KÜLTÜR SANAT - 26 Kasım 2011 Cumartesi 13:40

Boğazköy Sfenksi ziyarete açıldı

A
A
A
Boğazköy Sfenksi ziyarete açıldı

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay yerli ve yabancı kazı başkanlarına üstü kapalı tehditte bulunarak, 'Yüreğinden emek vermeyen, büyük bir aşk ve şevkle çalışmayanı emekliye ayırırız, istirahate yollarız" dedi.

MÜGE ÇEVİK - M. MUTTALİP YALÇIN - SERKAN ŞANSEVER - MUSTAFA ŞANKAZAN
ÇORUM

Restorasyon amacıyla götürüldüğü Almanya'nın başkenti Berlin'deki Bergama Müzesi'nde sergilenen 3 bin 500 yıllık Boğazköy Sfenksi, Almanya'dan Türkiye'ye getirilmesi için büyük gayret gösteren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından ziyarete açıldı.

Bir zamanlar Hititlerin başkenti Hattuşaş'ın güney kapısının sağ tarafında bekleyen 3 bin 500 yaşında, 2.58 metre yüksekliğindeki sfenksi Boğazköy Müzesi'nde ziyarete açan Günay, "Bugün soğuk bir gündeyiz. Bu sfenksler içimizin sıcaklığını yansıyor. 3 bin 500 yıllık sfenksler ülkemize döndü. Sfenksleri 95 yıl sonra ikiz kardeşi ile birlikte getirdik. Bu anıtsal yapıların bir duygusu olduğuna ve buradaki toprağın yüz yıllık özleminin söndüğüne inanıyorum" dedi.

Türkiye'nin dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biri haline geldiğini söyleyen Günay, "Geçen yılın rakamlarını ekim ayında yakaladık. Aralıkta 30 milyon turisti geçeceğiz. Biz turizmin sadece deniz kenarlarında yapılmasını değil, Anadolu'nun her yerinde yapılmasını istiyoruz. Anadolu'nun tarihi, dili, el işleri, sokak kültürü, arkeolojisini turizmin içine katmaya çalışıyoruz. Turizmden bu sayede bütün Anadolu'nun yararlanmasını istiyoruz. Bu kapsamda arkeoloji ve müzelere özel önem veriyoruz. Çorum merkez, Alaca ve Boğazköy Müzelerini yeniledik. Gaziantep'deki gibi modern müzeler yapıyoruz. Toprağın hem üstüne hem altına sahip çıkıyoruz" dedi.

Hangi dönemden olursa olsun, nereden kalırsa kalsın topraklarımızdaki her şeye sahip çıkıyoruz diyen Günay, şöyle devam etti:

"Türkiye'deki kazıların 122 tanesini Türkler, 46 tanesini yabancılar, bunlardan 14 tanesini de Alman Arkeoloji Enstitüsü yapıyor. Bunların en önemlilerinden biri de Hattuşaş'tır. Didim ve Bergama'da da Almanlarla çalışıyoruz. Bu saatten sonra yerli ve yabancı kazı başkanlarından daha fazla mesai bekliyoruz. Kazı alanlarında daha fazla bulunmaları gerekiyor. Daha fazla kazı, daha fazla koruma, daha fazla restorasyon yapılacaktır. Bunu gelenek haline getirmek istiyoruz. Yerli ve yabancı kazı başkanlarının performansı artacak. Bunun değerini herkes bilecek, yerine getirmeye çalışacak. Türk ve yabancı kazı başkanlarını ayırmıyoruz. Yüreğinden emek vermeyen, büyük bir aşk ve şevkle çalışmayanı emekliye ayırırız, istirahate yollarız. Sfenksin dönmesinde emeği geçenlere teşekkür ederim. Bu sfenksler barışa, kardeşliğe, iyilik ve güzelliğe vesile olacaktır."

Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl ise, "Bu sfenksler Almanya'ya yüz yıl önce gitti. Vatanına dönmesini kutluyorum. Ayrıca Boğazköy'ün Dünya Miras Alanı ilan edilişinin 25. yıl dönümünü de kutluyorum. Türkiye, bronz döneminin bu kadar önemli eseriyle gurur duyabilir. Bu hem büyük sorumluluktur hem de büyük bir zenginliktir. Sfenkslerin Türkiye'ye iade edilmesi kararı, Almanya'da 2011'in ilkbaharında alınmıştı. Sonunda döndü. Bu transfer iki ülke arasındaki dostluğun önemli bir simgesidir. Bu arada yapılan anlaşma, kendine özgü iki ülke arasındaki özel ilişki ve karşılıklı güvene dayanıyor. Almanya'da hükümet, devlet ve siyasiler bundan böyle Türkiye'deki çalışmalarla yakından ilgilenmek istiyor. Bugün iki sfenks de döndü. Alman devleti adına kutluyorum" dedi.

Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürü Osman Murat Süslü de, "Hattuşaş'ın Dünya Miras Alanı ilan edilişinin 25. yıl dönümününde Berlin'de bulunan sfenksin getirilmesi nedeniyle düzenlenen törende bir aradayız. Çok mutluyuz. 1987'den beri bu sfenksler için girişimde bulunuyoruz. Son 4 yılda daha yoğun girişimiz oldu ve temmuz ayında Türkiye'ye döndü. 94 yıllık hasrette gelinen nokta memnuniyet verici. 1924'de iade edilen sfenksi de getirdik" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’deki çile sona erdi...Çamlık Bulvarı asfaltlandı Bursa’da Çınarcık Barajı’nın içme suyunu Nilüfer’e ulaştırma amacıyla 30 Ağustos Zafer Mahallesi’nde 2 aydır devam eden çalışmalar tamamlanarak Çamlık Bulvarı asfaltlandı. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, gece gündüz yapılan çalışmalardan dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer ilçesinde asfaltlama işlemini tamamladığı Çamlık Bulvarı’nı daha konforlu hale getirerek halkın kullanımına sundu. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan ‘Çınarcık İçme Suyu’ projesini tüm hızıyla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Çınarcık Arıtma Tesisi’nden suyu alarak kente taşıyacak olan altyapı işlemlerine de aralıksız devam ediyor. Boru döşeme işlemleri tamamlanan bölgelerde, Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından asfalt kaplama çalışması tamamlandı. Nilüfer ilçesi 30 Ağustos Zafer Mahallesi sınırlarında yer alan, bin 600 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindeki Çamlık Bulvarı’nda gece gündüz demeden çalışan ekipler, 2 bin 800 ton asfalt kaplama ve 10 bin ton kazı dolgu gerçekleştirdi. Yol çizgisi ve çevre düzenleme işlemlerinin de tamamlanmasının ardından Çamlık Bulvarı, vatandaşların kullanımına sunuldu. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgedeki trafiğin rahatlamış olduğunu dile getirdi. Yaklaşık 10 dakikada İzmir Yolu’na bağlantı sağlanabildiğini anlatan Özçoban, "Öğrenciler okullarına, çalışanlar işlerine daha erken ve rahat bir şekilde ulaşabiliyor. Mahalle halkı adına Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum" dedi. 30 Ağustos Zafer Mahallesi Muhtarı Halil Özçoban, çalışmaları yakından takip ederek mahalle sakinlerini düzenli olarak bilgilendirdi. Muhtar Halil Özçoban, "Çamlık Bulvarı’nda, Çınarcık Barajı’ndan gelen su isale hattı çalışması yapıldığından iki ay kapalı kalan yol nedeni ile trafik akışı sürücülere Atlıçayır Bulvarı’ndan İzmir yolu Görükle köprülü kavşağına verildi. Çamlık Bulvarı kapalı kaldığı süre içerisinde sabah ve akşam saatlerinde yoğun olan trafik akışı mahalle sakinlerimize ve sürücülere zor saatler yaşattı. İki aylık süre sonrasında bugün yolumuz asfaltlaması tamamlanarak trafiğe açıldı. Trafik Çamlık Bulvarı ile Atlıçayır Bulvarı’nda rahat nefes aldı. Yolumuz mahallemize ve sürücülerimize hayırlı olsun. Beton mikser kamyon şoförlerin dikkatli kullanmalarını, yollarımıza betonlarını dökmeden gitmelerini istiyoruz. Çünkü, yollara dökülen betonlar hem yolu bozuyor, hem de tümsekler oluşturduğundan sürücülere tehlike oluşturuyor" dedi. Yaklaşık iki aydır Atlıçayır Bulvarı’nda yaşanan trafik yoğunluğunun, Çamlık Bulvarı’nın açılmasıyla birlikte bir nebze de olsa rahatlaması bekleniyor.
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.