SPOR - 22 Nisan 2023 Cumartesi 10:55

Bedensel engelli Selen, tedavi amaçlı başladığı yüzmede Türkiye şampiyonu oldu

A
A
A
Bedensel engelli Selen, tedavi amaçlı başladığı yüzmede Türkiye şampiyonu oldu

Adana'da tekerlekli sandalyeyle yaşamını sürdüren bedensel engelli lise öğrencisi Selen Yüksel, fizik tedavi amaçlı başladığı yüzmede sırt üstü kategorisinde Türkiye Şampiyonu oldu. Engeline aldırmayıp katıldığı ilk yarışmada büyük bir başarı elde eden Selen, ailesi ve okulunun gurur kaynağı olurken, “Hayata küsmeden hayallerimin peşinden koşmak bana başarıyı getirdi. Şimdi hedefim, Avrupa’da ülkemizi temsil edip madalyalar kazanmak” dedi.

Bahçeşehir Koleji Adana Kampüsünde 9. sınıfta eğitim gören Selen Yüksel, 2007 yılında dünyaya geldi. Henüz üç yaşındayken kendisine “atrogripozis” adı verilen kemik ve kas hastalığı teşhisi konulan Selen, tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşamını sürdürmeye başladı. Annesi ev hanımı, babası ticaretle uğraşan Selen’e doktorları, yoğun tedavi sürecinde yüzmeye başlaması gerektiği tavsiyesinde bulundu. Fizik tedavi olarak 5 yaşındayken yüzmeye başlayan Selen, bir yıl önce de profesyonel sporcu oldu. Sürekli kendisini geliştiren ve pes etmeyen Selen, okulunun ve ailesinin desteğiyle 6-9 Nisan tarihlerinde Aksaray’da yapılan okullar arası bedensel engelliler yarışmasına katıldı.

İlk yarışmasında dört madalya

Engeline aldırmayıp sudaki yeteneğini her gün geliştiren Selen, katıldığı bu ilk yarışmada birincilik kürsüsüne çıkmayı başardı. Rakiplerini geride bırakan Selen, 50 metre sırt kategorisinde Türkiye birincisi, 100 metre serbestte Türkiye 2.’si, 50 metre serbest ve 100 metre sırt kategorisinde Türkiye 3.’sü oldu. Altın madalyayı boynuna takmanın haklı gururunu yaşayan Selen, başarısıyla ailesine ve okuluna büyük gurur yaşattı.

"Her şeyi yapabildiğimizi kanıtlamalıyız"

Bu başarısıyla yetinmeyen 16 yaşındaki Selen’in şimdiki hedefi, Avrupa’da Türkiye’yi temsil edip madalyalar kazanmak. Antremanlarını bu yönde aralıksız sürdürdüğünü dile getiren Selen, “Doğuştan gelen rahatsızlığım ve bedensel engelime rağmen hiçbir zaman moralimi bozmadım. Fizik tedavi için başladığım yüzmede pes etmemem de başarıyı kendiliğinden getirdi. İlk yarışmamda dört madalya birden kazandım. Madalyalarımı boynuma takınca büyük bir gurur yaşadım ve ne kadar doğru bir iş yaptığımı anladım. Engellilere önerim, hayata küsmeden hiç durmadan yapmak istedikleri her şeyi yapmalılar ve hayallerinin peşinden koşmalılar. Çünkü herkes bizim hiçbir şey yapamadığımızı düşünüyor. Onlara her şeyi yapabildiğimizi kanıtlamalıyız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.