EKONOMİ - 02 Haziran 2020 Salı 12:20

Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü TL bazında büyürken dolar bazında küçüldü

A
A
A
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü TL bazında büyürken dolar bazında küçüldü

Bilgi ve iletişim teknolojileri toplam sektör büyüklüğü Türk Lirası bazında yüzde 14’lük büyüme ile 2019 yılında 152,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. Dolar bazında değerlendirildiğinde ise sektör büyüklüğü bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında daralarak 26,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ‘Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2019 Yılı Pazar Verileri’ni açıkladı. Bu verilere göre sektör, TL bazında bir önceki yıla oranla yüzde 14’lük büyüme ile 152,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. İstihdamını 143 bin kişiye çıkaran sektörün ihracatı da 6,5 milyar TL olarak gerçekleşti.
Söz konusu rapora göre, bilgi ve iletişim teknolojileri toplam sektör büyüklüğü Türk Lirası bazında yüzde 14’lük büyüme ile 2019 yılında 152,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. Dolar bazında değerlendirildiğinde ise sektör büyüklüğü bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında daralarak 26,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Toplam sektör büyüklüğünü oluşturan iki ana unsurdan birisi olan bilgi teknolojileri Türk Lirası bazında yüzde 22’lik büyüme ile 2019 yılında 56,1 milyar TL’ye, İletişim Teknolojileri ise yüzde 11’lik büyüme ile 96,6 milyar TL’ye ulaştı.

Bilgi teknolojileri sektörü

2019 yılında 56,1 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşan bilgi teknolojileri sektörünün alt kategorilerindeki büyüklükler; Bilgi teknolojileri donanım 20,4 milyar TL, bilgi teknolojileri yazılım 23,4 milyar TL, bilgi teknolojileri hizmet 12,2 milyar TL olarak gerçekleşti.

İletişim teknolojileri sektörü

İletişim teknolojileri sektörü 2019 yılında 96,6 milyar TL büyüklüğe sahip oldu. Alt kategorilerin dağılımı ise; İletişim teknolojileri donanım 29,9 milyar TL, iletişim teknolojileri elektronik haberleşme 66,6 milyar TL olarak gerçekleşti.

Ürün ve hizmetlerin menşei

Bilgi Teknolojileri sektöründe üretilen hizmetlerin yüzde 81’i ile üretilen yazılımların yüzde 69’u yerli menşeili olurken, bilgi teknolojileri donanımlarının yüzde 83’ü ile iletişim teknoloji donanımlarının yüzde 84’ü ithal menşeili oldu.

İstihdamda artış

2019 yılında sektörün toplam istihdamı 143 bin kişiye çıktı. Toplam istihdamda yüzde 4’lük bir artış kaydedildi. Sektörün toplam istihdamının yüzde 77'si Bilgi Teknolojileri kategorisinde bulunuyor.

Teknokent sayısı yüzde 4 arttı

Teknokentlerde büyüme sürdü, 2019 yılında teknokent sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4 arttı ve 84 oldu. 2019 yılında teknokentlerde oluşturulan ciro bir önceki yıla göre yüzde 43 oranında artarak 22,9 milyar TL’ye ulaştı. 2019 yılında toplam sektör hacminin yüzde 14’ü teknokentlerde oluşturuldu.

Sektörün ihracatı yüzde 8 arttı

Sektörün ihracat performansı TL bazında yüzde 27’lik büyüme ile 6,5 milyar TL olarak gerçekleşirken, 2019 yılında dolar bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 8’lik artışla toplam 1,1 milyar dolar seviyesinde ihracat gerçekleşti. Toplam ihracatın yüzde 75’i Avrupa Birliği ülkelerine yapıldı. İhracat performansını artırılması için teknoloji firmalarının kurumsal kapasitelerinin artırılmasına ek olarak pazar çeşitliliği faaliyetlerinin de desteklenmesi gerekiyor.

Önümüzdeki beş yılda en fazla etkiye sahip olacak sektörler

‘Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü 2019 Yılı Pazar Verileri’ Raporu’nda BİT şirketlerinin beklenti ve öngörülerine de yer verildi. Rapora göre, şirket temsilcileri önümüzdeki beş yılda sektörün üzerinde etkili olacak teknolojik alanları şöyle sıraladı: “Bulut Teknolojisi, Yapay Zeka, Dijital Dönüşüm, Analitik/Büyük Veri, Siber Güvenlik, Eski Sistemlerin Modernizasyonu, Gelişen Teknolojiler (3D yazıcılar, sanal gerçeklik, vs).”
Dijital ortamda düzenlenen toplantıda TÜBİSAD Başkanı Kübra Erman Karaca, TÜBİSAD Bilgi Merkezi Komisyonu Başkanı Levent Kızıltan ve Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl, rapor hakkında açıklamalarda bulundu.

“Bilişim sektörüne destek yeni normale adapte olmak için gerekli”

TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, 2019 yılı verilerini hem dünyanın hem de sektörün karşı karşıya olduğu ‘yeniden başlangıç’ koşullarına göre değerlendirmenin daha sağlıklı olacağını belirterek “Ekonomimizin büyüme hızında bir süredir gözlemlenen yavaşlamaya ve konjonktürel açıdan belirsizliklerin egemen olduğu bir döneme rağmen, Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü Türk Lirası bazında 2019 yılında da büyümesini sürdürdü. Bununla birlikte, COVID-19 salgınının bir sonucu olarak, 2019 yılı verilerini de hem dünyanın hem de sektörün karşı karşıya olduğu ‘yeniden başlangıç’ koşullarına göre değerlendirmenin daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyim. Küresel ekonomide daralma beklentileri ve bilgi ve iletişim teknoloji sektörünün ‘yeni normal’ dönemine yapacağı potansiyel katkılar ışığında, sektörümüze yönelik yatırımların hızlı ve verimli bir şekilde artmasının, ülke ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi ve kalkınmasına her zamankinden daha yüksek bir katkı sunacağını öngörebiliyoruz. Sektörümüzün Türk Lirasında göstermiş olduğu büyüme performansını ne yazık ki dolar bazında göremiyoruz. 2017 yılından bu yana devam eden bir daralma trendi, içinde bulunduğumuz dönemde özellikle üzerinde durmamız gereken bir konudur. Türk Lirası bazında sektörümüzün göstermiş olduğu büyüme performansına rağmen yüzde 11,8 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon oranını ve sektörümüzün mevcut potansiyelini göz önünde bulundurduğumuzda çok daha yüksek büyüme oranlarına ulaşmamız gerektiğini de ifade etmeliyiz. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün ekonomik büyümenin lokomotifi olduğu gerçeği, rakamlar göz önünde bulundurulduğunda bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu lokomotifi akılcı yatırımlarla ve girişimciliğin önünü açan politikalarla desteklediğimizde ülkemizin büyüme hızına ve küresel rekabet gücüne sağlanacak katkının da artacağı aşikârdır. Elbette COVID-19 salgını bu durumu daha net bir şekilde ortaya koydu. Günümüzün getirdiği olağanüstü çalışma koşulları açısından baktığımızda telekomünikasyon sektörü uzaktan bağlanma ve bireysel kesime olan hakimiyeti ile gelişme potansiyeline sahipken, bilgi teknolojileri sektörü ise yatırımların azalması ve hizmet ihtiyacının da yavaşlaması nedeni ile süreçten olumsuz etkilenebilir.
Olumsuz etkilerin yaşanmaması adına tüm sektörlerde yükselen dijital dönüşüm farkındalığının yaygınlaştırılması gerekiyor. Ayrıca, yazılım ve bilişim sektörünün de ülkemizin olumsuz etkilenen diğer sektörlere uygulayacağı tüm desteklerden yararlandırılması yaşamsal önem taşıyor” diye konuştu.
“Dolar bazındaki küçülme ülkemizin teknolojiye daha az yatırım yaptığına işaret ediyor”
TÜBİSAD Bilgi Merkezi Komisyonu Başkanı Levent Kızıltan raporun bulgularıyla ilgili şu görüşleri paylaştı: “Teknokentlerimizin kaydettiği büyüme oldukça sevindirici. Gerek şirket sayısı gerekse çalışan sayıları açısından sektörümüzün yüksek potansiyelini sergiliyorlar. Finans sektörü yazılımlarının en fazla ilgi çeken bileşenler olduğunu görüyoruz. Burada banka teknoloji birimlerinin şirketleşerek Ar-Ge Merkezi değerlendirmeleri içinde yer almaları farkı oluşturan unsur oluyor. Teknoloji donanımı üretimimiz ve teknoloji altyapı yazılımları (veri tabanları-işletim sistemleri-analitik araçlar, orta katman yazılımları vb.) üretim becerimiz halihazırda sınırlı olduğu için söz konusu ürünler yerel üretim gibi görünen yazılım ve hizmetlerin büyük bir bölümünün içinde yer almaya devam ediyorlar. Bu nedenle de pazarın Amerikan Doları bazında küçülmesi aslında ülkemizin teknolojide geçmişe kıyasla 2018’den bu yana daha az yatırım yaptığına işaret ediyor.”

Deloitte Türkiye Ortağı Hakan Göl de, “5 trilyon dolara yaklaşan Küresel Bilgi ve İletişim Pazarı’nda ülkemiz için büyük fırsatlar olduğunu düşünüyoruz. Özellikle istihdam ve katma değerin yüksek olduğu yazılım ve hizmet alanlarında insan kaynağımızı rekabetçi hale getirip, özellikle Amerika gibi büyük pazarlarda varlık gösterebiliriz. Uluslararası pazarlara yönelirken unutulmaması gereken bir konu da sürdürülebilir bir ihracat başarısı için dinamik bir iç pazar olması gerektiğidir” şeklinde görüş verdi.

Ali Canberk Özbuğutu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da “Tarihe Saygı, Geçmişe Vefa" bisiklet etkinliği Van’da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ile 20 Mayıs Van’ın işgalinin 109. yıl dönümü nedeniyle "Tarihe Saygı, Geçmişe Vefa" sloganıyla bisiklet etkinliği gerçekleştirildi. Türkiye Spor Yazarları Derneği Van İl Temsilciliği öncülüğünde Küresel Gazetecililer Konseyi Van Temsilciliği, Öğretmenler Bisiklet Topluluğu ve Van Gölü Aktivistleri tarafından düzenlenen etkinlik öncesi bisiklet severler 1915’de Ermeni isyanı ve 20 Mayıs 1915 Rus işgalinde yakılıp yıkılan tarihin canlı tanığı eski Van şehrinde toplandı. Cumhuriyet döneminin en önemli yatırımlarından olan ve Vanlıları Van Gölü ile buluşturan sahil yolu güzergâhını kullanan bisiklet severler, Edremit Stadyumuna kadar pedal çevirdi. 19 Mayıs tören alanına girerek katılımcıları ve protokolü selamlayan topluluk, Van Valisi Dr. Ozan Balcı tarafından kutlandı. Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Küresel Gazeteciler Van Temsilcisi İkram Kali, nisan ve mayıs aylarının genelde Türkiye’de yerelde ise Van için tarihi anlam ve değerinin olduğuna dikkat çekti. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı coşkuyla kutladıklarına işaret eden İkram Kali, "19 Mayıs, ülkemizin dönüm noktalarından biridir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyoruz. Mayıs ayı Van için özel anlamı olan hüzünlü bir gündür. 1915’de Ermeni isyanı ve 20 Mayıs 1915 Rus işgalinde eski Van şehri yakılıp yıkıldı. Van’ın nüfusunun yüzde 64’ü katledildi. Bu rakam 160 bin civarındadır. On binlerce Vanlı mülteci olarak ülkemizin dört bir yanına dağıldı. Türkiye Spor Yazarları Derneği, Küresel Gazetecililer Konseyi Van Temsilciliği, Öğretmenler Bisiklet Topluluğu ve Van Gölü Aktivistleri işbirliğiyle ‘Tarihe Saygı, Geçmişe Vefa’ sloganıyla ‘anla, an, anlat ve unutma unutturma’ çağrısıyla etkinlik düzenledik. Etkinliğimize çok sayıda bisiklet sever katıldı. Sağlıklı, bilinçli, duyarlı nesiller ve toplum yanında Van Gölü’nün temiz kalması için Van Gölü sahil yolunu özellikle kullandık. Birçok olgu bu turda bir araya geldi. Van Gölü Aktivisitleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel ve Van Öğretmenler Bisiklet Topluluğu Başkanı Hakan Durğun’a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu tür etkinliklerimiz devam edecektir” dedi. Tarihe ve vefaya önem vermek, sağlıklı yaşama dikkati çekmek ve Van Gölü’nün korunması konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla bisiklet turu düzenlediklerini belirten Van Öğretmenler Bisiklet Topluluğu Başkanı Hakan Durğun ise “19 Mayıs ve 20 Mayıs tarihi günlerdir. ‘Tarihe Saygı, Geçmişe Vefa’ sloganıyla tarih ve vefa kavramlarında farkındalık oluşturduğumuza inanıyorum. Çok sayıda bisiklet sever katıldı. Eski Van şehrinde toplanarak tura başlamamızın özel bir anlamı vardı. Oradan mesaj vermek istedik” diye konuştu. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında sağlıklı yaşama dikkati çekmek amacıyla tur düzenlediklerini kaydeden Van Gölü Aktivisitleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel de, Vanlıların ailece bisiklet sürmeyi sevdiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlanan 19 Mayıs tarihine dikkat çekmek istedik. Bugün gençliğin, sporun geleceğin konuşulduğu gündür. Van 20 Mayıs 1915 günü işgal edildi. Van’ın işgalinin 109. yıl dönümü kapsamında etkinliğe anlam katmak için eski Van şehrini başlangıç noktası olarak belirledik. Hayatlarını kaybeden Vanlı vatandaşlarımızı saygıyla, rahmetle anıyor, ve unutmuyoruz. Ayrıca Van Gölü eşsiz bir güzelliğe sahip. Buradaki doğaya, şehrimize ve bölgeye can veren önemli bir değer. Van Gölü’nün mavi kalmasına dikkati çekmek amacıyla Van için önemli bir yatırım olan 9 kilometrelik sahil yolunda pedal çevirdik. Daha sonra Edremit’te düzenlenen 19 Mayıs törenlerine katılarak bayram sevincine katkı sağladık. Anlamlı ve güzel bir etkinlik oldu. Katılımcılara teşekkür ediyoruz.”
Balıkesir Trafik kazası geçirdiler, hastaneden sahneye koştular Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde bir gece önce trafik kazası geçiren oyuncular, ertesi gün "biletler satıldığı için seyirciye ayıp olur" diyerek sahneye çıktı. Ayvalık Belediye Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Konusuz Mutsuzluk” adlı oyunu için son provalarını alan oyunculardan Kübra ve Yiğit Şafak çifti evlerine dönerken motosikletle kaza yaptı. Ancak "biletler satıldığı için seyirciye ayıp olur" diyerek her şeye rağmen ertesi gün oyuna çıktılar. Oyunu İstanbul’dan izlemeye gelen jüri ekibi Erbil Göktaş, Mustafa İri, Arzu Yanardağ ve Çisil Oral oyun sonrası iki oyuncudaki sargıların oyun gereği olduğunu zannettiler ama gerçeği öğrenince şaşırdı. Enjeksiyonla ağrılarını dindirmeye çalışarak oyuna çıkan oyuncular, oyunda aynı performansla görevlerini yerine getirdiler. Birinin kolunda birinin ayak parmağında çatlak olmasına rağmen, sahneye saygıları gereği oyuna çıkan oyunculara, gösterdikleri özveri karşısında duygulandığını belirten Ayvalık Belediye Tiyatrosu Direktörü Erkan Cılak, "İki oyuncu arkadaşımın geçirdikleri kaza sonucunda kol ve ayak parmaklarında çatlakların olduğunu bilseydim oynatmazdım. Bize raporların iyi geldiğini oyun oynayabilmek için sorun olmadığını belirttikleri için oyundaki rollerini canlandırmalarına izin verdik. Üzgünüm, bir yandan da seyirciye ve sahneye olan iş ahlakları için de onlarla gurur duydum" dedi.