EKONOMİ - 13 Kasım 2017 Pazartesi 13:34

Beyaz yakalılara ‘diyabet’ uyarısı

A
A
A
Beyaz yakalılara ‘diyabet’ uyarısı

Allianz Türkiye, Dünya Diyabet Günü öncesi çalışanlarına hastalıkla ilgili bir bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Etkinlikte konuşan Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye’de bugün 10 milyondan fazla diyabet hastası olduğunu ve bunların üçte birinin hastalığının farkında olmadığını söyledi.

Sağlık sigortacılığı sektörünün önde gelen şirketlerinden Allianz Türkiye, 160 ülkede 1 milyarı aşkın destekçisiyle dünyanın en büyük farkındalık etkinliği olma özelliği taşıyan 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında çalışanlarına bir seminer verdi. Çalışanların, diyabete karşı küresel birlikteliği ve farkındalığı simgeleyen ‘mavi halka’larla katıldığı etkinlikte, Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz bir sunum yaptı. Diyabetin dünya ve Türkiye’deki durumu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yılmaz, “Son 10 yılda Türkiye’deki diyabet hastalarının oranı yüzde 100 artış gösterdi” dedi.

“Kapalı alanlarda çalışma, hareketsiz ve stresli yaşam diyabet için daha büyük tehdit”
Türkiye’de bugün 10 milyonu aşkın diyabet hastası bulunduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Bu hastaların üçte biri, henüz diyabetli olduğunun farkında değil. Diyabet, yüksek teknolojinin hemen herkesin gündemine getirdiği yeni hayat modelinden kaynağını alıyor. Daha hareketsiz ve stresli bir yaşam, fast-food ve kötü beslenme, sağlıksız koşullar, kronik hastalıkları artırdı. Ülkemizde yapılan iki ayrı çalışmada, diyabet farkındalık oranı yüzde 35 olarak tespit edildi. Özellikle gençler, diyabet konusunda bilgisi en az olan kesim. Oysa diyabetin bugün insülin direnci ve gizli şekerle beraber, en büyük risk altına aldığı kesim, sürekli kapalı alanlarda ve plazada çalışanlar, beyaz yakalılar. Özellikle kadınlarda rastlanma oranı erkeklere göre çok daha yüksek. Kronik hastalıklar içinde en önemli ve en yaygını olan diyabet, kalp damar hastalıkları, felç, yüksek tansiyon, şişmanlık ve böbrek hastalıklarının bir numaralı sebebi. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 30 artması beklenirken, diyabetli hasta sayısının ise yüzde 114 artması bekleniyor. Dünya Diyabet Günü’nde herkesin mutlaka Diyabet Risk Testi’ni yaptırmasını ve tokluk kan şekerini ölçtürmesini öneriyoruz” diye konuştu.

"Sağlık Destek Programı’yla sigortalılarımızın yaşam kalitesini artırdık”
Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Lembet de toplantıda yaptığı konuşmada, Allianz’ın konuyla ilgili çalışmalarını hatırlattı. Yenilikçi ürün ve hizmetlerle müşterilerinin yaşam kalitesini artırmayı ve önleyici çözümlerle onlara destek vermeyi önemsediklerini belirten Lembet, “Sağlık Destek Programı’mızı bu yönde hayata geçirdik. Sağlık Destek Programı’mız kapsamında ilk olarak Mayıs ayında, diyabet tanısı bulunan ve ek prim ödeyen müşterilerimiz için Diyabet Destek Projesi’ni başlattık. Diyabet Destek Projesi’yle ilk yıl 500, önümüzdeki yıl da Ankara ve İzmir’i de ekleyerek, 1000 kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Katılımcılarımızın projede tutunma oranının yüzde 100 olması da memnuniyet verici” şeklinde konuştu.

Önümüzdeki dönemde, hipertansiyon ve akciğer hastalıkları gibi diğer kronik hastalıklara destek olmak için de planlama yaptıklarını belirten Lembet, “Amacımız, ilk projenin sonuçlarını takiben uygulamayı yaygınlaştırmak, diyabet tanısı olan tüm müşterilerimize ve kronik hastalık tanısı bulunan diğer Allianz müşterilerine hizmet verebilmek” dedi.

Diyabet Destek Projesi
Şirket açıklamasına göre Allianz Türkiye, Diyabet Destek Projesi için hastalık takibini online yapmayı sağlayan veri aktarım teknolojisinin kullanıldığı özel bir yazılım geliştirdi. Diyabet hastası sigortalılarına, medikal ölçüm - veri aktarım cihazı ve ekipmanını içeren özel kitin ücretsiz olarak dağıtımını yapan şirket, proje devamlılığı boyunca strip ve lansetlerin teminini de üstleniyor.

Allianz Türkiye, söz konusu kit ile sigortalıların kan şekerlerinin düzenli ölçülmesini sağlarken, ambulans gönderimi, tedavi konusunda bilgilendirilme ve doktora yönlendirilme gibi hizmetleri de ücretsiz veriyor. Şirket diyabet hastası sigortalılara, belirlenen sayıda tetkik olanağını, anlaşmalı sağlık kurumlarında ya da ikamet adreslerinde yine ücretsiz sağlıyor. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.