama boy da etkilendiyse iş daha ciddidir. Aileler çocuğun gelişimi iyi olduğu halde, iştahsız olduğunu ifade ederek sorun olmasa da bizden iştah açıcı ilaç istiyorlar. Anneyi ikna etmemiz gerekiyor. Çocuğun gelişimi iyidir, bir hastalık bulgusu yoktur diyoruz. Çocuğun yaşına uygun beslenmesine yardımcı olmamız gerekiyor. Hastanın öyküsünü, doğum geçmişini, yeme listesini öğrenip, kan tahlili, idrar tahlili, ultrason gibi tetkiklerle araştırıp bir sebep varsa ona göre tedavi ediyoruz” dedi.

“İştahsızlık 4 ay ile 2 yaş arasında fazla”

Yenidoğan dönemindeki iştahsızlıkları ve kilo alamamayı daha çok önemsediklerini söyleyen Ay, konuşmasının devamında şunları söyledi; “İştahsızlığın altında organik bir hastalık olmayabiliyor. İlk 6 ayda özellikle iştahsızlık varsa çocukta idrar yolu enfeksiyonu, kansızlık, doğumdan gelen sorunlar, karaciğer veya kalple ilgili sorunlar, enfeksiyon hastalıklarına neden olabiliyor. Bunu araştırmak çocuk doktorunun görevi. Özellikle demir eksikliği anemisi her yaşta iştahsızlığın en önemli nedenlerinden birisidir. İştahsız çocuklarla ilgili en çok şikayeti 4 ay ile 2 yaş arasında görüyoruz. 1-2 yaş arasındaki iştahsızlığın sebebi anne ile çatışma, aileyi kullanma gibi psikolojik nedenlere de bağlı olabiliyor. Anne sütü çok iyiyse ek gıda için 6. ay beklenmeli. Ama anne sütü yeterli değilse 5’inci aylara doğru ek gıdaya başlanmalı. 4’üncü aydan önce kesinlikle ek gıda verilmemeli. Anne sütü yetmiyorsa formül mamalar verilmeli. Ek gıdaya başlamak için 6’ncı ay geçirilmemeli. Anne sütü çok iyi de olsa en geç 6’ncı ayda ek gıdaya başlanmalı.Çünkü sonrasında çiğneme sorunları yaşanıyor. Ek gıdaya geçince yiyecekler önce bulamaç, sıvı kıvamda verilmeli, 6 aydan itibaren sofraya oturmalı. 9-12 ayda pütürlü yemeye başlamalı, 1 yaşından sonra düşe kalka ortalığı batırarak kendi yemeye başlamalı.”

6’ncı aydan sonra bebeğin nasıl ek gıdaya alıştırılması gerektiği hakkında önerilerde bulunan Naim Ay, “6’ncı aydan sonra evde mayalanmış yoğurt, meyve suyu, meyve püresi, pekmez, sütlü muhallebi, yumurta sarısı, pastörize tuzsuz peynir, çorba verilmeli. 1 yaşına kadar bal ve tuz önermiyoruz. Çocuğa haftada bir kere yeni bir yiyecek verilecek. Bu hafta yoğurda alıştırıp, bir dahaki hafta yumurta sarısına, haftaya çorbaya alıştırılmalı. Ağız tadı iyice oturtulmalı. Çorbalara 2-3 kere çekilmiş kırmızı et konulması lazım. Kemik suyu kıymanın yerini tutmaz. Kıymada protein, demir yüksek düzeyde vardır. Onbeş günden sonra D vitamini, dördüncü aydan sonra demir desteği gerekiyor” diye konuştu.

“6 aya kadar bebeklere su verilmemelidir”

6 aya kadar bebeklere su verilmemesi gerektiğine ise dikkat çeken Ay, konuyla ilgili şunları söyledi; “Havalar çok sıcak, aşırı terliyor, sıvı kaybı oluyor ise o dönemde kaynatılmış soğutulmuş su verilebilir. Hijyene uyulmalı. Süt konusu da sıkıntılı. Çoğu ülke bir yaşından önce sütü yasaklıyor. 6. aydan sonra çorbalarda, muhallebilerde süt kullanılabileceği söyleniyor” dedi. Bu arada inek sütü ile keçi sütü arasında fark yok. Süt allerji yapıyor, kansızlık yapıyor. Allerjisi yoksa kullanılabilir.

BLW beslenme yönteminden de söz eden Ay, “BLW yönteminde bir sebze haşlanıyor ya da buharda pişiriliyor, çocuğun önüne konuyor 2-3 gün sadece onu yiyor. 2-3 gün bir tadım ve kendi kendine yemeği öğrenme dönemi. Meraklı annelere yapabilirsiniz diyorum. Ama uygulaması çok zor. Blender bebek dediğimiz bir grup var. ‘Çocuğum yesin de nasıl yerse yesin’ diyen bir anne grubu bu. Her şeyi blenderden geçirip çocuğu pütürlü gıdalara, kaşığa- bardağa alıştırmayıp 3 yaşına kadar mama bulamaç gibi şeyler verilen çocuklar var. Kaşığa bardağa alıştırılmıyor. Altıncı aydan sonra çocuk ağız büyüklüğüne uygun kaşıkla beslenmeli. Annenin 9-10 aydan itibaren pütürlü gıdalara başlatması lazım. Çocuk kendi eliyle kaşığı bardağı tutmalı. Bulamaç türü yiyecekleri 9’uncu ayda bırakmamız lazım. Taneli çiğneyebileceği şeyler verilmeli. Solunum yoluna kaçabilecek parçalı sert gıdalara dikkat edilmeli.”

“Seçici çocuklar var”

Seçici çocukların da olduğunu dile getiren Uzman Dr. Naim Ay, “Bunlar yemek seçen çocuklar. 6 aylık çocuklarda yüzde 20 oranında seçicilik varken, 2 yaşına gelince bu oran yüzde 50 oluyor. Seçimlerine saygı duyulması gerekiyor. Baskı uygulamamak gerek. Ailede seçici varsa çocuğa belli etmemeli. Özellikle sebzeler ara ara açken tekrar sabırla denenmeli. Bir diğer grupta yavaş çiğneyenler var. Bunlarda da sabır göstermek gerekiyor. Ama saatlerce tabakla çocuğun peşinde koşulmaması lazım. Yemek saati 20 dakikayı geçmemeli. Bir de hızlı doyanlar var. Birkaç lokmada doyan çocuklar. Onların da öğün sayısını arttırmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Beslenmelerde hatalara dikkat etmeliyiz”

Çocukların beslenmesinde yapılan hatalardan söz eden Ay, şunları söyledi: “Çocuğa gece süt veriyorsanız, gündüz meyve suyu içiyorsa, eline bisküvi, çikolata veriyorsanız o çocuk acıkmaz. Kesinlikle çocuk açlık dönemi geçirmeli. Yemek saati belli olmalı. Çocuklarınızın acıkmasına fırsat verilmeli. Günde 10 öğün değil artık 4 öğün yemeli. Kesinlikle sofraya beraber oturulacak. TV, tablet oynarken yemeyecek. İlgisini çekecek bir şey olmayacak. Çocuk sebzeye, meyveye alıştırılmalı. Çocuğun tabağı büyük olmamalı. Tepeleme doldurulmamalı. Tabağı süslenmeli. Ödül ve ceza yok. Yersen şunu yaparım’ demeyeceksiniz. Yemezse de ceza verilmemeli, yemeği zevk haline getirmek gerekiyor. Acıkmadan yemesi için ısrar etmek, ara öğünler verip açlığını bastırmak, peşinde tabakla dolaşmak iştahsızlık sebepleri. Aileler yeme konusunu abartıyorlar. Biraz sakin ve sabırlı olmaları gerekiyor. Boyu kilosu iyi, gelişimi iyi çok sık hasta olmuyorsa çocuğu zorlamamak gerekiyor.”

3N+1N kuralından söz eden Ay, “3N yani nerede, ne zaman, ne yeneceğine aile karar versin. 1N yani ne kadar yiyeceğine çocuk kendi karar versin. Çocuğa saygılı olmak gerekiyor” dedi. Toplumda ve dünyada obezite yaygınlığı olduğuna da dikkat çeken Ay, “Yemeği de abartmamak gerekiyor. Yeterli- dengeli olmalı.” ifadelerini kullandı. 

Mustafa Yıldırım
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Datça’da 2 bin 500 yıllık hayal, temsili olarak gerçeğe dönüştürüldü Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, düzenlenen törenle Ege Denizi’ne döküldü. Antik çağda Muğla’nın Datça ilçesinde yaşayan Knidosluların, Akdeniz ile Ege Denizi suyunun birleşmesini sağlamak amacıyla kanal açmaya çalıştıkları bilinirken, başarısızlıkla sonuçlanan çalışma yaklaşık 2 bin 500 yıl sonra gerçek oldu. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü kapsamında Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşturuldu. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel yürüyüş sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine doldurulan Akdeniz suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Yaklaşık 4 saat süren yürüyüşün ardından testilerle birlikte Katıyalı mevkiine ulaşan ekip, Akdeniz’den alınan deniz suyunu Ege Denizi’ne döktü. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan sular, Ege Denizi’ne döküldü. 2 bin 500 yıllık hayalin temsili olarak gerçeğe dönüştürüldüğü etkinliğin ardından, vatandaşlara keşkek ikram edildi. Piknik havasında geçen etkinlikte, katılımcılar doyasıya eğlenirken, davul zurna eşliğinde gerçekleştirilen kutlamalarda renkli görüntüler ortaya çıktı.
Burdur Burdur’da dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalar kameralara yansıdı Burdur’da mart ayında dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalara ait KGYS görüntüleri yayınlandı. Kazaların birinde, park halindeyken arkasını kontrol etmeden yola fırlayan sürücünün kullandığı otomobile çarpıp, refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralandı. Burdur’da geçtiğimiz Mart ayında meydana gelen ve KGYS kameraları tarafından kaydedilen trafik kazaları Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından “Biraz daha dikkatli olsalardı, bu kazalar olmayabilirdi” mesajıyla yayınlanan görüntülerde, 4 kazanın da sürücü dikkatsizliğinden kaynaklandığı görüldü. Görüntülerdeki birinci kaza, Necati Bey Mahallesi Manastır kavşağında meydana geldi. Kavşak içerisinde bekleyen otomobilin, Tugay istikametinden Antalya kavşağı istikametine doğru sağ şeritte seyir halinde olan otomobili beklemeyip, bir anda sağ şeride atlaması sonucu, iki otomobil birbirine çarptı. Görüntülerdeki ikinci kaza yine Manastır kavşağında meydana geldi. Şehir içinden kavşağa kontrolsüz giren otomobile; Antalya kavşağı istikametinden gelip Tugay istikametine doğru seyir halinde olan başka bir otomobilin çarpması sonucu, iki otomobilin de sürücüsü kazayı hafif şekilde yaralı olarak atlatıyor. Üçüncü kaza ise Bülent Ecevit Bulvarı Vali Konağı kavşağında oluyor. Nene Hatun Caddesi üzerinden kontrolsüz bir şekilde kavşağa çıkan minibüse, Tugay kavşağından Fethiye istikametine seyir halindeki otomobilin yandan çarpması sonucu, iki otomobilde de maddi hasar meydana geliyor. Otomobile çarptıktan sonra refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralanıyor Görüntülerdeki son kaza ise Özgür Mahallesi Gazi Caddesi üzerinde meydana geliyor. Arkadaşına ait 15 ACK 022 plakalı motosiklet ile cadde üzerinde süratle ilerleyen E.E. (22), yol kenarında park halindeyken yola çıkmak üzere hamle yapan E.D. idaresindeki 15 ER 060 plakalı Honda marka otomobile sol kapı kısmından çarpıp yola savrulduktan sonra, motosikletten düşüp refüje vuruyor. Kaskı olmayan E.E., kafasını yere çarptığı için ağır yaralanıyor. Savrulan motosiklet ise karşı şeride geçip, park halindeki 15 LK 808 plakalı Kia marka otomobile çarparak duruyor. Hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsü E.E.’nin ehliyetinin olmadığı öğrenilirken, E.E.’ye ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan, motosiklet ruhsat sahibine ise ehliyetsiz birine araç vermekten, toplamda 25 bin 954 TL para cezası uygulandı.
Antalya Yaya önceliği olan yerlerde araç kullananlara 37 bin TL ceza Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde özellikle sahil yürüyüş yolları, kaldırımlar ve trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ile motosiklet kullanan 17 sürücüye, "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" ve "saygısızca araç kullanmak" maddelerinden toplam 37 bin 332 lira ceza uygulandı. İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği Jandarma ve Zabıta ekipleri, özellikle akşam saatlerinde çocuk, yaşlı ve ailelerin park ve yeşil alanlarda gönül rahatlığı ile vakit geçirebilmeleri için sürekli devriye halinde oluyor. Ekipler, yaya güvenliğini bozacak şekilde kuralları ihlal eden motosiklet ve bisiklet kullanıcılarını affetmiyor. Ekipler, yayaların kullanımında olan ya da yaya önceliği olan alanlarda bisiklet ile motosiklet kullanılmaması ve kurallara uyulması konusunda sürücüleri uyarıp, kurallara uymayanlara ise para cezası uyguluyor. 37 bin 332 lira ceza yazıldı Ekipler, gerçekleştirdikleri denetimlerde ise Gazipaşa’da sahil yürüyüş yolları, park, yeşil alanlar, kaldırımlar ile trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ve motosiklet kullanan 17 sürücüye; "trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan yönetmelikte gösterilen diğer kurallara uymamak" maddesinden 690 lira, "saygısızca araç kullanmak" maddesinden 690 lira ve "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" maddesinden ise bin 506’şar lira toplam 37 bin 332 lira para cezası uyguladı.