DÜNYADAN FUTBOL - 23 Kasım 2016 Çarşamba 11:31

Bu gol de kaçar mı?

A
A
A
Bu gol de kaçar mı?

Sırbistan 4. Ligi'nde oynanan maçta bir futbolcu kaçırdığı golle 'bu da kaçar mı' dedirtti.

Sırbistan 4. Ligi'de oynanan maçta bir futbolcunun kaçırdığı gol izleyenleri şaşırttı. Sırbistan 4. Ligi'nde oynanan bir maçta defans oyuncusunu geçen forvet oyuncusu daha sonra kaleciyi de çalımlayarak altıpasın içine girdi. Altıpasın içine giren forvet oyuncusu kale çizgisinin önünden topu ağlara göndermek yerine üstten auta attı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Özçelik İş Sendikası’ndan asgari ücret açıklaması Özçelik-İş Sendikası, 2026 asgari ücretinin 28 bin 75 lira olarak belirlenmesinin ardından yaptığı açıklamada, asgari ücretin çalışanı değil dört kişilik bir ailenin tüm temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ve daha adil bir komisyon yapısıyla hesaplanması gerektiğini vurguladı. Özçelik-İş Sendikası tarafından yapılan açıklamada, asgari ücretin yalnızca çalışanı değil ailesini de kapsaması gerektiğine dikkat çekildi. Açıklamada, "Asgari ücretliler aldıkları ücreti sadece kendileri için değil; ailesinin gıda, barınma, sağlık, eğitim, ısınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçları için harcamaktadır. Bu koşullarda bir asgari ücretlinin ailesini geçindirmesi, hatta temel ihtiyaçlarını karşılaması dahi zorlaşmıştır" ifadelerine yer verildi. Asgari ücret belirlenirken temel ihtiyaçlar ve zorunlu harcamaların esas alınması gerektiği belirtilen açıklamada, daha adil ve gerçekçi kriterlere ihtiyaç olduğu kaydedildi. Ayrıca metal sektöründe çalışan işçilerin, işin ağırlığına ve niteliğine bağlı olarak asgari ücretin üzerinde kazanç elde etseler dahi, asgari ücret artışlarının düşük olmasının toplu iş sözleşmesi süreçlerini olumsuz etkilediği ifade edildi. Açıklamada, asgari ücretli işçilerin temsili konusuna da dikkat çekilerek, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısının çalışanları tatmin edecek bir ücret belirlemeye elverişli olmadığı savunuldu. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren asgari ücretin, daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısıyla belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Özçelik-İş Sendikası, HAK-İŞ Konfederasyonu’nun da dile getirdiği üzere, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden yapılandırılmasının zorunlu olduğunu belirterek, "Ancak bu şekilde asgari ücretliyi ve ailesini mutlu edecek bir ücretin belirlenmesi mümkün olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Adana Halka açık kafede öğrenciler hem öğreniyor hem üretiyor Adana’da bir meslek lisesinin öğretmen ve öğrencileri, okul bünyesinde halka açık bir kafeyi işletmeye başladı. Öğrencilerin hem mesleki deneyim kazanmasını hem de öğrendiklerini uygulamaya dökmesi hedeflenen kafede, sabah kahvaltısının yanı sıra öğle saatlerinde de 3 çeşit yemeğin uygun fiyatla satışa sunulduğu belirtildi. İsmet İnönü Kız Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Yeme-İçme Bölümü öğretmen ve öğrencileri tarafından okul bahçesine açılan kafe, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Kafede sabah kahvaltısının yanı sıra öğlen üç çeşit yemek çıkıyor. Normal bir lokanta veya kafedeki fiyatın yarısına satışların yapıldığı öğrencilerin işlettiği mekanda uygulamalı eğitimlerin düzenli olarak devam edeceği ifade edildi. Okul içindeki kafede hem öğretmenlere hem de dışarıdan gelen misafirlere hizmet verdiklerini belirten öğretmen Şerife Haydaran, "Okulumuzdaki öğretmenlerimize ve dışarıdan her türlü talepte bulunanlara yemek servisi yapıyoruz. Sipariş de alabiliyoruz. Hem bir talebi karşılamak hem de kendimizi gösterebilmek adına böyle bir yola girdik. Çok da iyi oldu" dedi. Gastronomi alanındaki eğitimin kapsamına değinen öğretmen Fatma Gülten ise, "Öğrencilerimiz 9. sınıftan 12. sınıfa kadar mutfak terimlerini ve uygulamalarını öğreniyor. Bu süreci onlar için daha keyifli hale getirmeye çalışıyoruz. Öğrencilerimizden 4’ü nisan ayında İspanya’ya giderek Türk yemeklerini tanıtacak. Gece gündüz çalışıyoruz. Çocuklarımızın bu pratikleri kazanması ve belgeleri alabilmesi çok önemli" ifadelerini kullandı. Kafede görev alan 10. sınıf öğrencisi Esmanur Sarıkaya, "Kafede çalıştığım için çok mutluyum. Satışlarda hem gelecek için hazırlık yapmış oluyoruz. Hem öğreniyoruz hem de satış yapıyoruz, çok güzel bir duygu" diye konuştu. Öğrencilerden Ayşe Nur Bağın da, "İleride bir yer açmak istersek diye burada pratik yapıyoruz. Ürünlerimizi sergileyip satıyoruz. Çok güzel bir uygulama oldu" diyerek duygularını dile getirdi.
Trabzon Uzmanlar kış uykusuna yatmaya hazırlanan ayılar konusunda uyardı Uzmanlar kış uykusuna yatmaya hazırlanan ayılar konusunda uyarılarda bulunarak ülkemizin hiç görülmedikleri yerlerinde; İç Ege, Trakya’da, İç Anadolu ve civarlarında bile artık çokça ayı görülmeye başlandığı belirtildi. Son yıllarda sayıları giderek artan ayılar, sonbahar aylarında sık sık yerleşim yerlerine inerken, kar yağışı ile birlikte kış uykusuna yatmaya başladı. Özellikle Karadeniz’in kırsal kesimlerinde görülen ayı hareketliliğinin popülasyondaki artışı gözler önüne serdiğini belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, ayıların artık ülkemizin hiç görülmedikleri yerlerinde; İç Ege, Trakya’da, İç Anadolu ve civarlarında bile kendini göstermeye başladığını söyledi. Kış uykusu öncesinde yoğun şekilde beslenerek vücutlarında yağ depolayan ayıların, bu süreçte insanla karşı karşıya gelme ihtimalinin yükseldiğini belirten Prof. Dr. Şağdan Başkaya "Ayılar şu dönemde kış dinlenmesine geçecekler. Halk arasında kış uykusu dediğimiz dönem başlayacak. Kış uykusu çok daha derin bir uykudur. Ayılar biraz daha bunu yüzeysel yaptıkları için biz buna bilimsel anlamda kış dinlenmesi diyoruz. Bizim ülkemizin bulunduğu kuşakta 5 ay kadar bile sürebilir. Ancak daha kuzeye gidildiğinde bu 6-7 aya kadar uzayan bir süreçtir. Kış dinlenmesinin süresi değişebilir. Şu sıralar bir kısmı yattı. Bir kısmı da yatmak üzere. Bu süreçte yatamayacak olanlar da olacak. Rahatsız edilerek uyuyamayan veya yer bulamayanlar da olacak. Popülasyonları arttı. Ülkemizin hiç görülmedikleri yerde bile artık ayıya rastlanmaya başlandı. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Batı Karadeniz bu konuda eskiden beri iyi olduğu bilinen yerlerdir. Ancak son yıllarda Toroslar’daki serpinti yayılışının arttığını görüyoruz. İç Ege, Trakya’da, İç Anadolu ve civarında da ayı çokça karşımıza çıkmaya başladı" dedi. Artan doğa turizminin olduğuna dikkat çeken Başkaya, "Vatandaşların artık çokça araziye çıkıyorlar. Dağlarda çadır kurarak kamp yapanlar oluyor. Burada ayı yatıyor diye oraya iyice sokulmaları veya çekim yapayım diye ayıların yattığı yerleri deşifre etmeleri doğru davranışlar değil. Bu işe uzaktan dahil olmamız gerekiyor. Droneler ile yaban hayvanlarının çokça rahatsız edildiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Gaziantep SANKO Üniversitesi’nde Gaziantep’in kurtuluşu töreni düzenlendi SANKO Üniversitesi’nde Gaziantep’in kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla tören düzenlendi. Programa konuk olan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Kütüphaneler ve Müzeler Şube Müdürü tarihçi Murat Dağ, "Belgeden Manşete: Antep Savunması" başlıklı sunumunda belgeler, döneme ait gazete manşetleri ve fotoğraflar eşliğinde Antep savunmasında yaşanan zorluklara değindi. Antep’i ilk olarak İngilizlerin işgal ettiğini hatırlatan Dağ, "Halep’te bulunan İngiliz askerleri, kışı geçirme bahanesiyle Antep’e geliyorlar. Günümüzde bulunmayan Amerikan Koleji’ni İngiliz karargâhı hâline getiriyorlar. Daha sonra bu geliş bir işgale dönüşüyor ve Anteplilerin vatanı savunmak için kullandıkları ne kadar teçhizat varsa hepsini tek tek toplatıyorlar. Savunmasız kalan Antepliler bir yandan zulüm görürken, diğer yandan yokluk ve açlıkla mücadele ediyor. Fransızların, Antep’in coğrafi konumu sebebiyle kenti istemesi üzerine İngilizler, sanki kendi topraklarıymış gibi başka iller karşılığında Antep’i Fransızlarla değiş tokuş yapıyorlar. Fransızların şehre girmesiyle birlikte her şey daha da zorlaşıyor" dedi. "Kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm zorluklara göğüs geren Antep halkı; Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının nakış nakış işledikleri Millî Mücadele’yi başlatmasıyla birlikte, mücadelenin kuramına harfi harfine uyarak sonunda muvaffak olmayı başarmıştır" diyen Dağ, "Tam 104 yıl önce yaşanan olayları bugün belki hayal edemeyebiliriz. Ancak bu belgeler geçmişimizi apaçık ortaya koymaktadır. Bu topraklar kolay kazanılmadı. Her bir taşında, toprağında ecdadımızın izi vardır. Uğruna nice kanların döküldüğü ve bize emanet edilen bu topraklar; bizim vatanımız, özgürlüğümüzdür. Bu vatanı korumak ise bizlerin yegâne ve en ulvi görevidir. Bu topraklara bizlere vatan yapabilmek için canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum" ifadelerini kullandı. Sunuculuğunu SANKO Üniversitesi SHMYO İlk ve Acil Yardım Programı 1’inci sınıf öğrencisi Merve Nur Bağcı’nın yaptığı programa SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Metin Bayram, Genel Sekreter Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram, SANKO Üniversitesi Hastanesi Genel Müdürü Dr. Sermet Kileci ile akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.