Belçika’da 2019 yılında 20’den fazla kadın sadece kadın olduğu gerekçesiyle cinayete kurban gitti. İşlenen cinayetlerin faillerinin büyük bölümünün, hayatını kaybeden kadınların eşleri ya da birlikte yaşadığı kişiler olduğu kayıtlara geçti.
2020 yılı başından bu yana 14 kadının hayatını kaybettiği Belçika’da sivil toplum örgütleri ve hukuk çevreleri bu konunun yasalarda yeterince özel anlamda işlenmediği görüşündeler. Sadece 2018 yılında 37 kadın cinayetinin işlendiği Belçika’da, mağdur kadınlar polise şikâyette bulunuyor ancak “yeterince kanıt ve tehlike yok” gerekçesiyle umdukları korumayı alamıyorlar. Son yıllarda “yaklaşmama kararı” ve elektronik bilezik uygulamaları da bu kötü olayları önlemeye yetmiyor.
Bu rakam 2017’den beri 100’ü aşmış durumda. Buna rağmen Belçika kadın cinayetleri konusunda Avrupa ortalamasının altında kalıyor.
Taraflar arasında iletişim kesilmemeli
Uzmanlara göre cinayet olaylarının arka planında iletişim sorunları ve tek taraflı davranışların rolü büyük. Bu nedenle uzmanlar dolaylı da olsa diyalog yollarının kapatılmaması gerektiğine vurgu yapıyor. Diyalog ile sorunların aşılması ihtimali artarken risk de azalıyor ve ortadan kalkıyor. Kadın cinayetlerinin ana sebeplerinin başında aile içi anlaşmazlıklar geliyor. Ekonomik sıkıntılar ve işsizlik kadar alkol ve uyuşturucu kullanımı da cinayetlerin sebepleri arasında yer alıyor. Kadın hakları sık sık ve güçlü biçimde ifade edilse de bu haklara güvenerek kendini güçlü gören kadın gerçekte hiçbir destek bulamıyor. Ne yasal çerçeve ne de sosyal güvenlik kadını kurtaracak etkiyi gösteremiyor.
Uluslararası örgütler dikkat çekiyor.
Uluslararası Af Örgütü adlı kuruluşun raporlarına göre, Belçika’da her yıl 45 bin kadına yönelik şiddete bağlı şikâyet dosyası açılıyor. Bu şiddet olaylarının 25 bini aile içi şiddet olarak gerçekleşiyor. Ancak ülkede pandeminin de etkisiyle birçok kurum etkin ve verimli çalışamadığı için güncel veriler derlenemiyor.
Mustafa Ulusoy
