EKONOMİ - 23 Ocak 2022 Pazar 11:57

Bu etin kilosu 16 bin TL

A
A
A
Bu etin kilosu 16 bin TL

İzmir’in Torbalı ilçesinde bir kasap dükkanında satılan Japon wagyu cinsi sığır eti, bin 200 dolarlık fiyatıyla dikkat çekiyor. Güncel kur değerine göre fiyatı yaklaşık 16 bin TL’yi bulan et için özellikle yurt dışından müşteriler geliyor.

İzmir'in Torbalı ilçesi Ayrancılar Mahallesi'nde kasaplık yapan Mehmet Günbey ve oğlu Bedirhan Günbey’in dükkanlarında bulunan etler, fiyatları ve hazırlanış biçimiyle dikkat çekiyor. Dükkanda en fazla ön plana çıkan ürün ise Japon ırkı ’wagyu’ cinsi sığırdan elde edilen ve kilosu bin 200 dolara satılan ‘Kobe’ eti.

Etin pahalılığının ise birden fazla nedeni var. Bunlardan biri wagyu sığırının özel beslenme programları dahilinde masaj ve stressiz ortam yetiştirilerek yağlanması. Bir diğeri ise sığırın bel ve sırt kısmından elde edilen etlerin yaklaşık 2 ay kaya tuzunda dinlendirilmesi. Uzun süredir bin 200 dolardan satılan etin fiyatı, kur artışı sebebiyle son 1 senede 10 bin TL’den 16 bin TL’ye çıktı.

“Bu etin yağı elinizin sıcaklığıyla bile eriyebiliyor”

Kasap Mehmet Günbey, sığırlarının özel veterinerler kontrolünde özel programlarla mısır ve arpayla beslendiğini ve elde edilen etlerin sadece sırt ve bel kısmına ait olduğunu söyledi. Günbey, “Bunun en büyük özelliği de etin içinde mermer olarak tabir ettiğimiz ince yağ dokularının olmasıdır. Bu etin yağı elinizin sıcaklığıyla bile eriyebiliyor. Etlerimizin yağ oranı çok yüksek. 500 kilogramlık bir sığır kestiğimiz zaman bunun içinden yaklaşık 40-50 kilogram bir et alabiliyoruz” diye konuştu.

“40-60 gün dinlendiriliyor, 40 çeşit baharatla birlikte ‘altın suyu’na bandırılıyor”

Türkiye’de bu eti sadece kendilerinin ürettiğini ve Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bir çiftliğinin bulunduğunu belirten Günbey, “Bu et kesilir kesilmez direkt olarak dolaba konmuyor. Önce 40 ila 60 gün arasında kaya tuzlarının arasında dinlendiriyoruz. Daha sonra vitrine çıkararak satışa sunuyoruz. Dinlenmiş etin üstü siyahımsıdır ama içi de pespembedir. Buna ‘Dry Aged’, yani kuru dinlendirme deniyor. Daha sonra da 40 çeşit baharat ve altın suyu olarak tabir ettiğimiz karışımımıza bandırarak müşterilerimize ikram ediyoruz” dedi.

“Eti bilenler çok pahalı olduğunu söylemiyor”

Günbey, müşterilerinin özellikle Katar, Kuveyt ve Irak gibi ülkelerden geldiğini belirterek, “Hem tüketmek için ve hem de toplu olarak restoranları için satın alanlar var. Hatta Japonya’nın Kobe bölgesinden gelen müşterimiz bile var. Bazı müşterilerimiz pahalı bulabiliyor ama bu eti bilenler çok pahalı olduğunu söylemiyor. Bizde 58 TL’den başlayıp bin 200 dolara kadar satılan et var. Türkiye’de hem en ucuz eti hem de en pahalı eti biz satıyoruz. En ucuz et dediğimiz ise bu hayvanların kaburga ve döş kısmından elde edilen ettir” ifadelerini kullandı.

Kasap Mehmet Günbey, kaya tuzlarında dinlendirilen etleri pişirdikten sonra yine kaya tuzunda servis ettiklerini ifade ederek, 200 TL ila 8 bin TL arasında değişen porsiyon servislerinin olduğunu ifade etti.

Salih Yılmazsoy - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Kanser hastası kadınlar, umutlarını rattan objelere taşıdı Erzincan’da kanser hastası kadınlar, Erzincan Belediyesi Meslek Edindirme ve Eğitim Kursları (ERMEK) tarafından açılan Rattan Kursu ile terapi amaçlı ev aksesuarları tasarladı. Kanser hastası kadınlar, terapi amaçlı gerçekleştirilen kursta rattan ile çanta, sepet, duvar aksesuarları yaparak umutlarını tasarladıkları objelere taşıdı. Haftada 1 gün gerçekleştirilen kursta kadınlar, örme tekniklerini, malzemenin bakımını ve ürün yapımını öğreniyor, aynı zamanda el emeği ürünlerini ekonomik kazanca dönüştürüyorlar. "Burada hepimiz kanser hastasıyız, hepimiz kemoterapi almış insanlarız" diyen kursiyer Sacide Yıldız, kursta moral ve motivasyon amaçlı ürünler yaptıklarını söyledi. Sepet gibi birçok ürün çıkardıklarını belirten Yıldız, "Burası bizim açımızdan, çok güzel, çok keyifli ve eğlenceli geçiyor. Burada çayımızı, kahvemizi içiyoruz. Beraberinde hocamızla çok güzel etkinlikler yapıyoruz. Bizim için çok iyi geldi. Bu sayede biraz olsun dertlerimizden üzüntülerimizden uzak kalıp güzel işler çıkardık" dedi. Bir diğer kursiyer Mediha Demir ise kurs aldıkları süreçte hastalıklarını unuttuklarını ifade ederek, "Kendimizle daha barışık oluyoruz, sosyalleşiyoruz. Kurs bize çok iyi geliyor" diye konuştu. Erzincan Halk Eğitim Merkezi’nde usta öğretici olarak görev yapan Merve Aksun, kursun kemoterapi hastalarına özel olarak açıldığını ve moral, motive vermek amacı taşıdığını aktardı. Kursiyerlerin moral ve motivasyon bulmasının yanı sıra ürettikleri ürünlerle gelir elde ettiklerini dile getiren Aksun, kursiyer kadınların hali hazırda birçok ürün yapıp sattığını kaydetti. Öte yandan kursta aile gibi olduklarını ifade eden Aksun, "Biz burada bir aile olduk her şeyden önemlisi. Beraber gülüp eğleniyoruz. Aynı zamanda da sohbet eşliğinde sepetlerimizi örüyoruz" şeklinde konuştu.