POLİTİKA - 29 Kasım 2015 Pazar 15:57

Bozdağ: 'Diyarbakır'daki saldırı...'

A
A
A
Bozdağ: 'Diyarbakır'daki saldırı...'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır’da 2 polisin şehit olduğu ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin, ''Aynı zamanda Türkiye’mizi hedef almıştır. Türk milletinin birliğini, dirliğini, huzurunu, kardeşliğini, barış ortamını hedef almıştır'' dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır’da 2 polisin şehit olduğu ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin, “Aynı zamanda Türkiye’mizi hedef almıştır. Türk milletinin birliğini, dirliğini, huzurunu, kardeşliğini, barış ortamını hedef almıştır. Bu hesapları hepimizin görmesi lazım” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, partisinin düzenlediği İl Danışma Meclis Toplantısı için memleketi Yozgat’a geldi. Yozgat Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Bozdağ, dün Diyarbakır’da 2 polisin şehit olduğu ve Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürüldüğü terör saldırısını değerlendirdi. Saldırıda hayatını kaybeden polislere ve Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileyen Bozdağ, “Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de nereden ve kimden geldiği tespit edilememiş olan bir kurşunun isabeti suretiyle hayatını kaybetti. Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, terörün her türlüsü lanetlidir, lanetlenmelidir. Şiddetin her türü lanetlidir, lanetlenmelidir. Dünyanın hiçbir yerinde terörle, şiddetle elde edilmiş doğru bir netice yoktur. Bundan sonra da terörle ve şiddetle elde edilecek bir netice olmayacaktır. Türkiye’de terörün, şiddetin, kirli oyunların, provokasyonların netice aldığı baki değildir. Bundan sonra da Türkiye’mizde hiçbir terör saldırısı, hiçbir şiddet, hiçbir provokasyon netice alamayacaktır. Ben bu vesile ile teröristlerin başlatmış olduğu terör saldırısını şiddetle ve nefretle kınadığımı bir kez de Yozgat’tan ifade etmek istiyorum” dedi.

“TERÖR TÜRKİYE'NİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNİ HEDEF ALMIŞTIR”
Dün Diyarbakır’da başlatılan terör saldırısının sadece polisi hedef almadığını, isabet eden kurşunların sadece polisi şehit etmediğini, sadece Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin hayatını kaybetmesine neden olmadığını vurgulayan Bakan Bozdağ, “Bu aynı zamanda Türkiye’mizi hedef almıştır. Türk milletinin birliğini, dirliğini, huzurunu, kardeşliğini, barış ortamını hedef almıştır. Bu hesapları hepimizin görmesi lazım. Onun için de her terör saldırısı sonrası birbirimize kem gözle bakmak yerine, birbirimize şüphe ile yaklaşmak yerine birliğimize, dirliğimize, huzurumuza, barışımıza daha fazla sahip çıkmalı, ellerimizi birbiriyle daha fazla buluşturmalı, daha fazla kenetlenmeliyiz ki bu kirli oyunları, kirli hesapları yapanlar hedeflerine ulaşmasın. Olayın akabinde hem adli, hem de idari soruşturma başlatılmıştır. Adli ve idari soruşturma olayı bütün yönleriyle detaylı bir şekilde ortaya çıkaracaktır. Şu anda yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden yayınlanan bazı haberler gerçek değil yalandır. Bazıları manipülasyon, bazıları çarpıtma, maalesef kirli haberlerle milletimizin zihnini bulandırmak isteyen çevreler de var. Olay bütün yönleriyle incelenecek ve bütün gerçek tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılacaktır. Hiçbir şeyin gizlenmesi, örtülmesi, göz ardı edilmesi, ihmal edilmesi asla söz konusu değildir, olması da mümkün değildir. Dünden bu yana yapılan açıklamalara baktığımızda bazı çevreler daha işin başında katil devlet diye önyargılarıyla katil ilan etmeye başladılar. Elde bilgi var mı, yok. Delil var mı, yok. Herhangi bir bulgu var mı, yok. Sadece önyargılarla konuşan parti temsilcileri oldu. HDP’nin temsilcileri oldu ve başka yerlerde, başka çevrelerde benzer konuşmalar yapıldı. Sayın Başbakanımızın yaptığı açıklamalar çarpıtıldı. Sayın Başbakanımız bunların hiçbirini söylemedi. Çünkü ortada elde edilmiş delillere, bulgulara baktığımız zaman kurşunun kimin silahından çıktığını kesin olarak ifade edecek bir bilgiye henüz sahip değiliz. Türkiye'nin Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu Beyefendi, Türkiye'yi ve Türk milletini doğru bilgilendirmekle mükelleftir ve doğru bilgilendirdi. Yalan söyleyen HDP'nin temsilcileridir ve gerçeği çarpıtan onlardır ve Başbakanımızın sözünü çarpıtan onlardır. Başbakanımız çok açık, net bir şekilde 'Bu olayda Diyarbakır Baro Başkanı polisin silahından çıkan kurşunla öldürülmüşse onu tespit ederiz. Çıkan sonucu da Türkiye kamuoyuyla paylaşırız. Teröristlerin silahından çıkan kurşunla öldürülmüşse onu da araştıracağız onu da tespit edip Türkiye kamuoyuyla paylaşacağız. Yok, başka bir taraf, üçüncü bir kişi orada bu eylemi yaptıysa, bir suikast ihtimali varsa onu da araştıracağız. Yani olayı bütün yönleri ile inceleyip bütün çıplaklığıyla Türk milletiyle, kamuoyuyla paylaşacağız' demiştir. Takdir edilecek bu yaklaşım, olumlu görülecek bu tutum karşısında tavır takınması gerekenler maalesef bu doğru sözleri çarpıtmayı seçmişlerdir” diye konuştu.
Parlamentoda soruşturma sürecinde gizlilik kararı alındığı iddialarını da yalanlayan Bakan Bozdağ, “PKK terör örgütü gerçeğin ortaya çıkmasından belli ki rahatsız. HDP Genel Başkanları ve diğer yetkileri konuşuyorlar, onlara da sesleniyorum, siz gerçeğin ortaya çıkmasını istiyor musunuz istemiyor musunuz? İstiyorsanız o zaman bu soruşturmayı yapan cumhuriyet savcılarımızın görevlerini sağlıklı bir şekilde yürütmelerini neden sabote ediyor, neden terör örgütü saldırıyor, neden onların görevlerini yapmasına engel çıkarılmak isteniyor?” şeklinde konuştu.

“OLAYIN ÖRTÜLMESİ, KAPATILMASI ASLA SÖZ KONUSU DEĞİL”
Olay yerinde pek çok delil toplandığını vurgulayan Bakan Bozdağ, “Görüntü kayıtları, başka deliller titizlik içerisinde toplanmakta. Bunların analizi ve değerlendirilmesi yapıldıkça Türkiye kamuoyu ile de paylaşılacaktır. Soruşturmanın hiçbir aşamasında kimseden gizlenen bir şey olmamıştır, bundan sonra da soruşturmanın usul hukukunda çerçevesi ne ise o çerçeve içerisinde yürütüleceğinden de kimsenin endişesi olmamalıdır. Bu yüzden de gerçek bilgilere itibar edelim ve bu noktada sorumlu olanların açıklamalarından hareketle değerlendirme yaparsak o zaman daha sağlıklı bir değerlendirme yapmış oluruz. Olay yerinde merhum Tahir Elçi’nin yanında bulunan silahın şuanda elde edilen bilgiler çerçevesinde kaçan teröristlerin kullandığı silahlardan birisi olduğu ve bu silahın da şehit olan polislerimizden birinin vurulmasında kullanıldığı da balistik incelemede tespit edilmiş durumdadır. Ancak bundan sonraki süreçte de olay bütün boyutlarıyla tespit edilecektir. Zira o açıklamanın yapıldığı yerin etrafındaki sokaklarda hendeklerin arkasında teröristlerin bulunduğu, oralardan da ateşlerin yapıldığına dair tanık ifadeleri var ve bütün boyutlarıyla bu olay incelenecek, gerçek en açık şekilde ortaya çıkarılacaktır. Olayın örtülmesi, kapatılması asla söz konusu olmayacaktır. Kimin kusuru, kastı varsa onlarla ilgili yasal olarak ne gerekiyorsa o yapılacaktır. Bunu buradan bir kez daha ifade etmek isterim” dedi.

“TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİNİ BERABERLİĞİNİ BOZMAK İSTEYEN ÇEVRELER VAR”
Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyük bir devlet olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Ülkemizin huzurunu, istikrarını, birliğini, dirliğini bozmak isteyen içeride ve dışarıda pek çok çevre var. Bunları siz biliyorsunuz. Onun içinde bu ülkenin huzuruna, birliğinde, dirliğine dönük her türlü terör saldırısı veya başka türlü saldırılar karşısında bizim sağduyu ile hareket etmek, birlik içinde olmak, aramızdaki sevgi ve saygı bağlarını daha güçlendirmek, bütün teröristleri, Türkiye üzerinde kirli hesap yapan bütün çevreleri perişan edecektir. Onların hedeflerine en büyük zararı bizim birliğimize, dirliğimize, kardeşliğimize, sevgi ve saygımıza sahip çıkmak verecektir. Milletimiz bugüne kadar onlara pirim vermedi. Bundan sonra da pirim vermeyecektir. Hükümetimiz gerek şehit polislerimize, gerek hayatını kaybeden baro başkanımıza sahip çıkmıştır. Çünkü hayatını kaybeden herkes aziz Türk milletinin bir mensubudur, Türkiye Cumhuriyeti devletinin birer vatandaşıdır. Onların canları da bizim devletimize aittir. O canı korumak, onlara zarar verenlerle mücadele etmek bizim vazifemizin başında gelmektedir” ifadelerini kullandı.

“HDP’Lİ YETKİLİLERİN ŞEHİT POLİSLERİMİZE EN UFACIK TAZİYE MESAJINA ŞİMDİYE KADAR RASTLAMADIK”
HDP’yi de eleştiren Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
“Maalesef HDP’li yetkililerin açıklamalarına baktığınızda Tahir Elçi ile ilgili taziye dileklerini görüyor ama hayatını kaybeden şehit polislerimize en ufacık taziye mesajına şimdiye kadar rastlamadık. Onlar insan değil mi, onlar da insan. Hem de baro başkanını korurken hayatını kaybeden insanlardan birisi. İnsan olmak, vicdanlı olmak, ahlaklı olmak böyle bir durumda aynı gözle bakmayı, aynı anlayışı yansıtmayı gerektirir. Ama bakıyorsunuz baro başkanı ile ilgili taziye mesajı var ama şehit polislerimiz ve ailelerine ilişkin bir açıklama yok. Biz bunun yanlışlığını buradan bir kez daha ifade ediyor ve hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bu farklı ve hastalıklı yaklaşımı deşifre etmek istiyoruz. Hepsine aynı gözle bakmak ve oradaki polislerimize karşı da aynı yaklaşımını göstermek Türkiye’nin parlamentosunda görev yapan bir siyasi partinin hassasiyet göstermesi gereken önemli bir konudur. Ama maalesef bu hassasiyeti göstermediler. Türkiyelileşme iddiasında olan HDP’nin bu hassasiyeti göstermesi onların iddiasını güçlendirir, aksi takdirde bu iddianın sadece vatandaşın oyunu almak için ortaya atılmış bir yalan olduğunu tescil etmeye yarar. Türkiye’nin birliğine, dirliğine dönük her türlü saldırı karşısında Allah’ın izniyle hem aziz milletimiz hem de devletimiz dimdik ayaktadır. Türkiye’nin sokakları, Türkiye'nin dağları, ovaları, mahalleleri, köyleri her yeri terör örgütlerinden, teröristlerden temizleninceye kadar her yerde huzur, güven, barış tesis edilinceye kadar terörle mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Sıcak hava Sarıcakaya’da hayatı durma noktasına getirdi Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin 49,5 derece sıcaklık rekorunu kıran Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde termometreler yaz başı olmasına rağmen 43’ü gösteriyor. Nüfusun çoğunluğunun tarımla uğraştığı ilçede vatandaşlar sıcaktan kaçmak için tarladaki işlerini gece yapıyor. Geçtiğimiz yıl 49,5 derece ile Türkiye’nin en sıcak yeri olan Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde haziran başı itibariyle termometreler 43 dereceyi gösterdi. Kent merkezine 52 kilometre uzaklıkta olan ve Eskişehir’in Akdeniz’i olarak anılan ilçede sıcak olan havada çoğunluğu tarımla uğraşan halk, gündüzleri dışarı çıkmamaya dikkat ediyor. Öyle ki vatandaşlar tarım arazilerine gece giderek çalışmayı tercih ediyor. Yaz aylarının başlarında 43 derece olan sıcaklık vatandaşları olumsuz yönde etkiliyor. Vatandaşların, sıcaklıktan dolayı en çok çektiği sıkıntı ise baş ağrısı olarak belirtiliyor. Özellikle bölgede yaşlılar dışarıya neredeyse hiç çıkmazken, ilçede vatandaşlarca bol bol su tüketiliyor. Öte yandan Meteoroloji, öğle saatlerinde dışarıda bulunan vatandaşların sıcağa karşı tedbirli olması konusunda uyardı. “Sıcaktan kaçmak için geceden tarlaya gidiliyor” İlçede çay ocağı işleten Halis Atalay sıcaklıklar hakkında konuştu. İlçede sıcak havadan dolayı vatandaşların gölgede bile duramadığını belirten Atalay, “Havalar çok sıcak gölgede bile zor duruluyor. Sürekli gölgede kalarak önlem almaya çalışıyoruz. İnsanlar tarlada gündüz çalışamıyor. Sıcaktan kaçmak için geceden tarlaya gidiliyor. Ya da sabah saat 5’te gidiliyor tarlaya, öğlen saat 10’a kadar zor çalışıyorlar. Şuana kadar sıcaktan hasta olanı duymadım ama başı ağrıyan illaki oluyor. Asfalta yumurta kırsak pişer mi pişmez mi bilmiyorum. Şu an termometre 43 dereceyi gösteriyor gerisini siz düşünün” dedi.
Kayseri Bin yıl önce ticaretin güvenliği buradan gözleniyordu Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde bulunan Zamantı (Kuş) Kalesi, bin yıllık tarihiyle yıllara meydan okuyor. Pazarören Mimar Sinan Fen Lisesi Tarih Öğretmeni Aydın Mağara, “Ticaretin güvenliği bin sene önce bu kale üzerinden sağlanıyordu” dedi. İlçeye bağlı Melikgazi Mahallesi’nde yer alan kale bin yıllık varlığıyla yıllara meydan okuyor. Mahallenin kuzeydoğusunda ve daha yüksek bir konumda yer alan kale Bizans ve Türk-İslam döneminin izlerini taşıyor. Zamantı ve Elbistan yollarını kontrol altında tutmak amacıyla yapılan kalenin toplamda 13 kulesi bulunuyor. Kule hakkında bilgiler veren Pazarören Mimar Sinan Fen Lisesi Tarih Öğretmeni Aydın Mağara, Zamantı Kalesi’nin birçok bölgeye hakim olan bir kale olduğunu söyleyerek, “Kuş Kalesi bir diğer ismiyle Melikgazi Kalesi, aslında Danişmentlilere ait bir kale değil ancak Danişmentliler tarafından fethedildikten sonra bu bölgeye bazı eklemeler yapılmış bir kale. Kalenin konumuna baktığımız zaman yüksek ve sarp bir bölge üzerine kurulmuş. Uzunyayla Bölgesi, Elbistan ve Malatya-Kayseri yoluna hakim olan bir kaledir. Pınarbaşı yolu üzerinde bulunan Karatay Hanı’na hakim olan bir kale. Aynı zamanda Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yapılan Aksaray Yolu üzerinde Sultan Hanı’na da hakim olan bir kale. Bazı eklemeler var ama zamana yenilmiş. Çoğu yerlerde dökülmeler mevcut. Kuş Kalemize takriben bin yıllık bir kale diyebiliriz. Bu bölge zaten bir ticaret bölgesi. Buranın hemen aşağısı Pazarören Bölgesi. Eski ismini Yabanlı Pazarı olarak bildiğimiz bir bölge. Bu bölge aynı zamanda Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yapılan uluslararası bir fuar. Bu fuarda Venedikli, Kıbrıslı ve Anadolu’daki Rum, Türkmen tüccarlarının faaliyet gösterdiklerini biliyoruz. Bu kaleyi bölgenin güvenliğini sağlamak için gözetleme kulesi gibi yapılmış bir kale olarak görmekteyiz. Hala ayakta duruyor. Daha önce de biz çıktık ve gördük. Çoğu yerlerinde deformasyon var. Daha sonrasında yapılan kaleler ve gözetleme kuleleri de zamana yenilmiş” şeklinde konuştu. "Bin yıl önce ticaret buradan gözleniyordu" “Ticaretin güvenliği bin sene önce bu kale üzerinden sağlanıyordu” diyen öğretmen Aydın Mağara, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ticaretin güvenliği bin sene önce bu kale üzerinden sağlanıyordu. Şu anda öyle bir özelliği kalmadığı için yıkılmış durumda. Burası yazlık-kışlık olarak kullanılıyor. Bu bölge de 14 hanelik bir mahalle. Bu halk da kendilerini zaten Danişmentliler olarak tabir ediyor. Onlar yaz aylarında piknik yapmaya geliyorlar.”
Manisa Şehzadeler Belediyesi 67 mahallede çalışmalarını sürdürüyor Şehzadeler Belediyesi Fen İşleri, Temizlik İşleri ve Park Bahçe Müdürlüğü ekipleri, ilçenin 67 mahallesinde kapsamlı çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Şehzadeler Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, yol bakım ve onarım çalışmalarından altyapı yenilemelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuyor. Özellikle yağışlı havalarda sorun teşkil eden yolların bakımını hızla gerçekleştiren ekipler, vatandaşların güvenliğini ve konforunu ön planda tutuyor. Ayrıca, yeni yol yapım projeleriyle ulaşımı daha da kolaylaştırmayı hedefliyor. Temizlik İşleri Müdürlüğü ise mahallelerin temizliği konusunda yoğun mesai harcıyor. Çöp toplama hizmetlerinin yanı sıra sokakların yıkanması, park ve bahçelerin temizliği gibi pek çok alanda faaliyet gösteren ekipler, çevre kirliliğini en aza indirmeyi amaçlıyor. Düzenli aralıklarla yapılan bu çalışmalar sayesinde, Şehzadeler ilçesi daha temiz ve sağlıklı bir görünüme kavuşuyor. Park Bahçe Müdürlüğü ekipleri de ilçenin yeşil alanlarını koruma ve geliştirme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Mevsimsel çiçek dikiminden ağaç budama işlemlerine, parkların bakımından yeni yeşil alanların oluşturulmasına kadar pek çok projeyi hayata geçiren müdürlük, Şehzadeler halkına nefes alabilecekleri alanlar sunuyor. Ayrıca, çocuk oyun alanlarının yenilenmesi ve bakımı da Park Bahçe Müdürlüğünün öncelikleri arasında yer alıyor. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, çalışmalar ile ilgili yaptığı açıklamada, “Mahallelerimizin ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Amacımız, Şehzadeler’i daha yaşanabilir ve modern bir kent yapmak. Bu doğrultuda Fen İşleri, Temizlik İşleri ve Park Bahçe Müdürlüğü ekiplerimize özverili çalışmaları için teşekkür ediyorum” dedi.
Bursa Bursa’da daha temiz bir çevre için güç birliği Bursa Büyükşehir Belediyesi, Dünya Çevre Günü ve Haftası etkinlikleri çerçevesinde Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer Belediyeleri ve BUSKİ ekipleriyle güç birliği yaparak şehrin dört bir tarafında ‘daha temiz çevre’ için detaylı bir çalışma başlattı. Bursa’nın daha yeşil, daha temiz ve daha yaşanılabilir bir şehir olması amacıyla çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, 5-9 Haziran tarihleri arasındaki Dünya Çevre Günü ve Haftası’nda birbirinden farklı etkinlikler düzenleyerek çevrenin önemine dikkat çekiyor. Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi, Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer Belediyeleri ve BUSKİ’den gelen toplam 48 kişilik ekip, onlarca araçla birlikte şehrin dört bir tarafında yoğun bir temizlik çalışması başlattı. İlk olarak Büyükşehir, Yıldırım ve Osmangazi Belediyeleri ve BUSKİ ekipleri, Setbaşı Irgandı Köprüsü’nden başlayıp Gökdere’ye oradan da Ankara Yolu’na kadar olan güzergahta temizlik çalışması yaptı. Süpürge araçlarıyla asfalt temizliği ve yabani ot temizliği yapan ekipler, Gökdere’de yatak temizliğini gerçekleştirdi. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi ekipleri, Bülent Ecevit Caddesi’nden Ahmet Taner Kışlalı Bulvarına ve ardından Uğur Mumcu Bulvarı’na kadar olan güzergahta hummalı bir temizlik çalışması yaptı. Asfalt temizliği, yabani ot temizliği yapan ekipler, basınçlı yıkama araçlarıyla da temizlik işlemini gerçekleştirdi. Dünya Çevre Günü ve Haftası’nda iki ayrı bölgede ekiplerin tretuvar ve temizlik çalışmaları yaptığını söyleyen Park ve Bahçeler Daire Başkanı Hakan Tanrıöver, toplumda temiz çevre bilincini arttırmayı hedeflediklerini ve etkinliklerin dört gün boyunca süreceğini anlattı. Nilüfer Belediyesi Temizlik İşleri Şube Müdürü Necat Vatansever, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Nilüfer ilçesinde ortaklaşa temizlik başlattıklarını belirterek, bunun Çevre Haftası’yla sınırlı kalmayıp her hafta ortaklaşa süreceğini de açıkladı. Altınşehir Mahalle Muhtarı Melahat Şanal, Türkiye’ye örnek olacak bu ortak çalışmanın mahalle sakinlerini çok mutlu ettiğini söyleyerek emeği geçenlere teşekkür etti.