SAĞLIK - 15 Aralık 2017 Cuma 19:20

Beyin damar hastalıkları önlenebilir hale geldi| Beyin damar hastalıkları tedavi yöntemleri nelerdir?

A
A
A
Beyin damar hastalıkları önlenebilir hale geldi| Beyin damar hastalıkları tedavi yöntemleri nelerdir?

Beyin aldığımız nefes, ayakta durmamıza kadar yaşamsal faaliyetlerin hepsini organize eden ana organdır. Son 10-15 yıldır dünyada pıhtı eritici tedavi beyin damar hastalıkları içinde kullanılmaya başlandı. Beyin damar hastalıkları nasıl tedavi edilir? Beyin damar hastalıklarında kalıcı hasarlar nasıl önlenebilir?

Nöroloji Uzmanı Dr. Ömer Faruk Akkaya, “Son 10-15 yıldır dünyada pıhtı eritici tedavi beyin damar hastalıkları içinde kullanılmaya başlandı. Bu tedavi yöntemlerinin acil pratiklerine girmesi ile de kalıcı hasarlara yol açan bu durum önlenebilir hale geldi” dedi.

Tıkayıcı beyin damar hastalıklarının yani iskemik beyin damar hastalıklarının genelde hastaların yüzde 85- 90 gibi büyük bir oranını oluşturduğunu belirten VM Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Kliniğinden Uzm.Dr.Faruk Akkaya, kanayıcı damar hastalıklarının ise yüzde 10-15 gibi bir grubu oluşturduğunu söyledi. Dr. Akkaya, “ ‘Tıkayıcı beyin damar hastalıklarının özellikle neden oluyor?’ sorusunun cevabını bulmak adına, ‘niye insanların beyinlerinde damar tıkanıklığı olur da böyle bir inme gelişir?’ sorusu sorulabilir. Bu durum beyin damarlarına pıhtı atılması ki ya kalp kökenlidir (kalpteki kapaklardaki kalp dokusundaki hasara bağlı olarak veya ritm bozukluğuna bağlı olarak oluşan pıhtıların şah damar yoluyla) ya da büyük damarlardan (aort ya da şah damar gibi) atılan pıhtıların, beyin damarlarını tıkaması ve beyinle ilgili bölgelerde hasarlar oluşturması nedeni ile ortaya çıkabilir. Pıhtı atmasının dışında birde, damar sertliği dediğimiz kolesterol, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ile ilintili damarlardaki bozulmanın üstüne gelişen plaklar damarı olabildiğince daraltmakta, bozmakta ve seneler içerisinde ilerleyici beyin kan akımını bozarak ve bu bölgeden atılan pıhtılarla da ya da kendisi bu bölgeyi tıkayarak beyin damar hastalıklarının oluşumuna neden olmaktadır. Ayrıca hızlı tansiyon düşmesi, ani kalp durmaları, solunum durmaları, ya da pıhtılaşmayı sağlayan kandaki sistem bozuklukları, bazen de kanser hastalarımızda da farklı mekanizmalarla da ortaya çıkabilir ve beyinde tıkayıcı beyin damar hastalıklarına neden olabilir. İkinci olarak daha az sıklıkta gördüğümüz kanayıcı beyin damar hastalıklarıdır. Kanayıcı BDH yüksek tansiyon, beyin damarlarındaki anomallikler (anevrizma, AVM), travma, pıhtılaşma bozucu ilaçların kontrolsüz kullanılması beyin kanamalarına neden olabilmektedir” diye konuştu.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Dr. Ömer Faruk Akkaya şu bilgileri veridi: “Beyin aldığımız nefese, ayakta durmamıza, yaşamsal faaliyetlerin hepsini organize eden ana organdır. İnsanı insan yapan tüm değerlerimiz beyinle ilintilidir. Hangi bölgede etkilenme oluyorsa ona ilişkin olarak ta beyindeki hasarlanan yere bağlı olarak görme, konuşma, yutma, sağ ya da sol taraf güçsüzlükleri, duyu kaybı, denge bozukluğu ve hatta ölüme kadar yol açan bir duruma neden olmaktadır. İnme hastalarına 10-15 yıl öncesine kadar akut tedavisi yani erken dönem tedavisinde daha çok koruyucu standart tedaviler uygulanırken, beyin hücrelerinin hassas ve oksijensizliğe fazla dayanamaması nedeniyle hızlı ve etkili tedaviler geliştirilmesi gerekliliğine neden olmuştur. Son 10-15 yıldır dünyada pıhtı eritici tedavi beyin damar hastalıkları içinde kullanılmaya başlandı. Bu tedavi yöntemlerinin acil pratiklerine girmesi ile de kalıcı hasarlara yol açan bu durum önlenebilir hale geldi. Pıhtı eritici tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda kasıktan girilerek yapılan anjiyo ile pıhtının uzaklaştırılması da bir diğer tedavi yoludur. Bu tedavilerin yapılabilmesi için ilk 4-6 saat içinde tedavileri yapabilecek merkezlere ulaşılması gerekmektedir. 6 saatin dışında bu tedaviler ne yazık ki yapılsa bile kısmi ya da hiç sonuç vermemektedir.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Elazığ Başkan Şerifoğulları, Kent Müzesi’ni inceledi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ın kültür ve turizmine yeni bir değer olarak hayata geçirilecek olan Kent Müzesi’nin sona gelinen çalışmalarında incelemelerde bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ‘Müzeler Şehri Elazığ Projesi’ kapsamında hayata geçirdiği Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’nin ardından Kent Müzesi’ni de kente kazandırmaya hazırlanıyor. 1896 yılında dönemin Elazığ Valisi Enis Paşa tarafından Çarşı Mahallesi’nde inşa edilen ve geçmişte hükümet konağı olarak hizmet veren, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan tarihi bina, çalışmaların ardından kent belleğinin kayıt altına alındığı, toplumsal hafızayı canlı tutacak Kent Müzesi olarak faaliyet gösterecek. Kent Müzesi bünyesinde, şehrin tarihi dönemleri, coğrafi, sosyal ve ekonomik yapısı, unutulmaya yüz tutmuş meslekler bölümü ile geleneksel yaşam kültürü bölümleri yer alacak. Başkan Şerifoğulları, müzede devam eden çalışmaları inceledi. Yetkililerden bilgi alan Başkan Şerifoğulları; “Aziz Şehrimiz Elazığ’ımızın kültür ve turizmine katkı sağlama adına Müzeler Şehri Elazığ projemiz doğrultusunda Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’ni kentimize kazandırmanın onurunu ve gururunu yaşamıştık. Şehrimizin kadim kültür ve medeniyetini, övündüğümüz tarihini geleceğe taşımanın bilinciyle, geleceğimizi inşa etme hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Bu kapsamda Elazığ’ın tarihi ve kültürel değerlerinin geleceğe aktarılması, yaşatılması, ve korunması için kent belleğinin nesilden nesile aktarabileceği Kent Müzemize ilişkin çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şehir merkezimizde hayata geçireceğimiz bu Kent Müzemiz, hem kıymetli hemşehrilerimize, hem de farklı illerden şehrimizi ziyaret edecek olan vatandaşlarımıza kentimizin geçmişine dair önemli bir deneyim yaşatacaktır. Kent Müzemizi de geleceğimize kazandırmış olmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız” dedi.